22 Mart 2025

Paradigmayı Aşmak


Fikret Başkaya, paradigmanın iflas ettiğini söylerken yanılıyordu, paradigma iflas etmedi. Aksine daha da güçlendi.

Son birkaç gündür yaşananlar bunun işareti. Saraçhane, artık ülke solunun dergâhıdır. Öyle ki bunun başlangıcı geçtiğimiz 1 Mayıs’tır. Bu yıl da 1 Mayıs için Saraçhane denilirse kimse şaşırmasın. Yine Saraçhane’deki otobüsün üstüne kitleye “Dağılın” çağrısı yapan sendika başkanları çıktı, yine hiçbir şey olmamış gibi.

Paradigmaya dönersek, halkın CHP’yi aştığı dillendirilmeye başlandı. Protesto olsun da nasıl olursa olsun(!)

Daha dün halk “cahil, ortadoğulu, yobaz” idi. Bir günde ne değişti? Öncelikle halk CHP’yi aşmadı, alanlara çıkanlar kitleler. Çoğu CHP’li, içindeki sollar da dâhil. Bu bağlamda kitlenin CHP’yi aşıp aşmadığı tartışılabilir, halkın bir bölümü alanlarda yer alsa da halk gerçekliğine dair bir talep olduğu söylenemez. Barınma, enerji ve market giderleri, sağlık harcamaları, özgürlük talepleri gündemde yok. CHP’yi kazandırmak içinse amaç, ki öyle, amaca uygunluk söz konusudur.

Bir gecede on binlerce emekçi işinden aşından edildi. Depremlerde, maden göçüklerinde, iş yerlerinde insanlar yaşamını yitirdi. Acılar saymakla bitmeyecek kadar takvim yapraklarını doldurdu. Bugün alanı dolduran sol, hiçbir şey yapmadı, yapamadı. Bunun asıl nedeni, solun kendi iradesine CHP kayyumunu atamasıdır.

Sol, bir özne olarak çağrı yapamaz ama CHP yaparsa alan doluyor. Bu gerçek bize tek bir şey söylüyor: sol-sosyalist hareket, tümüyle CHP’nin yedeği hâline gelmiştir.

Paradigma iflas etmemiştir. Sol, CHP’yi aşamamıştır. CHP’nin oy aldığı yerlerde oy aldığı kitle sınırınca sokağa çıkması, halk mücadelesi olduğunu göstermez. Olan yere değil, olmayan yere bakmak gerekir. Ödenen/ödenecek bedel, CHP içindir.

Elli yıldır sol, kitleyi CHP’ye hazırladı. Bugün doldurulan alan, bu siyasetin sonucudur. Denilebilir ki aslında bu talepler var alanlarda. Doğru var, ama o talepleri karşılayacak yegâne güç olarak CHP görülüyor. Kitlenin CHP ve sendikalarını yuhalaması, özünde onun CHP’li niteliğiyle ilgilidir. Bu kadar kızılmasının nedeni, kitleyi omuzlayacak bir CHP kalıbının görülmemesidir. Neticede CHP yine kitle sözcüsü olarak görülmektedir.

İmamoğlu diyor ki “Kimsenin garantisi kalmadı, ne diploma ne belge...” Yok, gerçek öyle değil. Bir gecede insanların diploması geçersiz hâle geldi fakat sıra o zaman CHP’de değildi, ona yeni geldi.

Tarihsel materyalizm ve diyalektik bilmemek, tarihi kendinden başlatma kurnazlığıdır. O mağduriyetin üzerine CHP geldi.

Sola gelince, Aydın Çubukçu alanları öven paylaşımlarda bulunuyor. Kendisi Londra’da yaşıyor, ne acı...

Biliyoruz; aymazlıkla, hiziple, karşıt ideoloji sahibi olmakla, gericilikle suçlanacağız. Bunu daha önce de duyduk, tarih şaşmaz bir şekilde eleştirenlerin aleyhine işledi. Bunun kararını Saraçhane'de kalıp kalmamak verecek.

Gelecek tüm eleştirilere açık olmakla birlikte, Gezi’yi, 6-8 Ekim’i, OHAL’i hatırlıyoruz. Nedenlerini de biliyoruz. Kürt siyasetine gelince, onlar yine tarihin kaybedeni olarak kalmaya devam edecekler, aksi bir gelişme yaşanmasının pek ihtimali yokmuş gibi görünüyor.

Not olarak: İngiltere/Avrupa ile “süper güç” arasındaki gerilimin ülke içindeki tarafları açısından İmamoğlu hattı nerededir, bunun bilinmesi gerekir. Özetle, günceldeki gelişmeler, emperyalizmden bağımsız çözümlenemez. Uzun bir konu… Sonucu tarih gösterecek.

S. Adalı
21 Mart 2025

1 Yorum:

Adsız dedi ki...

Tamam solun hali pürmelali ortada. Ama kardeşim sizinki de solun halinden beter. Godot'u bekler gibi lafı söyleyip haklı çıkmayı bekliyorsunuz. Değiştirmek için ne yapıyorsunuz kaba keskinlikten öte! El İnsaf yahu!