Bugün
Filistin’i işgal eden Siyonizmin orduları, eski çağlarda Yahudi
peygamberlerinin “bu dünyanın son günlerinde” kendi Tanrı’larının bir “Mesih”
göndereceğini ve Yahudileri bu Mesih’in vaat edilmiş topraklara götüreceği,
yeni ele geçirdikleri ülkede kendilerine ait “kutsal” hükümeti kurup “demir çubuk”la
diğer tüm milletleri yöneteceği kehanetinde bulunduğunu iddia ediyorlar.
Madem
İsrailli Siyonistler, bugün Arap Filistini’ni işgal etmiş olmalarının Yahudi
peygamberlerinin kehanetlerinin gerçekleşmesinin bir sonucu olduğuna
inanıyorlar, o vakit bu Siyonistler, eskinin Avrupalı sömürgeci güçlerinin
idaresinden daha sağlam köklere sahip, farklı bir demirden idareyi ifade eden
demir çubukla diğer tüm milletleri yönetmekle ilgili “kutsal” görevi bir şekilde
ifa etmeliler.
Bu
İsrailli Siyonistler, dini açıdan Yahudi Tanrı’larının kendilerini artık demode
olan Avrupa sömürgeciliğinin yerine yeni bir sömürgecilik biçimini geçirmeleri
için seçtiğine inanıyorlar. Bu Siyonistler, yeni bir kılıf ardına sakladıkları
sömürgeciliğin Afrikalı halk kitlelerini aldatacağını, onların kendi “kutsal”
otoritelerine ve rehberliğine kendi iradeleriyle teslim olacağını, böylelikle,
Afrikalıların hâlen daha sömürge olduklarını fark bile etmeyeceklerini
düşünüyorlar.
Kamuflaj
İsrailli
Siyonistler, yeni sömürgecilik türünü başarıyla kamufle ettiklerini
düşünüyorlar. Onların sömürgeciliği, karşımıza daha “cömert”, daha “hayırsever”
bir şeymiş gibi çıkıyor. Bunların sistemi, kurbanlarının kendilerine dostça
sunulan ekonomik yardımları kabullenmelerini sağlıyor. Ekonomileri büyük
güçlüklerle yüzleşen, yeni bağımsız olmuş Afrika uluslarına başka cazip
hediyeler sunuluyor.
Afrika’daki
halk kitlelerinin önemli bir bölümünün okuma-yazma bilmediği on dokuzuncu yüzyıl
boyunca Avrupalı emperyalistler, bu kitleleri “korku ve güç”le kolayca
yönetmeyi bildiler. Ama Afrikalı halk kitlelerinin aydınlandığı mevcut dönemde
on dokuzuncu yüzyıla ait eskimiş yöntemlerle onları kontrol altında tutmak artık
imkânsız.
Bu
sebeple emperyalistler, yeni yöntemler geliştirmek zorunda kaldılar. Kitleleri artık
teslimiyete zorlayamadıkları veya korkutamadıklarından, emperyalistler,
Afrikalı halk kitlelerinin kendi iradeleriyle teslim olmalarını sağlayacak yeni
yöntemler geliştirmeye mecburlar.
Yeni
emperyalizmin yirminci yüzyılda başvurduğu en yeni yöntemse “dolarizm”.
Siyonistler, dolarizm ilminde ustalaştılar. Kendilerini birer dost ve
hayırsevermiş gibi satabiliyorlar, sağa sola hediyeler ve başka türde ekonomik
yardımlar gönderiyorlar, teknik yardım sunuyorlar. Bu sebeple, yeni “bağımsız”
olmuş birçok Afrika ulusunda Siyonist İsrail’in sahip olduğu güç ve nüfuz, on
sekizinci yüzyılda Avrupalı sömürgecilerin sahip olduğu güçten ve nüfuzdan daha
sağlam bir niteliğe sahip. Yeni bir sömürgecilik türü olarak Siyonist
sömürgecilik, harekete geçiren saikler veya hedefler açısından değilse bile
biçim ve yöntem açısından farklı bir sömürgecilik.
On
dokuzuncu yüzyılın sonlarında, uyanmakta olan Afrikalı halk kitlelerinin, zor
ve korku gibi, onları yönetmek için başvurulan eski yöntemlere teslim
olmayacağını öngören Avrupalı
sömürgeciler, yeni bir plan yaptılar ve bu plan uyarınca yeni bir silâh imal
ettiler. Devamında da o silâh için yeni bir üs inşa etmek için yer aramaya
başladılar.
Dolarizm
Yirminci
yüzyıl emperyalizminin kullandığı bir numaralı silah Siyonist dolarizm, bu
silahın konuşlandırıldığı ana üslerden biri de Siyonist İsrail’dir. Her daim
plan yapmakla meşgul olan Avrupalı emperyalistler, zekice bir hamleyle, İsrail’i
Arap dünyasını coğrafi açıdan böleceği, Afrikalı liderler arasına girip niza
sokacağı, ayrıca, Afrikalıları Asyalılardan ayıracağı bir yere yerleştirdiler.
Siyonist
İsrail’in Arap Filistini’ni işgali, Arap dünyasını milyonlarca doları silaha harcamaya
mecbur etti, böylelikle, bu yeni bağımsız olan Arap uluslarının kendi
ülkelerinin ekonomilerini güçlendirme ve halklarının yaşam standartlarını
yukarı çekme meselesine yoğunlaşmalarını imkânsızlaştırdı.
Siyonist
propagandacılar, Arap dünyasındaki düşük yaşam standardını başarıyla istismar
ettiler. Afrikalıların karşına çıkan Siyonistler, Arap liderlerinin kendi
halklarının yaşam standardını yukarı çekecek vasfa zekâ veya teknik bilgi düzleminde
sahip olmadıklarını söylediler. Böylelikle, Afrikalıların Araplara sırt
dönmesini, yüzlerini öğretmenler ve teknik yardım konusunda İsrail’e
çevirmelerini dolaylı olarak sağladılar.
“Kuşun kanadını kırıyorlar, sonra da kuşu kendileri kadar
hızlı uçamadığı için eleştiriyorlar.”
Emperyalistler,
her zaman iyi görünmek için çabalıyorlar, oysa aslında ekonomileri Siyonist-kapitalist
komplo eliyle sakatlanmış olan yeni bağımsız olmuş ülkelerle rekabet ediyorlar.
Adil rekabete hiçbir şekilde tahammül edemeyen emperyalistler, tam da bu sebeple,
Cemal Abdünnasır’ın Afrika ve Arap ülkelerinin sosyalizm bayrağı altında
birleşmeleri çağrısı karşısında tir tir titriyorlar.
Mesih
mi?
Madem
Siyonistlerin, Mesih’lerinin kendilerini vaat edilmiş topraklara götüreceğine
ve İsrail’in bugün Arap Filistini’ni işgalinin bu kehanetinin doğrulanması
olduğuna dair “dini” iddiaları doğru, o vakit peygamberlerinin övünerek bahsini
ettikleri o Mesih nerede?
Bu
Mesih, Siyonistlerle işgal altındaki Filistin’e ait mülkler konusunda “müzakere”
yürüten Birleşmiş Milletler arabulucusu Ralph
Bunche olabilir
mi?! Bu Ralph Bunche, Siyonizmin Mesih’i mi yoksa? Madem Ralph Bunche Mesih değil ve Mesihleri henüz
gelmedi, o vakit bu Siyonistler, Mesihleri henüz daha gelmemiş olmasına rağmen,
bugün Filistin’de ne yapıyorlar?
Siyonistlere,
Arap Filistin’ini işgal etme, oradaki Arap yurttaşları evlerinden söküp atma, Araplara
ait tüm mallara el koyma ile ilgili hukuki veya ahlaki hakkı, binlerce yıl önce
yaşamış ecdadının “dini” iddiaları mı veriyor?
Bin
yıl kadar önce İspanya’da Faslılar yaşıyordu. Bu, bugünkü Faslılara İber
Yarımadası’nı işgal etme, oradaki İspanyol yurttaşlarını kovma, ardından da Avrupalı
Siyonistlerin Filistin’deki Arap kardeşlerimize yaptığı gibi, eskiden İspanya’nın
bulunduğu yerde yeni bir Fas ulusu inşa etme konusunda hukuki ve ahlaki bir hak
bahşeder mi?
Hâsılı
kelâm; Siyonistlerin İsrail’in Arap Filistin’ini işgal etmelerini
meşrulaştırmak için dillendirdikleri argüman, tarihte hiçbir akli veya hukuki
temele sahip değil. Bu temeli kendi dinleri bile sunmuyor. Bu arada,
Yahudilerin Mesih’i nerede?
Malcolm X
17 Eylül 1964
Egyptian Gazette
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder