07 Mayıs 2025

,

AGRA’dan Sonra



Bill Gates’in desteklediği Afrika’da Yeşil Devrim İttifakı, kıtaya son on beş yıl içerisinde aktardığı 1 milyar dolar ile birlikte tarımsal zenginliği artırmayı vaat etti.

Vaadini yerine getirmek şöyle dursun, AGRA, ekolojiyi tahrip etti, çiftçiyi borçlandırdı, açlığı artırdı, hedef ülkelerin durumunu daha da kötüleştirdi.

2006’da gündeme gelen AGRA, mahsulü iki katına çıkartma, 30 milyon küçük toprak sahibi çiftçilerin gelirlerini artırma, 2020’de gıda güvensizliğini yarı yarıya azaltma vaadiyle yola çıkmıştı.

Bugün meseleyle ilgili yapılan değerlendirmeler, çiftçilerin zaten bildiği gerçekleri ortaya koyuyor: AGRA, ana hedefine ulaşamadı. Süreç içerisinde 30 milyon çiftçi hedefini de 9 milyona çekmek zorunda kaldı.

Üretim sahasında da proje sonuçsuz kaldı. Yüzde yüz arttıracağını söylediği mahsul, son 12 yıl içerisinde ancak yüzde 18 oranında artabildi.

Birçok bölgede büyüme oranları, AGRA öncesi dönemin gerisinde kaldı.

Bu yapısal hatanın üzeri bugün özel seçilip sunulan verilerle ve münferit başarı hikâyeleriyle gizlenmeye çalışılıyor.

AGRA’nın çalışma yürüttüğü 13 ülkede açlık yüzde 30-31 arttı.

Geliştireceğini söylediği tüm değerler düşük kaldı. Tarımsal kalkınma yaklaşımının sorunları açığa çıktı.

AGRA, tek ürüne dayalı çiftçilik modelini kullandı. Bu modelin biyolojik çeşitliliği, çiftçileri kendi topraklarının dayanıklı ürünlerini kenara itip mısır ekmeye zorlamak suretiyle yok ettiği görüldü.

Eskinin iklime dirençli ürünlerinin ekim oranı epey düştü. 2006-2018 arası dönemde darı üretimi yüzde 24 oranında azaldı.

Zambiya ve Tanzanya’da yapılan araştırmalar, çiftçilerin yapılan hasat sonrası vaat edilen mahsulü alamamaları üzerine gübre ve melez tohum için kredi aldıklarını, böylelikle tuzağa düştüklerini ortaya koyuyor.

Gelir bağımlılığının yol açtığı bu mali yük, köylü aileleri birkaç nesil boyunca etkileyecek bir mesele.

Ekonomik etkilerinin ötesinde AGRA’nın benimsediği, kimyasalı yoğun kullanmayı temel alan yaklaşım, Afrika’da programın yürürlükte olduğu bölgelerde toprağın kalitesini düşürdü.

Sentetik katkı maddeleri, toprağın mikrobiyal varlığını zayıflattı, üretkenlik oranını düşürdü, karbon tutma ve su depolama gibi ekosistem içerisinde önemli olan işlevlerini yitirmesine neden oldu.

AGRA modelinin içerdiği, toprağa kirleten, poliklorlanmış bifeniller, polibromine edilmiş difenil eterler, perfloro karboksilik asitler, benzen ve bizfenol A gibi bileşenlerin doğaya ve insan sağlığına zararlı oldukları tespit edildi.

Bugün AGRA, Sahra Çölü’nün güneyindeki Sahel bölgesinin yüzde 65’inde toprağın kalitesini düşürdüğünü kendisi de kabul ediyor. Ama önerdiği çözümler, hâlen daha kimyasalların yoğun olarak kullanılmasını öngören tarım yöntemlerini esas alıyor.

ESMS ve RE-GAIN gibi yeni programlar sorunları görüyor ama ana sebepler üzerinde durmuyor.

Afrika’da sivil toplum kuruluşları, bugün AGRA’nın köylülerin yaşamsal gerçeklerini dikkate almadığını, kendince teknoloji bağımlılığını dayattığını, ekolojik gerçekleri görmediğini, bu anlamda paranın zirai ekolojik sistemlere akıtılması gerektiğini söylüyorlar.

AGRA, Afrika tarımının yüzleştiği sorunları yanlış teşhis ediyor.

15 yılın ve harcanan 1 milyar doların ardından açlık yüzde 30 oranında arttı, rekoltede ciddi bir artış yaşanmadı, toprak kalitesizleşti, çiftçiler borç yükü altında ezildi.

Doğa sağlığına, çiftçiler refah yoluna ancak gerçek çözümlerle kavuşur.

Sam Knowlton
28 Mart 2025
Kaynak

0 Yorum: