21 Nisan 2022

,

ABD Emperyalizmi Geberiyor

“Hepsi Aynı: “Polis - Ulusal Muhafız - Deniz Piyadeleri” [Emory Douglas]

ABD emperyalizmi, ülke içerisinde devletin daha da faşistleştiği süreci hızlandırıyor. Burjuva diktatörlüğüne ait mekanizmayı güçlendirme konusunda iki kat daha fazla çaba içerisine giren ABD emperyalizmi, Amerikan halkını geçmişe nazaran daha ağır olan terör ve baskı koşullarına maruz bırakıyor ve giderek, ABD’yi devasa bir hapishaneye çeviriyor.

Başkan Mao’nun 1949’da dile getirdiği biçimiyle:

“Hitler’in, Mussolini’nin, Tojo’nun, Franco’nun ve Çan Kay Şek’in kurduğu hükümetler, burjuvazi adına demokrasi maskesini kaldırıp attılar, çünkü bu isimlerin başta olduğu ülkelerde sürmekte olan sınıf mücadelesi alabildiğine yoğunlaştı. Dolayısıyla ismi geçen liderler, halk demokrasiyi kullanmak zorunda kalacak diye, o maskeyi kullanmamayı veya çöpe atmayı kendilerine avantaj yaratacak bir adım olarak gördüler.”

Başkan Mao, ayrıca o dönemde en nihayetinde ABD emperyalizminin de aynı yolu yürüyeceği öngörüsünde bulunmuştu.

Olayların seyri, tam da Mao’nun dediği yöne evrildi!

İkinci Dünya Savaşı’ndan beri ABD emperyalizmi, birçok ülkenin halkını gözü dönmüş bir biçimde ezerken, esasında “uluslararası jandarma” rolünü ifa etmişti. Ama öte yandan ABD içerisinde emperyalizm, o acımasız idaresini “demokrasi” maskesi arkasına saklamak suretiyle saygı kazanmak için yoğun bir çaba içerisine girdi. Ne var ki ülke içerisinde sınıf mücadelesinin günbegün gelişmesiyle birlikte söz konusu maske, bizzat iktidara gelen unsurlar eliyle paramparça edildi. Bugün ABD emperyalizmi faşistleşme süreci içerisine giriyor ve halka karşı yoğun bir saldırı gerçekleştiriyor. Bu saldırı, özünde onun şiddetle tanımlı yönlerinin dışavurumudur.

ABD’de iktidarın giderek faşistleşmesi, ABD emperyalizminin mevcut politik-ekonomik krizinin hızla derinleşmesinin bir yansıması ve Amerikan halkının devrimci mücadelesinin hızlı ve zinde gelişiminin kaçınılmaz bir sonucudur. 

Kulakları sağır eden dalgalar gibi Siyahî Amerikalıların ırkçı zulme karşı yürüttüğü mücadele, işçi hareketi ve öğrenci hareketi, son yıllarda ABD’li tekelci kapitalistlerin gerici iktidarının duvarlarını tüm gücüyle dövmeyi bilmiştir. İktidar, başvurduğu hile ve tuzaklara rağmen bu fırtınayı durduramamıştır, tam da bu sebeple, bugün mevcut düzenini muhafaza edebilmek adına elindeki süngülere güvenmektedir. Dolayısıyla, ABD emperyalizminin ülke içerisinde pekiştirdiği faşist diktatörlük, asla onun gücüne delâlet etmemektedir. Faşist diktatörlük, iktidarın fiilî zayıflığının bir göstergesidir. Demek ki ABD emperyalizmi, yolun sonuna gelmiştir.

Faşizm, çöküş süreci içine girmiş emperyalist sistemin bir ürünüdür. Faşizm kınından çekildiği anda, bu sistemin çöküş sürecini kaçınılmaz olarak hızlandırır. ABD emperyalistlerinin zora dayalı düzeninde çıplak şiddet, sadece kitleleri burjuva demokrasisine dair yanılsamalarından kurtulmalarına katkıda bulunur, onları uykudan uyandırır ve Amerikan halkının daha da bilinçlenmesini sağlar. Faşizmin çıplak şiddeti, halkın karşı-devrimci şiddete karşı ancak devrimci şiddet kullanıldığı vakit gerçek kurtuluşa ulaşılabileceğini açık biçimde anlamalarına katkı sunar. Faşist diktatörlük, Amerikan halkının devrimci hareketini yok etmek şöyle dursun, ABD emperyalizminin o kudretli mezar kazıcılarını yaratır.

Faşizm, Hitler’i telef olmaktan kurtaramadı. ABD emperyalizmini de o kaçınılmaz sondan kurtaramayacak!

The Black Panther
16 Mart 1969
Kaynak

0 Yorum: