14 Şubat 2025

Geçmiş Olsun

Hasta ziyaretinde bulunmak ya da günümüz teknolojisinde telefon açıp “geçmiş olsun” demek gibi dayanışma bildiren sözler, içinde yetiştiğimiz halkın gelenekleri arasındadır. Hastalığın ve kötü durumların geçmiş olmasını dilemek, aynı zamanda muhatabınızın sizin için değerli olduğunun beyan edilmesidir.

Şimdi bu sözün neden bir yazı konusuna dönüştüğünü açıklamak gerekir. “Radikal” demokrasi partisi “eşbaşkanı” milliyetçi parti liderini telefonla arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulunuyor. Ülkemizin ona ihtiyacı olduğunu söylüyor. Aslında bu, yeni bir durum değil. Bugün, dünün tekrarıdır ve fotoğrafa yansıyan kare 15 yıl öncesine aittir.

Yıllar önce radikal demokrasi hareketine kendi içinden geliştirilen ilkesel muhalefetçiler birer birer tasfiye edilmişti. Bu süreç, yirmi yıl öncesine kadar sürdürüldü. Her tasfiye edilen grup, görüşlerinin yaşam tarafından doğrulanacağını, orta vadede haklılıklarının tarihe geçeceğini belirtmişti. Öyle de oldu.

45 yılda neler geçti? Artık hiçbir Kürt sol siyaset çevresi kalmadı. Bölgede sol adına hiçbir çevreye siyaset hakkı tanınmadı. İstanbul’da solun kendi kurduğu mahallelere kadar müdahale edilmeye çalışıldı, sol çevreler IŞİD’le ve faşistlerle bir tutuldu. 2005 sonrası süreçte sendikalar delege üstünlüğüyle bitirildi. Bu siyasi çevrenin sendikal bürokrasisiyle ve aldıkları grev kararlarıyla kamu emekçileri ihraç edildi.

Kürtler, umutsuzluğa ve güvensizliğe sürüklendiler. Peşine taktığı sol yüzünden bugün Karadeniz’de halk, sola karşı güvensizlik duyuyor.

Adını koymak gerek: Solun topyekûn tasfiyesi, adım adım bu şekilde gerçekleşti. Hem sol hem de Kürtler, yanlış siyasetin peşinde, tüm demokratik ve mücadeleci dinamizmini yitirdiler. Peşine takılmayan sol “ulusalcı, şoven, Kemalist” ilan edilirken, bugün gelinen nokta, milliyetçi partiye tespih hediye etmek ve ülkenin ihtiyacı diye onlara moral aşılamak.

Bugün Eğitim Sen’e her emekçi şunu sormalıdır: 10 Ekim sonrası işyeri panolarına Ankara Garı önünde katledilen insanların fotoğraflarının yer aldığı afişler asılırken, Kamu Sen buna hangi afişlerle karşılık verdi?

Evet, geçmiş olsun, radikal demokrasi hareketinin, sendikalarının ve solun ideolojik-politik iflası gerçekleşti. Ortada hasta siyaset var.

İlkeli olmak ve ilkesel duruşla öngörüde bulunmak, orta ve uzun vadede kazandırır. Durduğumuz yerden eminiz. Sürekli güncellenen ittifaklara sahip değiliz. Ülkemizi seviyoruz ve ittifakımız ise din, dil, kültür, mezhep, yöre fark etmeksizin, ülkemizin emekçileriyledir. Radikal bir demokrasiye, değil adil ve eşit düzene ihtiyaç duyuyoruz. Bu çevrelerin ittifakları bitmez. Keçiburcu’nda renkli tabutlarla hafıza sergisi açılır, TÜSİAD’da halay çekilir, İmamoğlu’na ve Kılıçdaroğlu’na oy istenir, İdris-i Bitlisi ve Malazgirt üzerinden ittifak güncellenir, Gezi’de tüm STK’lar alana çağrılıp sonra ortadan kaybolunur, hiçbir güvenlik önlemi alınmadan, üç aylık güvensizlik ortamına rağmen, insanlar Ankara Garı önüne çağrılır.

Tüm bu sürece rağmen yaşanan güncel durum itibariyle emek ve özgürlük ittifakında yer alıp kendilerine “sol ve sosyalist” diyen partiler bu ittifaktan çıkmazlarsa, sınıf uzlaşmacısı ve burjuvazinin ortaklarıdır. Ki zaten çıkamazlar. O zaman onlara da geçmiş olsun.

Hâlen bu sendikalarda, partilerde, çevrelerde kalan insanlar varsa ve bu kadarına “tamam” diyorlarsa, bu çevrelerle yan yana gelmek sınıfa ihanettir. Yan yana gelmeyeceğiz.

Çözüm, emekçilerin kendi ellerindedir. Bu çözümün gerçekleşmesi için de önce gerçek kabul edilmelidir. Tarihe ve güncel duruma rağmen birileri hâlen çıkıp solculuk oynamaya çalışıyorsa, sınıf bilinci olan her emekçinin tarihsel sorumluluğu bu gerçeği her platformda dile getirmektir.

S. Adalı
14 Şubat 2025

0 Yorum: