04 Haziran 2020

,

Liberalizm ve Filistin


Hükümet yetkilileri, bazı çok önemli zafiyetlerin çilesini çekmektedir. Bunları birkaç gün önce İsfahan’daki İmam Humeyni Meydanı’nda kısaca ele almıştım, burada bu zafiyetleri siz gençlerle birlikte tekrar değerlendireceğim.

Sorunlardan biri, belirli hükümet yetkililerinin ideolojisinin, devrimci ve İslamî inancının zayıf olmasıdır. Bu yetkililer, yanlış oldukları kanıtlanmış Batılı politik reçetelerce ağulanmışlardır.

Oysa Batılı liberal demokrasi, saygınlığını yitirmiştir. Bir vakitler liberal demokrasinin insanî düşüncenin ve eylemin ulaşabileceği en yüksek tekâmül seviyesi olduğu iddia edilmişti. Hatta liberal demokrasiden daha iyi bir şeyin bulunmadığını bile söylemişlerdi.

Kanaatimce bu türden iddialar, dar kafalılığın alametleridir. Dolayısıyla insanların belirli bir başarının ötesine geçemeyeceğini söylemek, kesinlikle yanlıştır. Hayır, insanlar ilanihaye daha iyi başarılar elde edecektir.

Afganistan ve Filistin meseleleri, esasen liberalizmin eseridir. Batı’nın bu sahte hümanizmi, Filistin milletini elli yıl boyunca görmezden gelmiş, onu yeryüzünden silmek için kararlı bir mücadele yürütmüştür.

Bunlar, “dünyada Filistin diye bir yer var mı yoksa o basit bir efsaneden mi ibaret?” sorusunu bile sormuyorlar. Eskiden olduğu gibi bugün de bir coğrafi varlığı ve milleti yeryüzünden silmek istiyorlar.

Bugün Batılıların hümanizmi, liberalizmi ve demokrasisi baskının seviyesini, Afganistan’da yaşanan olayları yabancı bir haber ajansının haber yapmasına izin vermeyecek düzeye ulaştırmıştır. Batı buna “bilginin özgür akışı” demektedir. Bu reçete gözden düşmüş, yanlış olduğunu ortaya koymuştur.

Ülkemizde haysiyetlerini ve saygınlıklarını İslam Devrimi’ne borçlu olan ve İslam’a, İmam Humeyni’ye ve Devrim’e sundukları açık destek sayesinde insanlar arasında saygıya mazhar olan kimi hükümet yetkilileri, birden İslamî demokrasinin tam zıttı olan Batılı liberal demokrasiyi desteklemeye başlamışlardır.

Temelde İslamî demokrasi ve İslamî özgürlük, Batı’nın liberal demokrasisinden bütünüyle farklıdır.

Bu insanların ülkedeki sayısı azdır. Allah’a şükür ki üst düzey hükümet yetkilileri, İslamî ilkelere gönülden bağlıdırlar.

Düşman, hassas alanlarda fikri ve siyasi nüfuzunu tesis etme imkânı bulamamıştır. Bugün devletin üç kurucu unsuru ve üst düzey yetkililer, İmam Humeyni’ye ve Devrim’in ideallerine gönülden bağlıdırlar. Ama birkaç gün önce kısaca değindiğim gibi, belirli teşkilâtların içinde az da olsa bu türden insanlara rastlanmaktadır.

Ayetullah Hameney
3 Kasım 2001

[Kaynak: The Most Important Problem of the Islamic World: Selected Statements by Ayatollah Khamenei About Palestine, Moasseseh Pajooheshi Farhangi Enqlab Eslami, s. 33-34.]

0 Yorum: