Evet,
doğru. Hamas sizin hayal gücünüzün bir ürünü.
Başları
kesilmiş bebekler, toplu tecavüzler ve ağaç tepelerinde saklanan sakallı
adamlarla ilgili sorular sorma dürtünüzü anlıyorum, ama bu dürtü, hiçbir işe
yaramayacak. Tüm bunlar da hayal gücünüzün ürünü.
Burada
o gördüğünüz, alınlarınızın boncuk boncuk terlemesine neden olan rüyalar
konusunda sizi suçlacak değilim. Mağdur Siyonistlerden ve şirket medyasından (ki
ikisi de bir gözümde) duyduğunuz tek şey, Hamas.
Hamas’ı
kafaya taktığınız açık. Mesele de bu takıntı. Başka şeyleri düşünmenize bu
takıntı mani oluyor.
“Başka
şeyler” derken, sivillerin toplu kıyıma maruz bırakılmalarından, okul ve
hastanelerin bombalanmasından, sağlık personelinin tutuklanmasından ve
öldürülmesinden, kimyasal savaştan, etnik temizlikten, cinayetlerden, zorla aç
bırakma girişiminden ve sistematik bir hal almış insansızlaştırma çabalarından,
kısacası, soykırımdan bahsediyorum.
Burada
Hamas’ın ne olduğunu veya nasıl işlediğini açıklayacak değilim. Size, onun hayal
gücünüzün bir ürünü olsa da aslında gerçek olduğunu söyleyebilirim. Peki bu,
nasıl mümkün olabiliyor?
Çünkü
Hamas, hem efsanevi hem de elle tutulur, somut bir varlık. Bir yapısı, amacı,
ideolojisi ve üyeleri olan gerçek bir örgüt. Aynı zamanda modern çağın en büyük
yanıltıcı oyunlarından biri; kısmen retorik bir araç, kısmen bir cin, kısmen de
bir yanılsama.
Görüntüyü
gerçeklikten nasıl ayırabiliriz?
Bunu
hariçten yapmak neredeyse imkânsızdır, çünkü hariçtekiler, direniş gruplarını
yanlış anlamaya eğilimlidirler. Bu, özellikle Filistin için geçerlidir. İsrail’in
sivillere yönelik savaşının temel gerekçesini oluşturduğu için Hamas, her daim
kullanılan bir şifre ve simülasyondur.
Filistin’in
haricindekiler, Hamas’ı çoğunlukla İsrail’in geliştirdiği bakış açılarına eklemlenmiş
söylem katmanları aracılığıyla tanıyorlar. Filistin’in kurtuluşu meselesi,
nadiren işleme dâhil edilir. Filistin toplumu tümüyle soyutlanmıştır. Emperyalist
merkezlerde çalışan gazeteciler ve entelektüeller, Hamas’ın kendine özgü ve
bilinemez bir Filistin vahşeti örneği olduğu varsayımından hareketle, söyleme
ve dile, İslam dünyasının esmer yaratıkları hakkındaki asırlık önyargılara göre
yön verirler.
Hamas,
son birkaç otuz-kırk yılın en karmaşık oluşumlarından biri. Varlığını, gece
karanlığını yaran roketlerinden, yeşil bandanalı askerlerinden ve Merkava
tanklarının teatral imhasından tanıyoruz. Bir liderliği, bir komuta yapısı, bir
silah deposu ve bir kitlesi var. Politika önerileri ve görüş belgeleri sunuyor.
Çeşitli devlet aktörleriyle müzakere ediyor. Ancak Hamas, daha çok, sömürgeci
tahayyül dâhilinde edindiği konum üzerinden idrak ediliyor. Yerleşimcilerse
Hamas’ı kendi paranoya ve şiddetinin bir tezahürü haline getirmiş durumda.
Bu
tür yaklaşımlar üzerinden Hamas, tarihten kopartılıyor, tarihin kendisi de
maddi değerlerinden mahrum bırakılıyor. Bu tür bir icat, Küresel Güney’deki
sömürge karşıtı hareketleri özünde anlamsız olarak görmeye şartlandırılmış
Batılı kitlelerin hoşuna gidiyor. Ancak Siyonistlerin icat ettiği Hamas, kapalı
bir yapı değil. O, zalimin yanılsamalarını ve kaygılarını açığa çıkarttı.
Siyonistler, hem Hamas'tan hem de Hamas fikrinden korkuyorlar. Buna karşılık,
barbarlıklarının sorumluluğunu kurbana yüklüyorlar.
İsrail
bir okulu mu havaya uçuruyor? “Hamas!”
İsrail
yalan mı söylüyor? “Hamas!”
İsrail
bir aileyi mi yok ediyor? “Hamas!”
İsrail
gazeteciyi mi öldürüyor? “Hamas!”
İsrail
yenidoğan ünitesini mi kuşatıyor? “Hamas!”
Öğrenciler
soykırıma karşı mı yürüyor? “Hamas!”
Bir
Siyonist, akşam yemek masasında mı osuruyor? “Hamas!”
Hiçbir
saçma fikir, boşlukta oluşmaz. Sadece köklü ırkçılığın hüküm sürdüğü alanlarda
işe yarar. Hamas’ın şeytanlaştırılması, izleyicinin Filistinlilere dair sapkın
izlenimiyle hayat bulmaktadır.
Bu
ırkçılık unsuru, Siyonistlere sözde savunmacı bir konumdan, o aşağılık
soykırımcı duygularını dile dökme yetkisi bahşeder. Yerleşimciler, üstün medeniyet
vizyonları üzerinden, fetih ve yerinden etme fantezilerini diri tutma imkânı
bulurlar.
Siyonistler,
dünyayı Hamas’tan kurtarmak istediklerini söylüyorlar, ancak tuhaf bir şekilde,
varlıklarını Hamas’ın dayanma-direnme becerisine bağlamışlar. İsrail’in etnik
temizliğini bundan daha iyi hangi bahane kolaylaştırabilir ki? Dahası,
Siyonistler, Hamas’ı efsaneleştiriyorlar, yücelere taşıyorlar, böylece
Baudrillard’ın “hiper gerçeklik” olarak adlandırdığı bir duruma teslim oluyorlar.
Hamas birden ortadan kalksa, dünya, İsrailliler için hiçbir anlam ifade
etmezdi. Kendi kimlikleri de yok olurdu.
Hamas,
Siyonist zihniyetin her yerine nüfuz etmiş. Tedavisi mümkün olmayan bir hal bu.
Oysa
Siyonistler, kendi yüzlerine tutmaları gereken aynayı Filistinlilere tutuyorlar.
Tüm Filistinlilerin Hamaslı olduğunu düşünüyorlar. Dolayısıyla, hiçbir
Filistinlinin yaşama hakkı bulunmadığını söylüyorlar. İki olguyu birleştiren
anlayış, Filistinlileri kökünden söküp atıyor, Filistin’in uzun ve seçkin
tarihini siliyor.
Siyonistler,
kamusal alanda bir tür söylemsel kontrole sahipler: Yerli halkın kültürünü
tayin edebiliyorlar; direnişin sınırlarını çizebiliyorlar (ve
yasaklayabiliyorlar); ulusal kurtuluş çalışmalarını yönlendirebiliyorlar.
Filistinliler, zalimin kaba ve çıkarcı hayal gücünün tuzağına düşmüş
durumdalar.
Siyonistler,
cömertlik duygusuyla, Hamas’ı kınadığımız takdirde insanlığa adım atabileceğimizi
söylüyorlar. Kınama, konuşmanın, çalışmanın, eğitmenin, eğitimli olmanın yani
her türlü toplumsal yaşama erişmenin ön koşuludur (ki bu da doğal olarak
onların gözetimi altında gerçekleşecektir).
Filistinliler,
Hamas’ı kınama talebine herhangi bir siyasi bağlılıktan değil, Siyonistlerin
onaylamamızı istediği güç eşitsizliğinin farkında olduğumuz için tepki
gösteriyorlar. Siyonistlerin şiddet konusunda başkasına soru soracak ahlaki bir
konumda olmadıklarının farkındayız. Her halükarda, Hamas’ı kınayamayız, çünkü
tam olarak neyi onaylamamız veya reddetmemiz istendiğini bilmiyoruz. Hamas’ın
onların sinsi sözlüğünde ne anlama geldiğini bile bilmiyoruz.
Biz,
sadece Siyonistlerin gerçekte bizden kendi varlığımızı suçlamamızı istediğini
biliyoruz.
Steve Salaita
25 Kasım 2023
Kaynak


0 Yorum:
Yorum Gönder