13 Aralık 2025

,

Bağımsız Devrimci Mücadele


Bugün sosyalist hareketi Lenin’i unutanlar, Marksizm-Leninizmi tarihten silmeye çalışanlar yönetiyor. Çünkü Lenin, bir yazısında şunu söyleyendir:

“Tarihsel olayların gerçek itici gücü, devrimci sınıf mücadelesidir. Reformlar, bu mücadelenin tali-yardımcı bir ürünüdür. Talidir, çünkü bu mücadeleyi zayıflatmaya, köreltmeye yönelik başarısız girişimleri ifade ederler. Burjuva felsefecilerinin teorisine göre ilerlemenin itici gücü, toplumun bazı kurumlarının ‘kusurlarını’ fark eden tüm unsurların birliğidir. Birinci teori materyalisttir; ikincisi idealist. Birincisi devrimcidir, ikincisi reformist. Birincisi, modern kapitalist ülkelerde proletaryanın taktiklerinin temelini teşkil eder. İkincisi, burjuvazinin taktiklerinin temelidir.”[1]

Liberallerle ittifak kurmanın, reformlarla yol almanın, büyük hedeflere küçük adımlarla ilerlemenin derdinde olanlar, “burjuvazinin ve polisin tuzakları”nı örtbas ediyorlar. Burjuva devrimine bağlılık yemini edenler, sosyalist hareketi kendi istedikleri yere doğru güdüyorlar.

Cangül Örnek, Orhan Gökdemir ve Fatih Yaşlı, idealist ve reformist yolun yolcusu olarak, İmamoğlu’nun babasının “Komünizm gelmesin diye mücadele ettiğim için çok pişmanım. Çünkü komünizme gerek yok. İstedikleri zaman komünizm ilan ediliyor. Malınıza mülkünüze el konuluyor”[2] açıklamasını eleştirmek için bir araya geliyor.[3] Hep bir ağızdan CHP’yi savunmak için taklalar atıyor.

Burjuva ilerlemeyi komünizm zanneden liberal trionun takdim yazısında, “İmamoğlu, Menderes’ten Özal’a, oradan AKP’ye uzanan ve her aşamasında ‘komünizmle mücadele’ adı altında sola, işçilere ve aydınlanmaya saldıran bir geleneğin temsilcisi” deniliyor. Antikomünizm, Menderes-Erdoğan hattına indirgeniyor. CHP, sütten çıkmış ak kaşık ilân ediliyor. Çünkü trio, “1950 öncesi komünistlere hiç zulmedilmedi” diyen bir yalancıyı içeriyor. Bu yalancı, “Son seçimlerde Süleymancılar Ekrem İmamoğlu’nu destekledi” diyor. Kendi verdiği desteği unutuyor. Fethullah ile ilişkisini, kendi kurduğu ilişki gibi, gizliyor.

Cangül Örnek, laik burjuvazi; Gökdemir dinle mücadele; Yaşlı milliyetçilikle mücadele uzmanı. Bu uzmanlıkla konuşuyor. Buradan para kazanıyor.

Bir avukat, izlediği dizide bile kendi uzmanlığına dair izler arıyor. Yanlışlar buluyor. Çünkü bir dizinin bile kendisine danışmasını istiyor, buradan ekmek kazanmayı murad ediyor.

Bu trio da nereden ve nasıl ekmek kazandığını iyi biliyor. Uzmanlıklarını konuşturuyor. Gökdemir, İmamoğlu’yu “tarikatçı”, Yaşlı “milliyetçi” olarak kodlamak zorunda kalıyor. Sadece kendilerini ve uzmanlıklarını görüyorlar. “Bize para verin, bizde daha ne cevherler var” diye sağa sola mesaj gönderiyorlar.

Din ve millet meselesinde sınıf mücadelesinin ve komünist hareketin nüfuz ettiği, sızdığı kanallar mevcut. Buraları düzenin ve düşmanın tahkim etmiş olması, bu kanalların varlığının kanıtı. Bahsi edilen trioya mensup kişiler, o düzene ve düşmana hizmet ediyorlar. Trio da İmamoğlu kadar antikomünist!

Bu tür liberaller, din ve millet içre sınıf mücadelesinde olmayı değil, burjuva reformları ve burjuva hedefleri tercih ediyorlar. Din ve millet gömleğini yırtan sermayeye çalışıyorlar. Burjuva ilerlemeye Allah gibi tapıyorlar. Kitleleri ona kul etmek için misyonerlik faaliyeti yürütüyorlar.

Yaşlı, “başlarına geleni anlamak istiyorlarsa, önce kendilerinin de kişisel olarak bir parçası olduğu antikomünizme dönüp bakmalılar” diye akıl veriyor. Yani aslında CHP’ye yönelik bir saldırı olduğuna dair tezviratı besliyor. Kendisi ve partisi, bu tezvirat üzerinden hareket ediyor. Sol Haber, bu anlayış temelinde birilerine, her tıklamada avuç açıyor. Onca şirkete ve paraya rağmen, “fakiriz, para verin” diyor.

Avrupa emperyalizminin vakıflarından para alan Sendika.org da aynı yalan üzerinden avuç açıyor. Bunlara kanmamak gerekiyor. Hepsi de halk düşmanı. Paraya ihtiyaç duyduklarında halkı anımsıyorlar. Halkın kolektif iradesine de bugünkü güç ilişkilerine son verecek hareket olarak komünizme de karşılar.

Tezvirat gereği Sol Haber yeniden yapılandırılıyor. İddianame ile CHP tabanı arasına tampon yerleştiriliyor. CHP’yi savunmak TKP’ye düşüyor. Reklâmda denildiği gibi, “TKP cüzdanı açık konuma getiriliyor.” Başındaki CEO, egemenlerin “şirket gibi yönetmek gerek” dedikleri devlete uygun, şirket gibi yönetilen bir “komünist parti” kurguluyor. Aynı parti, “İstanbul, şirket gibi yönetilmeli” diyen İmamoğlu’na çalışıyor. İlerleme tanrısı, kendi müritleriyle varoluyor.

Tezviratın ardında şu gerçek var: Diploma meselesini ilk gündeme getiren, CHP’ye ilk saldırıyı gerçekleştiren, Gökdemir’in ağıt yaktığı Nihat Genç’in internet sitesi.[4] Bu sitedeki isimler, bugün hâlâ İmamoğlu’na saldırıyorlar. İkinci mesele ise kongrenin iptali meselesi. Bunun ardında da yoldaşları TİP’lilerin bir futbolcu üzerinden komplo kurup belediye başkanı olmasına katkıda bulundukları Lütfi Savaş var. TKP’lilerin koşa koşa oy verdikleri Beşiktaş belediye başkanının, İmamoğlu’yla rekabeti sebebiyle, yolsuzluk dosyalarını savcılığa sunduğu iddia ediliyor. Yani “CHP’ye saldırıyorlar” diye feveran edenlerin yalan söyledikleri görülmeli. Saldıranlar, gene CHP’li! O CHP’lilerden biri de Kemal Okuyan’ın seçim öncesi bizzat görüşüp anlaştığı, bugünlerin “AKP’lisi”, Kılıçdaroğlu.

Lenin, bahsi edilen yazısında, “burjuvazinin ve polisin sinsi planları”ndan söz ediyor. Bu ülkede Devrimci Yol ve TKP üst yönetimi, o sinsi planların parçasıdır. Tuzakları açığa çıkartmayarak o sinsi planlara hizmet ediyorlar.

CHP istepnesi yapılar olarak bu örgütlerin derdi, ülkeyi devrimci komünist partiden mahrum kılmak, herkesi birleşik toplumsal ilerlemeyi, reformları, kurumların düzeltilmesini öne alan burjuva aklına kul köle etmektir. “Proletaryanın devrimci bilincini köreltmek, bağımsızlığını ve mücadele gücünü zayıflatmak”tır.

“Halkın hakları”[5] gibi postmodern narodniklikle varılacak yer, CHP’nin kucağıdır. İddialı onca laf, esasında burjuva siyaseti sahnesinde ucuz pazarlıklar yürütmek içindir. Bu siyasetin halka ve işçi sınıfına zerre hayrı olamaz.

Antikomünizm aranıyorsa, ta doğduğu günden bugüne tüm tarihiyle CHP’de aranmalıdır. Diğer sağcı versiyonları, onun çıktısı ve türevidir. O “sağcı” dedikleri, CHP’de ne öğrendilerse onu yaptılar.

CHP’yi aklayan her girişim, burjuvaziye ve devlete hizmet eder. Trioya mensup kişiler, CHP’nin sosyalist hareket içerisindeki ajanlarıdır. Hesaplaşılmalıdır.

Lenin, reformların gerçek bir niteliğe sahip olabilmesinin sınıf mücadelesinin yoğunluğuna tabi olduğunu söyler. Mücadele varsa reformlar anlamlıdır. Mücadele de bağımsız değilse, liberallere ve sosyal demokratlara tabi ise yoktur.

Halkevleri’nin eski başkanı, şimdilerde İHD başkanı Oya Ersoy, halkın haklarından insanın haklarına geçiş yaptığı bugünlerde, 11 Eylül sonrası alana “NGO’ların” hâkim olduğunu söylüyor. Ne tesadüftür ki avukat olan Ersoy, STK’lar üzerinden gelen paraların konuştuğu imasında bulunuyor. Bunun neden böyle olduğunu hiç sorgulamıyor. Ayrıca, 11 Eylül öncesinde de İHD’leri CIA’in kullandığı gerçeğinin üzerini örtüyor. 11 Eylül sonrası emperyalizmin doğuya ve Müslümana yönelik saldırısına ortak olduklarını söylemiyor. On beş sene önce sermayenin yurt dışına kaçışını dert edinen bu solcu Ersoy, kadrolarına sermayeyle yol almayı, yolculuk etmeyi, sermaye donuna bürünmeyi, bu şekilde varolmayı öğretiyor.

Bu isimler, bağımsız sınıf mücadelesi ve bağımsız sosyalist mücadele olmasın diye varlar. Çünkü sosyalist hareket, CHP’lileşerek küçük burjuvaziye; küçük burjuvalaşarak CHP’ye bağlanıyor. Küçük burjuvanın elindeki dizginler, kesilip atılmalı.

Eren Balkır
11 Aralık 2025

Dipnotlar:
[1] V. I. Lenin, “Once Again About the Duma Cabinet”, 28 Haziran 1906, MIA.

[2] “Komünizm Gelmesin Diye Mücadele Ettiğim İçin Çok Pişmanım”, 10 Aralık 2025, Cumhuriyet.

[3] Aslı İnanmışık, “Hasan İmamoğlu’nun ‘Komünizm’ Sanrıları”, 10 Aralık 2025, Sol.

[4] Orhan Gökdemir, “Farozlu Delikanlının Ardından”, 4 Temmuz 2025, Sol.

[5] “Saray’a Karşı Halkın Manifestosu”, 5 Aralık 2025, Halkevleri. Halkevleri, yeni manifestosuyla, bir kez daha küçük burjuva eşeğini proletaryanın rengine boyayıp satmaya çalışıyor.

0 Yorum: