05 Ocak 2025

Paralel Ekonomi


CHP’li belediyeler kent lokantaları açıyor, kreş açıyor, aile destek paketi sunuyor... CHP’li belediyeler “halkçı” belediyeciliği yeniden inşa ediyor! Gerçek öyle değil.

CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi İspark ücretlerine yüzde 115 zam yapıyor, 6 Ocak’ta toplu taşıma zammı için yapılacak toplantı öncesi, ulaşıma yüzde 55 zam teklifinde bulunuyor. Bir motokurye aracını ispark otoparkına abone olarak bıraktığında ortalama aylık 1.500 lira ücret ödüyor. 20 TL olan toplu taşımaya biniş ücreti 31 liraya çıkacak. Metrobüse biniş ücreti çok daha yüksek olacak. Asgari ücrete yaklaşık yüzde 30, kamu emekçilerine ve emeklilere yüzde 11,54 zam yapıldığı koşullarda İBB’nin yüzde 55 ve yüzde 115 zammı işçi emekçilerin önüne çıkarması halkçı belediyecilik değil, paralel ekonomi ve enflasyon uygulamasıdır. Merkez ile yerel arasındaki matematiksel uçurum AB belediyecilik anlayışının sonucudur ki güçlendirilmek istenen yerel yönetimin durumu budur.

“İyi de benzine zam geldi!” diye itiraz eden CHP’li yoksul halktan oluşan taban değil, yaşam biçimci orta sınıf kesimlerin itirazıdır. Benzin geçen yıl ocakta 34 lirayken şu an 44 lira. Geçtiğimiz temmuzda ulaşıma yüzde 13 zam yapıldığında benzin 44 liraydı, ulaşıma bugün yüzde 55 zam yapılacağı gündemde fakat benzinin litre başı ücreti yine 44 lira. Sermayeye belediyecilik yapıp AB emperyalizmine uygun yerel yönetim anlayışına hayata geçirmek, CHP siyasetinin değişmez anti-komünist ve anti-halkçı özünün gereğidir. O gerekle halkın gereği örtüşmez.

Aktarmalı şekilde işe giden işçi emekçi sınıfların maaşlarını İBB’nin Gülşen konserlerine, sözde kültürel etkinliklerine verecek olmasının sınıfsallık dışında hiçbir açıklaması olamaz. Roma’ya götürülen bir uçak dolusu gazeteci, ne İstanbul ne de ülkemiz emekçi sınıflarını temsil edecek öze sahiptir.

Koç sermayesinin gönlündeki belediyecilik halk gerçeğiyle taban tabana karşıttır. Yerelde uygulanan paralel ekonominin uygulayıcıları, kendilerini merkeze taşıdıklarında ortaya koyacakları ekonomi-politik bundan ibarettir.

İstanbul ne yana düşer ülke ne yana? Bunun yanıtını CHP iyi bildiği için İstanbul’da nasıl bir belediyecilik yapıyorsa merkezde de uygulayacağı stratejinin aynı olduğu gerçeğinden kaynaklı, emekçi sınıflar yeni bir seküler sömürüye hazırlanıyor. Tarikatların parasını kesen belediye, bugün işçi emekçilerin maaşından kendi “payını” paralel zamlarla istiyor. Sermayenin dili ve dini olmadığı gerçeğinin üzeri sekülarizm-muhafazakarlık çatışmasıyla örtülmeye çalışılıyor.

Bu aklı medeniyetler çatışması teziyle Huntington veriyor. O örtü yırtıldıkça sermayenin ve ona çalışanların gerçek yüzü ortaya çıkacak. O örtüyü yırtmak, emekçiler olarak asli ideolojik-politik görevimizdir. İsmail Ağacılara karşı “İsmail Hocam” (SEP) diye seküler kanaat önderleri belirleyen sola rağmen.

S. Adalı
5 Ocak 2025

0 Yorum: