19 Ağustos 2022

, ,

1953 İran Darbesi


1913’te Indiana’da doğan Henry Alfred Byroade, 1937’de West Point harp akademisinden mezun olur. 1939’a kadar istihkam subayı olarak Hawai Adaları’nda çalışır. İnşaat mühendisliği okuduktan sonra Virjinya’da çalışmaya başlar. Ardından 1946’da tuğgeneral olur. Geçici süre dışişlerine bağlı Alman Bürosu’nda görev alır. 1952’de askerlikten istifa eder ve Ortadoğu, Güney Asya ve Afrika’dan sorumlu dışişleri müsteşar yardımcısı olarak atanır. Aynı yıl içerisinde İngilizler, Amerika’ya İran’daki Musaddık hükümetine karşı bir darbe gerçekleştirme arzusu içerisinde olduklarını bildirirler. Byroade, üstü olan dışişleri müsteşar yardımcısı H. Freeman Matthews’e yazdığı bu raporda, bu isteğe dair düşüncelerini aktarmaktadır. Dediğine göre, darbe fikri, ilkin İngilizlerin 8 Ekim 1952 günü Amerikalılara ilettikleri makalede dile getirilmiştir. O günden sonra üç toplantı gerçekleştirilir, fakat darbe ihtimalinin düşük olduğu sonucuna ulaşılır. Darbe konusunda gerekli zeminin olmadığının düşünülmesinin bir sebebi, Musaddık’ın yerine uygun bir ismin bulunamamış olması, diğer bir sebebi de Tude’nin darbeye karşı geliştireceği olası tepkidir. Belgenin ortaya koyduğu ilginç bir tespit de o dönemde İngilizlerin petrol anlaşmasına destek sunamadığı koşullarda, Amerika’nın bir biçimde Musaddık’ı desteklemeyi planladığı gerçeğidir. Belge, “ABD hükümeti, gerçekten de en önemli müttefikine karşı İran başbakanından yana mı durdu yoksa İngilizlerin darbe fikrini desteklermiş gibi mi göründü?” sorusuna gerekli cevabı sunacak yeni bir kanıt olarak önemlidir. Byroade, bu raporunda darbe önerisine dair kendi şüphelerini sıralıyor, ama bir yandan da Matthews’e o dönem Washington’daki İngiliz Büyükelçiliği’nin başındaki isim olan Christopher Steel’in fikirlerini dinlemesi için onunla bir araya gelmesini öneriyor.

* * *

Dışişleri Bakanlığı

Müsteşarlık

26 Kasım 1952

Kime: Bay Matthews

Kime: Bay Byroade

Konu: İran’da Darbe Örgütleme Önerisi

Sorun:

İngiliz Dışişleri Bakanlığı bize, Amerikan hükümeti işbirliğine girmeyi kabul ettiği takdirde, Musaddık Hükümeti’nin yerine daha “güvenilir” bir hükümetin getirilmesi amacı doğrultusunda İran’da bir darbe girişiminde bulunmak istediğini iletti. İngiliz ve Amerikan istihbarat kurumları, bu türden bir hamlenin uygulanabilirliği konusunda hazırlık amaçlı, geçici tartışmalar içerisine girdiler, fakat ABD dışişleri bakanlığı, bu darbeyi politik bir adım olarak görüp, ciddi bir hazırlık içine girmediği sürece, bu tartışmaların ilerlemesi mümkün değil.

Arka Plan:

Sizin de anımsayacağınız üzere, 8 Ekim’de İngiliz Büyükelçiliği, bize İran’da komünizm tehdidini savuşturmak için başvurulacak olası yöntemlerin genel hatlarını ortaya koyan bir makale göndermişti. Sizin talimatlarınız uyarınca, Jack Jernegan ve dışişlerinden başka isimlerle birlikte CIA’den bazı kişiler, İngiliz Büyükelçiliği ve İngiliz istihbaratı temsilcileriyle üç toplantı gerçekleştirdiler. (Bu toplantıların ilkinin içeriğine dair özeti, Jernegan’ın 23 Ekim tarihli raporu sunuyor.) İngilizlerin makalesinde belirtilen olası eylem seçeneklerinden biri de darbeydi. Fakat makale, darbe ihtimalini uygulanabilir olmadığı için kenara itmişti, çünkü uygun bir İranlı lider bulamamıştı. Fakat dün yapılan toplantıda İngiliz Büyükelçiliği, yaptıkları değerlendirmelerde, İngiliz hükümetinin elindeki imkânlar dâhilinde, darbenin daha doğru bir seçenek olduğuna kanaat getirdi ve İran’ı kurtarmanın en iyi yolunun darbe olduğu sonucuna ulaştı.

Elçilik temsilcisi (Bernard Burrows) İngilizlerin darbe konusunda dile getirdikleri gerekçeler konusunda herhangi bir detay vermese de görünüşe göre, İngiliz dışişleri bakanlığı, şu iki sebebe bağlı olarak darbe sonucuna ulaştı:

a. İngiliz istihbaratı, İran’da darbe işini halledebilecek bir örgütün bulunduğunu bildirdi;

b. Dışişleri bakanlığı, Musaddık’la petrol konusunda uzlaşmaya varılmasının ihtimal dışı olduğunu gördü, komünist partinin iktidarı almasına mani olabileceğine dair hiç ümidinin olmadığını ifade etti.

Görünüşe göre İngilizlerin aklında, önerilen darbenin başına geçecek lider konusunda özel bir aday yok. Hazırlık amaçlı tartışmalarımız üzerinden İngilizler, muhtemelen “eski kurt” politikacılardan hem de ılımlı milliyetçi liderlerden oluşan listedeki bir isimde uzlaşmak istiyorlar. Dediklerine göre, İran içerisinde faaliyet yürüten, temas içerisinde oldukları örgüt, lider konusunda esnek bir tutum içinde. Ama öte yandan toplantıda İngilizler, tüm halkın desteğini alabilecek, gerçekten güçlü bir ismi dile getiremediler.

Merkezî İstihbarat Teşkilâtı ve Yakın Doğu İşleri Bürosu, yeni hükümetin darbe sonrası ayakta kalabilmesinin İngilizlerin ve Amerikalıların politik ve mali desteğine, aynı zamanda petrol anlaşmasının erkenden imza edilmesine bağlı olduğuna inanıyor. Toplantıda İngilizler de bu görüştelerdi. Ancak İngiliz hükümeti, yeni hükümete muhtemelen Dr. Musaddık’a sundukları tekliflerden daha iyi bir teklif sunmayacak. Bu sebeple İngiliz hükümeti, yeni rejimin daha makul bir tavır içerisine girme ihtimaline ve bu önerileri kabul etsin diye İran halkının yeni rejime baskı uygulaması için ortaya koyduğu eylemliliğe bel bağlamak durumunda.

Tartışma:

İngilizlerin isteği üzerine sundukları makale tartışıldı ve bu tartışma, gayrıresmi ve olabildiğince keşif amaçlı bir seyir izledi. İngilizlerin darbeyle ilgili tavırlarında yaşanan değişiklik, onları acilen ve kararlı bir biçimde adım atmaya itti, bu anlamda, ilgili tavrı en yüksek kademelerde ciddiyetle ele almak gerekiyor. (İngiliz büyükelçisi Christopher Steel, tüm meseleyi tartışmak için sizden randevu talep ediyor.)

Şu an itibarıyla bizden önerilerini ciddiyetle ele almamızı istiyorlar, bu sebeple, gizli istihbarat kurumları işin (oldukça hassas olan önemli bilgilerin takas edilmesini de içeren) teknik yönlerini detaylı bir biçimde incelemeyi amaç edinen çalışmanın yürütülmeye değer olup olmadığını bilmek, bizim projeden hemen şu an vazgeçip geçmediğimizi öğrenmek istiyorlar. İngiliz istihbaratından iki temsilci, özellikle bu tartışmaya katılmak için Washington’a geldi, fakat konunun ele alınmaması durumunda, önümüzdeki hafta ülkeden ayrılacaklar.

Biz, darbenin sahada uygulanması işine dâhil olmadan, bu darbe önerisini ciddiyetle ele almayı kabul edebiliriz, ama kabul etmeliyiz ki zaten biz, bu yönde önemli bir adım atmış bulunuyoruz. Darbenin yapılıp yapılmayacağı ile ilgili nihai karara, 1 Ocak’ta varılmak durumunda, çünkü istihbarat kurumları, önümüzdeki Nisan ve Mayıs aylarının darbeyi yapmak için en uygun zaman olduğunu, darbe için dört aylık bir hazırlık sürecine ihtiyaç duyulduğunu söylüyorlar.

Yalnız kararımızı verirken dikkate almamız gereken bir husus var: Biz, bugün itibarıyla, Musaddık’ın kabul edebileceği bir petrol anlaşmasına İngilizlerin onay vermemesi durumunda, İran hükümetine tek taraflı yardım etmeyi düşünüyoruz. Dolayısıyla, hem Musaddık’a açıktan yardım sunup, hem de onu devirmeyi amaçlayan planları uygulamaya sokamayız. Şurası açık ki bizim yardımımız hükümeti güçlendirecek, önerilen darbe planıysa Musaddık’ı itibarsızlaştırma amacını güden bir “yumuşatma” dönemine ihtiyaç duyuyor, aynı zamanda böylesi bir plan yüzünden İranlılar, Batılı güçlerden yardım dahi umamayacaklarını düşünecekler. Her hâlükârda İngilizlerin bizim tek taraflı olarak farklı bir yönde hareket etmemiz durumunda, bir darbe hazırlığı süreci içerisine girmeleri pek mümkün görünmüyor.

Son hususla ilgili olarak şu görülmeli: İngilizler, bu öneriyi esasen Amerika’nın tek taraflı olarak Musaddık’a yardım sunmasına mani olmak istedikleri için dillendiriyor değiller. İngilizler, tek taraflı eylem fikrinden vazgeçtiğimizi düşünüp, darbe planını yürürlüğe koyacağımıza kanaat getirerek, yüzeysel de olsa bir anlaşmaya varabilirler, bizim tavrımıza dair yorumları dâhilinde şu an tartıştığımız yeni petrol anlaşması önerileri konusunda daha esnek davranabilirler. Tersten, eğer yeni darbe planına karşı çıkmamız hâlinde, İngilizler Musaddık’la anlaşmaya varmak için daha kararlı bir tutum içerisine girmek durumunda kalabilirler. İngilizlerin yaklaşımlarının redde tabi tutulması hamlesinin, onlar tarafından, Musaddık hükümetiyle yaşanan petrol anlaşmazlığının çözüme kavuşturulması konusunda bizim kararlı bir tutum içerisinde olduğumuz şeklinde yorumlanmasını beklememiz gerekiyor. Ayrıca dışişleri bakanının Bay Eden’a yaptığı, anlaşma öncesinde Musaddık gitmesinin zaruri olduğuna dair tespitine katılmadığını söylediği açıklamalar da dikkate alındığında, İngilizler, bizim anlaşma için bastırdığımız neticesine varacaklardır.

Şuan dikkate almamız gereken bariz ve hayatiyet arz eden bir husus daha var. Darbe hazırlıkları ve bu darbeyle bizim bağlantımızın bilinmemesi, darbenin nihayetinde başarıya ulaşması konusunda bize güvence verilmeli. CIA, projenin uygulanabilir olduğuna ve İngilizler-Amerikalılar arasında bağ kurulmaksızın gerçekleşemeyeceğine inanıyor. Ne var ki bilhassa İran gibi bir ülkede böylesi bir darbe konusunda herhangi bir güvence verilemez. Birçok sorun yaşanması mümkündür. Dahası, İranlıların ortada delil olsun ya da olmasın, İranlıların bu türden aniden yaşanmış bir politik gelişme konusunda İngilizleri suçlayacağını, bu suçlamayı Sovyet bloğu ve muhtemelen Yakın Doğu ile Asya’daki birçok ülke tarafından yöneltileceğini varsayabiliriz. İran’da halk, öyle Batı karşıtı ki dünya kamuoyu, orada sıra dışı yöntemler gerçekleştirilecek ani her türden değişikliği şüpheyle karşılayacaktır.

Darbe başarılı olsa bile, İran halkı ve Yakın Doğu ile Güney Asya’daki başka halkların bizden kopmasına sebep olacağı için bir süre bu darbenin bize pek bir hayrı olmayacaktır.

Bilhassa darbenin başlangıçta tüm yönleriyle başarılı olmaması durumunda, Sovyetler’in sert tepki vermesi gibi tehlikeli bir ihtimal söz konusudur. Eğer Kaşani gibi bir ulusal cephe lideri, Tude saflarına geçerse ve Tude’nin içinde olduğu güçler, kuzey vilayetlerini ele geçirip, İran halkının gerçek temsilcisi olduklarını iddia ederlerse, bugünden daha ciddi bir durumla yüzleşiriz. Bu örgütün arkasında güçlü bir Rus desteği olduğuna hiç şüphe yok. Tude’nin Tahran’daki merkezî hükümetin karşısına ciddi güçlükler çıkarttığı çok açık. Öyle ki petrol akışı başlayıp, Batı’dan yardım gelse bile bu gelişme, ülkede dengenin tesis edilmesi konusunda yeterli etkiyi yaratmayabilir.

Sonuçlar:

1. Her ne kadar Musaddık idaresinde bulunan İran’ı kurtarma çabalarımızın başarılı olması hususunda elde herhangi bir güvence olmasa da Dr. Musaddık’a karşı darbe hazırlıklarında İngilizlerle birlik olmayı kabul etmemiz, böylesi bir dönemde bizim İranlıların ve İngilizlerin kabul edebilecekleri yeni petrol anlaşması önerisini formüle etme girişimlerimizin başarıya ulaşma ihtimalini ortadan kaldırabilir.

2. Amerika’nın mevcut İran hükümetine tek taraflı sunduğu yardımdan vazgeçmesine neden olacak olan darbe, önümüzdeki birkaç ay boyunca İran’la ilişkilerimizin bozulmasına neden olabilir. Yeni hükümet kurulsa bile, iki ülke arasında her iki tarafı memnun eden ilişkiler kurulamayabilir.

3. Projenin başarılı olacağının veya liderinin İran’ı mevcut rejime kıyasla daha etkili bir biçimde yöneteceğinin güvencesi yoktur.

4. Darbe başarılı olsa bile, önerilen darbe, uzun vadede sadece İran’da değil, dünyanın diğer kısımlarında, bilhassa Yakın Doğu’da bizim aleyhimize olacak sonuçlar doğurabilir.

Öneriler:

1. Önümüzdeki hafta başı İngiliz Büyükelçisi Christopher Steel ile görüşüp, İngiliz hükümetinin görüşlerini kendisinden dinleyiniz.

2. Elçi, ilerleyen süreçte dikkate alınması gereken, önemli kimi hususları gündeme getirmezse, kendisine şu cevabın verilmesini öneriyorum:

a. Biz, bu öneriyi dikkatle ele aldık. Görebildiğimiz kadarıyla öneri, tehlikelerle ve belirsizliklerle malul, üstelik bu tehlikeler ve belirsizlikler, darbe başarılı olsa bile ortadan kalkmayacak. Bu sebeple, tümüyle reddetmemekle birlikte, biz, bu dönemde bu eylem sürecinin planlanması işini İngilizlerle birlikte üstlenmemeyi tercih ediyoruz.

b. Dr. Musaddık’la petrol anlaşması imzalanması için her türden çaba ortaya konulmalı, darbe yöntemine anlaşmaya varılmaması durumunda başvurulmalıdır. Bugün için biz, her iki hükümetin de acilen Amerikan dışişleri bakanının New York’ta Bay Eden’a yaptığı son açıklamalarla uyumlu hareket etmeye odaklanması gerektiğine inanıyoruz.

Christopher Steel ile görüştüğünüzde, yanınıza dışişlerinden politika planlama direktörü Paul Nitze’yi almanızı öneriyorum, zira İngiliz Büyükelçiliği, kendisinin toplantıya katılmasını özel olarak talep etti. Ayrıca önceki gayrıresmi tartışmalara aşina olduğu için dışişlerinden Jack Jernegan da toplantıya katılmalı. Tabii katılmamı isterseniz, ben de emrinize amadeyim.

Kaynak

0 Yorum: