23 Kasım 2025

,

Hamas Hayal Gücünüzün Bir Ürünü


Evet, doğru. Hamas sizin hayal gücünüzün bir ürünü.

Başları kesilmiş bebekler, toplu tecavüzler ve ağaç tepelerinde saklanan sakallı adamlarla ilgili sorular sorma dürtünüzü anlıyorum, ama bu dürtü, hiçbir işe yaramayacak. Tüm bunlar da hayal gücünüzün ürünü.

Burada o gördüğünüz, alınlarınızın boncuk boncuk terlemesine neden olan rüyalar konusunda sizi suçlacak değilim. Mağdur Siyonistlerden ve şirket medyasından (ki ikisi de bir gözümde) duyduğunuz tek şey, Hamas.

Hamas’ı kafaya taktığınız açık. Mesele de bu takıntı. Başka şeyleri düşünmenize bu takıntı mani oluyor.

“Başka şeyler” derken, sivillerin toplu kıyıma maruz bırakılmalarından, okul ve hastanelerin bombalanmasından, sağlık personelinin tutuklanmasından ve öldürülmesinden, kimyasal savaştan, etnik temizlikten, cinayetlerden, zorla aç bırakma girişiminden ve sistematik bir hal almış insansızlaştırma çabalarından, kısacası, soykırımdan bahsediyorum.

Burada Hamas’ın ne olduğunu veya nasıl işlediğini açıklayacak değilim. Size, onun hayal gücünüzün bir ürünü olsa da aslında gerçek olduğunu söyleyebilirim. Peki bu, nasıl mümkün olabiliyor?

Çünkü Hamas, hem efsanevi hem de elle tutulur, somut bir varlık. Bir yapısı, amacı, ideolojisi ve üyeleri olan gerçek bir örgüt. Aynı zamanda modern çağın en büyük yanıltıcı oyunlarından biri; kısmen retorik bir araç, kısmen bir cin, kısmen de bir yanılsama.

Görüntüyü gerçeklikten nasıl ayırabiliriz?

Bunu hariçten yapmak neredeyse imkânsızdır, çünkü hariçtekiler, direniş gruplarını yanlış anlamaya eğilimlidirler. Bu, özellikle Filistin için geçerlidir. İsrail’in sivillere yönelik savaşının temel gerekçesini oluşturduğu için Hamas, her daim kullanılan bir şifre ve simülasyondur.

Filistin’in haricindekiler, Hamas’ı çoğunlukla İsrail’in geliştirdiği bakış açılarına eklemlenmiş söylem katmanları aracılığıyla tanıyorlar. Filistin’in kurtuluşu meselesi, nadiren işleme dâhil edilir. Filistin toplumu tümüyle soyutlanmıştır. Emperyalist merkezlerde çalışan gazeteciler ve entelektüeller, Hamas’ın kendine özgü ve bilinemez bir Filistin vahşeti örneği olduğu varsayımından hareketle, söyleme ve dile, İslam dünyasının esmer yaratıkları hakkındaki asırlık önyargılara göre yön verirler.

Hamas, son birkaç otuz-kırk yılın en karmaşık oluşumlarından biri. Varlığını, gece karanlığını yaran roketlerinden, yeşil bandanalı askerlerinden ve Merkava tanklarının teatral imhasından tanıyoruz. Bir liderliği, bir komuta yapısı, bir silah deposu ve bir kitlesi var. Politika önerileri ve görüş belgeleri sunuyor. Çeşitli devlet aktörleriyle müzakere ediyor. Ancak Hamas, daha çok, sömürgeci tahayyül dâhilinde edindiği konum üzerinden idrak ediliyor. Yerleşimcilerse Hamas’ı kendi paranoya ve şiddetinin bir tezahürü haline getirmiş durumda.

Bu tür yaklaşımlar üzerinden Hamas, tarihten kopartılıyor, tarihin kendisi de maddi değerlerinden mahrum bırakılıyor. Bu tür bir icat, Küresel Güney’deki sömürge karşıtı hareketleri özünde anlamsız olarak görmeye şartlandırılmış Batılı kitlelerin hoşuna gidiyor. Ancak Siyonistlerin icat ettiği Hamas, kapalı bir yapı değil. O, zalimin yanılsamalarını ve kaygılarını açığa çıkarttı. Siyonistler, hem Hamas'tan hem de Hamas fikrinden korkuyorlar. Buna karşılık, barbarlıklarının sorumluluğunu kurbana yüklüyorlar.

İsrail bir okulu mu havaya uçuruyor? “Hamas!”

İsrail yalan mı söylüyor? “Hamas!”

İsrail bir aileyi mi yok ediyor? “Hamas!”

İsrail gazeteciyi mi öldürüyor? “Hamas!”

İsrail yenidoğan ünitesini mi kuşatıyor? “Hamas!”

Öğrenciler soykırıma karşı mı yürüyor? “Hamas!”

Bir Siyonist, akşam yemek masasında mı osuruyor? “Hamas!”

Hiçbir saçma fikir, boşlukta oluşmaz. Sadece köklü ırkçılığın hüküm sürdüğü alanlarda işe yarar. Hamas’ın şeytanlaştırılması, izleyicinin Filistinlilere dair sapkın izlenimiyle hayat bulmaktadır.

Bu ırkçılık unsuru, Siyonistlere sözde savunmacı bir konumdan, o aşağılık soykırımcı duygularını dile dökme yetkisi bahşeder. Yerleşimciler, üstün medeniyet vizyonları üzerinden, fetih ve yerinden etme fantezilerini diri tutma imkânı bulurlar.

Siyonistler, dünyayı Hamas’tan kurtarmak istediklerini söylüyorlar, ancak tuhaf bir şekilde, varlıklarını Hamas’ın dayanma-direnme becerisine bağlamışlar. İsrail’in etnik temizliğini bundan daha iyi hangi bahane kolaylaştırabilir ki? Dahası, Siyonistler, Hamas’ı efsaneleştiriyorlar, yücelere taşıyorlar, böylece Baudrillard’ın “hiper gerçeklik” olarak adlandırdığı bir duruma teslim oluyorlar. Hamas birden ortadan kalksa, dünya, İsrailliler için hiçbir anlam ifade etmezdi. Kendi kimlikleri de yok olurdu.

Hamas, Siyonist zihniyetin her yerine nüfuz etmiş. Tedavisi mümkün olmayan bir hal bu.

Oysa Siyonistler, kendi yüzlerine tutmaları gereken aynayı Filistinlilere tutuyorlar. Tüm Filistinlilerin Hamaslı olduğunu düşünüyorlar. Dolayısıyla, hiçbir Filistinlinin yaşama hakkı bulunmadığını söylüyorlar. İki olguyu birleştiren anlayış, Filistinlileri kökünden söküp atıyor, Filistin’in uzun ve seçkin tarihini siliyor.

Siyonistler, kamusal alanda bir tür söylemsel kontrole sahipler: Yerli halkın kültürünü tayin edebiliyorlar; direnişin sınırlarını çizebiliyorlar (ve yasaklayabiliyorlar); ulusal kurtuluş çalışmalarını yönlendirebiliyorlar. Filistinliler, zalimin kaba ve çıkarcı hayal gücünün tuzağına düşmüş durumdalar.

Siyonistler, cömertlik duygusuyla, Hamas’ı kınadığımız takdirde insanlığa adım atabileceğimizi söylüyorlar. Kınama, konuşmanın, çalışmanın, eğitmenin, eğitimli olmanın yani her türlü toplumsal yaşama erişmenin ön koşuludur (ki bu da doğal olarak onların gözetimi altında gerçekleşecektir).

Filistinliler, Hamas’ı kınama talebine herhangi bir siyasi bağlılıktan değil, Siyonistlerin onaylamamızı istediği güç eşitsizliğinin farkında olduğumuz için tepki gösteriyorlar. Siyonistlerin şiddet konusunda başkasına soru soracak ahlaki bir konumda olmadıklarının farkındayız. Her halükarda, Hamas’ı kınayamayız, çünkü tam olarak neyi onaylamamız veya reddetmemiz istendiğini bilmiyoruz. Hamas’ın onların sinsi sözlüğünde ne anlama geldiğini bile bilmiyoruz.

Biz, sadece Siyonistlerin gerçekte bizden kendi varlığımızı suçlamamızı istediğini biliyoruz.

Steve Salaita
25 Kasım 2023
Kaynak

0 Yorum: