"Kusursuz toplum ve kusursuz ‘Devlet [Staat]’, ancak hayal gücünde [Phantasie] varolabilecek şeylerdir. Oysa tarihte birbiri ardı sıra kurulan devletler [Zustände], insanlığın gelişiminin o sonsuz sürecinde birer geçiş aşamasından başka bir şey değildirler." (Engels 1886c, s. 359; 1886d, s. 126).
Bu çalışma, sosyalizm iktidarda iken devletin alacağı biçim konusunda geliştirilmiş anlayışlara Friedrich Engels’in sunduğu katkıları inceleyen kapsamlı ve uzun soluklu bir projenin ilk kısmını oluşturmaktadır. Böylesi bir proje yola, Engels’in “ayrı bir güç olarak devlet”e dair sunduğu malzemeyle koyulması gerekmektedir. Elimizde konuyla alakalı malzemenin önemli bir kısmı, 1870’lere ve 1880’lere, yani Engels’in Avrupa tarihine, bilhassa Almanya tarihine odaklanmak suretiyle, insanlık tarihini (kendi ifadesiyle) “tarihsel materyalist açıdan” yeniden yazmaya giriştiği döneme aittir.[1]
Engels’e ait metinlerde dört ayrı konu başlığı çıkıyor karşımıza: a) bugüne
dek, toplumdan ayrı birer güç olarak varolmuş devletler; b) “devlet yönetici
sınıfa ait bir araçtır” tezi ile “devletin niteliğini, gücü kullanan sınıf
tayin eder” tezi arasındaki gerilim; c) burjuvazi doğrudan iktidarda olmasa
bile, onun Avrupa devletlerini biçimlendirebildiğine dair o çok önemli görüş;
d) anlamsal açıdan gücü, iktidarı ve şiddeti içeren bir sahayı ifade eden,
başka dillere tercümesi mümkün olmayan Gewalt
kelimesinin taşıdığı anlam.[2] Herkesin aşina olduğu konu başlıklarından bir
süre sonra pek kimsenin bilmediği başlıklara geçiş yapılıyor yazılarda. Devleti
ayrı bir güç olarak ele alan teorik malzeme, olağan, herkesçe kabul gören
Marksist devlet teorisi hâline geliyorken ve “devlet araç mı?”, “özerkliğe sahip
mi?” ve “niteliği nedir?” ile ilgili tartışmalar devam ediyorken, nedense bir
yandan da belirli bölümlerde dolaylı
idare ve Gewalt kavramları,
nadiren de olsa kendilerine yer buluyorlar. Peki ama bunun sebebi ne? Geleneğin
içerisinde kurucu olarak kabul edilebilecek birçok metinde görüldüğü üzere,
külliyat bünyesinde bir kitap öne çıkar, merkezî bir yere sahip olur ve kıyıya
köşeye fırlatılıp atılmış olan diğer metinler gündemden düşerler ve
unutulurlar. Burada ise farklı bir yaklaşıma başvurulmakta, bu yaklaşım esas
olarak, Engels’in düşüncesindeki tüm anlamı inşa etme noktasında belirli bir
role sahip olan metinlerden devşirilmektedir. Basit ama etkili olan bu
yaklaşım, bizim Engels’in devlete dair düşüncelerine dair anlayışımızı
zenginleştirecek özellikleri tanımlamamızı mümkün kılacaktır.[3]
Bugüne Dek Varolan
Devletler
İncelememize ilk olarak Engels’in varolan devletlere dair
düşünceleriyle başlayalım. Engels’in bu konuya dair iyi bilinen ve etkili olan
düşüncelerini bir dizi tez dâhilinde özetlemek mümkün. Aşağıdaki analizde ben,
Engels’in yüzeyden bakıldığınde açık ve netmiş gibi görünen ama altında belirli
bir muğlâklığı ve çift anlamlılığı ihtiva eden görüşlerini aktaracağım.[4]
1. Engels, devletin toplumdan “ayrı” [getrennte] bir “kamusal güç” [öffentliche Gewalt] olduğu iddiasını
tekrar tekrar dillendirir (Engels 1884c, 201, 210, 213, 221, 269-70; 1884d, s.
95, 103, 107, 115, 165-66).[5] Bu tanım, esasen politik düşüncelerin ve
pratiklerin “son tahlilde” [letzter
Instanz] ekonomik koşullardan türediği varsayımına dayanmaktadır (Engels ve
Kautsky 1887b, 494).[6] İlgili önerme, Engels’in eski Atina devletinden bugünkü
devlete kadar tüm devletlerin niteliğine ve tarihine dair tüm gözlemlerinde
tayin edici bir yere sahiptir.
2. Dolayısıyla devlet, ya dışarıdan dayatılmış bir güçtür
ya da o, “birbiriyle çelişen ekonomik çıkarlara sahip sınıflara, “uzlaşması
mümkün olmayan karşıt güçlere ayrışmış bir toplumdan neşet eder.”[7]
3. Toplum, kendisini lime lime etmeyeceğinden, mevcut
çelişkinin etkilerini azaltmak ve onu fiiliyatta işleyen “düzen”in sınırları
dâhilinde tutmak için bir Gewalt
gereklidir.
4. Bu Gewalt,
“topluma giderek yabancılaşır, böylelikle “ayrı”, “yabancı” ve toplumun
“üzerinde” konumlanan bir güç hâlini alır.
5. İlk başta bu Gewalt,
halkla (bir milis güç olarak) herhangi bir rabıtası artık hiç kalmamış bir silâhlı güç
halinde karşımıza çıksa da o esasen, her türden maddi tamamlayıcı unsurdan,
hapishanelerden ve kurumlardan müteşekkil bir yapıdır. Tüm bunlarsa birer baskı
aygıtıdırlar.
6. Bu kurumların yanı sıra Engels, bir de “toplumun
organları”ndan [Organe der Gesellschaft]
söz eder. Bunlar, topluma ait birer parça değildirler ama onun merkezinde
dururlar, toplumun “üzerinde” ve ona yabancıdırlar [entfremdenden], ayrıca onların vergiler aracılığıyla idame
ettirilmeleri, hukuk sistemi ile savunulmaları gerekir. Her ne kadar Engels,
“aparat” veya “aygıt” türünden bir kelimeye başvurmasa da o, esasen burada hem
toplumun üzerinde duran hem de devlet gücüyle toplum arasında arabuluculuk
yapan bir aygıtı tarif etmektedir.[8]
7. Devlet, az çok özerk olan, yönetici sınıfa ait bir
araç mıdır yoksa iktidardaki sınıfın tayin ettiği bir yapı mıdır? Bu sorunun
sorulmasının ana sebebi, Engels’in kaleme aldığı metinlerde, sonraki süreçte
Marksizmin sürdürdüğü tartışmanın sınırlarını belirleyen üç farklı konuya vurgu
yapıyor olmasıdır:
a. Engels, genel anlamda bir “kural”dan söz eder ve
ekonomik açıdan hâkim olan sınıfın politik düzlemde de hâkim sınıf olduğu
koşullarda devletin gereken aracı temin ettiğini söyler. Bu bağlamda Engels,
esasen devleti “ezilenleri baskı altında tutmanın aracı, sömürü için kullanılan
bir enstrüman [Werkzeug]” olarak
görmektedir.
b. Aynı zamanda Engels, devletin “mülk sahibi sınıfa ait
bir örgüt” [Organisation der besitzenden
Klasse] olduğundan bahseder’, öyle ki bizim “köle sahiplerinin
devleti”nden, “feodal devlet”ten [Feudalstaat]
ve modern temsilî devletten [Repräsentativstaat]
veya “kapitalistlerin devleti”nden söz edebileceğimizi söyler.[9] ve buradan da
belirli devletlerin özel bir nitelikle yüklü olduğuna, hatta bu nitelik üzerinden
biçimlendiğine işaret eder.[10]
c. Devlet, bilhassa sınıflararası çelişkinin belirli bir
dengeye ulaştığı, sınıflardan birinin hâkim olmadığı durumlarda, nispi bir
özerkliğe sahip olur. Bu tür bir durumda devlet, “geçici bir süre, her iki sınıf
karşısında belirli bir bağımsızlığa kavuşur.” Engels, tarihte zorun rolü ile
ilgili o ayrıntılı çalışmasında, bu tür bir devlete Bismarck’ın Almanya’sını
örnek verir.
Lâkin bu tezler, bir dizi sorunun oluşmasına yol
açmaktadır. En başta bugüne dek varolmuş devletlerin ayrı birer güç olarak
tarif edilmesi üzerinde durmak gerekmektedir. Bu tür bir devletin karşısında,
bütünleşik veya iç içe geçmiş devlet-toplum kurgusu durur. Engels, bu kurguyla
ilgili olarak, “toplumun ortasında duran” [eben
mitten in der Gesellschaft] “kabilevî yapıya ait organlar”dan [Organe der
Gentilverfassung] bahseder (Engels 1884c, 270; 1884d, s. 166). Devleti ayrı bir
kamusal güç olarak tarif eden Engels, iç içe geçmiş yönetim biçimini devlet
olarak tanımlar ama onun gene de (sosyalizm iktidara geldiğinde belirli
sonuçlara yol açacak) bir yönetim biçimini teşkil ettiğini söyler. Ayrı
devlet-iç içe geçmiş devlet ayrımını Ailenin
Kökeni isimli çalışması boyunca muhafaza eden Engels, öncelikle bu ayrımı
tarihsel bir hikâye dâhilinde ele alır ve devlet öncesi oluşumların ayrışmamış
veya bütünleşik niteliğinin sonraki süreçte kurulan devletlerdeki ayrıksılığı
ile çelişmekle birlikte onun için gerekli koşulları temin ettiğini söyler. Bu
yaklaşım, esasen farklılaşmaya dair bir hikâyeyi aktarmaktadır.[11] Bu hikâye,
farklılaşmamış devletle başlar, oradan da net biçimde farklılaşmış olan devlete
doğru uzanır. Atina devleti.[12] bu konuda en saf örneği temin ederken, Roma ve
Alman devletlerinin nispeten daha “bulaşık” örnekler olduğunu söylemek gerekir
(Engels 1884c, s. 252-54; 1884d, s. 147-49)[13]
Araç, Nitelik veya
Özerklik
Bir yandan da bahsi edilen ayrımın Engels’in sunumunda
kimi gerilimlere yol açtığını belirtmek gerekmektedir. Engels, en yalın
biçimiyle 7. tezde sorduğum soruda karşımıza çıkan tarihsel farklılıklara karşı
hassasiyet geliştirmektedir. Bu noktada ilgili soruya verilen, devletin
özerkliği ile alakalı cevap üzerinde duralım. Engels, özerklik durumunun geçici
olduğunu, sınıflararası çelişkinin dengede olduğu belirli momentlerde
görülebileceğini söylemektedir. Belirli yönlerden bu, Engels’in ilk önermesine
ait en mantıklı çıktıymış gibi görülebilir: o ilk önermede Engels, devletin
birbirleriyle uzlaşmaz olan sınıflar arasındaki çelişkiden doğduğunu, o
çelişkinin etkilerini hafifletmek için bir Gewalt’a
ihtiyaç duyulduğunu (sistem dağılmasın diye) o çelişkinin belirli sınırlar
içerisinde tutulmasının gerekli olduğunu söylemektedir.[14]
Şu soruya verilen ilk ve ikinci cevap, nispeten daha ilgi
çekicidir. Ayrı bir güç olarak devlet, hâkim sınıfın elinde nispeten tarafsız bir enstrüman [Werkzeug] mıdır?
Engels, kendi yorumu dâhilinde bu tespite meyillidir ve onun “bir kural olarak”
[in der Regel] benimsenmesi gerektiği
üzerinde durur.[15] Ama bu konum, başka bir konumu gerekli kılar: yönetici
sınıf, devletin niteliğini belirleyip ona belirli bir biçim verebilir.
Kendisine hükmeden tarafından inşa edilmiş olan bir enstrümanın nasıl ayrıksı
bir biçim aldığını, aradaki bağlantının nasıl kurulduğunu böylesi bir gelişmede
görmek mümkündür. Ama enstrümanla ayrıksı biçimin aynı şey olması gerekmez:
enstrüman, araç veya aygıt nispeten daha tarafsızken, ayrıksı biçim, yönetici
sınıfın belirlediği belirli bir niteliğe işaret etmektedir.[16]
Engels’in kaleme aldığı metin, tam da bu ayrımla mücadele
etmekte, bazen enstrümanla niteliği birbirine bağlamakta,[17] bazen de bunların
ayrı olduğunu dile getirmektedir. Bu konuda en dikkate değer örneği ise Ailenin Kökeni’nin kapanış kısmına doğru
karşımıza çıkan o etkileyici paragrafta bulmak mümkündür.[18] Burada Engels,
farklı ve ayrıksı devlet türlerinin tarihsel süreçte nasıl farklılaştığı
üzerinde durmakta, mülksüz sınıfa karşı koruma sağlamak adına faaliyet yürüten,
“mülk sahibi sınıfa ait örgüt”ten [Organisation
der besitzenden Klasse] bahsetmektedir.[19] Bu, artık salt enstrüman
olmaktan çıkmış, yapılar öneren, devlete biçim ve içerik kazandıran bir
örgüttür. Söz konusu örgüt, devlette pay sahibi olma hakkı noktasında mülk veya
servet ile ilgili vasıflar üzerine kurulu bir biçim alır (ki Atina’dan Roma’ya
oradan da Engels’in yaşadığı dönemde görülen ilk meclis sistemlerine dek uzanan
örnekler böylesi bir biçime sahiptirler) veya altyapı oluşturmak adına borsa ve
hükümet arasında kurulan bir tür ittifak ya da devlet görevlilerinin doğrudan
yolsuzluklara bulaştığı bir yapı olarak varolur. Dile getirdiği her bir
önermede Engels, devletin işleyişini tayin etme noktasında yönetici sınıfın
böylesi mekanizmalara esasen ihtiyaç duymayacağını söyler: bu noktada ne
mülkiyetle ilgili vasıflara ne yolsuzluğa ne de borsa ile hükümet arasında
kurulacak bir ittifaka ihtiyaç vardır. Peki neden ihtiyacı yoktur? Genel oy hakkının
uygulanması ve onu tatbik eden burjuva devlet ışığında Engels’in fikriyatının
ne yöne meyilli olduğunu ortaya koyan o kritik cümleye gelir sıra. Böylesi bir
durumda, yani herkese oy hakkı verildiği koşullarda, zenginler devleti nasıl
kontrol altında tutacaklar? Zenginler, güçlerini dolaylı yoldan, hem de daha da
artan bir biçimde tatbik edeceklerdir [seine
Macht indirekt, aber um so sichrer aus]. Bu noktada tespite itiraz edip
Engels’in birkaç cümle sonra, mülk sahibi sınıfın “genel oy hakkı aracılığıyla, doğrudan [direkt mittelst] yönettiğini
söylediğinden bahsedilebilir (Engels 1884c, s. 271-72; 1884d, s. 167-68).
Burada Engels’in devletin enstrüman olduğunu söylediği önceki konumuna geri
çekildiğine ilişkin bir izlenim de oluşabilir. Lâkin Engels, burada sadece
“doğrudan” demiyor, öncesinde de “aracılığıyla” kelimesini kullanıyor ki
böylelikle esasen (Toplu Eserler
çevirisinde de aktarıldığı biçimiyle) dolaysız, doğrudan idarenin işlemek
zorunda kaldığı, ara bir “ortam”a işaret ediyor.
Dolaylı İdare
“Dolaylı” kelimesinin üzerinde daha fazla durmak lazım.
Evvela Engels, Kautsky ile birlikte kaleme aldığı Hukukçular Sosyalizmi isimli makalesinde şu gözlemine yer veriyor:
Avrupa’da feodalizmden kapitalizme geçiş sürecinde kilisenin yerini devlet
alıyor ve devlet ekonomik, toplumsal tüm meselelerde hakem rolü oynuyor, en
azından insanlar, mevcut durumu bu şekilde görüyorlar. Asıl önemli olansa, söz
konusu değişimin delili olarak, “hukuka dair yeni bir bakış açısı”nın ortaya
çıkması. Kilisenin on birinci yüzyılda görülen “hukukçu papalar”dan beri
kendisine ait karmaşık bir hukuk sistemini geliştirmiş olduğu meselesini
tartışmanın bir anlamı da yoktur. Zira burada asıl konu, kilisenin değil,
devletin kontrolünde olan bir hukuk sisteminin peşinde olunduğu gerçeğidir.
Burjuvazinin şiarı, hukuk önünde eşitliktir. O, bu bağlamda yeni bir devlet
biçimi olarak, “burjuvaziye ait klasik tipte bir devlet” oluşsun diye daha
fazla hukukî talepler için bastırıp durur (Engels ve Kautsky 1887a, s. 598;
1887b, s. 492). Bu sürecin en yalın biçimi dâhilinde, devlet dışarıdan
işletilen bir dönüşüm süreci olarak ortaya çıkıyor ve burjuvazinin gücünün
doğrudan etkisi olmaksızın gelişiyor.
Ailenin Kökeni’nden aldığımız ve
yorumladığımız, sondan bir önceki paragrafta Engels, burjuvazinin dolaysız
idaresine dair bir örnek olarak Bismarck’tan bahsediyor. Sadece birkaç yıl
sonra Engels, maalesef büyük ölçüde göz ardı edilmiş olan, alabildiğine güçlü
bir kavrayışa sahip bir metin olan Tarihte
Zorun Rolü’nde Bismarck’a daha fazla eğiliyor.[20] Bu, detaylı bir
incelemeyi hak eden bir metin, bunun sebebiyse onun, Marx’ın On Sekizinci Brumaire eserinde karşımıza
çıkan yolculuğu kusursuz bir biçimde tamamlıyor olması. Marx, çalışmasında III.
Louis Napolyon’u ele alırken Engels, Bismarck’ın iktidara yükselişine ve
Almanya’nın Avrupa’nın önemli bir gücü hâline geldiği o duruma gelmek için
gerçekleştirdiği diyalektik sıçramaya odaklanıyor.[21] Asıl önemli mesele ise
şu: Engels, bu noktada Bismarck’ın Napolyon gibi burjuvaziyi iktidarın
yıkıntıları arasından nasıl çekip aldığının önemli olmadığını, asıl önemli
olanın, onun politik ve ekonomik açıdan bir burjuva devletinin yapılarının
oluşmasını mümkün kılması olduğunu söylüyor. Burjuvazi, bilhassa 1848
devrimlerinden beri, endüstri ve uluslararası ticaretten oluşan ağ ortaya
çıkmazdan önce büyüme imkânı bulduğundan, birden fazla devlete değil, birleşik
bir Alman devletine ihtiyaç duymuş, o, bu devletin aynı kanunlara, aynı
yönetmeliklere ve aynı para birimine sahip olmasını istemiş, emeğin kolaylıkla
hareket edebilmesi de dâhil tüm süreci daha da hızlandırmıştır.[22] Bismarck,
burjuvazinin taleplerini karşılayan kanunları ardı sıra çıkarmak zorunda kalmış,
ayrıca fiiliyatta işleyen devlet iktidarının burjuvaların elinde kalmasını
güvence altına almıştır. Tüm bu gelişmelere burjuvazi rıza göstermiş,
Bismarck’ın yeni Alman devletini kendi görüntüsü dâhilinde biçimlendirmekle
kalmadığını, ayrıca henüz yüzleşmediği gerçek düşmanı işçi sınıfıyla karşı
karşıya gelmek zorunda kalmamasını sağladığını düşünmüştür (Engels 1874e, s.
628; 1874f, s. 514)[23] Engels’in de tespit ettiği biçimiyle, böylelikle
“burjuvazi, mücadelesini ciddi bir kavgaya girmeden zafere ulaştırmayı
bilmiştir” (Engels 1887-1888e, s. 472; 1887-1888f, s.
80)[24]
Gewalt
Bu argüman, Marx’ın On
Sekizinci Brumaire’de ulaştığı benzer çıkarımı, belirli bir devletin
niteliğinin doğrudan politik bir güce sahip olmasa bile hâkim sınıf tarafından
oluşturulduğuna hatta tayin edildiğine dair önerme ile perçinliyor ama Engels
daha da öteye gidiyor ve kendisine has olan bir görüş geliştiriyor. Bu görüş de
Gewalt terimi ile alakalı. Esasen
anlamı tam olarak verilemeyeceğinden, bu terim hiç tercüme edilmemeli.[25] Peki
Engels’in kaleme aldığı metinler, Gewalt’ın
anlamı konusunda bize neler söylüyor?[26] Tarihte
Zorun [Gewalt] Rolü isimli çalışmanın giriş cümlesinde
Engels, konu başlığını Alman tarihine ve o tarihin “kan ve demir üzerinden
işlettiği Gewalt”a [Gewaltspraxis von Blut und Eisen] dair analiz olarak belirliyor (Engels 1887-1888 [2002]-a,
66).[27] Gewalt denilen pratik,
“kanı ve demir”i gerekli kılıyor. Tercümanlar, genelde bu kavramı “zor”,
iktidar” ve “otorite” gibi soyut terimlerle karşılıyorlar, oysa gerçek şu ki
burada aslında silâhların uyguladığı şiddetin yönünden ve savaşlarda dökülen
kandan bahsediliyor.[28]
Kimileri konuyla ilgili şu tespiti yapıyorlar: belki de
Engels, metnin mevzuu, yani Almanya’nın Bismarck liderliğinde geç de olsa
birleşme sürecine girmesi ve ülkenin yaslandığı temel ekonomik gerçekler
uyarınca bir seferliğine “kan ve demir”den bahsediyordur.[29] Hiç de öyle
değil. Engels’in Tarihte Zorun Rolü
dışında bu terimi başka yerlerde de kullandığını göstermek adına ben, onun
1870’lerden 1880’lere dek uzanan süreçte kaleme aldığı metinleri analiz ettim.[30]
Gewalt kelimesi, bu süreçte tek
başına kullanılmıyor, onun zarf hâli olan gewaltsam
(ve mit Gewalt), sıfat hâli Gewalttätig ayrıca Gewaltmaßnahmen ve Gewalttätigkeiten
gibi birleşik kelimeler formunda kullanıldığını görüyoruz. Terim öyle çok
kullanılıyor ki onun gayet moda olan bir kelime olduğunu düşünüyorsunuz. Örneğin
özel bir baskı gücü [besondre
Repressionsgewalt] olarak iş gören bir rejim, tebaasını “şiddetle” ve
“terörle” (ki burada kullanılan şiddet ve terör, gewalt üzerinden türetilen kelimeler)[31] çoğunlukla silâhlı [bewaffneten] polis gücü [Polizeigewalt] ile kontrol altında
tutuyor. Başkalarını başından şiddet araçlarına başvuran güçle [mit Gewalt] defediyor, Enternasyonal
gibi muhalif güçleri şiddete dayalı tedbirlerle [Gewaltmaßnahmen] eziyor,[32] sanki dünyada gücü [auf der Erde keine Gewalt] modern proletaryanın
giderek büyüyen devrimci hareketini ezmeye yetecek başka bir yapı yokmuş gibi
davranıyor.[33] Tüm bunlar, “kaba güç” [brutale
Gewalt] terimiyle özetleniyor (Engels 1887-1888e,
s. 495; 1887-1888f, s. 102).[34] Öte yandan Gewalt kelimesine devrimci bir bağlam dâhilinde de
başvurulabiliyor: Engels ve tabii ki Marx, terimi işçi hareketiyle bağlantılı
olarak kullanıyor. Manifesto’nun 1872
tarihli yeni baskısına yazılan önsözdeki bir yorum, bu kullanıma dair iyi bir
örnek olarak ele alınabilir: burada ikili, Paris Komünü konusunda ulaştıkları
sonuçları ele alıyor ve proletaryanın “ilk kez politik gücü [politische Gewalt] iki aylığına da olsa
ele geçirdiğinden, bu durumun da işçi sınıfının hazırda mevcut olan devlet
mekanizmasını ele geçirip kendi amaçları için kullanmakla yetinemeyeceğini
ortaya koyduğundan bahsediyor (Marx ve Engels 1872c, sç 175; 1872d, s. 96).[35]
Bu noktada Tarihte
Zorun Rolü’ne geri dönelim: bu çalışmada ele alındığı biçimiyle kan,
birçok farklı parçayı bir araya getiriyor ve bu sürecin esasını da askerî
mekanizmalar teşkil ediyorlar[36] ki bu da esasen Gewalt’ın mânâsını ortaya koyan bir değerlendirme. Bu bağlamda
Engels, Almanya’nın politik ve ekonomik birliğinin “hem iç hem de dış
düşmanlara karşı verilmesi gereken bir mücadele [erkämpft werden] dâhilinde kazanılması gerektiğinden söz ediyor (Engels 1887-1888e, 460; 1887-1888f, 70). Dışarıda
yürütülmesi gereken mücadele, arka arkaya cereyan edecek savaşlara,
ittifakların yeniden kurulmasına, geçici barış ortamlarına ve yeni savaşlara
yelken açılmasına işaret ediyor.[37] Engels’in analizi açısından asıl dönüm
noktasını, birlik sürecinin Prusya’nın hegemonyasına uzanan yola girmesi teşkil
ediyor (oysa o dönemde tüm Alman devletleri ile Avusturya’nın elindeki
hegemonya arasında mevcut olan farklılıkların gerçek mânâda ortadan kalkmasına
dair iki farklı seçenek mevcut). İlgili süreci on dokuzuncu yüzyılın
ortalarında Danimarka’nın ülkeyi küçük düşürdüğü olay tetikliyor, bu da
Bismarck’ın silâhlı kuvvetleri yeniden örgütleyip on yılı aşkın bir süre zarfında
Danimarka’yı yenilgiye uğratmasına neden oluyor. Bu noktadan itibaren söz
konusu yol, Almanya’yı Fransa’yı fethe götürüyor, böylelikle yeni Alman
imparatorluğu, Avrupa’da tüm yetkilerin (Macht)
diktatör Bismarck’ın elinde toplandığı ilk güç [erste Macht] hâline geliyor (Engels
1887-1888e, s. 498; 1887-1888f, s. 104).[38] İçteki mücadele konusunda
Engels’in verdiği ilk ipucu, Bismarck’tan “diktatör” diye söz etmesi. Metin
dâhilinde önemli bir yere sahip olan paragrafta Engels, burjuvazi ile Bismarck
arasındaki gerilimlerden ve işbirliğinden bahsediyor. Burjuvazi, Almanya’nın
devrimci dönüşümünü talep etse de bu hedefe ancak “zorla” [nur durch die Gewalt] ulaşılabiliyor. Engels, bu zoru “fiilî
diktatörlük” [nur durch eine tatsächliche
Diktatur] olarak tarif ediyor. Demek ki Engels’e göre modern devlet, iki
tür Gewalt’a, yani halk kitlelerinin
dizginsiz gücüne [elementare Gewalt der
Volksmassen] ve “örgütlü devlet gücü”ne [die organisierte Staatsgewalt] başvuruyor. Örgütlü devlet gücü ise
sadece orduda mevcut. Alman burjuvazisi, kitlelerin gücüne dair şüphesi günden
güne artmasına karşın, kendi emrinde hareket eden bir orduya sahip değil.
“Fakat” diyor Engels, “Bismarck o devlet gücüne [Staatsgewalt] zaten sahipti (Engels
1887-1888e, s. 479; 1887-1888f, s. 87; 1872-1873a, s. 364; 1872-1873b, s. 53).[39]
Sonuç: Sosyalist
Yönetimin Analizine Doğru
Buraya dek sunduğumuz analizi özetlersek: herkesin
bildiği üzere Engels, devletle ilgili temel metinlerinin önemli bir kısmında
devletin “ayrı bir kamusal güç” olduğu üzerinde durur. Zaten bu yaklaşım,
birçoklarınca, geleneksel Marksist devlet teorisi olarak kabul edilir. Ama
buradan daha ileri gitmek gerekir, zira Engels, sonraki süreçte geliştirilecek
Marksist analizler için bir çerçeve sunması yanında, Marksistleri ilerleyen
süreçte mücadele etmek zorunda kalacakları gerilimlerle de başbaşa
bırakmaktadır (bu konuda dipnotta sunulan tartışmaya bakılabilir)[40] Hatta
şurası açık ki Engels, Weber’i de etkilemiş ama Weber, Engels’in katkısını
gören bir tanım sunamamıştır: “[Devlet], belirli bir toprak parçasında meşru
fizikî şiddet tekelini başarıyla ele geçirmiş olan insanî cemaat [Gemeinschaft] biçimidir” (Weber 2004,
33; 1919, 6).[41]
Bu bağlamda burjuva devletiyle doğrudan ilişkili şu üç
unsurun ilgiyi hak ettiğini söylemek gerekiyor. İlk unsur, Engels’in devletin
burjuvaziye ait bir enstrüman olup olmadığına ve gücünü tatbik eden sınıfın
niteliğini tayin edip etmediğine ve bir ölçüde özerk olup olmadığına ilişkin
soruyu net bir dille cevaplamaması karşısında ben analizimde, Engels’in diğer
yazılarında her bir devlet formunu özel toplumsal ve sınıfsal oluşumların
belirlediğine ilişkin tespitlerine odaklanıyorum. Bu analizlerinde Engels,
artık soyut bir “devlet”ten söz etmiyor, somut, sınırları net tanımlanmış bir
“devlet”ten bahsediyor ama ayrıca tarihsel, kültürel ve ekonomik koşulların
biçimlendirdiği nispeten daha özel devletlere işaret ediyor. Burada Engels,
bilhassa o günkü Avrupa devletlerine, yani burjuva devletlerine bakıyor. Bu
noktada Engels, burjuvazinin dolaylı idaresine vurgu yapıyor ki bu, ele
aldığımız ikinci unsuru ifade ediyor. Engels’in en çok üzerinde durduğu
örnekse, Bismarck. Bismarck, birleşik Alman devletini, iktidarı doğrudan
kullanma imkânından mahrum bıraktığı burjuvazinin verili imajı dâhilinde biçimlendiriyor.
Üçüncü unsuru ise zor ve şiddetin anlamlarını birlikte taşıyan Gewalt kavramının oynadığı önemli rolü
ortaya koyan Engels’e ait çalışmalara dair inceleme oluşturuyor.[42] O güne dek
varolmuş olan devletler, “ayrı bir kamusal Gewalt”
olarak tanımlanmakla kalmıyor, ayrıca Bismarck’ın Gewalt’ı devreye sokma biçiminin “kanı ve demir”i zaruri kıldığı
üzerinde duruluyor. İşte tam da bu noktada proletaryanın da sosyalist Gewalt olarak adlandırabileceğimiz
uygulamaların altına imza atıp atmayacağı sorusu gündeme geliyor.
Sosyalist Gewalt
meselesi, sonraki süreçte proletarya diktatörlüğüne dair çalışmaların konusunu
teşkil ediyor, ayrıca Engels, komünist hareketin güç arayışından ve güç
kullanımlarından bahsederken doğrudan Gewalt
kelimesine başvuruyor. Buna karşılık bizim böylesi bir momentin ötesine
bakmamız mümkün. Bu aşamada ayrı bir kamusal güç olarak devletle devletin
toplumla iç içe geçip bütünleştiği yönetim arasında yapılan ilk ayrıma geri
dönüp bakmak gerekiyor. “Ön-devlet” oluşumlarından bahsederken Engels, “toplumun
ortasında duran [eben mitten in der
Gesellschaft] kabilevî yapıya ait organlar” [Organe der Gentilgesellschaft] ifadesine yer veriyor (Engels 1884c,
270; 1884d, 166). Bunlar, bir “devlet”ten çok toplumsal örgütlenme formları ve
bu örgüt, karmaşık yönetişim tarzlarını, canlı demokrasiyi, seçimleri,
şuraları, liderleri, devlet memurlarını ayrıca egemenliği ve Gewalt’ı içeriyor. Peki bunlar, devletin
ve toplumun iç içe geçtiği yönetimin, geçmişte kalmış bir döneme ait kalıntıların
basit birer tezahürleri midir? Öyle denemez, zira Engels de bu tür bir yönetimi
komünizmin habercisi olarak görüyor ve diyalektik bir dönüşüme tabi tutulduğunda,
onun tümüyle yeni bir yoldan görülmeye başlanacağından söz ediyor (Engels 1882c,
456; 1882d, 330).
Roland Boer
Dipnotlar
[1] Bu
dönemin en önemli metni, Ailenin, Özel
Mülkiyetin ve Devletin Kökeni’dir (Engels 1884c; 1884d), ama aynı zamanda Engels
Alman tarihini Anti-Dühring’de de
tekrar anlatma gereği duymuştur (Engels 1878a,
95-99, 128, 166-68, 245-54, 267-71; 1878b, 302-6, 333-34, 368-70, 426-35,
444-47, 535-38). Buna rağmen projenin önemli bir kısmı, bilhassa Almanya
ile bağlantılı olan bölümü eksik kalmış, bu dönemde Engels vaktini ağırlıklı
olarak Kapital’in ikinci ve üçüncü
ciltlerinin gözden geçirilip yayına hazırlanması işine teksif etmiştir.
Elimizde çalışmaya ait ilk taslaklar, planlar ve parçalar bulunmaktadır. Resmin
tamamına sahip olmamak, ciddi bir mahzurdur. Engels’in temel görüşlerine dair
bir iki kelam işitmemizi sağladığı için eldeki malzemeye gene de şükretmek
gerekmektedir.
[2] Maalesef
Morfino (2009), kelimenin sahip olduğu
anlambilimsel alanı göz ardı edip onu salt “şiddet”e indirgiyor.
[3] Odağında
duran mesele üzerinden ele aldığımızda makale, esasen Engels’in proletarya
diktatörlüğüne ve onun Paris Komünü’ndeki varlığına dair görüşleri, ayrıca
anarşistlerin devleti ilga etmeyi öngören yaklaşımlarının karşısında
konumlanan, devletin sönümlendiği o uzun gelişim sürecine işaret eden
değerlendirmeleri üzerinde hiç durmuyor. Sonraki çalışmalar bu türden konu
başlıklarını ele alıyor.
[4] Görüşlerine
dair en iyi özeti Ailenin Kökeni isimli eserinde bulmak mümkün (Engels 1884c, 268-72; 1884d, 164-68). Aşağıda
aktarılan tezlerde yer alan alıntılar bu eserden.
[5] Engels
on yılı aşkın bir zaman önce Konut Sorunu isimli eserinde “öffentliche Gewalt” ifadesini kullanıyor (Engels 1872-1873b, 71).
[6] Engels’in
kaleme aldığı Feuerbach ile ilgili çalışmada devletin ekonomik düzlemde
belirlenmesi meselesi üzerinde duruluyor (Engels 1886c, 391-93; 1886d, 158).
[7] Engels’in
metinlerinde dışarıdan ve içeriden işleyen iki olasılık arasında ufak da olsa
belirli bir gerilimin söz konusu olduğundan bahsediliyor. Ailenin Kökeni’nde Engels devletin “toplumundan dışından topluma
dayatılmış bir güç olmadığını” söylüyor (Engels
1884c, 269; 1884d, 165). Bilâkis, “Frenk Dönemi” isimli bölümde Alman
tarihine ve Mark’ın gösterdiği direnç üzerinde duran Engels şunları yazıyor:
“Ulusun kesintisiz varlığı, bu topluluklardan neşet etmemiş olan, aksine
onların karşısına yabancı bir şey olarak çıkan bir devlet iktidarına [Staatsgewalt] bağlı idi” (Engels 1882a, 59; 1882b, 475). İki metin
arasındaki farkı, Engels’in tüm bağlamlarda ele alınacak devlet anlayışı ile
farklı tarihler ve toplumsal koşullara dair bilinci arasında müşterek bir yol
bulma isteği üzerinden izah etmek mümkün.
[8] Engels
buna bir de devletin kendi tebaasını kabile veya soyağacına göre değil de
“toprağa göre” ayrıştırdığına dair tespitini ekliyor. Oysa Ailenin Kökeni’nin başlarında toprağın ön-devlet denebilecek
kabilevî oluşumları karakterize ettiğini söylüyor.
[9] Son
alıntı Anti-Dühring’den. Burada
Engels, düşüncesini netleştirmek adına, “tüm ulusal sermayenin ideal
kişileşmesinden [der ideelle
Gesamtkapitalist] söz ediyor (Engels 1878a,
266; 1878b, 443).
[10] Bu
eğilim en iyi ifadesini Engels’in Borkheim’ın 1848 devrimleriyle ilgili broşürü
için yazdığı takdim yazısındaki yorumda buluyor: “Devlet, halk kitlelerine
giderek daha fazla yabancılaşıyor; o bugün, halkı sömürmek için toprak
ağalarının, bankacıların ve büyük sanayicilerin meydana getirdikleri bir tür
kurula dönüşme yoluna girmiş durumda” (Engels
1887c, 450; 1887d, 53).
[11] Farklılaşma
ile ilgili hikâyeye dair, bugüne kalmayı bilmiş en güçlü örnek, Ailenin Kökeni’nin son bölümünde çıkıyor
karşımıza, fakat bu bölümün aynı zamanda söz konusu çalışmada devlet
incelemesini özetlediğini de görmek gerekiyor (Engels
1884c, 256-76; 1884d, 152-73; ayrıca bkz. Engels 1882a, 60; 1882b, 476; 1878a,
166-69; 1878b, 368-72).
[12] Atina
devletinin doğuşunda Engels, sınıf ilişkilerini bunun yanı sıra devleti ve yeni
koşulları dile döken anayasayla birlikte geliştiren muhtelif, ticari, parasal
ve mülkiyetle alakalı ilişkileri tespit ediyor (Engels
1884c, 213-22; 1884d, 107-16).
[13] Ayrıca
Engels’in hem Frenk dönemi ve Şarlman ile ilgili incelemesinde hem de
feodalizmin çöküşüne dair taslak metninde aktardığı, feodalizmin doğuşu ile ilgili
etkileyici çalışmalarına da bakılabilir (Engels
1882a; 1882b; 1884a; 1884b).
[14] Sonrasında
burjuva devletini analiz eden birçok Marksist çalışma bu hattı takip eder ve
bir dizi farklılığı aktarır (Carnoy 1984, 50;
Esping-Andersen vd. 1976). Örneğin burjuva devleti kapitalist birikimin
çelişkili mantığından türediğinden o, sermayenin ifa edemediği (hukuk, polis ve
ordu, altyapı, eğitim gibi) görevleri uzun süre ifa eder (Holloway ve Picciotto
1978). Ya da devletin özerkliğinin devletle elitlerin çıkarları arasındaki özel
bağlarda “saklı” olduğunu söyleyen bir çalışmadan bahsetmek mümkündür (Evans
1995). Kapitalizmin talepleri ışığında böylesi bir devlet biçimi kendi içinde
çelişkili bir aygıttır. O halkın çıkarlarına uygun hareket eder ve bu noktada kapitalist birikimle demokratik meşruiyet arasında çelişki açığa çıkar. Bir
yandan devlet, kapitalist ilişkilerden doğan eşitsizlik, sömürü ve toplumsal
dağılma gibi sorunları çözmeye çalışır ama bir yandan da o bu sorunları üreten,
kapitalizme has özelliklerle asla başa çıkamaz (Offe 1984, 1974). Belki de en
fazla ifrata varan önerme şudur: “burjuva devleti, hâkim kapitalist güçlerin
aleyhine işleyen zamanlarda, kendi çıkarları ve gücü peşinde koşan, sermayeden
ve sınıftan bağımsız gelişen özerk bir örgütlü aktördür” (Skocpol 1979; Evans vd. 1985; Block 1980; Mann
1986-2013). Tüm bu çabaların bilhassa Engels’in “modern temsilî devlet”
dediği şeyle ilgili olduğunu söylemek gerekir. Avrupa’daki liberal ulus-devleti
veya “burjuva devlet”i en yalın şekilde tarif eden bir tabirdir bu.
[15] Sonraki
süreçte bazı Marksistler de burjuva devleti analizi dâhilinde bu görüşü
benimsemiş, sermayenin az sayıda insanın elinde yoğunlaşmasının yönetici
sınıfın iktidarın dizginleri üzerinde maddi ve ideolojik kontrolü ele
geçirmesini mümkün kıldığını söylemişlerdir (Sweezy
1942; Miliband 1969; Baran ve Sweezy 1966; Domhoff 1979).
[16] Ayrıca
ben Lenin’in önermelerini de enstrüman ve belirlenmiş nitelik arasındaki
gerilimde tanımlı olduğunu söylüyorum (Lenin
1917a, 392-94; 1917b, 7-9), gelgelelim ileride yapılacak başka bir
çalışma Lenin’i daha dikkatli bir biçimde ele alacağından, bu analizi başka bir
zamana bırakıyorum.
[17] Ayrıca
Engels Anti-Dühring’de devlet
mülkiyetinden bahseder ve bu hususu Bismarck’ın demiryollarını millileştirmesi
ile ilgili bir dipnotta ele alır. Orada dile getirdiği biçimiyle, devlet,
“burjuva toplumunun tekil kapitalistler kadar işçilerin de tecavüzlerine karşı
kapitalist üretim tarzına ait genel dış koşulları desteklemek amacıyla görev
verdiği bir örgüttür. Modern devlet, hangi biçimi alırsa alsın, temelde
kapitalist bir makinedir [kapitalistische Maschine], o kapitalistlerin devleti,
toplam ulusal sermayenin ideal mânâda kişileşmesinden başka bir şey değildir” (Engels 1878a, 266; 1878b, 443).
[18] Takip
eden bölümde aktarılan alıntılar bu paragraftandır (Engels 1884c, 271-72; 1884d, 167-68).
[19] Anti-Dühring’de Engels bu konumdan yana
saf tutar: devlet, geçici bir süre sömürücü sınıf olarak varlığını sürdürecek
olan belirli bir sınıfa ait bir örgüttür” (Engels
1878a, 267; 1878b, 444, 535). On yılı aşkın bir süre önce kaleme aldığı Konut Sorunu’nda ise şu tespiti yapar:
“Devlet, mülk sahibi sınıfların, yani toprak ağalarının ve kapitalistlerin
sömürülen sınıflara, yani köylülere ve işçilere karşı kullandığı örgütlü
kolektif bir güçten [organisirte
Gesamtmacht] başka bir şey değildir” (Engels
1872-1873a, 362; 1872-1873b, 51). Frenk
Dönemi’nde ise meseleyi bir kıyaslama dâhilin ele alır ve bu noktada Frenk
döneminin devletin dışarıdan dayatıldığı bir tür despotizm olduğunu, öte yandan
büyük toprak ağalarının hâkim olduğu zeminin aristokrasinin elindeki politik
idareyi koşulladığını söyler (Engels 1882a, 60;
1882b, 475-76).
[20] Tarihte Zorun Rolü ilkin taslak olarak
1887-1888’de kaleme alındı ve başta aynı adı taşıyacak bir çalışmanın dördüncü
ve son bölümü olarak planlanmıştı (Engels
1887-1888g; 1887-1888h; 1887-1888a; 1887-1888b; 1887-1888c; 1887-1888d;
1887-1888i; 1887-1888j; ayrıca bkz. Engels 1886a, 529; 1886b, 574-75; 1887a,
126; 1887b, 730; 1888a, 142; 1888b, 15; 1888c; 1888d; 1888e; 1888f; 1888g;
1888h; 1888i; 1888j). Önceki kısım ise zor teorisi ilgili olarak Anti-Dühring’de takdim edilen üç bölümü
içerecekti (Engels 1878a, 146-71; 1878b, 350-73).
1880’lerde devlet ve Alman tarihini ele alan bir dizi çalışma kaleme alınınca
Tarihte Zorun Rolü isimli çalışma tamamlanamadı ve eldeki taslak hâlindeki
bölüm Eduard Bernstein’ın müdahaleleri ardından Die Neue Zeit dergisinde
“Gewalt und Ökonomie bei der Herstellung der neuen Deutschen Reichs” [Yeni
Alman İmparatorluğu Döneminde Gerçekleşen Üretimde Zor ve Ekonomi] ismiyle
yayınlandı [Cilt 1, Sayı. 22-26 (1895-1896): s. 722-76.] Özgün elyazmalarının
eksik sayfaları sonrasında bulundu ve 2002 tarihli Marx-Engels Toplu Eserler’in
2002 tarihli basımında yer alabildi. Dört bölümü de içeren kitapsa Almancada Über der Gewaltstheorie: Gewalt und Ökonomie bei der Herstellung der
neuen Deutschen Reichs (Zor Teorisi
Hakkında: Yeni Alman İmparatorluğu Döneminde Gerçekleşen Üretimde Zor ve
Ekonomi -Engels 1946) adıyla yayınlandı.
İngilizce çevirisi ise yirmi yılı aşkın bir zaman sonra basılabildi (Engels 1968). Burada asıl merak ettiğim husus,
Morfino’nun (2009, 91-94) bu metni neden
görmezden gelip sadece Anti-Dühring’deki üç bölüme odaklandığı.
[21] Başka
ülkeleri yakalamak yerine Almanya kendi geri kalmışlığından istifade edip
ileriye doğru diyalektik bir sıçrama gerçekleştirdi. Bu geri kalmışlıkla ilgili
değerlendirmeler konusunda Almanya
Üzerine Derleme ismi altında toplanmış notlara bakılabilir (Engels 1873-1874a, 1873-1874b).
[22] Wallerstein’in
(2011) dillendirdiği, emtianın sınırlardan geçişini güvence altına alabilmesi
için kapitalizmin ekonomiyi ve hukuku birleştirmiş olan genel çerçevelere sahip
güçlü devletlere ihtiyaç duyduğuna dair önermenin köklerini burada bulmak
mümkün.
[23] Bu
yaklaşım, Engels’in analizi açısından önemli olması ve Marx’ın analiziyle
uyuşması sebebiyle, ben esas olarak burjuvazinin dolaylı idaresi üzerinde
duruyorum. Ama Engels başka bir yerde başka özellikler de keşfediyor. Örneğin
o, burjuvazinin yükselişini mutlakiyetçi krallıkların yükselişiyle
ilişkilendiriyor (Engels 1884a, 1884b; Boer,
basım aşamasında), bu bağ öylesine güçlü ki burjuvazi cumhuriyetçi
devlet formlarını benimseme konusunda isteksizliğini ortaya koyuyor. Cumhuriyet
burjuvazinin idaresinin nihai formu ise de ondaki bu isteksizlik esasen bir tür
nostaljiden değil, bir cumhuriyette burjuvazinin işçi sınıfı ile karşı karşıya
geleceğini bilmesinden kaynaklanıyor (Engels
1873e). Sonrasında Engels, Almanya’da oluşan yeni koşullarda eski
sınıfların burjuvalaşması üzerinde duruyor ve bunun sebebinin ekonomik
koşulların burjuva normlar üzerinden tayin edilmesi olduğunu söylüyor (Engels 1872-1873a, 362-64; 1872-1873b, 52-54).
[24] Hatta
başka bir yerde Engels, “burjuvazinin kendi iradesi hilafına hareket ettiğini”
söylüyor (Engels 1887-1888e, 480; 1887-1888f,
87) ki Retallack’in (2011) de gözden
kaçırdığı husus tam da bu. Bu tespitin daha kaba bir biçimine Prusya’da “Kriz” isimli çalışmada
rastlıyoruz (Engels 1873c, 1873d).
Sonrasında Marksistlerin analizlerinin burjuva devletle ilgili bu türden bir
yaklaşıma en yakın tespitini şu şekilde özetlemek mümkün: devlet aygıt ve güç
arasında bölünmüş, sınıflar mücadelesinin ama aynı zamanda kapitalist
ekonomilerin ve ondaki eşitsiz gelişmenin yol açtığı kaçınılmaz krizlerin
etkilerini hafifletip düzene sokmak suretiyle, sermaye için nispeten istikrarlı
bir ortam oluşturabilmesi adına belirli bir şekle kavuşturulmuş bir yapıdır (Mandel 1975; Poulantzas 1978, 1980; Therborn 1978;
Wright 1978; Jessop 1982; Przeworski 1985).
[25] Terimin
Hegel metinlerinde nasıl ele alındığı konusunda bkz. Morfino (2009, 82-91).
[26] Ben
soruyu kasten bu şekilde soruyorum çünkü ben, belirli bir momentte bir yazarın
niyetinin ne olduğunu tespit etmek denilen o tartışmalı ve neredeyse imkânsız
görevi bir kenara koymayı tercih ediyorum, bunun yerine de Engels’in
metinlerinin terimi nasıl ayrıntılı bir biçimde ele aldığını incelemenin daha
hayırlı olduğunu düşünüyorum.
[27] Anti-Dühring’de ise Engels şunu
söylüyor: “Bugünlerde Gewalt, ordu ve
donanmadır” (Engels 1878a, 154; 1878b, 358).
[28] Engels’in
hikâyesi de kelimeye yüklenen anlam ve yapılan vurgu noktasında önemli bir rol
oynuyor. Bilindiği üzere Engels 1842’den itibaren askerî meselelerle yakından
ilgilenen bir isim. 1842’de Berlin’de bulunan Muhafız Topçu Tugayı’na bağlı 12.
Piyade Bölüğü’ne asker olarak alınıyor. Sonrasında 1848 devrimleri esnasında da
askerlikle ilgili faaliyetlerde bulunuyor (önce Elberfeld ve Barmen’de, kısa
bir süre sonra da Palatinate ve Baden’da milis olarak görev yapıyor). Geliştirdiği
görüşleri ve yaşadığı hayal kırıklıklarını besleyen bu türden deneyimler onu
ordu muhabiri olarak derinlikli yazılar yazmasını sağlıyor. Bu muhabirlik
sonrasında eğitim, teçhizat, disiplin, ahlâk, tahkimat, taktikler gibi
askerliğin tüm yönlerinin dününü ve bugününü ele alan analizler kaleme alıyor,
böylelikle her türden devrimci hareket için hayırlı ve zaruri olan askeri güç
ihtiyacı konusunda ilk gerçek katkıyı sunma imkânı buluyor. Her ne kadar bu
malzeme Engels’in yayınlanmış eserleri içerisinde önemli bir yer tutsa da
nadiren takdir görüyor. Burada aktarılacak yığınla metin var, konuyla ilgilenen
okur, Toplu Eserler’in İngilizce basımının 11. cildinden sonra yer alan, ayrıca
Almanca baskısının gene 11. cildini takip eden ciltlerde bulunan, askerlikle
alakalı yazışmalara (1848 devrimlerinden 1870-1871 Fransa-Prusya Savaşı’na dek
uzanan dönemde kaleme alınmış) bakabilir. Bu noktada ayrıca İngilizce basımın
18-19. ciltlerinde ve Almanca basımın 14-15. ciltlerinde yer alan askerî
güçlerle alakalı analizler de incelenebilir. Belirtmem gerek ki Almanca baskıda
İngilizce baskıya nazaran daha az makale var. “Ayrı bir kamusal güç” olarak
kabul ettiği devlete dair bu türden yazılarında Engels’in halktan ayrı bir
askeri gücü bu türden gelişimin ilk işareti olarak alması veya başka bir yerde,
Dühring’e verdiği cevapta, askerlikle ilgili meselelere dair bilgi birikimine
başvurmak zorunda kalması gayet doğal (Engels
1878a, 155-61; 1878b, 357-64).
[29] Dühring’e
karşı yürüttüğü polemikte Engels, ekonomik gücün (Macht) politik Gewalt’ı
belirleyen bir özellik olarak sahip olduğu önem üzerinde duruyor. Böylelikle
Engels, Dühring’in politik Gewalt’ın
asli, ekonomik gerçeklerin tali olduğuna dair hipotezini çürütme imkânı buluyor
(Engels 1878a, 146-71; 1878b, 350-73).
Dolayısıyla Tarihte Zorun Rolü isimli
çalışmayı Engels’in cevabının kapsamlı hâli olarak değerlendirmek mümkün: Ona
göre, Dühring’in çok sevdiği Robinson Crusoe ve Cuma masalına değil, Gewalt’ın
gerçekte yol açtığı şeylere bakmak gerekiyor.
[30] Derdimi
anlatabilmek için 1870’lerde ve 1880’lerde kaleme alınmış metinlerden yapılan
seçki kâfi. Benzer kullanımlara 1870’lerden önce ve 1890’larda da rastlamak
tabii ki mümkün.
[31] Fransızca
terroristes kelimesinden tercüme
edilerek ulaşılan gewaltsamen terörü
ifade ediyor, bu kavramı Marx ve Engels, Bakunin ve diğer Rus anarşist
Neçayev’den bahsederken kullanıyor (Marx ve
Engels 1873a, 535; 1873b, 234; 1874, 417).
[32] Veya
Bakunin liderliğindeki anarşistlerden bahsederken de aynı kavrama başvuruluyor.
Bakunin’in Enternasyonal’e karşı pusu [le
guet-á-pens] kurduğunu söyleyen Marx ve Engels’in (Marx ve Engels 1873b, s. 170), konuyla ilgili değerlendirmesinin
Almanca hâlinde şu tabire yer veriliyor: [“Gewalttat
aus feigem Hinterhalt” (“Korkakça pusu kurup
şiddete dayalı eyleme başvuruyor”, Marx ve Engels 1874, 333). Toplu
Eserler’in İngilizce basımında ise “sırta saplanmış bıçak”tan bahsediyor (Marx ve Engels 1873a, 458).
[33] Bu
türden kullanımlara dair yığınla kaynağa atıfta bulunmak mümkün, dolayısıyla
ben burada sadece Almanca yayınlanmış özgün metinlere atıfta bulunuyorum (Marx ve Engels 1872a, 80, 121; 1872b, 8, 50; Engels
1872e, 138; 1872f, 64; 1872c, 284; 1872d, 178; 1872-1873a, 329, 361, 363, 371;
1872-1873b, 20, 51, 52, 62; 1873a, 585, 586; 1873b, 480, 481; 1873-1874a, 600;
1873-1874b, 590; 1874a, 616; 1874b, 499; 1874c, 621; 1874d, 504; 1874e, 628,
631; 1874f, 514, 517; 1877c, 173; 1877d, 90; 1877a, 188; 1877b, 104-5; 1878a,
24, 245, 263-64, 267-68; 1878b, 234, 427, 442, 535-36; Marx ve Engels 1879a,
265; 1879b, 179; Engels 1880c, 289, 302, 316, 321-22; 1880d, 193, 206, 219,
223-25; 1887-1888e, 475-77, 480, 487, 495, 507; 1887-1888f, 82, 84-85, 87-88,
94, 101, 114; 1882c, 450; 1882d, 325; 1882e, 29; 1882f, 446; 1882a, 59-63,
74-77, 81, 95; 1882b, 475-78, 488-91, 494, 508). Marx da Gewalt terimini benzer bir içerikle
kullanıyor (Marx 1872a, 143; 1872b, 69; 1872g,
161; 1872h, 86; 1872e, 223; 1872f, 133; 1872c, 255; 1872d, 160; 1875a, 52;
1875b, 568). Nadiren de olsa anlambilimsel açıdan çağrıştırdığı
anlamların farklı boyutlarına da rastlıyoruz. Mesela bir yerde “icra
yetkisi”nden [Exekutivgewalt]’
bahsediliyor (Engels 1887-1888e, 499;
1887-1888f, 106) ya da ağırlığı olan, ciddi veya muazzam ölçülerde büyük olan
bir şey için gewaltig kelimesi
kullanılıyor. Örneğin metinlerde “büyük yanlış” [gewaltig irren] ya da “büyük ilerleme” [gewaltigen Fortschritt] türünden ifadelere rastlıyoruz (Marx ve Engels 1872a, 99; 1872b, 26; Engels 1872a,
148; 1872b, 74; 1872-1873a, 360, 366; 1872-1873b, 50, 55; 1873c, 403, 404;
1873d, 293, 294).
[34] Engels, esas ilgilendiği husus politik olmasına karşın, bazen “körü körüne, tüm şiddeti
[gewaltsam] yıkıcılığıyla [zerstörend] işleyen doğa”ya da atıfta
bulunuyor (Engels 1878a, 266; 1878b, 534; 1880c,
319-20; 1880d, 222-23). Engels kapitalist piyasa üzerine kurulu
ekonomide üretici güçlere dair analoji kapsamında doğadan bahsederken, Lenin ve
Stalin doğası gereği kendiliğinden ve insanın kontrolü dışında işleyen üretici
güçleri komünist devrimle bağlantısı dâhilinde ele alıyor (Stikhiinyi ve stikhiinost)
(Boer 2013).
[35] Özgün
yorum Fransa’da İç Savaş’ta yer alıyor (Marx 1871, s. 328)
[36] Feodalizmin
çöküşünü ele alan taslak metinde Engels, diğer unsurların yanı sıra, askeri
teknoloji ile askeri stratejide yaşanan değişikliklerin izlerini sürüyor (Engels 1884a, 562-64; 1884b, s. 398-400).
[37] Her ne
kadar tayin edici bir içeriğe sahip olmasa da Tilly’de karşımıza çıkan seçmeci
yaklaşımda da bu türden bir kullanıma rastlıyoruz (Tilly 1985, 1990)
[38] Bu
noktada Engels Macht kelimesini
güçten ve kudretten söz ederken kullanıyor. Ele alınan metinlerde Gewalt kadar
sık geçmese de güç kelimesi kullanıldığında Engels buna karşılık olarak Macht kelimesini tercih ediyor ama daha
güçlü ve esasen şiddet anlamını da içeren bir kullanım söz konusu olduğunda
Engels Gewalt ve onunla bağlantılı terimleri kullanıyor.
1870-1871’de
Paris’in fethedilmesine ve Fransa’nın aldığı yenilgiye dair ayrıntılı bir değerlendirme
konusunda Engels’in kaleme aldığı, derinlikli ve alabildiğine büyüleyici olan
savaş yazıları ile ilgili olarak Savaş
Üzerine Notlar isimli çalışmasına bakılabilir (Engels 1870-1871).
[39] Bismarck’ın
Almanya’nın yaşadığı diyalektik sıçrama konusunda yol açtığı etki Engels’in
tekrar tekrar ilgisini çekiyor, bu nedenle o, ekonomik meselelerin Bismarck’ın
hamlelerini nasıl etkilediğini göstermeye çalışıyor. Bu noktada Engels
Bismarck’ın demiryollarını ve sanayii millileştirme politikasında, sigorta sistemini
kurmasında bulunan “sosyalizm”i inceliyor ve tüm bu hamlelerin “refah
devleti”nin kökenini teşkil ettiğine dair tezin yanlış olduğunu söylüyor (Engels 1878a, 265; 1878b, 538; 1880a; 1880b; 1881;
1890a; 1890b; 1890c).
[40] Bir
ikazda bulunmak gerek: Engels, Avrupa tarihi dâhilinde, ön-devlet formları gibi
birçok farklı devlet formlarından bahsediyorken sonrasında kaleme alınan
çalışmaların ekseriyeti, Avrupa’da kurulmuş liberal ulus-devletlere
odaklanıyor. Bu türden çalışmalar, “aile bağları üzerine kurulu” devlet, çok
fazla incelenmiş bir konu olarak, “refah” devleti ve net bir biçimde tarif
edilmemiş ama başka diyarlara da tatbik edilen Avrupa kökenli bir kavram olarak
“gelişimsel” devlet” gibi geçiş formlarını ele alıyorlar (Esping-Andersen 1990; Barrow 1993; Evans 1995, 47-59,
229-34; Woo-Cumings 1999). Bazı yazarlarsa bu türden gerilimleri aşmak
adına, ilgili çalışmaların kopyalanıp çoğaltılması sürecine bir son veriyorlar (Jessop 1982, 1990; Held ve Krieger 1984; Alford ve
Friedland 1985).
[41] Engels’in
katkısını küçümseyen çalışmaların neden kaleme alındığını bu noktada merak
etmiyor değilim (Carnoy 1984, 45-61; Held 1989,
s. 37-38).
[42] Eleştirmenlerin
Gewalt kelimesinin sahip olduğu önemi
neden görmediği meselesi, çözüme kavuşturulmamış bir muamma olarak orta yerde
duruyor. Örneğin Draper’ın eski ama hâlen daha çok faydalı olan çalışmaları, bu
terimden hiç bahsetmiyorlar (Draper 1970, 1986).
Kaynakça
Alford, Robert ve Roger Friedland. 1985. Powers of Theory: Capitalism, the State, and
Democracy. Cambridge: Cambridge University Press.
Baran, Paul ve Paul Sweezy. 1966. Monopoly Capital: An Essay on the American Economic and Social Order.
New York: Monthly Review Press.
Barrow, Clyde. 1993. Critical
Theories of the State: Marxist, Neo-Marxist, Post-Marxist. Madison:
University of Wisconsin Press.
Block, Fred. 1980. 'Beyond Relative Autonomy: State
Managers as Historical Subjects'. Socialist
Register 14:227-42.
Boer, Roland. 2013. Lenin,
Religion, and Theology. New York: Palgrave Macmillan.
---. Basım aşamasında. 'The Christian State'. In Bloomsbury Companion to Marx, yayına
hazırlayan: Imre Szeman, Jeff Diamanti ve Andrew Pendakis. London: Bloomsbury.
Carnoy, Martin. 1984. The
State and Political Theory. Princeton: Princeton University Press.
Domhoff, G. William. 1979. The Powers That Be: Processes of Ruling Class Domination in America.
New York: Vintage.
Draper, Hal. 1970. 'The Death of the State in Marx and
Engels'. Socialist Register
7:281-307.
---. 1986. Karl
Marx's Theory of Revolution, Cilt 3: The 'Dictatorship of the Proletariat'.
New York: Monthly Review Press.
Engels, Friedrich. 1870-1871 [1986]. 'Notes on the War'. In Marx and Engels Collected Works, Cilt.
22, 9-258. Moskova: Progress Publishers.
---. 1872-1873a [1988]. 'The Housing Question'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
23, 317-91. Moskova: Progress Publishers.
---. 1872-1873b [1984]. 'Zur Wohnungsfrage'. Marx Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt.
I.24, 3-81. Berlin: Dietz.
---. 1872a [1988]. 'Letters from London I: The English
Agricultural Labourers' Strike'. Marx and
Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 148-50. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1872b [1973]. 'Briefe aus London I: Der Streik der
englischen Landarbeiter'. Marx Engels
Werke içinde, Cilt. 18, 74-76. Berlin: Dietz.
---. 1872c [1988]. 'Letters from London II: More About
the Hague Congress'. Marx and Engels
Collected Works içinde, Cilt. 23, 283-84. Moskova: Progress Publishers.
---. 1872d [1973]. 'Briefe aus London II: Nochmals über
den Haager Kongreß'. Marx Engels Werke
içinde, Cilt. 18, 177-78. Berlin: Dietz.
---. 1872e [1988]. 'To Citizen Delegates of the Regional
Spanish Congress Assembled at Saragossa'. Marx
and Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 137-38. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1872f [1973] 'An die Bürger Delegierten des
spanischen Landeskongresses in Saragossa'. Marx
Engels Werke içinde, Cilt. 18, 63-64. Berlin: Dietz.
---. 1873-1874a [1988]. 'Varia on Germany'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
23, 599-610. Moskova: Progress Publishers.
---. 1873-1874b [1973]. 'Varia über Deutschland'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18,
589-96. Berlin: Dietz.
---. 1873a [1988]. 'The Bakuninists at Work: An Account
of the Spanish Revolt in the Summer of 1873'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 581-94. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1873b [1973]. 'Die Bakunisten an der Arbeit.
Denkschrift über den Aufstand in Spanien im Sommer 1873'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18, 476-93. Berlin: Dietz.
---. 1873c [1988]. 'The “Crisis” in Prussia'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
23, 400-5. Moskova: Progress Publishers.
---. 1873d [1973]. 'Die “Krisis" in Preußen'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18,
290-95. Berlin: Dietz.
---. 1873e [1988]. 'The Republic in Spain'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
23, 417-21. Moskova: Progress Publishers.
---. 1874a [1988]. 'The English Elections'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
23, 611-61. Moskova: Progress Publishers.
---. 1874b [1973]. 'Die englischen Wahlen'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18,
494-99. Berlin: Dietz.
---. 1874c [1988]. 'The Imperial Military Law'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
23, 617-25. Moskova: Progress Publishers.
---. 1874d [1973]. 'Das Reichs-Militärgesetz'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18,
500-8. Berlin: Dietz.
---. 1874e [1988]. 'Supplement to the Preface of 1870 for
The Peasant War in Germany'. Marx and
Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 626-32. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1874f [1973]. 'Ergänzung der Vorbemerkung von 1870
zu “Der deutsche Bauernkrieg"'. Marx
Engels Werke içinde, Cilt. 18, 512-17. Berlin: Dietz.
---. 1877a [1989]. 'Karl Marx'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 24, 183-95. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1877b [1985]. 'Karl Marx'. Marx Engels Gesamtaugabe içinde, Cilt. I.25, 100-11. Berlin: Dietz.
---. 1877c [1989]. 'Letter to Enrico Bignami on the
German Elections of 1877'. Marx and
Engels Collected Works içinde, Cilt. 24, 172-73. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1877d [1973]. 'Brief an Bignami über die deutschen
Wahlen von 1877'. Marx Engels Werke
içinde, Cilt. 19, 89-90. Berlin: Dietz.
---. 1878a [1987]. Anti-Dühring:
Herr Eugen Dühring's Revolution in Science. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 25, 3-309. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1878b [1988]. Herrn
Eugen Dührings Umwälzung der Wissenschaft (Anti-Dühring). Marx Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt.
I:27, 217-483. Berlin: Dietz.
---. 1880a [1989]. 'The Socialism of Mr. Bismarck'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
24, 272-80. Moskova: Progress Publishers.
---. 1880b [1985]. 'Le socialisme de M. Bismarck'. Marx Engels Gesamtaugabe içinde, Cilt.
I.25, 188-97. Berlin: Dietz.
---. 1880c [1989]. 'Socialism: Utopian and Scientific'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
24, 281-325. Moskova: Progress Publishers.
---. 1880d [1973]. 'Die Entwicklung des Sozialismus von
der Utopie zur Wissenschaft'. Marx Engels
Werke içinde, Cilt. 19, 189-228. Berlin: Dietz.
---. 1881 [1989]. 'Bismarck and the German Working Men's
Party'. Marx and Engels Collected Works
içinde, Cilt. 24, 407-9. Moskova: Progress Publishers.
---. 1882a [1990]. 'The Frankish Period'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
26, 58-107. Moskova: Progress Publishers.
---. 1882b [1987]. 'Fränkische Zeit'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 19,
474-518. Berlin: Dietz.
---. 1882c [1989]. 'The Mark'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 24, 439-56. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1882d [1987]. 'Die Mark'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 19, 315-30. Berlin: Dietz.
---. 1882e [1990]. 'On the Early History of the Germans'.
Marx and Engels Collected Works
içinde, Cilt. 26, 6-57. Moskova: Progress Publishers.
---. 1882f [1987]. 'Zur Urgeschichte der Deutsche'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 19,
425-73. Berlin: Dietz.
---. 1884a [1990]. 'The Decline of Feudalism and the
Emergence of National States'. Marx and
Engels Collected Works içinde, Cilt. 26, 556-65. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1884b [1973]. 'Über den Verfall des Feudalismus und
das Aufkommen der Bourgeoisie'. Marx
Engels Werke içinde, Cilt. 21, 392-401. Berlin: Dietz.
---. 1884c [1990]. The
Origin of the Family, Private Property and the State. In the Light of the
Researches by Lewis H. Morgan. Marx
and Engels Collected Works içinde, Cilt. 26, 129-276. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1884d [1962]. Der
Ursprung der Familie, des Privateigentums und des Staats. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 21,
25-173. Berlin: Dietz.
---. 1886a [1995]. 'Engels to Hermann Schlütter in
Hottingen-Zurich, 26 November 1886'. Marx
Engels Collected Works içinde, Cilt. 47, 528-30. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1886b [1973]. 'Engels an Hermann Schlüter in Hottingen-Zürich. 26.November 1886'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 36, 574-76. Berlin: Dietz.
---. 1886c [1990]. 'Ludwig Feuerbach and the End of
German Classical Philosophy'. Marx and
Engels Collected Works içinde, Cilt. 26, 353-98. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1886d [2011]. 'Ludwig Feuerbach und der Ausgang der
klassischen deutschen Philosophie'. Marx
Engels Gesamtausgabe, Cilt. I:30, 122-62. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1887-1888a [1990]. 'Plan of Chapter Four of the
Pamphlet The Role of Force in History'. Marx
and Engels Collected Works içinde, Cilt. 26, 578. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1887-1888b [2002]. 'Gliederung des Kapitels IV der
Broschüre "Die Rolle der Gewalt in der Geschichte"'. Marx Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt.
I.31, 58. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1887-1888c [1990]. 'Plan of the Final Section of
Chapter Four of the Pamphlet The Role of Force in History'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
26, 579-80. Moskova: Progress Publishers.
---. 1887-1888d [2002]. 'Gliederung für den Schlußteil des Kapitels IV der Broschüre "Die Rolle der Gewalt in der Geschichte"'. Marx Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt.
I.31, 60-63. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1887-1888e [1990]. 'The Role of Force in History'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
26, 453-510. Moskova: Progress Publishers.
---. 1887-1888f [2002]. 'Entwurf des Kapitels IV der
Broschüre "Die Rolle der Gewalt in der Geschichte"'. Marx Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt.
I.31, 66-116. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1887-1888g [1990]. 'Rough Draft of the Preface to
The Role of Force in History'. Marx and
Engels Collected Works içinde, Cilt. 26, 511. Moskova: Progress Publishers.
---. 1887-1888h [2002]. 'Entwurf des Vorworts zur Broschüre "Die Rolle der Gewalt in der Geschichte"'. Marx Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt.
I.31, 57. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1887-1888i [2002]. 'Notizen für das Kapitel IV der Broschüre "Die Rolle
der Gewalt in der Geschichte." I'. Marx
Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt. I.31, 59. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1887-1888j [2002]. 'Notizen für das Kapitel IV der Broschüre "Die Rolle
der Gewalt in der Geschichte." II'. Marx
Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt. I.31, 64-65. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1887a [2001]. 'Engels to Hermann Schlütter in
Hottingen-Zurich, 7 December 1887'. Marx
Engels Collected Works içinde, Cilt. 48, 125-26. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1887b [1973]. 'Engels an Hermann Schlüter in Hottingen-Zürich. 7.Dezember 1887'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 36, 730-31. Berlin: Dietz.
---. 1887c [1990]. 'Introduction to Sigismund Borkheim's
Pamphlet, In Memory of the German Blood-and-Thunder Patriots. 1806-1807'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
26, 446-51. Moskova: Progress Publishers.
---. 1887d [2002]. 'Einleitung zu Sigismund Borkheims
Broschüre "Zur Erinnerung für die deutschen
Mordspatrioten. 1806-1807"'. Marx
Engels Gesamtaugabe içinde, Cilt. I.31, 49-54. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1888a [2001]. 'Engels to Hermann Schlüter in
Hottingen-Zurich, 10 January 1888'. Marx
Engels Collected Works içinde, Cilt. 48, 142-43. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1888b [1973]. 'Engels an Hermann Schlüter in Hottingen-Zürich. 10.Januar 1888'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 37, 15-16. Berlin: Dietz.
---. 1888c [2001]. 'Engels to Hermann Schlüter in
Hottingen-Zurich, 23 January 1888'. Marx
Engels Collected Works içinde, Cilt. 48, 144-45. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1888d [1973]. 'Engels an Hermann Schlüter in Hottingen-Zürich. 23.Januar 1888'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 37, 19. Berlin: Dietz.
---. 1888e [2001]. 'Engels to Hermann Schlüter in
Hottingen-Zurich, 12 February 1888'. Marx
Engels Collected Works içinde, Cilt. 48, 147-48. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1888f [1973]. 'Engels an Hermann Schlüter in Hottingen-Zürich. 12.Februar 1888'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 37, 22. Berlin: Dietz.
---. 1888g [2001]. 'Engels to Hermann Schlüter in
Hottingen-Zurich, 19 February 1888'. Marx
Engels Collected Works içinde, Cilt. 48, 148-49. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1888h [1973]. 'Engels an Hermann Schlüter in Hottingen-Zürich. 19.Februar 1888'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 37, 23. Berlin: Dietz.
--- 1888i [2001]. 'Engels to Hermann Schlüter in
Hottingen-Zurich, 17 March 1888'. Marx
Engels Collected Works içinde, Cilt. 48, 163-64. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1888j [1973]. 'Engels an Hermann Schlüter in Hottingen-Zürich. 17.März 1888'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 37, 38.
Berlin: Dietz.
---. 1890a [2002]. 'The German Social Democrats'. Marx Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt.
I.31, 210-12. Berlin: Akademie Verlag.
---. 1890b [1990]. 'What Now?' Marx and Engels Collected Works, Cilt. 27, 7-10. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1890c [2002]. 'Was nun?' Marx Engels Gesamtausgabe içinde, Cilt. I.31, 213-16. Berlin:
Akademie Verlag.
---. 1946. Über der
Gewaltstheorie: Gewalt und Ökonomie bei der Herstellung der neuen Deutschen
Reichs. Berlin: Dietz.
---. 1968. The Role
of Force in History: A Study of Bismarck's Policy of Blood and Iron. Çev.
Jack Cohen. Londra: Lawrence & Wishart.
Engels, Friedrich ve Karl Kautsky. 1887a [1990].
'Lawyers' Socialism'. Marx and Engels
Collected Works içinde, Cilt. 26, 597-616. Moskova: Progress Publishers.
---. 1887b [1973]. 'Juristen-Sozialismus'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 21,
491-509. Berlin: Dietz.
Esping-Andersen, Gøsta. 1990. The Three Worlds of Welfare Capitalism. Cambridge: Polity.
Esping-Andersen, Gøsta, Roger Friedland ve Eric Olin
Wright. 1976. 'Modes of Class Struggle and the Capitalist State'. Kapitalistate 4-5:186-220.
Evans, Peter. 1995. Embedded
Autonomy: States and Industrial Transformation. Princeton: Princeton
University Press.
Evans, Peter, Dietrich Rueschemeyer ve Theda Skocpol.
1985. Bringing the State Back In.
Cambridge: Cambridge University Press.
Held, David. 1989. Political
Theory and the Modern State: Essays on State, Power, and Democracy.
Cambridge: Polity.
Held, David ve Joel Krieger. 1984. 'Theories of the
State: Some Competing Claims'. The State
in Capitalist Europe içinde, yayına haz. Stephen Bornstein, David Held ve Joel
Krieger, 1-20. Boston: George Allen and Unwin.
Holloway, John ve Sol Picciotto. 1978. State and Capital: A Marxist Debate.
Austin: University of Texas Press.
Jessop, Bob. 1982. The
Capitalist State: Marxist Theories and Methods. New York: New York
University Press.
---. 1990. State
Theory: Putting Capitalist States in Their Place. Cambridge: Polity.
Lenin, V.I. 1917 [1964]. 'The State and Revolution'. Collected Works içinde, Cilt. 25,
385-497. Moskova: Progress Publishers.
---. 1917 [1969]. 'Gosudarstvo i revoliutsiia. Uchenie
marksizma o gosudarstve i zadachi proletariata v revoliutsii. Аvgust–sentiabrʹ 1917 g.; ranee 17 dekabria 1918 g'. Polnoe
sobranie sochinenii içinde, Cilt. 33, 1-120. Moskova: Izdatel’stvo
politicheskoi literatury.
Mandel, Ernest. 1975. Late
Capitalism. Çev. Joris De Bres. Londra: NLB.
Mann, Michael. 1986-2013. The Sources of Social Power. 4 cilt. Cambridge: Cambridge
University Press.
Marx, Karl. 1871 [1986]. 'The Civil War in France'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt.
22, 307-59. Moskova: Progress Publishers.
---. 1872a [1988]. 'Declaration of the General Council of
the International Working Men's Association Concerning Cochrane's Speech in the
House of Commons'. Marx and Engels
Collected Works içinde, Cilt. 23, 140-45. Moskova: Progress Publishers.
---. 1872b [1973]. 'Erklärung des Generalrats der
Internationalen Arbeiterassoziation zum Auftreten Cochranes im Unterhaus'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18,
66-71. Berlin: Dietz.
---. 1872c [1988]. 'On the Hague Congress: A
Correspondent's Report of a Speech Made at a Meeting in Amsterdam on September
8, 1872'. Marx and Engels Collected Works
içinde, Cilt. 23, 254-56. Moskova: Progress Publishers.
---. 1872d [1973]. 'Rede über den Haager Kongreß'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18,
159-61. Berlin: Dietz.
---. 1872e [1988]. 'Report of the General Council to the
Fifth Annual Congress of the International Working Men's Association Held at
The Hague, from the 2nd to the 7th September 1872'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 218-27. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1872f [1973]. 'Offizieller Bericht des Londoner
Generalrats, verlesen in öffentlicher Sitzung des Internationalen Kongresses zu
Haag'. Marx Engels Werke içinde, Cilt.
18, 129-37. Berlin: Dietz.
---. 1872g [1988]. 'Stefanoni and the International Again
(Letter to the Editors of the Gazzettino Rosa)'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 160-63. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1872h [1973]. 'Noch einmal Stefanoni und die
Internationale (Brief an die Redaktion des 'Gazzettino Rosa')'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18,
85-88. Berlin: Dietz.
---. 1875a [1989]. 'Epilogue to Revelations Concerning
the Communist Trial in Cologne'. Marx and
Engels Collected Works içinde, Cilt. 24, 51-54. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1875b [1973]. 'Nachwort [zu "Enthüllungen über
den Kommunisten-Prozeß zu Köln"]'. Marx
Engels Werke içinde, Cilt. 18, 568-71. Berlin: Dietz.
Marx, Karl, and Friedrich Engels. 1872a [1988].
'Fictitious Splits in the International. Private Circular from the General
Council of the International Working Men's Association'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 79-123. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1872b [1973]. 'Die angeblichen Spaltungen in der
Internationale'. Marx Engels Werke
içinde, Cilt. 18, 3-51. Berlin: Dietz.
---. 1872c [1988]. 'Preface to the 1972 German Edition of
The Manifesto of the Communist Party'. Marx
and Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 174-75. Moskova: Progress
Publishers.
---. 1872d [1973]. 'Vorwort [zum "Manifest der
Kommunistischen Partei" (deutsche Ausgabe 1872)]'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18, 95-96. Berlin: Dietz.
---. 1873a [1988]. 'The Alliance of Socialist Democracy
and the International Working Men's Association. Report and Documents Published
by Decision of The Hague Congress of the International'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 23, 454-580. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1873b [1984]. 'L'Alliance de la Démocratie
Socialiste et l'Association Internationale des Travailleurs. Rapport et
Documents publiés par ordre du Congrès Internationale de la Haye'. Marx Engels Gesamtausgabe içinde,
163-283. Berlin: Dietz.
---. 1874 [1973]. 'Ein Komplot gegen die Internationale
Arbeiterassoziation. Im Auftrage des Haager Kongresses verfaßter Bericht über
das Trieben Bakunins und der Allianz der sozialistichen Demokratie'. Marx Engels Werke içinde, Cilt. 18, 327-471.
Berlin: Dietz.
---. 1879a [1989]. 'Circular Letter to August Bebel,
Wilhelm Liebknecht, Wilhelm Bracke and Others'. Marx and Engels Collected Works içinde, Cilt. 24, 253-69. Moskova:
Progress Publishers.
---. 1879b [1985]. 'Zirkularbrief an Bebel, Liebknecht,
Bracke und andere Führer der Sozialistischen Arbeiterpartei Deutschlands'. Marx Engels Gesamtaugabe içinde, Cilt.
I.25, 171-85. Berlin: Dietz.
Miliband, Ralph. 1969. The State in Capitalist Society. New York: Basic Books.
Morfino, Vittorio. 2009. 'The Syntax of Violence. Between
Hegel and Marx'. Historical Materialism
17:81-100.
Offe, Claus. 1974. 'Structural Problems of the Capitalist
State: Class Rule and the Political System. On the Selectiveness of Political
Institutions'. German Political Studies,
Cilt. 1, yayına haz. Klaus von Beyme, 31-54. Beverley Hills: Sage.
---. 1984. Contradictions
of the Welfare State. Cambridge: MIT.
Poulantzas, Nicos. 1978. Political Power and Social Classes. Londra: Verso.
---. 1980. State,
Power, Socialism. Londra: Verso.
Przeworski, Adam. 1985. Capitalism and Social Democracy. Cambridge: Cambridge University
Press.
Retallack, James. 2011. 'Bismarck, Engels, and The Role
of Force in History. Friedrich Engels, Die Rolle der Gewalt in der Geschichte'.
Gewalt und Gesellschaft. Klassiker
modernen Denkens neu gelesen içinde, yayına haz. Uffa Jensen, Habbo Knoch,
Daniel Morat ve Miriam Rürup, 47-56. Göttingen: Wallstein.
Skocpol, Theda. 1979. States
and Social Revolution. Cambridge: Cambridge University Press.
Sweezy, Paul. 1942. The
Theory of Capitalist Development. New York: Monthly Review Press.
Therborn, Göran. 1978. What Does the Ruling Class Do When It Rules? State Apparatuses and
State Power Under Feudalism, Capitalism and Socialism. Londra: NLB.
Tilly, Charles. 1985. 'War Making and State Making as
Organized Crime'. Bringing the State Back
In içinde, yayına haz. Peter Evans, Dietrich Rueschemeyer ve Theda Skocpol,
169-91. Cambridge: Cambridge University Press.
---. 1990. Coercion,
Capital, and European States, AD 990-1990. Oxford: Blackwell.
Wallerstein, Immanuel. 2011 [1974]. The Modern World-System I: Capitalist Agriculture and the Origins of
the European World-Economy in the Sixteenth Century. Berkeley: University
of California Press.
Weber, Max. 2004. The
Vocation Lectures. Çev. Rodney Livingstone. Indianapolis: Hackett.
---. 1919. Politik
als Beruf. Stuttgart: Reclam.
Woo-Cumings, Meredith. 1999. The Developmental State. Ithaca: Cornell University Press.
Wright, Eric Olin. 1978. Class, Crisis and the State. Londra: New Left Books.
0 Yorum:
Yorum Gönder