Gece
geç saatte, güzel bir uyku öncesi sevgilime mesaj atmak istedim. Bir iki kadeh
içkinin ardından atacağım mesajların eğlenceli olacağını düşündüm. Nedense Whatsapp’ın
yapay zekâ botunu kullandım. Sonrasında kendimi bu rehber robotla bilim
felsefesi, politik ekonomi ve yapay zekâ tartışırken buldum. Bu, bir saatimi
alan tartışmanın yaşandığı gecenin sabahında sevgilimden “Senin derdin ne?” yazılı
bir mesaj aldım.
Bu
Whatsapp’taki rehber robot gibi sosyal medya şirketleri de kendi
platformlarında tüketiciler üzerindeki kontrollerini iyice artırıyorlar. Pençelerini
geçirdikleri ilişki dâhilinde bu şirketler, yeni numaralara başvuruyorlar. Neticede
şirketler, kapitalizm koşullarında toplumsal hayatın yeni alanlarını kâr elde
etmek için kullanıyorlar. Yapay zekâ, bu noktada devreye sokuluyor.
Esasında
toplumsal ilişkinin kendisi metalaştırılıyor. Yapay zekâ sayesinde sosyal medya
şirketleri, sermaye biriktirme mücadelesinde yeni bir cephe açıyor. Bu yeni
başlamış sürecin toplumsal, politik ve ekonomik sonuçları değerlendirilmeyi
bekliyor.
Sevgilime
mesaj yazarken rehber robot, cana yakın, uzlaşmacı ve meraklı haliyle benim
daha uzun cevaplar vermemi sağladı. Böylece oluşan karmakarışık ruh durumu
dâhilinde yapay zekâ, cevap vermeyi sürdürmem konusunda beni tahrik etti, bir
yandan da benim sohbeti sonlandırmadığım için rahatsız olmamamı sağladı.
Whatsapp’ın
yapay zekâyı devreye sokmaktaki amacı, sadece arkadaşlarla mesajlaşmayı kolay
kılmak veya platformda kalmamı sağlamak adına bana faydalı bilgiler sunmak
değil. Bu robotla ilişki, bir yandan da benim aplikasyonda istediğimden daha
uzun süre kalmamı sağlıyor. Bu imkân, toplumsal ilişkinin kendi içinde bir metaya
dönüşmesinin ardındaki itici güç.
Şeyleşen
Toplumsal İlişkiler Metalaştırılıyor
Toplumsal
ilişkilerin metalaşması, günümüz kapitalizminin her yanı kuşatan dinamiklerinin,
yani dijital veya gözetim kapitalizminin neticesi. Şeyleşme, zaten kapitalizmin
doğasına içkin bir süreç. Bu süreç, pratikleri veya şeyleri, kapitalist üretim
süreci için uygun kılmak adına, soyutlama işlemi üzerinden toplumsal veya organik
niteliklerinden arındırıyor.
Shoshana
Zuboff’un ifadesiyle, “kapitalizmin en son aşamasında gerçeklik, kurgusal
dönüşümden geçiyor.” (Zuboff 2015, s. 85) Aynı şekilde, toplumsal dünyanın veriye
indirgenmesi süreci de davranışların şeyleşmesine neden oluyor.
Simon
Lindgren’in tespitiyle, yapay zekâ bağlamında şeyleşme süreci, aldatıcı bir
biçimde insan kaynaklıymış gibi görünen metinleri, görüntüleri ve videoları oluşturan
devasa büyüklükteki istatistiki modelleri meydana getirmek için gerekli
verileri üretiyor.
“Bize
takdim edildiği biçimiyle yapay zekâ, kendisini üreten, kullanımıyla etkilediği
toplumsal ilişkileri gizliyor, saklıyor.” (Lindgren 2024, s. 87) Yapay zekâ,
toplumsal ilişkilerin birer hizmet gibi satılmasını, bunun neticesinde birer
veriye indirgenmiş toplumsal ilişkilerin metalaşmasını sağlıyor.
Gelgelelim
bu rehber robotlar, çok daha fazla şeye yol açıyor. Mesaj atmak veya resim
yollamak gibi hizmetler sunmak yerine bu yapay zekâ temelli uygulama, toplumsal
ilişkiyi metalaştırıyor. Bu metalaşma süreci, kullanıcıları yapay zekâ modeline,
dolayısıyla, modelin veya verilerin sahibi olan platforma karşı körleştiriyor. Burada
Zuboff ve Lindgren’in tarif ettiği, toplumsal ilişkilere dair bilgilerin
metalaştırılmasından da toplumsal ilişkiyi işlerinin merkezine koymuş diğer
türden hizmetlerden farklı bir işleyiş söz konusu. Barlar, lokantalar,
kulüpler, festivaller, dans sınıfları, hızlı flört siteleri, hatta Facebook ve Twitter
gibi sitelerde insanlar, fiziki veya dijital, toplumsal ilişkinin gerçekleştiği
bir mekâna sahipler. Sürecin kendisi ilişkinin taraflarının kontrolünde. Ama yapay
zekâ tabanlı rehber robotlar üzerinden toplumsal ilişki, şirketin mülkü haline
geliyor.
Bu
sahip olma becerisi, yeni çitleme süreci için çok önemli. Marx, on sekizinci
yüzyıl İngiltere’sinde, Çitleme Kanunu’nun tapularda değişiklik yaptığını,
böylece eskiden köylüye ait toprakların elitlerin mülkiyetine geçtiğini
söylüyordu. Bugün de bu rehber robotların toplumsal ilişkileri şirketlerin
mülkiyetine geçirdiğini, dolayısıyla, bu ilişkilerin şirketlerce kontrol
edildiğini söylememiz gerekiyor.
Tıpkı
kent merkezlerindeki arazi spekülasyonları ve yoksul ülkelerdeki toprak
gasplarında olduğu gibi toplumsal ilişkilerin mülk edinilmesi süreci de yeni
bir mevzi. Bu, kapitalizmdeki yayılmacılık eğiliminin, yani Luxemburg ve Lenin’in
emperyalizm olarak teorize ettiği, kâr için eskiden kapitalizm dışı olan
uzamların araştırılmasını zorunlu kılan sürecin bir uzantısı (Krätke 2021).
Youtube
yıldızı Bo Burnham, bu süreci daha yalın bir ifadeyle anlatıyor:
“Sosyal medya şirketleri
hayatınızın her bir saniyesine el koymak için geliyorlar. Biz (yani zengin ülkelerin
insanları) eskiden toprakları sömürgeleştirirdik […] bu şirketler, bugün
hayatımızın her bir dakikasını sömürgeleştirmeye çalışıyorlar” (YouTube 2025).
Şirketlerin
Toplumsal İlişkiyi Metalaştırma Stratejileri ve Toplumsal Yankıları
Peki
bu süreç nasıl işliyor? Esasında sürece anbean tanıklık ediyoruz. İlk adım
olarak rehber robotlar, sosyal medya platformlarına ekleniyor. Örneğin
Whatsapp, kişilerle yürüyen sohbetlerde ve uygulamanın kendisinde bir tür
asistan olarak işleyecek rehber robotu devreye sokuyor. Böylelikle robot,
kullanıcının gündelik ilişkilerine yediriliyor. Hepimiz, yapay zekâ desteğine
alıştırılıyoruz.
Aynı
model, randevu aplikasyonlarında da devreye sokuluyor. Yapay zekâ destekli
rehber robot üzerinden kullanıcılar, romantik ilişkiler kuruyorlar. Algoritmanın
belirlediği ideale göre gönül ilişkilerimiz cilâlanıyor. Böylelikle insanlar,
kendi şahsiyetleri ve kırılganlıkları üzerinden insanlarla bağ kurmak için
gerekli özgüveni geliştirme ihtiyacından kurtuluyorlar.
İnsanların
kendilerini giderek yalnız, kaygılı ve depresif hissettikleri bir toplumda
yapay zekâ çözüm olarak görülüyor. Bugünlerde insanlar, meslektaşlarıyla,
arkadaşlarıyla ve sevgilileriyle sorunlarını çözmek için yapay zekâya
başvuruyorlar. Bu, aslında iki ucu boklu bir değnek: sosyal medya platformlarının
geliştirdiği işletme modeli, bir yandan yalnızlığı ve kaygıyı derinleştiriyor
(Andrew P. Smith ve Hasah Alheneidi 2023) bir yandan da meslektaşlar yerine
işyerlerinde yapay zekâdan yardım alma hali, insanları daha da yalnız, kaygılı
ve bezgin kılıyor (Roulet 2025). Sosyal medya platformları, önce salgın halini
almış yalnızlık için gerekli koşulları yaratıyor, ardından da kullanıcılarını diğer
insanlarla yeniden bağ kurmanın yollarını bulma çabası dâhilinde yapay zekâ
temelli modellerine bağımlı yapıyor.
Sosyal
medya şirketleri, yeni mevziler elde ediyorlar. Ayrıksı bir şahsiyete sahip
rehber robotlar programlıyorlar. Eğlence için kullanılan bu robotların platform
üzerinden insanların dikkatini arkadaşlarından daha iyi çekeceğine inanılıyor. İnsanlar
arasında kurulan toplumsal ilişkiler, giderek azalıyor. Dikkat ve empati azalıyor.
Bunların yerini şirketlerin sahibi olduğu rehber robotlarla sanal âlemde kurulan
toplumsal ilişkiler alıyor. (Wiehn 2023)
Tam
da bu sebeple, bir yapay zekâ girişimcisi, bu türden rehber robotları
kullanmayı reddediyor. Financial Times, bu noktada gayet distopik bir örnek
sunuyor:
“Çin’de kullanılan Xiaoice
isimli dişi rehber robotun 500 milyon erkek arkadaşı var. Erkekler, kızlarla
buluşmak istemiyorlar çünkü erkekler, bugün kendilerine tam da duymak istediklerini
söyleyen sanal kız arkadaşlara sahipler.”
Tam
da bu sebeple Meta, bugün bu türden dijital arkadaşlar geliştirme, böylelikle
finans kapitalin dindirilmesi imkânsız açlığını giderme konusunda öncü olmak
istiyor. Wall Street Journal gazetesinin haberine göre Zuckerberg,
çalışanlarından her türden güvenlik tedbirini asgari düzeye çekmelerini istemiş
(Horwitz 2025). Aynı haberde Meta’nın hep küçük yaşta kalacak, okula giden ve
kullanıcısıyla seks yapmak isteyecek bir rehber robot geliştirdiğinden
bahsediliyor.
Toplumsal
İlişkilerin Metalaştırılması Sürecinin Politik Ekonomisi
Rehber
robotun yaşı, kolayca çözülecek bir mesele. Bu modeller alabildiğine baskıcı
olan politik ekonomi bağlamında varoluyorlar. İlk günden beri bu yapay zekâ
modelleri her daim tarafgir olageldi. Çünkü verilerle ve eksik olan korkuluklar,
bunun yanında, ilgili programlama kararları hep belirli değerlerle yüklüydü. Ayrıca
verilerin işlenmesinde kadın düşmanı ve ırkçı kapitalizm söz sahibiydi (Zajko
2023, s. 362–363).
Yapay
zekâ modelleri birilerinin mülkü. Dolayısıyla bu modeller, teknoloji ve finans
kapitali elinde bulunduran gerici sınıfın parçası olan sahiplerinin
kullandıkları birer araç (Heikkilä 2025): Elon Musk, pratikte saldırgan
içerikler üreten bir rehber robotun imal edilmesi talimatı verdi. Ama aynı Musk,
Silikon Vadisi’nde politik açıdan ilerici yapay zekâ modellerinin üretilmesine
mani olunması gerektiğini söyledi (Murphy ve Criddle 2025).
Verilere
erişim ve fiziki hesaplama yeteneği yanında teknoloji şirketlerinin halihazırda
ellerinde tuttukları piyasa hâkimiyeti açısından yapay zekâ modellerinin
ihtiyaç duydukları ölçek etkileri dikkate alındığında, bu kapitalistlerin
yaratıcı yıkım sürecini tek başına piyasa mekanizmaları üzerinden işletemeyecekleri
görülmeli.
Bu
kasvetli dönemde yapay zekâ tabanlı rehber robotların sosyal medya
uygulamalarına dâhil edilmesiyle birlikte tanık olduğumuz niteliksel sıçramayı idrak
etmemiz gerekiyor. Toplumsal ilişkiler metalaştırılıyor. Bu gelişme, yapay
zekâya bağımlı olmamıza, bu bağımlılığın derinleşmesine ve kapsamının
genişlemesine sebep olacak bir tehdit.
Kapitalistlerin
kontrolüne giren toplumsal ilişkilerin metalaştığını ve birilerine tabi kılındığını
görmezsek, bu gerçekle mücadele edemeyiz. Bu mücadele, toplumsal ilişkilerin
herkese ait olgular olarak kalmasını talep ediyor. Öncelikle bizi yapay zekâya tabi
kılacak kaygıyı ve toplumsal izolasyonu meydana getiren politik ve ekonomik
sistem olarak kapitalizme karşı konulmalı.
Kaynakça:
Andrew P. Smith; Hasah Alheneidi (2023): “The Internet and Loneliness”, AMA
Journal of Ethics 25 (11), Ethics.
Heikkilä,
Melissa (2025): “What do AI chatbots say about their own bosses — and their
rivals?” Financial Times, 18 Mayıs 2025, FT.
Horwitz,
Jeff (2025): “Meta’s ‘Digital Companions’ Will Talk Sex With Users—Even
Children”, The Wall Street Journal, 27 Nisan 2025, WSJ.
Krätke,
Michael (2021): “Rosa Luxemburg’s Heterodox View of the Global South”, Rosalux, 5 Haziran 2025.
Lindgren,
Simon (2024): Critical Theory of AI. Cambridge, Hoboken, NJ: Polity
Press.
Murphy,
Hannah; Criddle, Cristina (2025): “Meta accelerates voice-powered AI push”, Financial
Times, 3 Temmuz 2025, FT.
Roulet,
Thomas (2025): “Overreliance on AI tools at work risks harming mental health”, Financial
Times, 16 Mart 2025, FT.
Wiehn,
Tanja (2023): “Algorithms and emerging forms of intimacy”, Simon Lindgren (Yayına
Hz.), Handbook of Critical Studies of Artificial Intelligence içinde,
Northampton: Edward Elgar Publishing.
YouTube
(2025): Bo Burnham, 2019 yılında büyük teknoloji şirketlerinin her şeye el
koyacağı öngörüsünde bulunmuştu. Youtube,
5 Haziran 2025.
Zajko,
Mike (2023): “AI as Automated Inequality: Statistics, Surveillance and Discrimination”,
Simon Lindgren (Yayına Hz.), Handbook of Critical Studies of Artificial Intelligence
içinde, Northampton: Edward Elgar Publishing.
Zuboff, Shoshana (2015): “Big Other: Surveillance Capitalism and the Prospects of an Information Civilization”, Journal of Information Technology 30 (1), s. 75–89. Sage.
0 Yorum:
Yorum Gönder