08 Kasım 2022

, ,

Sovyet İdaresinin İlk Ayları


Sovyet İdaresinin İlk Ayları
Ekim 1917-Ocak 1918

20-24 Ekim 1917’de Petrograd Sovyeti Askerî Devrim Komitesi (ADK) bir ayaklanma tertipledi ve şehirdeki garnizonun desteğini güvence altına almak için uğraştı. 23 Ekim günü geç saatlerde garnizondaki önemli birlikler, ya Kerenski hükümetine karşı ADK’ya yardım edeceklerine ya da tarafsız kalacaklarına dair söz verdiler.

İlk başta Kerenski, tüm ADK üyelerini tutuklamak istedi, fakat bunun yerine 24 Ekim günü Bolşevik basının susturulması emrini verdi. Bu hamlesi, ayaklanmanın fitilini ateşledi. Sol Sosyalist Devrimciler ve Anarşistlerle birlikte Bolşevikler, Kerensky’nin ertesi gün toplanması planlanan İkinci Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi’ni tasfiye etme niyetinde olduğunu iddia ettiler. Bu sebeple ADK, adım adım şehrin önemli stratejik noktalarını “savunma amacıyla” kontrol altına almaya başladı. Gece boyu ve 25 Ekim gününün gündüz saatleri boyunca çatışmalar yaşansa da Kerenski’nin yardımına çok az askerî birlik geldi. Bu birlikler, içerisinde en dikkat çekeni, bir subay eğitim birliği ve kadınlardan oluşan Ölüm Taburu idi.[1] 25 Ekim günü akşam saatlerinde sovyet güçlerince kuşatılan Kerenski hükümeti, Kışlık Saray’dan çıkamaz hâle geldi.

İkinci Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi

Ekim ayının başlarında sol sosyalistler, “sovyetler adına iktidarı mı alalım yoksa sovyet iktidarının kurulduğunu açıklamak için İkinci Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi’ni mi bekleyelim” sorusu üzerinden tartışma yürüttüler. Kongrede solcu hiziplerin çoğunluğu teşkil edeceği açıktı. Genel beklentiye göre, kongre sovyetler içerisinde temsil edilen partilerden seçilen isimlerle tüm partileri içeren sosyalist bir hükümetin kurulduğunu ilân edecekti. Buna karşılık, savunmacı bir pozisyon alan devrimci Menşevik ve Sosyalist Devrimci liderler, Bolşeviklerin iktidarı alma planlarını eleştirmekle kalmadılar, ayrıca tüm partileri içeren sosyalist bir hükümetin kurulmasına karşı olduklarını beyan ettiler. Bu liderler ısrarla, burjuvazinin hükümette yer almasının devrimin gücünü artırmak ve iç savaşı önlemek için hâlen daha gerekli olduğunu dile getiriyorlardı. Ayrıca bu liderler, sovyet kongresinin, ileride oluşturulacak olan Kurucu Meclis’in işlevlerini gasp etmek gibi bir hakka sahip olmadığını söylediler.

Fakat 25 Ekim günü Kerenski’nin ve Petrograd Sovyeti Askerî Devrim Komitesi’nin attığı adımlar, sovyet kongresiyle ilgili tartışmanın niteliğini tümüyle değiştirdi. Artık mesele, diğer politik partilerin Bolşeviklerin iktidarı alışına nasıl cevap verecekleriydi.

25 Ekim günü öğleden sonra yapılması planlanan sovyetler kongresi, Bolşeviklerin müdahalesiyle ertelendi. Bolşevikler bu hamleyi, ADK’nın önce Kışlık Sarayı ve Geçici Hükümeti ele geçireceği ümidiyle yapmışlardı.

Bu esnada bazı sosyalist partiler, kendi toplantılarını gerçekleştirdiler ve ayaklanmaya verecekleri resmi tepkinin nasıl olacağı üzerine çalışma yürüttüler.

Sovyet kongresi, 25 Ekim günü akşam 10:45’te başladı. Delegeler, yaklaşık bir-bir buçuk kilometre uzaktaki Kışlık Saray’dan gelen silâh seslerini işitiyorlardı. Ilımlı sosyalist parti gruplarından ve bir dizi askerî teşkilâttan gelen temsilciler, Bolşeviklerin kavgaya son vermesini talep ettiler. Menşevik ve SR sözcüleri ayaklanmayı eleştirdiler, Bolşevikleri iç savaş başlatmakla suçladılar, ardından da salondaki delegelerin protestolar içerisinde kongreden ayrılmalarını sağladılar. Üst düzey bir dizi Menşevik ve SR, Bolşeviklere karşı gerçekleştirilen gösteriye katılmak için Petrograd Kent Meclisi’ne gittiler.

Ilımlı sosyalistlerin kongreden ayrılmasından kısa bir süre sonra Menşevik Enternasyonalistler ve Yahudi sosyalist partiler adına kürsüye Yuli Martov çıktı. Martov da yaptığı konuşmada şiddete son verilip, iktidarın barışçıl şekilde el değiştirmesi konusunda müzakerelerin yürütülmesi çağrısında bulundu. Bolşevikler adına kongrede bulunan Trotskiy’nin dillendirdiği argümanları alaya aldığını görünce Martov, kendi hizbini protestolar eşliğinde salondan çıkarttı. Devrimin o en ünlü konuşmalarından birini yapan Trotskiy, bu grubun arkasından, “Ait olduğunuz yere, tarihin çöp sepetine gidin!” diye bağırdı.

Sol SR’lar da kavganın son bulması çağrısında bulundular, ama toplantıyı terk etmediler. Bunun yerine, sovyet iktidarını ilân eden kararın geçmesi konusunda yapılan oylamada Bolşeviklerden yana tutum aldılar.

26 Ekim günü gündüz saatleri boyunca Petrograd Sovyeti Askerî Devrim Komitesi, başkentteki konumunu güçlendirdi ve Bolşeviklerin liberal muhaliflerine karşı harekete geçti. Liberallerin partisi Kadet’in liderleri de zaten kısa bir süre önce Bolşevik direniş hareketine karşı örgütlenme çalışmasına başlamış, hükümete bağlı çalışan memurları greve çıkıp ayaklanma karşıtı gösteriye katılma yönünde teşvik etmişlerdi.

26 Ekim günü ADK, Kadet’in Rech (“Konuşma”) isimli gazetesini kapattı, matbaasına el koydu. Aynı gün sovyet kongresinden ayrılan Menşevik ve SR liderleri, Anavatanı ve Devrimi Kurtarma Komitesi’ni kurdular ve birlikte ayaklanmayı mahkûm eden bildiriler yayınladılar.

Menşevik Enternasyonalistler, bu Bolşevik karşıtı komiteye katılmadılar. Bunun yerine, tüm partileri içerecek sosyalist koalisyon hükümetinin kurulması konusunda Bolşeviklere baskı uygulamak amacıyla Tüm Rusya Demiryolu İşçi Sendikası (Vikzhel) ile birlikte çalışma yürüttüler.

26 Ekim günü öğleden sonra Bolşeviklerden, sol SR’lardan ve Menşevik Enternasyonalistlerden oluşan küçük bir grup, bir araya gelerek, sol sosyalist bir koalisyon hükümetinin kurulmasının imkân dâhilinde olup olmadığını tartıştı. Ancak bu görüşmeler, bir anlaşmayla neticelenmedi.

Lenin, üst düzey bir dizi sosyalist liderin tutuklanmasını emretmek gibi adımlarla müzakereleri baltalamak için elinden geleni yaptı. Bolşeviklerin önemli liderleri ise o günü Lenin’in sovyet kongresinin akşam oturumunda sunduğu barış ve toprakla ilgili karar taslaklarını tartışarak geçirdiler.

26 Ekim günü yapılan oturumda İkinci Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi, Rus Devrimi’nin çözüme kavuşturamadığı en önemli meseleleri olan barış ve toprak reformu ile ilgili kararları onayladı. Lenin, kongreye barış kararını sundu. Kararda, savaşın tarafı olan ülkelerin başındaki hükümetler toprak ilhakı veya mali tazminat olmaksızın, ulusların kendi kaderini tayin hakkını güvence altına alan “adil ve demokratik” bir barış için acilen müzakere yürütmesini öneriyordu.[2] Lenin’in kararı, aynı zamanda savaşın içindeki ülkelerde, bilhassa İngiltere, Fransa ve Almanya’da bulunan işçilere çağrıda bulunuyor, onların savaşa son verme konusunda acilen ve kararlı bir tutumla harekete geçmesini istiyordu. Burada burjuva hükümetler savaşa son veremiyorlarsa, beynelmilel bir sosyalist devrimin son vereceği söylenmekteydi.

Bu alınan kararla Lenin’in hükümeti, geçici hükümetin yapamadığı bir şeyi yapmış oldu: halkın hiç destek vermediği bir savaşı durdurmak için önemli ve kararlı bir adım atıldı. Kongrede barış kararı yapılan oylamayla onaylanınca, Lenin, halkın dillendirdiği, ama geçici hükümetin yerine getiremediği bir başka talebi, toprak reformu talebini ele aldı.

Lenin’in hazırladığı toprak kararnamesinin büyük bir kısmı, SR’ların toprak programından kopyalanmıştı. Kararname, özel toprak mülkiyetinin ortadan kaldırılmasını öngörüyordu. Özel kişilerin elinde bulunan tüm araziler ve mülkler, kiliselerin ve manastırların sahip olduğu tüm topraklar ve Romanov hanedanına ait tüm araziler, üzerlerindeki çiftlik binaları, aletler ve hayvanlarla birlikte, sahiplerine tek kuruş tazminat ödenmeksizin, şehir sovyetlerinin ve toprak komitelerinin kontrolüne bırakıldı.

Kongre, bu kararnameyi de oyladı. Köylülerin ana talebi olan toprağın yeniden dağıtılması talebini derhal yerine getireceğini vaat eden Lenin, bu sayede kurucu meclisin köylülerin çoğunluğu gözünde sahip olduğu önemi azalttı ve sol SR’ların Sovyet hükümetiyle işbirliği yapmayı kabul etmelerini kolaylaştırdı.

26 Ekim günü kongreden geçen üçüncü kararname ile yeni sovyet hükümeti kuruldu. Sovnarkom olarak bilinen Halk Komiserleri Konseyi adını taşıyan yeni bakanlar kurulu, sovyet kongresinde alınan kararların uygulanması ve kongrede belirlenen “program” uyarınca gerekli politikaların yürürlüğe konulması işini üstlendi.

Aslında Sovnarkom, sovyet kongresine ve Tüm Rusya Sovyetleri Merkez Yürütme Komitesi’ne bağlıydı. Lenin Sovnarkom başkanı, Trotskiy dışişleri bakanı, Stalin ise ulusal işler bakanı oldu. Kararnamede adı geçen tüm halk komiserleri Bolşevik’ti.

Menşevikler ve SR’lar, kongreyi terk ettiler ve gayrimeşru ilân ettikleri yeni hükümetle bağlarını koparttılar. Sol SR’lar ve Menşevik Enternasyonalistler, Bolşevikler, tüm büyük sosyalist partileri içeren bir koalisyon hükümeti kurmadığı sürece, hükümete girmeme kararı aldılar. Fakat bu, Lenin’in de Trotskiy’nin de atmayacağı bir adımdı.

Öte yandan sol SR’lar ve Menşevik Enternasyonalistler, Merkez Yürütme Komitesi’ne girmeyi kabul ettiler ve burada başta küçük bir azınlık grubu meydana getirdiler.

Lenin, bu süreçte sol sosyalistlere bakanlık verilebileceğini söyledi. Zira o dönemde halkta oluşan genel kanaate göre sovyet iktidarı, tüm sosyalist partileri içeren bir koalisyona ait olmalıydı, fakat ortada sadece Bolşeviklerden oluşan bir Sovyet hükümeti vardı.

27 Ekim gününün ilk saatlerinde Tüm Rusya Demiryolu İşçi Sendikası’ndan bir temsilci, sovyet kongresinde platforma çıktı. Sendikanın tüm kongre kararlarının geçersiz olduğunu düşündüğünü söyledi. Çünkü SR’lar ve Menşevikler kongreyi terk ettiği için kararlar yeterli çoğunluk olmadan alınmışlardı. O dönemde demiryollarının kontrolünü elinde bulunduran sendika Kerenski yanlısı askerlerin ve karşı-devrimci güçlerin Petrograd’a gelmesine izin vermiyordu. İşte böylesi bir güç, o günlerde sovyet hükümetini tanımıyor ve “devrimci sosyalist hükümetin tüm devrimci demokrasi sahasına karşı sorumlu olduğunu” ısrarla dile getiriyordu. Bu gelişme, birkaç gün boyunca gerilimi tırmandırdı, nihayetinde de büyük sosyalist partiler arasında süren müzakerelerin sonuçsuz kalmasına neden oldu.[3]

[Kaynak: Competing Voices from the Russian Revolution, Yayına Hazırlayan: Michael C. Hickey, Greenwood, 2011, s. 449-452.]

Dipnotlar:
[1] Mayıs 1917’de Savaş Bakanı Aleksandır Kerenski, Kadınların Ölüm Taburları adı verilen, sadece kadın gönüllülerden oluşan askeri muharebe birlikleri kurulması kararına onay verdi. Bu birliklerin amacı, kadınlardaki yurtseverliği ve şevki görüp harekete geçeceği (belki de utanacağı) düşünülen erkek askerlerin motive edilmesiydi.

[2] 26 Ekim tarihli kararların çevirileri için bkz.: Rex A. Wade, The Bolshevik Revolution and the Russian Civil War (Westport, CT; Londra: Greenwood, 2001), s. 166–168.

[3] Demiryolu İşçileri Sendikası’nın kapsamlı bir sosyalist koalisyon hükümeti kurmak için yürüttüğü müzakereler ve ortaya koyduğu çabalar konusunda bkz.: James Bunyan ve H. H. Fisher, The Bolshevik Revolution, 1917–1918 (Stanford: Stanford University Press, 1934), s. 155–156, 185–209.

0 Yorum: