13 Mart 2025

, ,

Halkın Gerçek Şairi



Komünist hareketin önder isimlerinden olan Sibte Hasan, aynı zamanda önemli bir edebiyat insanıdır. Ona göre Habib Calib, Pakistan komünist hareketi için partinin yaptıklarından çok daha fazla şey yapmıştır. Habib Calib, Sibte Hasan’ın ölümü üzerine iki şiir kaleme almıştır. Bunlardan biri şu şekilde başlamaktadır: “O kültürlü hâli ve irfanıyla Sibte Hasan yükseklerde uçan bir kuştu / Ölümü parti için kabustu.” Sibte Hasan, aşağıdaki konuşmayı Habib Calib’e Karaçi Basın Kulübü’ne ömür boyu üyelik ödülü verildiği vakit yapmıştı.

* * *

 

Urduca dilinde, Nazır Ekberabadi’den sonra “halkın gerçek şairi” unvanına layık bir isim varsa o da Habib Calib’dir. Nazır Ekberabadi gibi o da halk adamıdır. Sıradan insanlar gibi yaşar. Onlar gibi düşünür, hisseder ve sever. Sıradan insanların arzularını taşır. O sıradan insanların dilinden onların hüznünü, acısını, sesini ve arzularını aktarır. Yüz binlerce insan Calib’i bu kadar çok seviyorsa, dizelerini işittiklerinde kendilerinden geçiyorlarsa, o vakit ondaki bu sevda da aşk da sebepsiz değildir.

Yunan mitolojisinde aktarıldığı biçimiyle Promete, ateşi insanların hizmetine sunmak gerektiğini düşündüğü, bu anlamda, tanrılara ait bir sırrı insanlara faş ettiği için suç işler. Bu suçu işlediği için bir kayaya bağlanır, burada bir akbaba her gün gelip etini yer. Tanrılar kendisinden özür dilemesini ister, özür dilerse işkence son bulacaktır. Promete şu cevabı verir: “Bu işkenceniz kabulümdür, ama sizin köleniz olmayı reddediyorum”.

Bu, esasında simgelerle örülü bir hikâyedir. İnsanın aklı, tanrıların bahşettikleri bir hediye değildir. İnsan, düşüncesinin gücüyle, deneyler ve gözlemler aracılığıyla sorunlarına çözüm bulmuş, algılama becerisinin ve ferasetinin zirvesine ulaşmıştır.

Fakat öte yandan bir de tehlikeyi seven, bize özgürlüğü öğreten, toplumsal meseleleri idrak etmemizi sağlayan insanlarla da karşılaşırız. Eyüp Han diktatörlüğü, o karanlık dönem, bir yandan da Adalet Kıyami ve Habib Calib gibi insanları öne çıkartmış olmasıyla da anımsanacaktır.

Bu milletin gerçek tarihi yazıldığında, dünya, milletin canının çekildiği, insanların nefes alıp vermeye bile korktukları o korku ve terör döneminde ona ruh üfleyen, can veren insanları da tanıyacaktır.

Ateşten gömleği giymek, Habib Calib’in kaderinde vardır. Ülkedeki hüzne ve acıya son vermek onun hayatının asli amacıdır. Calib, bir gözüyle gülerken diğeriyle ağlayandır. Gülmek de ağlamak da halk içindir.

Calib, halkın içinde bulunduğu sefalet koşullarına ağlar, ama bir yandan da geleceğin parlak olduğu gerçeğini bilerek güler. Onun şiiri, mağlup olmuş yüreklerin sesi, tutkuyla bağlı olunan inançlar için yapılmış bir silâhlanma çağrısıdır. O, zalimlerin iktidarından da servetinden de hiçbir zaman korkmamıştır. Buna karşın, geceleri kıyımdan geçirilenlerin yüzündeki örtüyü kaldırmıştır.

Bazen kendime soruyorum, bu fakir, “hayır” deme gücünü nereden aldı? Bu asil insanın kötülükle mücadele etmesini, hakikati ısrarla dile getirmesini sağlayan güç nedir? Esasında bu güç, halka olan sevgisinin ürünü. O cesaretin de coşkunun da kaynağı bizatihi halk. Habib Calib, kişiliğini ve şiirini halkın iyiliği için feda etmiş bir insan.

Seyyid Sibte Hasan
25 Aralık 1980
Kaynak

0 Yorum: