Eylül
başında Lenin, sonrasında iktidarı sovyetlere devredecek, tüm sosyalistleri
kapsayan bir koalisyon hükümetinin oluşturulması meselesini tartıştı. Ancak 12
ve 14 Eylül günü parti liderlerine Bolşeviklerin iktidarı derhal almaları
gerektiğine ilişkin iki mektup gönderdi. İddiasına göre “nesnel koşullar”
Bolşevikler lehineydi. Ama bir yandan da Lenin, Kerenski’nin Petrograd’ı
Almanlara teslim edebileceği ve iktidarın alınışını imkânsızlaştıracağı
konusunda uyarıda bulunuyordu. Bu noktada Lenin, partinin “Marksizmin temel
ilkelerinden olan ayaklanma sanatını” uygulamaya koymasını istedi. Ama Bolşevik
Merkez Komitesi, Lenin’in mektuplarını görmezden geldi. Sosyalist liderlerin
katıldıkları 19 Eylül 1917’de düzenlenen konferansta Kamenef, önmeclisin kurulması
fikrine destek verdi. 21 Eylül günü o dönemde gizlenmekte olan Lenin’in
katılmadığı Merkez Komite toplantısında tüm sosyalistleri içeren bir koalisyon
hükümetinin kurulması çağrısı tekrarlandı. Aynı zamanda komite üyeleri,
iktidarı barışçıl yoldan alacağını düşündükleri İkinci Tüm Rusya Sovyet
Kongresi’nin toplanmasını istediler. Ardından Lenin, Bolşeviklerin yüzünü
silâhlı ayaklanma fikrine çevirmek için bir harekât başlattı. Lenin, aşağıda
yer verilen, “İşçilere, Köylülere ve Askerlere” başlığını taşıyan 2 Ekim 1917
tarihli mektubu Halkın Davası gazetesinin yayın yönetmeninin
elinden çıkan 30 Eylül tarihli yazıya cevaben kaleme aldı.[1] Bolşevik
Merkez Komitesi, Lenin’in mektubunu yayınlamamayı tercih etti.
● ● ●
İşçilere,
Köylülere ve Askerlere.
Yoldaşlar!
Halkın Davası gazetesinin 30 Eylül tarihli nüshasında Kerenski’nin
partisi Sosyalist Devrimciler Partisi, size “sabırlı olun” çağrısında
bulundu.[2]
Mektupta
“sabırlı olmanın gerekli olduğundan” söz eden yazarlar, Kerenski hükümetinin
iktidarda kalması, bu iktidarın işçi ve asker vekilleri sovyetlerine
devredilmemesi tavsiyesinde bulunuyorlar. Bize diyorlar ki “Kerenski, sırtını
aristokrat toprak ağalarına, kapitalistlere ve kulaklara (zengin köylülere)
dayamaya devam etsin. Devrimi yapan ve Kornilof’un generallerini mağlup eden
sovyetlerse sabırlı olsun. Yakında toplanacak olan kurucu meclise dek herkes
sabırlı olmalıdır.”
Yoldaşlar!
Bir etrafınıza bakın. Taşrada ve orduda olan bitenlere bir göz atın, o noktada
göreceksiniz ki köylülerin ve askerlerin sabır taşı çatladı. Köylülerin
ayaklanması, coşkun akan bir sel gibi tüm Rusya toprağını kuşatıyor. Hile yapıp
köylülere toprak verme işi geciktirildi. Köylülerin sabredecek hâli kalmadı.
Kerenski, köylüleri cezalandırıp toprak ağalarını savunmak için askerleri
görevlendirdi. Kerenski, bir kez daha Kornilofçu general ve subaylarla anlaşıp
toprak ağalarından yana durdu.
Ordunun,
köylülerin toprak için verdikleri haklı mücadeleyi bastırmak amacıyla
uyguladığı bu baskıları, ne şehirlerdeki işçiler ne de cephedeki askerler hoş görebilir.
Şu
an cephede olan orduda yaşananlarla ilgili olarak Dubasof, tüm Rusya’nın
karşısına geçti ve “askerler artık savaşmayacak” dedi. Askerler bitkin,
yalınayak, aç, kapitalistlerin çıkarları için savaşmak istemiyorlar. Askerler
“sabırlı olmak” istemiyorlar. Onlar, aylardır barışla ilgili güzel sözlerden
başka bir şey işitmediler, ama öte yandan pratikte, savaşın tüm tarafları için
önerilen adil barış, Kerenski yüzünden ertelendi.
Yoldaşlar!
Şunu anlayın ki Kerenski, sovyetler iktidarı almasın diye askerleri işçi ve
asker sovyetleri vekillerinin üzerine salmak için Kornilofçu generallerle ve
subaylarla bir kez daha görüşüyor. Kerenski, iktidarı hiçbir koşulda sovyetlere
teslime etmeyecektir. Halkın Davası bu gerçeği hiç yan çizmeden kabul
etmektedir.[2] Şimdi kışlalara, tüm Kazak birliklerine, tüm emekçilere gidin ve
bu gerçeği insanlara izah edin.
Eğer
sovyetler iktidarı alırsa (20 Ekim günü sovyet kongresi düzenlenirse) 25 Ekim
tarihinden geç olmamak üzere savaşan tüm taraflara adil bir barış
önerilecektir. En kısa sürede Rusya’da işçi ve köylü hükümeti kurulacak, bu
hükümet, tek bir günü bile heba etmeden, savaşan tüm taraflara adil bir barış
önerisi götürecektir. Böylelikle halk, bu haksız savaşı kimlerin istediğini
öğrenecektir. Ardından halk, kurucu mecliste kendi kararlarını alacaktır. Eğer
iktidar sovyetlerin olursa, o vakit toprak ağalarının ellerindeki araziler
derhal tüm halkın mülkü ilân edilecektir. Kerenski ve hükümeti, kongreye karşı
tam da bu sebeple mücadele yürütmekte, sırtını kulaklara, kapitalistlere ve
toprak ağalarına bu sebeple dayamaktadır! Size “sabırlı olun” demeleri, onların
çıkarınadır!
Bugün
Kerenski”nin askeri güçleri, toprak için ayaklanan köylüleri ezerken “sabırlı
olma”yı kabullenebilecek misiniz? Savaşın hâlâ sürdüğü koşullarda “sabırlı
olun” diyenlere “tamam “mı diyeceksiniz? Barışın ertelendiği, Rus
kapitalistleriyle İngiliz-Fransız kapitalistleri arasında eskiden imzalanmış
gizli anlaşmaların feshedilmediği koşullarda sabırlı olmaya devam mı
edeceksiniz?
Yoldaşlar!
Kerenski’nin kurucu meclisin toplanması konusunda halkı daha önce kandırdığını
hiç unutmayın! 8 Temmuz günü Kerenski, tüm ciddiyetiyle çıkıp 17 Eylül’de
meclisi toplayacağına dair söz vermişti. Ama o, halkı aldattı. Yoldaşlar!
Kerenski hükümetine inananlar, kardeşlerine, köylülere ve askerlere ihanet
içerisinde olan kişilerdir!
Hayır,
halk gerekli adımları bir gün bile ertelemeden atacak! Onlar, askerleri
kullanıp köylüleri ezemeyecek, binlerce insanı savaşta öldüremeyecek, adil
barış derhal imzalanacak.
Kornilofçu
generallerle ve toprak ağalarıyla köylüleri ezmek, onları kurşuna dizmek ve
savaşı sürdürmek konusunda işbirliği yapan Kerenski hükümetine ölüm. Tüm
iktidar işçi ve asker vekilleri sovyetlerine!
V. I. Lenin
2 Ekim 1917
[Kaynak:
Competing Voices from the Russian Revolution, Yayına Hazırlayan: Michael
C. Hickey, Greenwood, 2011, s. 415-417.]
Dipnotlar:
[1] V. I. Lenin, “Krabochim, krest’ianam i soldtam,” Revoliutsionnoe
dvizhenie v Rossii nakanune Oktiabr’skogo vooruzhennogo vosstaniia içinde
(1-24 Ekim 1917) (Moskova: Izdatel’stvo akademii nauk SSSR, 1962), s.
22–23. İlk olarak 23 Nisan 1924 tarihinde Pravda’da yayımlandı.
[2]
“Sosyalist Devrimciler, Sovyetler ve Kurucu Meclis”, Competing Voices from
the Russian Revolution içinde, s. 411-415.
[3]
30 Eylül günü Halkın Davası yayın yönetmeni elinden çıkan yazıda “Lenin
ve Trotskiy’nin Demokratik Konferans’ın iradesine kayıtsız şartsız teslim
olacağından” bahsedilmektedir.