30 Kasım 2020

,

Biden’ın Ekibi


Trump yönetimi, Biden’ın zafer kazandığını kabule henüz yanaşmış değil, ama bu durum, Biden’ın iktidara geliş sürecini planlamak için adımlar atmasına mani olmuyor. Biden, uzun zamandır belirli kurumlarda çalışan isimleri kendi ekibine aldı. Çiçeği burnunda başkan, önemli teknoloji şirketleri, savunma sanayi ve Amerikan istihbarat kuruluşları türünden, ABD emperyalizmine hizmet eden kuruluşların üst düzey yöneticilerine kucak açtı.

Ekonomi Danışmanları Konseyi’nin başında, Schmidt Futures isimli şirkette ekonomik araştırmalardan sorumlu üst düzey yönetici olarak çalışan Martha Gimbel bulunuyor. Schmidt Futures, Google CEO’su Eric Schmidt’in kurduğu, güya kamu yararına çalışan ve teknoloji ile toplumun önemli sorunlarına çözüm bulacağını iddia eden bir girişim şirketi.

Biden’ın danışmanlarının büyük bir kısmı, aynı hikâyeyi anlatıyor. Teknoloji şirketleri ve temsilcileri, kendilerini yazılımların, donanımların ve yığınsal veri toplama yöntemlerinin geliştirilmesi yoluyla “dünyayı kurtaracak kişiler” olarak pazarlıyorlar. Gerçekte ise bu insanlar, muktedir sınıfın halk kitlelerini gözetleme ve kontrol altında tutma becerisini artırmak ve tüketici algoritmaları oluşturmak suretiyle kârlarına kâr katmak için yanıp tutuşan kişiler. Airbnb, Alphabet, Amazon, Facebook, Dell, LinkedIn, Lyft, Stripe gibi büyük şirketlerin yöneticileri, kurumları değerlendiren ekipler içerisinde “gönüllü” olarak çalışıyorlar.

İstihbarat Topluluğu’nda ise siber güvenlik meselesine odaklanan eski CIA ve FBI yöneticileri ile birçok teknoloji şirketinin yönetim kurulu üyeleri yer alıyorlar. İstihbarat grubunun üyelerinden biri, Uber şirketinin güvenlik başkanı olarak görev yapan Matt Olsen. Bilindiği üzere Uber, çalışanlarının sosyal yardımlarını ve işçilere yönelik koruma duvarlarını ortadan kaldırmak için onları zorla özel hazırlanmış sözleşmelere tabi “çalışan” statüsünde çalıştırıyor.

Uber’de çalışmadan önce Obama yönetiminde yer almış olan Olsen, bu dönemde Ulusal Terörle Mücadele Merkezi yöneticisi, Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) genel danışmanı ve Guantanamo Değerlendirme Görev Gücü icra direktörü gibi görevlerde bulundu. Obama, kampanyası boyunca Guantanamo hapishanesini kapatacağı vaadinde bulunmuş ama bu hapishane bir türlü kapatılmamıştı.

Olsen, ayrıca internet iletişimi ve elektronik ortamında kişilerin izinsiz aranabilmesi fikrine destek sunmuş bir isim. Ona göre “devletin zaten elinde olan bir bilgiye bakmak için bir hâkimden izin almasına gerek yok.”

İstihbarat ekibi içinde yer alan diğer bir isim olan Greg Vogle, McChrystal Grubu’nda çalışıyordu. Kendisi, ayrıca eski bir CIA ajanı ve Ortak Özel Özel Operasyonlar Komutanlığı komutanı. Vogle da Afganistan’da savunma bakanlığı ile imzalanmış sözleşmeler üzerinden hizmet veren GDC International’a danışmanlık yapıyordu.

İstihbarat ekibi içinde ayrıca Disney’den de iki isim var. İkisi de istihbarat kurumlarında uzun süre çalışmışlar. İlki, otuz yıl FBI’da çalışmış, şuan Disney’nin park ve dinlenme yerlerinin güvenliğinden sorumlu isim olan Eric Velez-Villar, diğeri de CIA’in eski icra direktörü yardımcısı, şuan Disney’nin Strateji Güvenlik Operasyonları müdürü Carmen Middleton. Middleton, ayrıca CIA’de çalıştığı dönemde “istihbarat kurumunun en üst kademelerine gelmiş Latin kökenli” olduğu için övgülere mazhar olmuş. Kendisi, aynı zamanda CIA’de Çeşitlilik Bölümü müdürlüğü de yapmış.

Dışişleri bakanlığı değerlendirme ekibinde Irak’a yaptırımların uygulandığı Clinton döneminin dışişleri bakanı Madeline Albright’ın kurduğu Albright Stonebridge Grubu isimli düşünce kuruluşundan isimler var. Bu grupta ayrıca Barış ve Güvenliği Geliştiren Beyaz Olmayan Kadınlar çalışması üyesi Bonnie Jenkins de yer alıyor. Kuruluşun amacı, ulusal güvenliği yeniden tanımlamak. Kuruluş, ezilen milletler arasındaki uzlaşmaz çelişkileri, emperyalistlerce bahşedilen görevlere kadınları getirmek suretiyle çözeceğini iddia ediyor.

Opensecrets.org sitesinden elde edilen verilere bakılacak olursa Biden, bu seçim süresince silâh ve savunma sanayiinden toplam 2,4 milyon dolar, Trump’sa 1,6 milyon dolar almış. Bilindiği üzere bu iki sanayide kendi görevlendirdiği kişilere bağış yapmak olağan bir durum. Sekiz kişiden oluşan savunma bakanlığı değerlendirme ekibi içindeki üç isim, daha çok savunma ve silâh sanayii ile bağlantılı şirketlerle çalışmış kişiler.

Bu üç isimse şunlar: Kathleen Hicks, Melissa Dalton ve Andrew Hunter. Üçü de Raytheon, Northrop Grumman Şirketi, Lockheed Martin Şirketi gibi silâh imalatçıları ile büyük petrol şirketlerinden fon temin eden düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi üyesi.

Bu türden bağlantılara şaşırmamak lazım. Sırtını yaslayacağı kişilere bakılacak olursa Biden’ın, dünya genelinde halklara karşı emperyalizmin ajandasına hizmet etmeye en hazır isim olduğunu söyleyebiliriz.

Yeni başkanın burjuvaziye hizmet edecek iktidar koltukları için belirlediği isimler, oportünizmin esasen beyhude olduğunu ortaya koyuyor. Zira bu oportünizm, söz konusu burjuva temsilcilerine yönelik olarak, reformlar konusunda lobi faaliyeti yürütebileceğimizi veya onlarla işbirliğine gidebileceğimizi iddia ediyorlar. Reformistler ve oportünistler, emperyalizmin kendi varoluşuna dair yasa gereği halklara sefaletten gayrı bir şey getirmeyen ve onların başına belalar açan bir ekonomik sistem olduğu gerçeğini inkâr ediyorlar.

Biden’ın ekibi bize şimdiden, ABD’nin dünyanın tek hegemonik süper gücü olarak varolmasını sürdürecek emperyalist uygulamalara devam edeceğini, bu noktada piyasaların kontrolü ve insanların gözetlenmesi için eldeki teknolojiyi güçlendireceğini ve savunmaya ağırlık vereceğini söylüyor. Emperyalist savaş tellâlları, sömürücüler, casuslar, şirket teknokratları ile iş tutacak olan Biden yönetimi, halk isyanları ve halk devrimleri dalgasının yükselişe geçtiği koşullarda, ancak bu gebermekte olan, krizden krize sürüklenen, nihayetinde yıkılmaya mahkûm olan sisteme rehberlik etmekten başka bir şey yapamaz.

David Martinez

13 Kasım 2020

Kaynak

0 Yorum: