Maduro’ya Karşı Darbe Tezgâhlıyor
ABD emperyalizmine karşı Venezuela halkının ve
Maduro Hükümeti’nin yanındayız!
Bugüne dek ABD emperyalizmi Latin Amerika’yı
sürekli kendi arka bahçesine çevirmek istedi. Sömürüye ve açık işgale karşı
direnmiş, Augusto Sandino, Simon Bolivar, Farabundo Marti gibi insanlar ve halk
önderleri, katledildiler. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında sözde
bağımsızlığını elde eden kıtada emperyalist, yeni sömürgeci güçlerden yana olan
işbirlikçiler iktidara taşındılar. İnsanlar bu koşullarda emperyalizme boyun
eğmediler, birçok Latin Amerika ülkesinde anti-emperyalist halk kurtuluş
hareketleri açığa çıktı.
Bu sebeple ABD emperyalizmi kendisine karşı çıkan
Latin Amerika hükümetlerini tasfiye etmek için birçok farklı yönteme
başvuruyor. Bölgenin tarihi arkasında ABD’nin olduğu katliamlar ve darbeler
üzerine kurulu. Yirmi birinci yüzyılda ilerici hükümetleri devirmek için ABD
darbe yoluyla hükümeti devirmeye çalışmak, işbirlikçi paramiliter çeteleri
sokağa salmak, bu anlamda işbirlikçi muhalefeti oluşturmak yanında esas olarak
ekonomik tedbirler dayatmak gibi adımlardan oluşan bir dizi yönteme başvuruyor.
2002’deki darbe girişiminde muhalefet Venezuela’da Chavez’i devirmek için bu
yollara birçok kez başvurdu ancak başarılı olamadı. 2009’da Honduras
cumhurbaşkanı Zelaya bu şekilde devrildi.
Son dönemde Arjantin ve Brezilya’da benzer
süreçler işliyor. 2015’te Arjantin’de ABD emperyalizmi kendisine karşı çıkan,
çıkarlarına ters düşen Kirchner hükümetini bertaraf etti. 2016’da Brezilya’da
ABD, Lula sonrası kurulan Rousseff hükümetini devirdi. Bu sefer “hükümet
yetkilerini kötüye kullandı” bahanesine sığındı. Arjantin’de işbirlikçi Macri
iktidara geldi, Brezilya’da ise faşist Bolsonaro. Nikaragua’da ise Sandinist
Ulusal Kurtuluş Cephesi [FSLN] hükümetini gene aynı şekilde yetkileri kötüye kullanma
bahanesi üzerinden devirmek için geçen yıl ABD işbirlikçileri eliyle
örgütlediği “muhalefet”i sokaklara saldı. Aynı adımı Venezuela’da da attı:
ilkin ülke, ekonomik tedbirlerin dayatılması sonucu krize sürüklendi, ardından
işbirlikçiler “Maduro protestoları” adı atlında sokaklara salındılar. ABD ve
işbirlikçileri tüm bu yapıp ettiklerinden tatmin olmadılar ve bu noktada
patlayıcı yüklü bir insansız hava aracı ile Maduro’ya karşı suikast girişiminde
bulundular.
Bu sürecin en son halkası ise kendisini Ulusal
Meclis olarak adlandıran gayrımeşru oluşumun lideri Juan Guaido isimli ABD
işbirlikçisinin kendisini Venezuela başkanı ilân etmesiydi. Kısa bir süre sonra
ABD emperyalizminin destekçileri Maduro’yla ilişkileri birer birer kopartıp
Guaido’nun başkanlığını tanıdılar. Bu hamleye cevap olarak Venezuela Ordusu
Maduro’nun yanında olduğunu ve ABD’nin girişiminin gayrımeşru olduğunu cümle
âleme ilân etti. Ardından Maduro Venezuela halkına seslenip onun bağımsızlığını
savunmaya çağırdı ve ABD ile tüm diplomatik ilişkilerin koptuğunu söyledi.
Maduro ABD’li diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 72 saatlik bir süre verdi.
Peki ABD emperyalizmi Venezuela’ya neden
saldırıyor?
Çünkü emperyalistler ciddi bir kriz içerisindeler.
Krizse iç savaş demek. Bölgesel savaşların kışkırtılması demek. Darbe
tezgâhlamak demek. Yaptırımlar dayatmak, katliamlar yapmak demek.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi ABD emperyalizmi
bunları Latin Amerika’da da yapıyor. Bu sefer sıra Venezuela’da… Tüm bu işleri
hiçbir ilke, düzenleme veya kanun tanımaksızın yapıyor. Tek ilke ve tek kural
var o da ABD emperyalizminin öz çıkarları.
Bu biz şunu söylüyoruz:
Gerçek terörist ABD emperyalizmidir.
Dünyamız için en büyük tehlike ABD
emperyalizmidir.
Bunun yanı sıra emperyalizme boyun eğmiş,
silâhlarını yere indirmiş, emperyalizmle ve işbirlikçileriyle uzlaşan, onlarla
ittifak kurmak için yollar arayan hükümetler ve örgütler için de bir çift laf
etmek gerek: tek yol devrimdir, kurtuluş ancak sosyalizmde mümkündür.
Başka bir orta yol mevcut değildir. Emperyalizmle
uzlaşma yolları peşinde koşmaya, onlarla barışmaya dönük hiçbir çaba halkları
kurtuluşa erdirmeyecektir.
ETA, FARC, URNG ve PKK gibi birçok örnek bu
tespitin doğruluğunu bir kez daha ispatlamıştır.
Venezuela halkı, AKP-Erdoğan hükümeti gibi
emperyalist işbirlikçi faşist hükümetlerin kuyruğuna tutunmak veya onlarla
işbirliği yapmakla da kurtuluşa eremez. Kurtuluş, Venezuela’daki hâkim
sınıfları, burjuvaziyi yok edip halk iktidarını inşa etmekle mümkündür.
ABD emperyalizmi halkın geleceğini rehin alamaz.
ABD emperyalizmi halkın iradesini ayaklar altına
alamaz!
Bu sebeple ABD emperyalizminin Venezuela’ya
müdahalesine karşıyız ve onu şiddetle eleştiriyoruz!
Venezuela’da dökülen her damla kanın sorumlusu ve
suçlusu, ABD ve diğer emperyalistlerdir!
Çin Devrimi’nin lideri Mao’nun dediği gibi, Halk
kimsenin mağlup edemeyeceği yegâne kaledir. Halkı, halk iktidarını ve halkın
desteğini almış bir hükümeti kimse yenemez. Kâğıt kaplan olan ABD
emperyalizmini arkasına almış olan Guaido gibi soytarılar, yenilmeye ve yok
olmaya mahkûmdurlar. Venezuela halkı Guaido gibi hain işbirlikçilerini de ABD
emperyalizmini de bozguna uğratacaktır. Ne kadar güç olursa olsun, Maduro
hükümeti Venezuela halkıyla birlikte emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı
mücadele yürütecek, onlar karşısında diz çökmeyecek, Suriye’de olduğu gibi,
emperyalizme ağzının payını verecektir. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz.
Anti-emperyalist Cephe olarak bizler, ABD
emperyalizminin Latin Amerika halklarına yaşattığı zulmün, katliamların ve
acının bilincindeyiz. ABD emperyalizminin Güney Amerika’yı kendi arka bahçesi
kılmaya yönelik girişimleri karşısında duyduğumuz öfkeyle, ta ilk günden beri
Maduro hükümetinin, Venezuela halkının yanında, Maduro’ya karşı darbe
tezgâhlayan ABD emperyalizminin karşısında olduğumuzu beyan ediyoruz.
Emperyalizm yenilecek,
Venezuela halkı kazanacak!
Kahrolsun ABD emperyalizmi
ve işbirlikçileri!
Katil ABD Venezuela’dan
defol!
Anti-emperyalist Cephe
28 Ocak 2019
28 Ocak 2019
0 Yorum:
Yorum Gönder