21 Ağustos 2023

, ,

Devrimci Teori Dogmatik Olamaz


Savunma Bakanı ve halkın hizmetkârı Huey Newton, Amerikan Komünist Partisi’nin ve liberal sol revizyonistlerin stratejisine Yanki tarzı ırkçılığın ürediği özel koşulları dikkate alan bir politika üretememesi sebebiyle saldırdığında, o, aslında komünizme ve kolektif ülküye saldırmıyordu. Huey Newton, Komünist Partisi’ni ve sol devrimci hareketin içinde yer alıp davayla gerçek bir bağ kurmayan kesimleri giderek daha da tehlikeli ve tehditkâr bir hâl alan kimi özel meselelerin bilincinde olmamaları sebebiyle sorguluyordu.

Tüm ruhuyla komünist devrimci olan kardeşim Jonathan, 1969 Haziran’ında bana yazdığı mektupta meseleyi şu şekilde teorize ediyordu:

“Bugün sistemin giderek ağırlaşan saldırılarına karşı küçük de olsa birkaç savunma birliği örgütleme zorunluluğuyla karşı karşıyayız. Burada ben, esasen askerî savunmadan bahsediyorum. Örgütsüz ilerleyen faaliyetlerin, isyanların ve yürüyüşlerin, sadece politik ajitasyon ve eğitim çalışması yürütmenin vakti geçti. Bu dönemin sonunu karşı tarafın uyguladığı şiddet getirdi. Yeni taktikler geliştirmezsek, bilinci bir milim ilerletemeyiz. Uzun erimli politik taktiklerin uygulanabilir bir tarafı kalmadı. Bence kâğıttan kaplanla dövüşebilmek için uzak gelecekte dövüşecek, aslında dövüşecek hâli olmayan kurşun askerler imal etmenin bir anlamı yok. Böyle bir şey muharebe yaşanmayacak ayrıca. Kapitalizmin mağdur ettiği insanların büyük bir öfkeyle ayağa kalkıp sistemi yok edecekleri o anı oturup beklerken, tükenen, yok olup giden biz oluyoruz. Süper köle diye bir şey yok. Bazılarımız, cesareti kuşanacak ve hedefleri önceden belirlenmiş, intikam amaçlı şiddet eylemleri için sağlam bir devrimci kadro inşa edecek. Saflarımızda çok sayıda insan var, iş ki bu sürecin ırklar arası savaşa doğru evrilip yozlaşmasına mani olabilecek ve devrimci değişime destek sunacak beyazlar çıksın ortaya. ABD’yi ‘Kâğıttan Kaplan’ olarak tasvir eden yaklaşım çok yerinde ve doğru, fakat onu yok etmek için daha yapılacak çok iş var. Bence, yapılması gereken ve giderek büyüyen bir iş varsa ortada, o iş için kollar sıvanmadan, yola koyulmadan o iş bitirilemeyecek.”

Huey ve Jonathan, ırkçı soykırım olgusunu dikkate alan programlı bir devrimci mücadele çağrısı yapıyor. Jonathan, buna ek olarak, o çok önemli tespiti dâhilinde, biz siyahilerin devrimin hızını artırmamız gerektiğinden bahsediyor.

Devrimci bilinci geliştirmek istiyorsak, bizim devrimci bilincin öncü unsurlardan gelen itkiyle nasıl en üst noktaya taşınabileceğini öğrenmemiz gerekiyor. Şu hususu kabul ve takdir etmeyi bilmeliyiz: Onlarca yıldır eski sosyalist partiler, bir yığın tehlikeli işin altına imza attılar. Belki de onların çabası olmasaydı, biz olmazdık. Bizim samimi isteğimiz, bu eski örgütlerle tam bir uyum içerisinde çalışmak yönündedir. Fakat öte yandan biz, gerici güçlerin soluk alacakları bir zamana ve zemine kavuşmalarını istemiyorsak, yeni bir itkiyi yaratmak, daha büyük bir düşünsel ve fiziki enerjinin açığa çıkmasını sağlamak zorundayız. Ortaklaşan çabamız, ortak düşmanımızı boğma işini daha da kolaylaştıracaktır. Fakat samimi ve korkusuz bir çaba dâhilinde o doğru yolu arayarak mevcut farklılıklarımızı uyumlu kılamazsak, o vakit doğru fikirlerin ve teorinin temeline sırtımızı dayayıp, hayatımızı kuşatan koşullara tatbik edilebilecek pozitif ve pratik bir altyapıyı inşa etmek zorunda kalacağız.

Gerilla Savaşı başlıklı yazısında Lenin, şunu söylüyor:

“Marksizm, mevcut toplumsal durum tüm kaçınılmazlığıyla değiştiğinde, bu döneme katılanlarca bilinmeyen yeni mücadele biçimlerinin doğacağını kabul ederek, yalnızca o anda mümkün ve var olan mücadele biçimleriyle kendini hiçbir koşul altında sınırlamaz. […] biz, yaklaşan krizin şimdiden öngörmemizin mümkün olamayacağı yeni mücadele biçimleri ile bizi tanıştıracağını biliyoruz.”

Başka bir ifadeyle, eskiler, koşulların zaman-mekânsal açıdan değiştiğini anlamalı. Devrimci teori asla dogmatik olamaz. O, halkın mücadelesinin içinden doğmak zorundadır. Halkın her bir mücadelesi ise yeni fikirleri keşfetmek amacıyla, tarihsel planda analize tabi tutulmalı.

John Gerassi’nin ifadesiyle:

“Nihayetinde devrimci kadro, inşa çabası dâhilinde, deneyimden kök alan, tarihsel bilgiyle kapsamını genişleten, girilen cenklerle sınanan ve tefekkürle tahkim edilen bir teoriyi kuşanır.”

George L. Jackson

[Kaynak: Blood In My Eye, Random House, New York, 1972, s. 11. 13.]

0 Yorum: