10 Kasım 2022

Petrograd Dışında Ekim Devrimi’ne Yönelik Tepkiler



Şubat Devrimi’nden farklı olarak Bolşevik ayaklanma, farklı yerlerde farklı tepkilerle karşılaştı. Merkezî Rusya’nın dışındaki bölgeler, kısa süre içerisinde Bolşevik karşıtı askerî güçlerin kontrolü altına girdiler.

Örneğin Don Nehri boyunca Kazak lideri General Kaledin, Don Cumhuriyeti’ni ilân etti ve emrindeki Bolşevik karşıtı güçlerle güneye doğru ilerledi.

Bilhassa sanayi bölgesinin merkezindeki birkaç şehirde Bolşeviklerden, sol SR’lardan ve Anarşistlerden oluşan sol blok, Petrograd’dan gelen ayaklanma haberlerine hemen tepki gösterip, yereldeki sovyet adına eldeki o ufak muhalif güçle birlikte iktidarı aldı. Fakat bu şehirlerde sovyet iktidarını savunanların aklında bir Bolşevik diktatörlüğü değil, tüm sosyalist yapıları içeren bir koalisyon hükümeti vardı.

Birçok bölgede sovyet iktidarı, ancak yaşanan silâhlı çatışmaların ardından kurulabildi. Bir dizi şehirde o şehirlerdeki sovyeti kontrol altında tutan sol sosyalist blok, şehir meclislerini yöneten ılımlı sosyalistlerle ufak çaplı çatışmalar yaşadı. Çoğunlukla bu çatışmalar, sovyet güçlerinin zaferiyle sonuçlandı.

Fakat öte yandan, Smolensk gibi kimi şehirlerde, yeni sovyet güçleri iktidarı birkaç ay süreyle şehirdeki “eski” geçici hükümet kurumlarıyla paylaşmak durumunda kaldılar. Harkov’da (Ukrayna) iktidar mücadelesinden zaferle çıkan sol sosyalist blok, Lenin tüm sosyalist yapıları içeren koalisyon hükümetini tanıyana dek mevcut otoriteyi tanımayı reddedeceğini açıkladı.

Ukrayna’da, Baltık devletlerinde, özellikle Finlandiya’da Bolşevikler ile muhalifleri arasında yaşanan çatışma, esasen o genel politik mücadelelerden oluşan örgünün içindeki basit bir ilmekten başka bir şey değildi. Bu tür yerlerde iktidar mücadelesi ile ulusal bağımsızlık mücadelesi denilen mesele, hep iç içe ilerledi.

3 Kasım günü Kiev’deki Ukrayna meclisi (Rada) Petrograd’daki Bolşevik hükümetini tanımayı reddetti ve Ukrayna’nın bağımsız bir ülke olduğunu duyurdu. Ocak 1918’de Lenin’in başında olduğu hükümet, Harkov’da bulunan ve Kiev’deki meclise karşı iktidar mücadelesi veren sol sosyalist güçlere yardım etmeleri için kente asker gönderdi. Ardından Kiev’deki meclis Bolşevik saldırısını kınayan “Dördüncü Genel Tebliğ”ini yayımladı ve Ukrayna’nın Rusya’dan bağımsız olduğunu ilân etti.

İçerisinde Bolşevik liderlerin de bulunduğu Moskova sovyeti, sovyet iktidarının tüm sosyalist yapıları içeren koalisyon üzerine kurulu olmasını bekliyorlardı. Bu sebeple kentteki Bolşevikler, bir ayaklanma için hazırlıklı değillerdi. Petrograd’da iktidarın alındığı haberleri kente ulaşınca Moskova Sovyeti ağır aksak da olsa, Askerî Devrim Komitesi’ni örgütlemek için çalışma yürüttü. Fakat kent meclisindeki ılımlı sosyalistler, hızla harekete geçtiler ve sovyete nazaran daha örgütlü ve daha fazla silâha sahip bir Kamu Güvenliği Komitesi meydana getirdiler. İki ekip arasındaki çatışmalar, 27 Ekim günü başladı. Kamu Güvenliği Komitesi, kente tümüyle hâkim oldu, ta ki Bolşeviklere yardım etmek için Kızıl Muhafızlar ve başka şehirlerden gelen gönüllüler Moskova’ya akın edene kadar. Sokak çatışmalarında yüzlerce insan öldü, binlercesi yaralandı, her iki taraf da tutsakları öldürdü, başka türden saldırılara imza attı. 2 Kasım günü zafer Bolşeviklerin oldu ve Moskova’da sovyet idaresi tesis edildi.

Bolşevikler, Muhalifleri, Müttefikleri ve Kurucu Meclis Seçimleri

Ta başından itibaren Lenin’in hükümeti, sosyalist muhalefeti susturmak için uğraştı. Bu çalışma dâhilinde, sosyalist liderler ve gazeteler, Kadetler’in yüzleştiği saldırılarla yüzleştiler. 27 Ekim 1917 günü Lenin, “Basın Hürriyeti” isimli kararnamesini yayınladı. Bu kararnameyle hükümete muhalif gazeteleri sansürleme yetkisi verildi.

Merkez yürütme komitesindeki Menşevik Enternasyonalistler ve sol SR’lar, hemen bu sansürü eleştirdiler ve sosyalist muhaliflerin tutuklanmasına karşı çıktılar. Üst düzey birçok Bolşevik lider de Lenin’in adımlarını eleştirdi ve tüm sosyalist yapıları içeren bir koalisyon hükümetinin kurulması için müzakere yürütülmesini istedi. Fakat her iki taraf da müzakereleri temelsiz bırakacak konumlarında ısrarcı oldular.[1]

2 Kasım gümü Bolşeviklerin Moskova’da zafere ulaştığı haberini işitince, Lenin ve Trotskiy, müzakerenin gereksiz olduğu sonucuna ulaştı. İki gün sonra, 4 Kasım günü, dört ılımlı Bolşevik, merkez yürütme komitesinde Lenin ve Trotskiy ile girdikleri tartışma sonrası bakanlık görevlerinden istifa etti. Diğer sosyalist partilerle yürütülen müzakereler konusunda önemli bir yerde duran ılımlı isimlerin devre dışı kalmaları, geniş kapsamlı bir sosyalist cephenin kurulması ihtimalini de ortadan kaldırdı. Ama gene de Bolşevikler ve sol SR’lar arasındaki müzakere süreci devam etti.

Sosyalist Devrimciler Partisi içerisindeki yarık, savaşın başladığı 1914’ten itibaren zaten derinleşmişti, fakat asıl partinin birliği ihtimali, sol SR’ların İkinci Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi içerisinde kalmaya karar vermeleriyle birlikte ortadan kalktı. Menşevik liderler gibi SR liderleri de Bolşevik idaresinin gayrimeşru olduğunu söylediler ve Lenin’in açıkladığı kararnamelerin tek tek her bir maddesine karşı çıktılar.

Kasım ayının ortalarında sovyet hükümetinin Almanya’yla ateşkesi müzakere ettiğine dair haberler SR liderlerinin elini güçlendi. Sosyalist Devrimciler Partisi içerisindeki çatışma, 10-11 Kasım günü Petrograd’da düzenlenen Tüm Rusya Köylüleri Kongresi oturumlarında daha belirginleşti. Merkezde ve sağda duran SR liderleri, köylü kongresini Lenin hükümetine karşı muhalefeti harekete geçirmek için kullanmak istediler. Sol SR liderleri ise kongreyi partiyi ele geçirmek, bir yandan da ayrışmaya mani olmak için kullanmaya çalıştılar. Sol SR liderlerinin stratejisi, partideki merkezcileri kazanmak, sağcıları kovmak üzerine kuruluydu. Merkezcilerin kendileriyle işbirliğine gitmeyeceklerini görünce, sol SR hizbi taktik değiştirdi.

12 Kasım günü sol SR’lar, “eski” köylü kongresinin otoriteden yoksun olduğunu söyledi. Ardından sol SR delegeleri, “Olağanüstü” Köylü Kongresi adını verdikleri bir çalışma için Bolşevik delegelerle toplantılar yapmaya başladılar. Devamında Bolşevikler ve sol SR’lar, aynı sayıda köylü, asker ve işçi vekilini içeren bir Tüm Rusya Sovyetleri Merkez Yürütme Komitesi oluşturulması konusunda anlaşmaya vardılar. Bu, esasen sol SR’ların temsiliyet imkânını artıran bir adımdı.

15 Kasım günü sol SR’lar, merkez yürütme komitesine girdiler. Dört gün sonra da Sol Sosyalist Devrimciler adında yeni bir politik partiyi kurmak için ulusal kongre düzenlediler.

Sosyalist Devrimciler Partisi bölündükçe, merkez sağ liderlik, umutlarını Bolşeviklerin Kurucu Meclis içerisindeki hâkimiyetinin sona ermesi ihtimaline bağladı.

Kurucu Meclis seçimleri 12 Kasım günü başladı. SR’lar, 36 milyon oyun 21 milyonunu alarak çoğunluğu ele geçirdiler. Ukraynalı SR’larla birlikte kurucu meclis içerisinde en az 370 delegeye sahip olma şansını elde ettiler. Bu rakam, Bolşevik delegelerin iki katından fazlaydı. Bolşevikler, o seçimde aldığı 9 milyon oyla meclis içerisinde 170 koltuk elde edebildi. Seçim, Sosyalist Devrimciler Partisi’ndeki resmi ayrışmadan önce yapıldığı için, sol SR’lar, çok az şehirde ayrı listeyle seçime girebildiler. Neticede de sadece 40 vekil elde edebildiler. Kadetler ve Menşevikler, yirmi-yirmi beş civarı koltuğa sahip oldular. Azınlık partiler ve ufak partiler de benzer bir sonuçla yüzleştiler.[2]

Kurucu meclis seçimleri, Lenin ve hükümetini zor bir konuma soktu.[3] Bolşevikler, kurucu meclisin oluşmasını geciktirdiği için geçici hükümete saldırdılar, devamında da meclisin sovyet iktidarı tesis edilir edilmez toplanacağı sözünü verdiler. Fakat meclisteki seçimle oluşmuş olan çoğunluğun, sadece Bolşeviklerden oluşan sovyet hükümetine karşı çıkacağı herkesin malumuydu. Bolşevik liderler, kontrol edebilecekleri yeni seçimin yapılması için seçime hile karıştığını söylemek gibi farklı adımları atmayı tartıştılar.

Muhalefetse, meclisin en kısa sürede toplanması için çalışma yürütmeye başladı. 17 Kasım günü Bolşeviklerin henüz hapse atmadığı birkaç geçici hükümet mensubu bakan, kurucu meclisin 28 Kasım’da Petrograd’daki Tauride Sarayı’nda açılacağını söyleyen bir “karar” aldı. Fakat Bolşevik hükümeti, meclisin Petrograd’da yeter çoğunluğun sağlandığı koşullarda gerekli sayıda delege bir araya gelene dek açılmayacağını duyurdu.

22 Kasım günü sağ ve ılımlı sosyalistler, birlikte bir konferans düzenleyip, burada Bolşeviklerin niyetinin kurucu meclisi kapatmak olduğunu söylediler. Ertesi gün bu sosyalistler, “Kurucu Meclisi Savunma Birliği”ni kurduklarını açıkladılar ve seçimle meclise girmiş delegelerin 28 Kasım günü bir araya gelmeleri çağrısında bulundular. Bu adım üzerine Lenin, hızla söz konusu birliğin liderlerini tutuklattı. Halk Komiserleri Konseyi, devamında Bolşevik Mihail Uritski’ye meclisin açılma sürecini denetleme görevini verdi.

Uritski, daha işin başında, Petrograd’a gelmeye başlayan Bolşevik karşıtı kurucu meclis delegelerine gözdağı vermek için güç kullanacağını herkese hissettirdi. 28 Kasım günü Tauride Sarayı’na gelen kırk elli delegeye Kızıl Muhafızlar ve sovyet yanlısı askerler saldırdı. Kurucu meclisi açma imkânı bulamayan delegeler, gösteri tertiplediler ve Bolşevik iktidarına karşı çıkan birçok örgütün desteğini aldılar. Bolşevik hükümeti, bunun üzerine Kadet Partisi’ni karşı devrimci örgüt ilân etti ve birkaç liderini tutukladı.

28 Kasım’da yaşanan olaylar, Bolşevik yanlısı güçlerle kurucu meclis yanlısı göstericiler arasında yaşanacak çatışmaların ilk örnekleriydi. Bu gösteriler, Aralık ayı boyunca devam etti ve her geçen hafta daha da şiddetlendi.

Aralık ayının başında Lenin’in hükümeti, Çeka olarak da bilinen, Olağanüstü Karşı-Devrimle ve Casuslukla Mücadele Komisyonu adını taşıyan yeni güvenlik kurumunu kurdu. Meclis yanlısı gösterileri karşı-devrimci eylemler olarak ele alan Çeka, bir dizi Menşevik’i ve SR üyesini, aynı zamanda kimi liberal liderleri tutukladı.

Lenin hükümetinin aldığı her bir yeni tedbir, o baskıcı niteliğiyle, merkez yürütme komitesindeki sol sosyalistlerin tepki ve eleştirilerine maruz kalıyordu. Bu da Bolşevik liderler için önemli bir sorundu, zira bu tür eleştiri ve tepkiler, sol SR’larla ilişkileri çetrefilli bir hâle sokuyordu. Askerî Devrim Komitesi ve Çeka çalışması için önemli olan sol SR’lar, Kadet liderlerinin tutuklanmasına onay verirken, diğer sosyalist partilere yönelik baskıları öfkeyle karşılıyorlardı. Ama gene de sovyet hükümetinin temel politikalarına destek sunan sol SR’lar, Bolşeviklerle belirli hususlar konusunda sağladıkları uzlaşma zeminini muhafaza ediyorlardı. Örneğin uzlaştıkları bir konu da mümkün olduğu ölçüde daha çok delegeyi çağırıp seçtirerek, muhalefetin zayıflamasını sağlamak amacıyla kurucu meclisin açılışını geciktirme kararı idi.

6 Aralık günü sovyet hükümeti, meclisin şehre gelip kayıt yaptıran delege sayısının 400’ü aşması durumunda açılabileceğine dair bir karar aldı. Bolşevikler ve sol SR’lar, kurucu meclis açıldığı vakit sovyet iktidarına ve yeni hükümetin hazırladığı tüm kararnamelere onay vermesi gerektiği konusunda uyarıda bulundular. Aksi takdirde meclis, karşı-devrimci bir yapı olarak yaftalanacaktı. 12 Aralık günü, zorlukla ilerleyen müzakerelere tanıklık eden haftaların ardından, Bolşevikler ve sol SR’lar, sol SR’ların birkaç bakanlık alması konusunda uzlaşmaya vardılar.

Aralık ayının ortasından itibaren Bolşevikler ve sol SR’lar, kurucu meclisin rolünü sovyet hükümetinin ve politikalarının meşruluğunu teyit etmeyle sınırlı tuttular.[4] 22 Aralık günü yapılan ve kurucu meclisin açılış tarihini 5 Ocak 1918 olarak belirleyen Sovyetler Merkez Yürütme Komitesi oturumunda Bolşevikler ve sol SR sözcüleri, meclisin seçimle belirlenmiş çoğunluğunun sovyet iktidarına düşman olduğunu söylediler. Her iki kesimin de kabul ettiği üzere, sovyet hükümetiyle meclis arasındaki çatışma kaçınılmazdı. Dolayısıyla meclisi dengelemek adına, Ocak ayının başında Üçüncü Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi’nin toplanmasına karar verildi.[5]

Bu esnada Kurucu Meclisi Savunma Birliği, bir dizi gösteri düzenlemek için hazırlıklara başladı. Bazı kaynaklara göre sağ SR’lara bağlı askerler de Bolşeviklerin meclise karşı harekete geçmesi durumunda silâhlı ayaklanma başlatmayı planlıyordu. 5 Ocak 1918 günü sabahı sovyet yanlısı askerler, kurucu meclisi destekleyen ufak çaplı bir dizi gösteriyi hemen dağıttılar. Toplantıların ilk oturumu için aynı gün içerisinde Tauride Sarayı’nda bir araya gelen delegeler, karşılarında meclisi “korumak”la görevlendirilmiş, kara ve deniz kuvvetlerine bağlı onlarca silâhlı askeri buldu.

[Kaynak: Competing Voices from the Russian Revolution, Yayına Hazırlayan: Michael C. Hickey, Greenwood, 2011, s. 452-456.]

Dipnotlar:
[1] Merkez yürütme komitesi içerisindeki tartışmalar konusunda, bu oturumların muhteşem çevirilerini içeren şu çalışmaya bakılabilir: Çeviren ve yayına hazırlayan: John H. L. Keep, The Debate on Soviet Power: Minutes of the All-Russian Central Executive Committee of Soviets, Second Convocation, October 1917–January 1918 (Oxford: Clarendon Press, 1979).

[2] Seçimler konusunda bkz.: Oliver Radkey, The Election to the Russian Constituent Assembly Election of 1917 (Cambridge: Harvard University Press, 1989).

[3] Kurucu meclis seçimleri konusunda en detaylı inceleme için bkz.: Alexander Rabinowitch, The Bolsheviks in Power: The First Year of Soviet Rule in Petrograd (Bloomington: Indiana University Press, 2007).

[4] Nikolai N. Smirnov, “The Constituent Assembly”, Critical Companion to the Russian Revolution 1914–1921 içinde, yayına hazırlayan: Acton, Cherniaev ve Rosenberg (Bloomington and Indianapolis: Indiana University Press, 1997), s. 329.

[5] Menşevik Enternasyonalist Nikolay Suhanov, bu türden argümanları korkakça ve iki yüzlü bulduğunu dile getiriyordu. Bunun yanında, merkez yürütme komitesi üyeleri içerisinde kurucu meclisi savunan isimler vardı. John H. L. Keep, The Debate on Soviet Power, s. 240–251.

0 Yorum: