01 Temmuz 2022

Küçük Burjuva Kültürü ve Komünist Ahlâk

Bugünlerde Amerikan kültürü içerisinde oluşmuş çukurlarda bir laf yankılanıyor. Avara, vurdumduymaz gençlik, “Bir kere geliyoruz dünyaya”dan gayrı bir şey söylemiyor. Haz arayışını meşrulaştırmak için kullanılan bu laf, küçük burjuvanın dünyasına hâkim olan bireyci hedonizmi ortaya koyuyor.

Evet, insan gerçekten de bir kez geliyor dünyaya. Komünistler, bu gerçek üzerinden harekete geçip, emperyalizme karşı devrimi örgütlemek gibi kalıcı ve olumlu bir tesir bırakmak için uğraşıyorlar. Bu gerçek bize, “boş işlerle vakit harcama, hayatını belirli bir amaç doğrultusunda yaşa” diyor.

Ama küresel sömürüden pay alanlar, “Bir kere geliyoruz dünyaya” lafını farklı anlıyorlar, onu alınacak hazzın miktarını artırma çabalarını meşrulaştırmak için dile döküyorlar. 

“Bana ne lan proletaryanın veya gelecek nesillerin mevcut tüketimci toplum yüzünden ödedikleri bedelden. Ben, yeni bir iphone istiyorum, sonuçta bir kere geliyoruz dünyaya” diyorlar. Küçük burjuva asalaklar, bu ifadeyi “bir kere emiyoruz dünyanın kanını” şeklinde anlıyorlar.

Devrimci Marksizm, dünyadaki sınıfsal yapıları tanımlamak, birinci dünyadaki küçük burjuvazinin asalak ve gerici niteliğini ortaya çıkartmak için çok çaba harcadı.

Gündelik hayat içerisinde kitleler burjuvalaştırılıyor. Rüşvetle beslenen asalak sınıflar, kişisel veya toplumsal sonuçlarına hiç bakmadan, “anı yaşamak” için çabalarken, komünistler, kolektif çıkarları devrim aracılığıyla gerçekleştirmek gibi ahlakî değerlere sarılıyorlar, bu noktada, sınıflı toplumun ilgası ile birlikte kapitalizmin temel çelişkilerini çözüme kavuşturmak için uğraşıyorlar.

Evet, bir kere geliyoruz dünyaya. Ama hangi amaçla geldiğimiz ve orada ne tür bir tesir bırakacağımız, tümüyle bize bağlı.

Nikolai Brown
20 Eylül 2013
Kaynak

0 Yorum: