Trump
yönetimi, Biden’ın zafer kazandığını kabule henüz yanaşmış değil, ama bu durum,
Biden’ın iktidara geliş sürecini planlamak için adımlar atmasına mani olmuyor.
Biden, uzun zamandır belirli kurumlarda çalışan isimleri kendi ekibine aldı.
Çiçeği burnunda başkan, önemli teknoloji şirketleri, savunma sanayi ve Amerikan
istihbarat kuruluşları türünden, ABD emperyalizmine hizmet eden kuruluşların
üst düzey yöneticilerine kucak açtı.
Ekonomi
Danışmanları Konseyi’nin başında, Schmidt Futures isimli şirkette ekonomik
araştırmalardan sorumlu üst düzey yönetici olarak çalışan Martha Gimbel
bulunuyor. Schmidt Futures, Google CEO’su Eric Schmidt’in kurduğu, güya kamu
yararına çalışan ve teknoloji ile toplumun önemli sorunlarına çözüm bulacağını
iddia eden bir girişim şirketi.
Biden’ın
danışmanlarının büyük bir kısmı, aynı hikâyeyi anlatıyor. Teknoloji şirketleri
ve temsilcileri, kendilerini yazılımların, donanımların ve yığınsal veri
toplama yöntemlerinin geliştirilmesi yoluyla “dünyayı kurtaracak kişiler”
olarak pazarlıyorlar. Gerçekte ise bu insanlar, muktedir sınıfın halk
kitlelerini gözetleme ve kontrol altında tutma becerisini artırmak ve tüketici
algoritmaları oluşturmak suretiyle kârlarına kâr katmak için yanıp tutuşan
kişiler. Airbnb, Alphabet, Amazon, Facebook, Dell, LinkedIn, Lyft, Stripe gibi
büyük şirketlerin yöneticileri, kurumları değerlendiren ekipler içerisinde
“gönüllü” olarak çalışıyorlar.
İstihbarat
Topluluğu’nda ise siber güvenlik meselesine odaklanan eski CIA ve FBI
yöneticileri ile birçok teknoloji şirketinin yönetim kurulu üyeleri yer
alıyorlar. İstihbarat grubunun üyelerinden biri, Uber şirketinin güvenlik
başkanı olarak görev yapan Matt Olsen. Bilindiği üzere Uber, çalışanlarının
sosyal yardımlarını ve işçilere yönelik koruma duvarlarını ortadan kaldırmak
için onları zorla özel hazırlanmış sözleşmelere tabi “çalışan” statüsünde
çalıştırıyor.
Uber’de
çalışmadan önce Obama yönetiminde yer almış olan Olsen, bu dönemde Ulusal
Terörle Mücadele Merkezi yöneticisi, Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) genel
danışmanı ve Guantanamo Değerlendirme Görev Gücü icra direktörü gibi görevlerde
bulundu. Obama, kampanyası boyunca Guantanamo hapishanesini kapatacağı vaadinde
bulunmuş ama bu hapishane bir türlü kapatılmamıştı.
Olsen,
ayrıca internet iletişimi ve elektronik ortamında kişilerin izinsiz
aranabilmesi fikrine destek sunmuş bir isim. Ona göre “devletin zaten elinde
olan bir bilgiye bakmak için bir hâkimden izin almasına gerek yok.”
İstihbarat
ekibi içinde yer alan diğer bir isim olan Greg Vogle, McChrystal Grubu’nda
çalışıyordu. Kendisi, ayrıca eski bir CIA ajanı ve Ortak Özel Özel Operasyonlar
Komutanlığı komutanı. Vogle da Afganistan’da savunma bakanlığı ile imzalanmış
sözleşmeler üzerinden hizmet veren GDC International’a danışmanlık yapıyordu.
İstihbarat
ekibi içinde ayrıca Disney’den de iki isim var. İkisi de istihbarat
kurumlarında uzun süre çalışmışlar. İlki, otuz yıl FBI’da çalışmış, şuan
Disney’nin park ve dinlenme yerlerinin güvenliğinden sorumlu isim olan Eric
Velez-Villar, diğeri de CIA’in eski icra direktörü yardımcısı, şuan Disney’nin
Strateji Güvenlik Operasyonları müdürü Carmen Middleton. Middleton, ayrıca
CIA’de çalıştığı dönemde “istihbarat kurumunun en üst kademelerine gelmiş Latin
kökenli” olduğu için övgülere mazhar olmuş. Kendisi, aynı zamanda CIA’de
Çeşitlilik Bölümü müdürlüğü de yapmış.
Dışişleri
bakanlığı değerlendirme ekibinde Irak’a yaptırımların uygulandığı Clinton
döneminin dışişleri bakanı Madeline Albright’ın kurduğu Albright Stonebridge
Grubu isimli düşünce kuruluşundan isimler var. Bu grupta ayrıca Barış ve
Güvenliği Geliştiren Beyaz Olmayan Kadınlar çalışması üyesi Bonnie Jenkins de
yer alıyor. Kuruluşun amacı, ulusal güvenliği yeniden tanımlamak. Kuruluş,
ezilen milletler arasındaki uzlaşmaz çelişkileri, emperyalistlerce bahşedilen
görevlere kadınları getirmek suretiyle çözeceğini iddia ediyor.
Opensecrets.org
sitesinden elde edilen verilere bakılacak olursa Biden, bu seçim süresince
silâh ve savunma sanayiinden toplam 2,4 milyon dolar, Trump’sa 1,6 milyon dolar
almış. Bilindiği üzere bu iki sanayide kendi görevlendirdiği kişilere bağış
yapmak olağan bir durum. Sekiz kişiden oluşan savunma bakanlığı değerlendirme
ekibi içindeki üç isim, daha çok savunma ve silâh sanayii ile bağlantılı
şirketlerle çalışmış kişiler.
Bu
üç isimse şunlar: Kathleen Hicks, Melissa Dalton ve Andrew Hunter. Üçü de
Raytheon, Northrop Grumman Şirketi, Lockheed Martin Şirketi gibi silâh
imalatçıları ile büyük petrol şirketlerinden fon temin eden düşünce kuruluşu
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi üyesi.
Bu
türden bağlantılara şaşırmamak lazım. Sırtını yaslayacağı kişilere bakılacak
olursa Biden’ın, dünya genelinde halklara karşı emperyalizmin ajandasına
hizmet etmeye en hazır isim olduğunu söyleyebiliriz.
Yeni
başkanın burjuvaziye hizmet edecek iktidar koltukları için belirlediği isimler,
oportünizmin esasen beyhude olduğunu ortaya koyuyor. Zira bu oportünizm, söz
konusu burjuva temsilcilerine yönelik olarak, reformlar konusunda lobi
faaliyeti yürütebileceğimizi veya onlarla işbirliğine gidebileceğimizi iddia
ediyorlar. Reformistler ve oportünistler, emperyalizmin kendi varoluşuna dair
yasa gereği halklara sefaletten gayrı bir şey getirmeyen ve onların başına
belalar açan bir ekonomik sistem olduğu gerçeğini inkâr ediyorlar.
Biden’ın
ekibi bize şimdiden, ABD’nin dünyanın tek hegemonik süper gücü olarak
varolmasını sürdürecek emperyalist uygulamalara devam edeceğini, bu noktada
piyasaların kontrolü ve insanların gözetlenmesi için eldeki teknolojiyi
güçlendireceğini ve savunmaya ağırlık vereceğini söylüyor. Emperyalist savaş
tellâlları, sömürücüler, casuslar, şirket teknokratları ile iş tutacak olan
Biden yönetimi, halk isyanları ve halk devrimleri dalgasının yükselişe geçtiği
koşullarda, ancak bu gebermekte olan, krizden krize sürüklenen, nihayetinde
yıkılmaya mahkûm olan sisteme rehberlik etmekten başka bir şey yapamaz.
David Martinez
13 Kasım 2020
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder