Türkiye Kamu Sen’in Niğde temsilciliği tarafından kadınlar buluşması düzenlenecek. Erkek üyelere kapalı bu etkinlik, kadınlara yönelik.
Etkinliğin katılımcısı da
Ankaralı Yasemin.
İlk başta bunun ne olduğu, sendikacılık mı yapıldığı, haremlik selamlık sendikal etkinlik mi yapıldığı sorusu yöneltilebilir.
Gerçek, eksik değerlendirilmemeli.
Neden-sonuç ilişkisi, tartışma dışı bırakılmamalı. Evet, bu yapılan da
sendikacılık değil. İlgili sendikanın ideolojik olarak ülkücü hatta durması, bu
etkinliği açıklamakta yetersiz kalır. Bu yolu solun ve Kürt milliyetçilerinin
biricik sendikası KESK açtı.
KESK, kadınlara yönelik ayrı etkinlikler ve dergiler çıkarıyor. Kaç yazıda öğretmenlerin kültür, sanat ve politik düzlemde yazı gönderebileceği bir dergiyi Eğitim Sen yayımlamalı demiştik fakat bu dergiyi şu an Eğitim İş “Ekenek” adıyla yayımlıyor. KESK ve Eğitim Sen ise akademik teşviğe uygun hakemli akademik dergi, Kadın dergisi ve bülteni yayımlıyor. Kadınlar için giysi takası, kahvaltı buluşması, beden atölyesi, kitap okuma etkinlikleri düzenliyor.
Kadın meclisi istediği politik ittifakı radikal demokrasi
partisinin politikalarına uygun şekilde kuruyor, sendikanın bu anarşizme
müdahalesi devre dışı bırakılıyor. Sirtaki ve yoga atölyeleri, kadınların film
izleme etkinliği... Teknelerde, otel lobilerinde, termal otellerde, şubelerde
alkollü kokteyller düzenleniyor.
Sendika
içindeki sol partiye yakın grup Meclis Meyhanesi adlı yerde dayanışma gecesi
düzenleyip davetiyeye Gülten Akın’dan dizeler yazıyor. Diğer sol bir sendikal
grup da şube yöneticileriyle ortak bar ve meyhane açıyor. Tüm bunlar, Gezi
sonrasının Taksim’inde gerçekleşiyor.
Yol
bir kere açılınca gerisini Eğitim İş getiriyor. O da teknede kokteyl, kadınlara
özel etkinlikler düzenliyor. Solun liberalleşme sürecinde post Marksist ve
liberal tezleri Birikim boca ederken, bunun pratiğini KESK üretiyor.
Biri teorik diğeri pratik bir dibe vuruşun yolunu açıp emekçiyi oraya
sürüklüyor.
Bu
yolun kapısını Gezi açtı. Kimse de Gezi'nin sivil toplumcu zaferini
tartışmıyor. Öyle olmasa neden Kavala ve onun gibi liberaller tutuklansın?
Gezi'den dolayı bunların hapiste olmasını kimse sorgulamıyor. Liberal bir
gösterinin kanaat önderleri de liberal olmak zorunda çünkü Gezi’den tutuklanan
tek sosyalist yok.
Yol
bir kez açılınca Sol Parti, dayanışma konserine Gazapizm’i davet ediyor, bira
satıyor. 1 Mayıs sahnesine Bandista çağrılıyor. Mustafa Ceceli’ye Ankara’da 1
Mayıs sahnesi veren konfederasyonla KESK ve DİSK arasında fark olmadığını sınıf
görmek zorunda. Sınıf mücadelesinde sanat, spor, müzik, logo, slogan, amblem
kitleye gösterilen kimlik ve değerler toplamıdır.
Yola
düşenler arasında radikal sol diye kendini tarif edenler de var. Onlar da
Avrupa’da düzenledikleri gençlik festivalinde dansöz oynatıyor, hem de canıyla
bedel ödemiş insanlarının fotoğraflarının önünde.
Ahlak
da bu, siyasetleri de. Buradan ileriye bir adım gelişmez. İdeolojik savrulma en
çok da ahlakı bozuyor. Bu sendikalar arasında biçimde farklılık olsa da özde
aynılık gün gibi gerçektir. Bu gerçek yerle bir edilmedikçe sömürülmek
kaçınılmazdır.
Şimdi
duvarlara yazılan o faşist ırkçı sloganları KESK’in niye silmediği daha rahat
anlaşılabilir. Kutsadığı radikal demokrasi partisi, Ankaralı Yasemin’e sahne
veren sendikanın peşinden gittiği partiye tespih hediye eder. DİSK’in peşinden
gittiği CHP belediyesi de Tarkan’a ve Gülşen’e sahne verir.
Sahne
de duvar da işçi emekçinin olacak. Bizi sömürenlere tespih diye hediye etmek
isteyenler bilmeli ki emekçilerin içine çıkacak yüzünüz olmayacak. Her
platformda ve iş yerinde bu gerçeği dile getireceğiz.
Tarihe
Not:
Gizli gizli İştiraki okuduklarını biliyoruz. Bugün seçmeli Kürtçe dersi
için Hüdapar’a dilekçe kampanyası düzenletiliyorsa, Eğitim İş kültür ve sanat
dergisi çıkarıyorsa, Yeni Yaşam göstermelik bir özürle Nazım konulu yazı
için açıklama yapıyorsa, 25 Kasım’da Filistin direnişçisi kadınların
fotoğrafları taşınıyorsa bu Eğitim Sen’in, solun, KESK’in ve onların biricik
yayınlarının sessiz kalmalarının suçu olup İştiraki’nin bu müdahaleyi ilkesel
olarak anında gerçekleştirmesindendir. Bu müdahale aforoza, saldırıya, algı
çarpıtmasına rağmen, mücadelemizin ideolojik gereği olarak devam edecek.
S. Adalı
11 Şubat 2025
0 Yorum:
Yorum Gönder