30 Haziran 2023

,

Gerçek Sol ve Kovid Solu


“Büyük Sıfırlama” işlemi Mart 2020’de başladı. Ölümcül olma potansiyeline sahip yeni bir virüse karşı mücadele ettiği iddiasıyla merkezi hükümet ve eyalet yönetimleri, şirket medyasının tüm kanatlarının yürüttüğü yoğun propagandanın yardımıyla, emekçi halka yönelik devasa bir saldırı gerçekleştirdiler.

Daha önceleri hapishaneler dışında bilinmeyen bir olgu olarak kapanmalar, polis ve asker eliyle ilân edilip yürürlüğe kondu. Halka zorunlu maske kullanımı dayatıldı, devlete ajanlık yapan her türden unsur, bu süreci kendince denetledi. Ekonomideki tüm sektörler kepenk indirdi, yüz binlerce insan işten çıkartıldı. Uluslararası sınırlar ve eyaletlerarası sınırlar, Avustralya Anayasası’nı ihlal edecek biçimde, kapatıldı. Bu adımı zorunlu aşı takip etti, milyonlarca işçi, “ya test edilmemiş, öldürücü olma potansiyeli bulunan bir aşıyı vurduracaksın ya da işini kaybedeceksin” dayatmasıyla yüzleşti. Restoranlar, spor salonları, sinemalar, tiyatrolar ve daha birçok yer faaliyetlerini durdurdu. Düğünlere ve cenazelere katılım kısıtlandı veya tümüyle yasaklandı. Geniş katılımlı toplantılar yasaklandı, böylece konuşma hürriyeti hakkı pratikte yürürlükten kaldırıldı. Büyük teknoloji şirketleri, sosyal medya platformlarını sansürledi. Uygulanan baskıları sorgulayan herkesin sesi kesildi veya sosyal medya hesapları kapatıldı.

Büyük Sıfırlama Büyük Teslimiyete Yol Açtı

Yaşanan diğer olaylardan ve gelişmelerden de söz edilebilir, ama artık birçok insan, o korkunç dönemi bir daha yaşamak istemiyor. Bu süreçte devlet, büyük bir baskı uyguladı, bunun üzerine milyonlarca insan, bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmeye başladı.

Peki bu süreçte finans kapitalin gücüne, milyarderlerin azınlık iktidarına demokratik haklar ve insan hakları, çoğulculuk ve özgürlükler adına karşı çıkması gereken politik sol ne tür bir cevap geliştirdi? Bir iki istisna dışında tüm “sol”, emperyalizmin baskılarına teslim oldu. Kapitalizm aleyhine attıkları tüm nutuklar bir gecede silinip gitti. Bu “sol”a göre zenginle fakir, güçlüyle güçsüz, emekle sermaye arasındaki tüm sınıfsal farklılıklar bir anda hükmünü yitirmişti. Siyasetçilerin, seçmenlerin, büyük ilâç şirketleriyle ilişkisi bulunan bilim insanlarının, valilerin, okula giden çocukların, şirket sahiplerinin ve dok işçilerinin, endüstride söz sahibi kişilerin ve konaklama sektörü emekçilerinin vs. hep birlikte “aynı gemide” olduğu söylendi.

“Sosyalist” örgütlerden sendika memurlarına, oradan “ilerici” aydınlara geniş bir kesimi içeren, önceleri kapanmacı sol, sonrasında Kovid solu hâline gelen bu “sol”, temelde hayal âleminde dile getirdiği, İşçi Partili, Liberal Partili ve Yeşil Partili siyasetçilerin başka her konuda yalan söylediklerine, ama “Kovid” konusunda hakikati dillendirdiklerine dair iddiayı her fırsatta ortaya atmaktan başka bir şey yapmadı. Bu süreçte “halk sağlığı”nı ağzına almayan büyük medya şirketleri, yalan yanlış bir yığın hikâye anlattılar.

Asıl şaşırtıcı olansa “Marksistlerin” sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda kapitalist devletin tarafsız bir yapı olduğunu söylemeleriydi. Bu “Marksistler”, devletin herkesi temsil ettiği imasında bulundular. Hatta bu devletin asıl işlevinin halkın sağlığıyla ilgilenmek olduğunu söylediler, virüs karşısında alınan her türden tedbirin insan hayatını kurtarmak için ortaya konulmuş bir çaba olduğunu iddia ettiler.

Madem devlet, temelde işçi sınıfının hayatını kurtarmaya çalışıyordu, o vakit devlete politik düzeyde karşı koymanın gerekçesi de ortadan kalkıyordu. Kovid solunun sağlık söz konusu olduğunda “emek ve sermaye aynı çıkarlara sahiptir” sözü doğru ise o vakit diğer tüm meseleler bu olguya tabi kılınmalıydı. Bu noktada devlet, hayat pahalılığını artırabilir, elitleri daha da zengin edebilir, çevreyi kirletebilir, okullara ve hastanelere ayrılan parayı kesebilir, buna karşın, gene de kitlelerin mutluluğu ve esenliğini dert ediniyormuş gibi görünebilirdi!

Oysa sınıf düşmanlarınız, hayatınızı kurtarmaya çalışıyorsa, siyaset de artık tüm varlık imkânını yitirmekteydi. “Hepimiz aynı gemideysek”, o vakit demek ki toplum sınıflara bölünmemişti, toplumda hiçbir ayrım söz konusu değildi. Bu tür bir yaklaşıma sahip olan siyasetin sol olmadığı açıktı.

Kovid solu, sadece Marksist devlet teorisini reddetmekle kalmadı, aynı zamanda bir bütün olarak politik ve ideolojik mücadelenin zeminini de redde tabi tuttu. Asıl şaşırtıcı olansa birçok Kovid solcusunun devletin yanında hizalanmış olmasıydı.

“Kapanma faşizmi” olarak adlandırılabilecek dönemde Kovid, sınıfsal bir ayrım çizgisi hâline geldi. Solcu politik görüşlere sahip olmasına rağmen özgürlük hareketini meydana getiren ve aşıyı reddeden milyonlar, sınıfsal bir nefretle karşılandılar. Şarkı söylemeyi, dans etmeyi yasaklayan kurallara ve kapanmalara karşı çıkmasa da onları sorgulayanlar, “pandemi”nin o totaliter ideolojisinden sapmış, affedilmesi mümkün olmayan kişiler olarak görüldüler. “Acil durum” ilânına şüpheyle yaklaşanlara “aşı karşıtı” ve “komplocu” damgası vuruldu. Kendi görüşlerini bir biçimde muhafaza eden herkes, ilk elden değersizleştirildi. Kovid solunun ihaneti ve kalleşliği başka insanları bu çığırından çıkmış terör faaliyetine uyum sağlamaya mecbur etti.

Gerçek Sol

Kovid solunun teslimiyeti, yeni bir solun ortaya çıkmasına dönük ihtiyacı gündeme getirdi. Birleşik Krallık’ta bir grup solcu muhalif, Solcu Kapanma Şüphecileri diye bir örgüt kurdu. Kısa süre önce, kapanma ve diğer “pandemi” tedbirlerinin en nihayetinde ağırlığını yitirdiği bir dönemde, bu grup ismini Gerçek Sol olarak değiştirdi.[1] Bizim görüşümüze göre bu cesur adım, aynı zamanda yerinde ve zekice atılmış bir adım.

Bugün sadece yeni bir sol inşa edilmemeli, gerçek solcu konumlar alabilen gerçek bir sol inşa edilmeli. Özgürlük hareketi, kapanma karşıtı hareket ve aşı dayatması karşıtı hareket içerisinde birçokları aksi yönde düşünse de sağ-sol ayrımı hâlen daha cari. Son üç yıldır büyük çoğunluğun yaşadığı dehşet dikkate alındığında, bu ayrıma dair şüphelerin ortaya çıkması anlaşılır bir durum. Milyarderler, kapanmalardan ve Kovid manyaklığından yığınla para kazandılar. Bu şüphenin bir sebebi de bu.

Bu anlamda gerçek sol, zenginle fakir arasındaki derin uçuruma karşı çıkmalı, onun derinleşmesine katkı sunmamalı!

Gerçek sol, bir yandan Kovid sonrası oluşan duruma uyum sağlarken, bir yandan da eskiden sahip olduğu kimi sol değerleri muhafaza etmeli. Bu dönem, sadece kapitalist krizin yeni bir aşamaya girdiği bir dönem.

İngiltere’de kurulan Gerçek Sol’un yolu açması ardından bugün Avustralya’da da Gerçek Sol yola koyuluyor.[2] Umarız ki zamanla hareket büyür, İngiltere’deki örgütün düzeyine gelir, hatta başka ülkelerde de Gerçek Sol seksiyonlara sahip olur.

Gerçek Sol Avustralya örgütü, bir düzeyde kendisini solcu gören özgürlük hareketi üyelerine ulaşma çabası olarak görülebilir. Bu insanlar eskiden sosyalist örgütlerin üyeleriydi, bir sendikanın parçası idi. 2020-2023 arası dönemde Avustralya ve başka ülkelerde “sol”un ortaya koyduğu davranış dikkate alındığında, bu insanların şaşkına dönmüş olmalarını anlayışla karşılamak gerekiyor. Ayrıca bu insanlar, muhtemelen kitlesel özgürlük hareketi içerisinde dağınık hâlde bulunan eski solcularla veya hâlihazırda solcu olanlarla temas kuramamış kişiler.

Kovid solunun her bir üyesinin, Kovid terörünü Kovid solcusu partilerin liderleri ve sendika memurları kadar büyük bir hevesle yürürlüğe koyduğuna inanmak zor. Bu örgütlerin bazı üyelerinin ve destekçilerinin o eşi benzeri görülmemiş çatışma döneminde büyük teknoloji şirketleriyle, büyük ilâç şirketleriyle, büyük teknoloji şirketleriyle, siyasetçilerle, liberal aydınlarla yan yana geldikleri için rahatsız olduklarına eminiz. Umarız, bu partilerin içerisinde birileri bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordu, ama farklı nedenlere bağlı olarak kapitalist devletin yoğun bir baskı uyguladığı bir dönemde liderlerine karşı gelemediler.

Gerçek Sol Avustralya, bu bireylere ulaşma, onlara yalnız olmadıklarını gösterme çabasıdır. Politik ve ideolojik baskı dalgasından sağ çıkmayı bilmiş bir sol var ve bu sol yeniden örgütleniyor. Umarız ki Gerçek Sol Avustralya, solun diriltilmesine dönük ilk adım olarak vücut bulur.

İşçilerin Birliği

İşçilerin Birliği (WL), Gerçek Sol Avustralya’nın inşasına, örgütlenmesine ve çalışmalarına katkı sunmaya gayret edecektir. Biz, Red Fire okurlarını ve destekçilerini bu çalışma sürecine katılmaya ve katkı sunmaya davet ediyoruz. Programımızın ve politik konumlarımızın hâlen daha hayati önemde olduğunu düşünüyoruz, bu anlamda, geniş ve kapsamlı bir örgütlenme faaliyeti adına onlardan vazgeçecek değiliz. Gerçek Sol Avustralya’nın üyeleriyle ve destekçileriyle tartışmalar yürüteceğiz, onları ikna etmeye çalışacağız, ama örgütün süreç içerisinde yürüteceği örgütlenme faaliyetine zarar vermemek için elimizden geleni yapacağız. Ortak bir projede birlikte çalıştığımız bir sürecin ideolojik ve politik konumlar arası farklılıkları asgari düzeye çekmeyi gerekli kıldığını biliyoruz. Bu önemli konum farklılıkları önemini illaki koruyacaktır, ama bu farklılıklar, başka meselelerde birlikte çalışmanın önünde birer engel hâline gelmemelidirler.

Gerçek Sol Avustralya’nın geniş kitleye hitap eden politik konumlarını benimseme yönünde bir eğilim ortaya çıkabilir. Eğer böylesi bir gelişmeye tanıklık edilecek olursa, İşçilerin Birliği’nin daha önceden belirlediği politik konumlar “yumuşayabilir”. Geniş kitleyi kucaklayan bir birliktelik içine girmek, her daim böylesi tehlikeleri gündeme getirir. Fakat biz, bu birlikteliğe katılmanın sorun teşkil etmeyeceğini güvenle dile getiriyoruz. Bu gerçek kısa bir süre sonra herkesçe görülecektir. Hâlihazırda İşçilerin Birliği’nin belirlediği politik konumlar, Gerçek Sol Avustralya içerisinde hoş karşılanmakta, ama herkesçe kabul görmemektedir. Bu örgüt, örgütlerin gevşek bağlarla bir araya geldiği, farklı politik konumları, farklı politik-ideolojik eğilimleri içeren bir yapıdır ve bu aşamada bu birliktelik olumlu bir gelişmedir. İleride muhtemelen hareket, parti tipi yapıya doğru evrilecektir. Bugün için kampanyayla alakalı amaçlar doğrultusunda ortak konumlar belirlenebilir, bir yandan da farklı konumlar Kovid sürecine eleştirel yaklaşan sol çerçevesinde hoş karşılanacaktır.

Bu aşamada Gerçek Sol Avustralya, Kovid sürecini eleştiren ve kendisini solcu olarak tanımlayan herkesi içerecektir. Yani bu örgüt, hem özgürlük yanlısı olup hem de antikapitalist olanları kucaklayacaktır. Bu faaliyet, doğalında sosyalistleri, feministleri, anarşistleri ve diğer kesimleri içerecektir. Bu anlamda Gerçek Sol Avustralya, farklı sol görüşleri kucaklayacaktır, burada tek şart, tüm sınıfların aynı çıkarlara sahip olduğuna dair iddialarla gündeme getirilen “pandemi” dolandırıcılığı gibi meselelere karşı çıkmaktır. Buradan da solcu bir konumun belirlenmesini şart koşan başka meseleler gündeme gelecektir. Bir sonraki aşamada başka ülkelerde de Gerçek Sol’un seksiyonları ortaya çıkabilir. Bu noktada bir yandan örgütlenme sürecini inşa eden Gerçek Sol İngiltere ile birlikte çalışma yürütmeye çalışacağız, bir yandan da kendi ülkemizde Gerçek Sol’un şubesini, Gerçek Sol Avustralya’yı meydana getirmek için uğraşacağız.

Nesnel düzlemde farklı sınıflar vardır ve bu sınıflara partiler öncülük ederler. Sol partiler, kapitalizmi yıkma mücadelelerinde işçi sınıfını kendilerine örgütlemek için yarışırlar. Bu mücadelede hakiki Leninist-Troçkizme dair yorumumuzu önemli görüyoruz. Öte yandan Troçkist olduğunu iddia eden tüm Kovid solcusu partilerin “pandemi” sahtekârlığı süresince işçi sınıfına ihanet ettiğini görüyoruz. Tüm Stalinist ve Maoist partilerse tek bir tepki ortaya koymadan, “sağlık” istibdadına teslim oldular. Troçkist-Stalinist ayrımı, sosyalist işçilerin uğraşmak zorunda oldukları önemli bir ayrım. Bu temel ayrım bile Kovid baskıları karşısında temel demokratik ve hukuki haklar için ortaya konulan özgürlük hareketiyle birlikte yürüyen bir avuç solcunun bir araya geldiği koşullarda bir kenara atıldı.

Bugün Avustralya’da hayat pahalılığı, bizi dün eve hapsetmiş olan aynı elitler eliyle arttırılıyor. Zorunlu aşı işçileri işlerinden etti, bu anlamda gizli bir soykırım yürürlüğe konuldu. Avustralyalı siyasetçiler, bizi Rusya ve Çin’e karşı yürüttükleri savaşın içine çekiyorlar. Bankalar, ekonominin resesyona girdiği koşullarda istikrarını koruyamıyorlar.

Bugün tüm çaresizliği içerisinde Avustralya’nın ihtiyaç duyduğu tek şey, dünya genelinde kurulacak sosyalist düzene doğru atılmış ilk adım olarak emekçilerin kendi devletlerini ve yönetimlerini inşa edecekleri bir toplumsal devrim.

Umarız, Gerçek Sol Avustralya, bu tarihsel görevin ihtiyaç duyduğu güçleri bir araya getirir.

İşçilerin Birliği
8 Mayıs 2023
Kaynak

Dipnotlar:
[1] Gerçek Sol internet sitesi, RL.

[2] t.me/RealLeftAustralia (03 Mayıs 2023)

0 Yorum: