25 Şubat 2025

, ,

Dünyanın Özgür İnsanları

Hasan Nasrallah’ın cenaze töreninin gerçekleştirildiği stadyumda komünistlerin kızıl bayrakları dalgalanıyordu. Bu bayrakları taşıyanlar, “yoldaş”larının, son beynelmilel liderlerden birinin hüzün yüklü cenazesine iştirak etmek için dünyanın dört bir yanından geldiler.

İki gündür basın kuruluşları, bu istisnai olayla ilgili haberler geçiyor. İrlanda’dan, Brezilya’dan, Tunus’tan, Amerika’dan ve Afrika’dan gelen insanlarla röportajlar gerçekleştiriyor.

Peki bu insanlar neden geldiler?

Röportajlardan birinde şu söyleniyor:

“Emperyalizme karşı mücadelenin ve devrimlerin tarihini incelediğinizde karşınıza ışıl ışıl parıldayan insanlar çıkıyor, Seyyid Hasan Nasrallah bu insanlardan biri.”

Bir başkası, “dünyayı kurtarmaya dair düşünceleri olan biriydi o” diyor. İrlandalı bir eylemci, onun “gerçek bir beyefendi” olduğunu söylüyor.

Bunlar, özgür dünyanın insanları. Nasrallah’ın konuşmalarında bahsini ettiği kişiler. Onun bilincinde, dilinde ve kaleminde bu insanlar vardı. Onlar, doğrudan hitap ettiği “yoldaşlar”ıydı. Soykırımı redde tabi tutup İsrail’i mahkûm etmek için politik baskı uygulanmasını talep ettiğinde, bu insanları başkentlerinde eylem yapmaya çağırıyordu.

Bu anlamda, mesele belirli bir yerelliğin ürünü ama zamanla kozmik bir boyut kazanmış. Bugün olan bu. Biz, bu insanları Columbia Üniversitesi’ndeki oturma eylemlerinde, parklardaki gösterilerde, Filistin ve Hizbullah bayrakları taşırken görüyoruz.

İstisnai liderler, varolmadıkları koşullarda bile politika yapmayı sürdürürler. Onların etkisi yok olmaz. Tutku, en üst seviyede varlığını sürdürür. Dünyanın özgür insanları, sömürgecilik karşıtları, İsrail’den nefret edenler, bugün göz yaşı döktüler, ama bu acıyla yüklü momentte herkes, Hizbullah’ın cenazede kullandığı “Ahde bağlıyız” sloganını her bir ağızdan attı.

Asıl mesele de bu ahit. Filistin’in kurtuluşu. Frantz Fanon’un tabiriyle, “toprağa eziyet edenler”den yana düşmemek. İnsandaki yara, o çekilen çileler, devrimci bir fırsatı doğuruyor. Mesele, bu haliyle yeni bir içeriğe kavuşuyor. Bu yenilenmeyle birlikte, Seyyid’in “Bizi kimse yenemez” sözü kendisine bir beden buluyor. Ölüm, diriliş anına dönüşüyor.

Bu adam, ömrü boyunca birçok kurtuluş hareketi açısından uzlaşmazmış gibi görünen şeyleri sentezlemeyi bilmiş bir isim. Nasrallah, iki boyutu ahenkli kılmayı bildi. Böylelikle herkesin sırtına önemli bir görev yükledi.

O muhteşem bir insandı. Bugün dünyanın özgür insanları o bayrakları onun anısına taşıyor. Bu da Nasrallah’ın bir dünya lideri olduğunu kanıtlıyor. O 85 tonluk patlayıcı, Amerika ve BM desteğiyle bu sebeple patlatıldı.

Bugün o stadyumdaki cenaze töreninde komünistlerin kızıl bayrakları dalgalandırılıyordu. Nasrallah’ın hayaleti aramızda dolaşıyor, katillerini korkutuyor. Beyrut üzerinde uçan savaş uçakları bu korkunun en iyi kanıtıdır. Dünyanın özgür insanları, yoldaş komutanlarını katleden uçağın sesini hiç unutmamalı, sesin sahibini tanımalıdır.

Paul Mahluf
24 Şubat 2025
Kaynak

1 Yorum:

Adsız dedi ki...

Mazlumlar kardeştir❤️❤️❤️❤️❤️