04 Kasım 2020

, ,

Anarşistler ve Ekim Devrimi


Ekim 1917’de Petrograd’da az sayıda anarşist varsa da bu kesim, sol sosyalist koalisyon ve Petrograd Sovyeti Askeri Devrimci Komite içerisinde önemli bir yere sahipti. Bir süre sonra anarşistler, Lenin’in hükümetiyle ters düştüler, zira anarşistler, Lenin’in “proleter diktatörlüğü” de dâhil her türden devlet iktidarını reddediyorlardı. Lenin ise sağ sosyalist muhalefetten çok anarşistlerden şüphe ediyordu. Aralık ayının sonlarında anarşistler, yeni Sovyet iktidarının hedefi hâline geldiler. Karşı-devrimle Mücadele Olağanüstü Komisyonu (Çeka) bu süreçte anarşistlere baskı uyguladı. Aşağıda verilen üç yazı, anarşistlerin radikal toplum programlarını yansıtıyor ve tüm iktidarlara yönelik itirazlarını dillendiriyor. “Anarşi Düzenin Anasıdır” başlıklı ilk yazı, 26 Ekim 1917’de Moskova’da çıkan Anarşi isimli gazetede yayımlandı. İkinci yazı, Petrograd’da çıkan anarşist gazete Emeğin Sesi’nin 1 Kasım 1917 tarihli nüshasında yer aldı. “Herkes İçin Değil!” ismini taşıyan üçüncü yazı ise gene Petrograd’da çıkan Fırtına Kuşu isimli gazetenin 14 Kasım günü çıkan sayısında yayımlandı.
● ● ●
Anarşi Düzenin Anasıdır
Sosyalist bir devrim, gelişme kaydetmek için bir süreye ihtiyaç duyar. Devrim, otokrasinin ve politik iktidarın çöküşüyle başlar ve her fabrikada kapitalizmin yüzleşeceği yıkımla, özgür komün için tüm yönetim biçimlerine karşı verilecek mücadeleyle sona erer. İnsanın insanı sömürmesi ve insanın insana zulmetmesi üzerine kurulu olan burjuva kaos yerine, özgürce örgütlenmiş eşitlerin iradesi hüküm sürmeli, özgür yoldaşların ve özgür işçilerin yeni dünyası kurulmalı, özgür komünlerin özgür birliği tesis edilmelidir.
Her şeyden önce devrim büyük mutluluktur, yeni bir hayat beklentisinin her yerde yarattığı büyük heyecandır. Özsavunma en zaruri şey olsa da pogromlara, aşırılıklara, cinayetlere, kan banyosuna izin verilemez. Açgözlülükle bir şeylerin peşine düşülemez. Her şey herkese ihtiyaçlarına göre örgütlülük zemininde dağıtılmalıdır.
Yoldaşlar, bu amaç doğrultusunda herkese, tüm tüketicilere, yiyecek, kıyafet ve ev verilmelidir. Bu iş, özel inisiyatif alan gruplarca veya her bir ilçedeki, şehirdeki fabrika komitelerinin belirlediği emekçi komitelerince derhal yapılmalıdır. Meclisin ve tedarik komitelerinin topladığı tüm bilgiler kullanılmalıdır.
Yaşasın devrimci düzen! Yaşasın anarşist komün!
* * *
[Emeğin Sesi yayın yönetmeninin kaleminden]
[…] “İktidarın alınması” ile “toplumsal devrim” arasındaki apaçık karşıtlığı, Bolşevikler arasındaki tartışmalardan ve Halk Komiserliği hükümetine yönelik halk muhalefetinden daha iyi hiçbir şey ortaya koyamazdı. Bu da anarşizmin temel ilkesinin doğru olduğunu ispatlıyor: Partilerin eylemi, toplumsal devrimin yerini alamaz. Genelde Bolşevikler, özelde Lenin ve Trotsky, ya bu gerçeği kabul etmeli, iktidar yolunu terk edip devletsiz komünizm yolunu benimsemeli ya da devrim yolunun tam zıt yönünü ifade eden uzlaşma yoluna revan olmalı. Politik iktidarın alınması, kaçınılmaz olarak devrimi boğacaktır.
* * *
Herkes İçin Değil!
Köylerde ve şehirlerde yaşayan yoksullar, sizleri bağımsız olmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz. Tüm iktidar anarşinindir, yani hiç kimsenindir!
[…] Bolşevik Parti ise bir yalanı bayrak edinmiştir. Bolşevikler eski rejimi tekrar diriltmektedirler.
Kurucu meclis, zalimlerin kılıcı hâline gelecektir.
Devlet, her şeye müdahale etmektedir. Hiçbir parti, size “toprak ve fabrika” veremez. Toprak ve fabrikalar zorla ele geçirilmemektedir. Bu, sadece işçilerin ve köylülerin davasıdır. Dünyadaki hiçbir hükümet, size toprak ve fabrika vermez. Gelecek, askerlerin ve bahriyelilerin ellerindedir.
Hiçbir hükümet size özgürlük vermeyecek. Çünkü özgürlük verilemez. Özgürlük kanla ve terle kazanılmalıdır.
Herkes için müşterek bir hayat inşa etme çabası, bireysel ihtiyaçları önceler.
Tüm temsiliyet ilişkileri özgürlüğü kısıtlar. Seçimlere girmek, halka ihanetle eşdeğerdedir. Bu sebeple parti çağrıları kafanızı karıştırmasın, kurucu meclis seçimlerini boykot edin.
Geleceğin anahtarı sizin ellerinizde. Sandığa gitmeyi reddedin!
[Kaynak: Competing Voices from the Russian Revolution, Yayına Hazırlayan: Michael C. Hickey, Greenwood, 2011, s. 488-489.]