Bugün EMEP, “Genel greve ve genel direnişe hazırlanmak gerek” diyor. Bu iddialı duruşu sergileyen parti, daha düne kadar “işçi sınıfından kopuk, maceracı, anarşist” dediği yaklaşımları bugün kendisi savunuyor. “İşçi sınıfının partisi”, sermayenin yeni kuklasını savunmak için işçi sınıfını seferber etmeye çalışıyor.
Aynı
şekilde, alana gelen sol çevreler de Taksim’i işaret ediyorlar, “provasını”
yaptıkları 1 Mayıs Saraçhane’sine rağmen aynı enerji kırıcılığına devam ediyorlar,
çünkü başlangıç noktasını CHP olarak tayin edip tarihi ve mekânı oradan
başlatıyorlar. Geçmişte MHP’li Ekmeleddin’i aday çıkartan iradenin yeni
zokasını yutuyorlar. “Sokak” dedikleri özel laboratuvarlarında geleceğin sermaye bekçisini imal ediyorlar. Sadece dolara iyi gelen başkan istiyorlar.
Halkın
CHP’yi aştığını iddia eden sol, yalan söylüyor. Her akşam aşılamayacak bir
mekâna halkı çağırmak, olsa olsa CHP’nin çizdiği sınıra sıkışıp kalmaktır. Bu
gerçek görülmüyor.
Avrupa’ya
iltica etmiş olan en sol çevreler bile bu argümana sığınıyorlar. Bu, tam
anlamıyla gerçeği ters yüz etmektir. CHP’nin aşıldığı yalanı, sömürülen-ezilen
halk kitlelerini kandırmak için dile dolanıyor.
O
alanda CHP’ye seçim kazandırmak dışında bir yol geliştirilmediğinden, CHP’nin
birer seksiyonu olarak görev icra ediliyor.
İmamoğlu’na
seçim şarkısı yapanlar, bir dönemin bedeliyle rant elde edenlerdir.
EMEP
ve türevlerine gelince, Kürt siyasetine kitle gösterip sendika ve meclis
koltuğu pazarlığında elini güçlendirmek için orada. Yanlış bilincin çarpık
algısı, talepsiz kitlesel eylemlerde kendini gösterir ki en kitlesel olunan an
alınacak yenilgiyi hazırlayacak zamana denk düşer.
Ortada
CHP’nin bekası dışında bir talep yoktur.
Daha
önceki yazılarımızda değindiğimiz gibi hiçbir sol çevre, CHP belediyelerinin
otopark ve diğer kalemlerdeki zamlarına karşı, bırakalım protestoyu, paylaşımda
bile bulunmamıştır.
Gülşen’e
sahne veren akıldan gelecek güzel günler beklemek, halk sınıflarını
aldatmaktır.
Solun
burada sergilediği de ideolojik güçlenme değil, kitle genişlemesi sağlamaktır
ki alana KESK, TKP, DİSK gelmektedir.
Kitleleri
ideolojik açıdan aldatıp varolan dinamizmi eriten TİP solculuğu, bugün Saraçhane’de
karşılık buluyor, bulmaya devam edecek.
Ortada
sınıf mücadelesine dayalı bir talep olmadığı gibi, muhtemelen Saraçhane’ye bu
taleplere sahip insanlar çekilecek. Ortaya sınıf mücadelesine derinlik ve kudret
katacak bir dinamizm çıkmayacak. Sürecin başarısızlıkla sonuçlanması,
mücadeleyi geriye itecek.
Burada
alınacak yenilgi, doğrulamayıp ağır bir baskıyla karşılaşacağının alametidir.
Bu tip dinamizmin zirvesi olan Gezi, sonraki on başarısız yılın kapısını
araladı.
Sol,
bugün CHP ve Avrupa’nın bekası için emek harcamaktadır. Yönsüz bir gemi İthake’sini
bulamayan Odysseus gibi denizlerde yıllarını tüketir.
Bu
solun ve sendikaların olduğu yerde CHP aşılamaz. Bunun ardından emek
mücadelesinin yaşayacağı baskı dalgasının sorumlusu, soldur.
Parçalı
şekilde de olsa kazanımla sonuçlanan işçi emekçi mücadelelerinin olgunlaştığı
aşamada şu an tam olarak emeğin üstü çizilip oraya “CHP” yazılıyor. Saraçhane
çağrısı bunun kanıtı.
Solun
ikameti Kadıköy, kıblesi Saraçhane’dir. Hiçbir acıda, yoklukta, zulümde
insanları alana çağırmayan CHP, bugün alanlara çağırıyorsa demek ki o çağrılan
yerlere tuzaklar döşenmiştir.
S. Adalı
23 Mart 2025
0 Yorum:
Yorum Gönder