Kendisi açısından yapısal bir nitelik arz eden bu
ırkçılık meselesini ele alma noktasında Starbucks, çalışanlarının eğitimini
İsrail’le bağlantılı İftira ve İnkârla Mücadele Birliği’nin (ADL) üstlenmesini
ve onun çalışanları ırkçılığa karşı hassasiyet geliştirmeleri yönünde
eğitmesini talep etti.
Bu, silâh kullanımının azaltılması konusunda
Ulusal Tüfek Birliği’nden (NRA) yardım talep etmek gibi bir şey.
ADL, İsrail’deki ırkçı devletin Filistinlilere
dayattığı iktidarın sürdürülebilmesi için uğraşan en önemli propaganda
araçlarından biri.
Bu kurum, Amerika’da karakolların ve emniyet
müdürlüklerinin askerîleştirilmesinden sorumlu.
Bu amaç doğrultusunda ADL, polis müdürlerini ve
polis memurlarını Siyonist ordunun geliştirdiği ırkçı stratejileri öğrenmeleri
için İsrail’e gönderiyor.
Eğer Starbucks, çalışanlarını ırkçı uygulamalar
konusunda eğitmek istiyorsa, Ferguson’a veya Gazze’ye göndersin. Böylelikle
Afro-Amerikalılar ve Filistinliler, onlara ırkçı fişleme girişimlerinin mağduru
olmanın ne demek olduğunu bir biçimde öğreteceklerdir.
Bu hastalığa son vermek istiyorsanız, ırkçılığın
mağduru olan kişilerin kapısını çalarsınız, ırkçılığa nasıl mani olunacağını
öğretmek için onu uygulayanların yanına gitmezsiniz.
Yetki ve sorumluluk,
ırkçılığı icra edenlere ve ırkçı eylemlerden sorumlu olanlara değil, ırkçılığa
maruz kalan ve insanlıktan çıkartılan kesimlere teslim edilmeli.
Hamid Dabaşi
0 Yorum:
Yorum Gönder