Aşağıda, 2009’da yayınlanmış, Çin kaynaklı bir
değerlendirmeye yer veriliyor:
“Son
yıllarda, bilhassa Çin Komünist Partisi’nin on yedinci ulusal kongresinin
arifesinde demokratik sosyalist düşünce eğiliminin yükselişe geçtiğine tanıklık
ediyoruz.
İnsanların
demokratik sosyalizmin özünü anlamalarına katkıda bulunmak amacıyla Xu
Chongwen, Zhou Xincheng, Zhang Quanling ve Zheng Keyang gibi isimlerden oluşan
bir grup, meseleyle ilgili bir dizi makale kaleme alıp yayımladı.
Bu
isimlerin de kabul ettiği biçimiyle demokratik sosyalizm, fiili hareketine
kılavuzluk eden ideolojisi dâhilinde çeşitliliğe destek veren, kapitalizme ait
bir reformist eğilimdir. Bu eğilim, Marksizmin öncülük konumunu redde tabi
tutar, ekonomik sistemde özelleştirmeler yapılmasını talep eder, kamu
mülkiyetinin hâkim bir konumda bulunması fikrine karşı çıkar.
Politik
sistem noktasında ise demokratik sosyalizm, çok partili sistemi ve parlamenter
demokrasiyi savunur, komünist partinin ve proleter diktatörlüğün öncülüğünü
inkâr eder.
Belirlediği
nihai hedef bağlamında demokratik sosyalizm, kapitalist reformizmden yana durur
ve bu özelliğiyle kapitalizmin tarihsel açıdan geçici olduğu gerçeğini asla
kabul etmez, insanlık tarihinin nihayetinde kaçınılmaz olarak sosyalizme ve
komünizme doğru evrileceği fikrine karşı çıkar.
Bahsi
geçen grubun bünyesinde yer alan akademisyenlerin makalelerinde vurguladığı
biçimiyle Çin’e has özellikler taşıyan sosyalizm, Çin’in ulusal koşullarıyla
yeni bir bilimsel sosyalizm biçimini cem etmektedir. Dolayısıyla Çin’e has
özelliklere sahip sosyalizm yolunun ‘demokratik sosyalist yol’ olarak
yorumlanması yanlıştır ve tümüyle temelsizdir.
Bu pasajın alındığı Marxist Studies in China [Çin’de
Marksist Çalışmalar -2009] Çin’de sayısı giderek artan İngilizce Marksist
araştırma dergilerinden biridir. Alıntı, derginin 97 ve 98. sayfalarından yapılmıştır.
Roland Boer
23 Şubat 2020
23 Şubat 2020
0 Yorum:
Yorum Gönder