15 Ekim 2023

,

İslamcılık Terimi


Terimin Tarihsel Hikâyesi

“İslamcılık” terimi, tarihsel planda ya İslam’a bağlı kişilere (Müslümanlara) ya da Şarkiyatçılar gibi İslam’ı çalışan kişilere atıfla kullanılıyordu. Terim, 1800 gibi erken bir tarihten itibaren İngilizcede yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Terimin kullanım sayısı, 1860 civarında İngilizce yayımlanmış kitaplarda zirveye ulaştı. Ama yeni yüzyıla girildiği momentte bu sayı iyice düştü. Google Ngram’in paylaştığı görselde de görüldüğü üzere, terim seksenlerin sonunda, bu sefer tümüyle yeni bir anlam ve içerikle görünür hâle geldi.


Peki İslamcılık teriminin ve onunla aynı zamanda “İslamcı” teriminin yeniden icat edilmesine ve yeniden yorumlanmasına ne sebep oldu?

Bernard Lewis (1976)

Terimi ilk kullanan makalelerden biri, ünlü İngiliz-Amerikalı İslam ve Ortadoğu tarihçisi Bernard Lewis’e ait. Eski bir İngiliz istihbaratı görevlisi olan Lewis, dışişlerinde, aynı zamanda Princeton Üniversitesi’nde çalıştı.[1]

Ocak 1976’da Lewis, o dönemde hâlen daha Amerikan Yahudi Komitesi’nce yayımlanmakta olan Commentary isimli Siyonist/ neokonservatif dergi için bir makale kaleme aldı. “İslam’ın Dönüşü” başlığını taşıyan bu makale, “panislami faaliyetlerin aldığı yeni biçimlere” değinmekteydi.[2] Makalenin yazarına göre İslam’ın sorunu, onun bir din olmasıydı. Bu sebeple Lewis, Batı’yı Müslümanların bizim gibi olmadıklarını anlamadıkları için azarlıyordu.

“Din üzerinden tanımlı çatışmaları Kuzey İrlandalılar gibi muteber görülen kişilere atfetmeye fazla hevesliyiz, ama kabul etmek gerekir ki tüm medeniyet, esas sadakatini dine fazlasıyla gösterebilecek durumdadır.”[3]

Makalede, siyasette Müslümanlardaki ana sorunun dinlerini fazla ciddiye almaları olduğunu söyleyen değerlendirme dâhilinde, “panislamcılık” ifadesi dokuz kere kullanılmış. Lewis makalesinde Fetih gibi laik milliyetçi örgütleri de içerecek biçimde, tüm örgütlerin “İslamî” bağlarını ve varlık gerekçelerini sorguluyordu.

“Fetih’in kullandığı tüm imgeler ve semboller İslamî. Yaser Arafat’ın müstear adı olan Ebu Ammar, ‘Ammar’ın babası’, Peygamber’in yoldaşı olan ve savaşlarda onun yanında yiğitçe dövüşen Ammar ibn Yasir’e, Yasir’in oğlu Ammar’a atıfta bulunuyor. ‘Fetih’ ise cihat dâhilinde İslam’ın gerçekleştirdiği fethi ifade eden teknik bir terim. Aynı imgeleri, Filistin Kurtuluş Ordusu denilen tugaylara verilen isimlerde de görüyoruz. Bu tugaylara Müslüman ordularının Kadisiyye, Hattin ve Ayn Calut savaşlarında elde ettikleri büyük zaferlerin isimleri veriliyor. Zaferle çıkılan muharebelerin ardından askeri birlikler benzeri isimler alıyor. İşin ilginç yanı, cihat dâhilinde yapılan bu üç savaş da Müslüman olmayanlara karşı yürütülmüş: Kadisiyye Zerdüşt İranlılara, Hattin Haçlılara, Ayn Calut ise Moğollara karşı verilmiş. Üstelik son iki savaştan Araplar zaferle çıkmamış. Ama burada önemli olan, savaşanların Müslüman olması. Ayrıca Fetih’in askeri bildirilerinin ‘Bismillahirahmanirahim’le başlamasına şaşırmamak gerekiyor.”[4]

Hamid Dabaşi’nin tespitiyle,

“Bernard Lewis bildiğimiz sıradan düzenbazlardan biri değildi. O, bu dünyada muazzam bir çileye ve kan gölüne sebep olan süreçte bir araç olarak kullanılan bir isimdi. Lewis, tüm ömrünü Müslümanları şeytanlaştırmak ve kendisinin ‘Batı’ dediği yapının elindeki kudretli orduyu onlara karşı harekete geçirmek için İslam çalışarak geçirmiş namlı bir İslam düşmanı idi.”[5]

Frankofon Dünyaya Giriş (1979-1980)

Gilbert Achcar, terimin yeni versiyonunun Tunuslu bir milliyetçinin açıklamalarına, ardından da İslam çalışan Fransız akademisyenlerinin çalışmalarına dayandığını söylüyor.

“Yeni anlamıyla ‘İslamcılık’ terimi, ilkin 1979’da Tunuslu milliyetçi Habib Boularès’in Le Nouvel Observateur dergisinin 12 Mart 1979 tarihli sayısında çıkan makalesinde kullanılmış. Boularès, 1970-1971 döneminde Habib Burgiba kabinesinde yer almış, sonrasında Zeynel Abdin Bin Ali döneminde Tunus hükümeti içerisinde çalışmış. Boularès, ‘İslamcılık’ terimiyle ifade ettiği kesimleri savunan bir isim değil. Sonrasında bu terim, ilk kez 1980’de Jean-François Clément imzasıyla yazılmış, Fransız Şarkiyatçılığı alanına ait bir çalışmada kullanılmış.

Clément, tarif ettiği hareketlere sempatiyle yaklaşan biri değil. Bu anlamda, ‘İslamcılık’ terimi, ‘tersten Şarkiyatçılar’ için başvurulan bir etiket hâline gelmezden önce ilkin Müslüman köktencileri hakir gören yazarlarca kullanılmış. Bu yazarların tek isteği, tek bir sözcükle İslam sancağını eline alan politik akımların tamamını, en ileri kesimlerle köktenci ve bütünlükçü kesimleri aynı çuvala atmak. İslam’a atıfta bulunan farklı politik hareketlere ‘İslamcılık’ etiketi vuran yaklaşımların akademide meşruiyet kazanmasını sağlayan bu yazarlar, İslam dini ile onu içeren ve kullanan kötü uygulamaları aynı kefede ele alan kitle iletişim araçlarının beslediği kafa karışıklığına katkıda bulundular.”[6]

1979 Kudüs Konferansı

Tarihsel düzlemde İsrail hükümeti, terör tehdidinin Filistinliler ve genel manada Araplar kaynaklı şiddet tehdidini ifade ettiğine dair fikri besledi, sonrasında bu fikri İslamî veya İslamcı terörden kaynaklanan tehdide dair fikre evriltti.[7]

ABD ve diğer Batılı devletlerin görüşüyle İsrail’in görüşlerinin örtüştüğünden söz etmek mümkün, ama aynı zamanda İsrail’in bu inancı ve kanaati ABD ve dünyaya yaymak için önemli bir çaba içine girdiğini görmek gerekiyor.

Deepa Kumar’ın da aktardığı biçimiyle, Arapları terörizmle ilişkilendirme çabaları, ilkin 1979’da Kudüs’te gerçekleştirilen Uluslararası Terörizm Konferansı eliyle ortaya kondu. O aşamada esas olarak FKÖ ve Arapların terörizme yakınlaşan tutumları üzerinde duruldu. Konferansta sadece bir konuşmacı “İslamî terörizm”den bahsetti. Onun haricinde konferansta İslam, merkezde duran bir olgu değildi.[8] O konuşmacının adı Mordehay Abir’di. “Arap Dünyası, Petrol ve Terörizm” başlıklı konuşmayı yapan Abir, sonrasında Kudüs Halkla İlişkiler Merkezi’nde çalışmaya başladı.

Abir, kaleme aldığı yazılarda ısrarla Müslümanlara gayrimüslimlere karşı öfkenin ve gericiliğin yön verdiğine dair tezini işleyip durdu. 1994’te Kudüs Halkla İlişkiler Merkezi başkanı Manfred Gerstenfeld’le yaptığı bir söyleşide şunları söyledi:

“On dokuzuncu yüzyıldan beri Fransız Ernest Renan gibi kimi Batılı felsefeciler, İslam’ı gerici olmakla ve Müslüman dünyanın modernleşmesi önünde durmakla suçlamışlardı. Renan’a göre modern zamanlarda Müslümanlardaki geri kalmışlığın ve Müslümanların yaşam standartlarını iyileştirip geliştirememelerinin ana sebebi İslam’dı. İslamî gericilik, Müslümanların kendilerini yeni dünyaya uyarlamalarına mani oluyordu. Abir’in ifadesiyle bugünkü gerçeklik bu tespiti doğruluyor.”[9]

Militan İslam (1979)

Eylül 1979’da Doğu Akdeniz ülkelerinde faaliyet yürüten bir Economist muhabiri giriş yazısında denildiğine göre Mart-Haziran 1979’da tamamladığı kitabı Militan İslam’ı yayımladı. “Panislamcılık” ifadesini tırnak içinde kullanan kitabın bir yerinde ‘İslamcılık’ terimine başvuruluyordu: “Müslüman reformcular, en iyi hâliyle Müslüman Kardeşler’in görmek istediği şey, kendilerinin ‘İslamcılık’ dediği şeydir.” [İtalik özgün metne ait][10] Jansen’e göre söz konusu program dâhilinde “Müslüman dünya için oluşturulan yeni düzen, ulus devletlerden değil, bölgesel işbirliği aşamasından geçip İslam bayrağı altında birleşecek Müslüman devletlerden oluşacak.” Bu plan uzak gelecekle ilgili, netlikten uzak bir plan. Buna karşın Jansen kitabında “İslamcı” terimini 15 yerde, İslam çalışan öğrencileri ifade edecek şekilde kullanıyor.

Martin Kramer (1980)

Bernard Lewis’in makalesinin Commentary dergisinde yayımlanmasından dört yıl sonra Lewis’in öğrencisi ve arkadaşı Martin Kramer “Politik İslam” terimini gündeme getirdi.

“Konuyu çalışan akademisyenler, ‘Politik İslam’ olarak nitelenen olguyu farklı şekilde ele aldılar. ‘Politik İslam” terimini gündeme getiren ilk isim olan Martin Kramer, bu terimi içeren çalışmasını 1980’de yayımladı. Bazı akademisyenlerse aynı olguları nitelemek için ‘İslamcılık’ terimini kullandılar. Bazen de ‘Politik İslam’ ve ‘İslamcılık’ terimleri birbirleri yerine kullanıldı. R. Hrair Dekmejian’ın 1980’de yazdığı makale, İslam’ın politikleşme sürecini seküler hükümetlerin başarısızlıkları bağlamına oturtan ilk çalışmaydı, buna karşın, Dekmejian da bu çalışmasında ‘İslamcılık’ ve (‘Politik İslam’ yerine) ‘Köktencilik’ terimlerini birbirlerinin yerine gelecek şekilde kullanılıyordu. 1995’te kaleme aldığı yazıda ise Dekmejian, ‘Köktencilik’ ve ‘İslamcılık’ terimlerini kullanmayı sürdürdü, ‘Politik İslam’ teriminin hâkim söylemde ve ılımlı kesimlerin dilinde yer bulmasını sağladı. ‘Muhafazakâr’, ‘Militan’, ‘Radikal’ veya ‘Cihadist’ gibi tanımlayıcı ifadelere başvuran kimi akademisyenlerse Politik İslam’a ait ideolojik akımlar arasında ayrıma gidiyorlardı.”[11]

Burada şu notu düşelim: Dekmejian’ı seksenlerde yazdığı makalede esasen “İslamcılık” veya “İslamcı” terimleri kullanılmıyor.[12] Yazar “Köktencilik” terimini iki, “Köktenciler” ifadesini ise bir kez kullanıyor. 1995’teki ikinci baskıda ise İslamcılık ve İslamcı terimleri yaklaşık 900 kez karşımıza çıkıyor. Kitapta “Köktenci” teriminin farklı versiyonlarına 240 kez rastlıyoruz.[13]

Sage yayınları Kramer’ın 88 sayfalık broşürünü “Washington Makaleleri” isimli bir dizi dâhilinde yayımladı. Dizinin yayın yönetmenliğini Stratejik ve Beynelmilel Çalışmalar Merkezi isimli, Georgetown Üniversitesi bünyesinde faaliyet yürüten düşünce kuruluşu için çalışan tarihçi, gazeteci, propagandacı ve “terör uzmanı” Walter Laqueur üstlendi. Kitapta “İslamcılık” terimi dört kez geçiyordu ve hepsinde de başa “Pan” eki eklenmişti. Buradaki fikre göre siyasete dâhil olan Müslümanlar zehirleyici niteliğe sahip bir olgunun parçası olmaktaydılar. Önsöz’de Kramer, bu çalışmanın yapılmasını teşvik etmiş olan Bernard Lewis’e hürmetlerini dile getiriyor, “ondan daha iyi bir öğretmen ve dost görmediğini” söylüyordu.[14]

İkinci Uluslararası Terörizm Konferansı (1984)

İkinci konferans Washington’da yapıldı. Ana gündemi terörizmle İslam’ı ilişkilendirmek üzerineydi. Açılış konuşmasında Netanyahu, “İslamî radikalizm (ve Arap radikalizmi)” üzerinde özel olarak durdu.[15]

Dört ayrı oturumdan meydana gelen konferansın ilk gününde yapılan oturumun konusu “İslam dünyası” idi. Diğer başlıklar ise sırasıyla terörizm ve demokrasi, totaliterizm ve terörizmin uluslararası ağı idi.

“Terörizm ve İslam Dünyası” başlıklı oturumun başkanlığını yapan Bernard Lewis “dörtlü çete” diye andığı, sahada faal olan akademisyenlerin “Arap dünyasına yönelik Batı politikasının duygu temelli yanılsamalar yüzünden tahrif olduğuna inandıklarını, Batı’nın Arap coğrafyasındaki ilerlemeden yana milliyetçi rejimlerinin uyguladığı istibdadı yanlış ele aldıklarını düşündüklerini” dile getirdi.[16]

Bu oturumda yer alan üç konuşmacı sırasıyla, (o dönemde Miras Vakfı’nda çalışan, ama akademiden ayrılıp Körfez ülkelerinin başındaki diktatörlere danışmanlık yapan) Profesör John Barrett Kelly, (Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu (SOAS) hocası) P. J. Vatikiotis ve (o dönemde Londra Ekonomi Okulu’nda hoca olan) Elie Kedourie idi. Dört isim de İslam’ı yoğun olarak eleştiren kişilerdi. İslam düşmanı bir isim olarak nam yapmış olan Lewis geçmişte birçok kez Edward Said tarafından eleştirilmişti.[17] Kelly ise Lewis’in “kendisinden daha fazla İslam medeniyetine hayran olduğunu, ona kendisinden daha fazla hoşgörüyle yaklaştığını” söylüyordu.[18]

İngilizce yayınlarda “İslamcılık”, “Politik İslam” ve “İslamî Köktencilik” terimlerinin kullanım sayısı (1970-2020)

İngilizce yayınlarda “İslamcılık”, “Politik İslam”, “İslamî Köktencilik”, “Müslüman Kardeşler”
 ve “İslamcı” terimlerinin kullanım sayısı (1970-2020)

Gilles Kepel ve Olivier Roy (1983-1985)

Gilles Kepel ve Olivier Roy isimli Fransız akademisyenler, “İslamcı” teriminin benimsenmesi sürecine katkıda bulundu. Kepel, 1984’te bir Fransız dergisine Mısır’ı odağa yerleştiren bir makale yazdı.[19] Roy ise 1983-1984’te Afgan coğrafyasındaki çatışma sürecine odaklanan üç ayrı makale kaleme aldı.[20] Zamanla Kepel ve Roy, görüş ayrılığı sebebiyle birbirlerinden koptu.[21]

Kepel ilk kitabı, Peygamber ve Firavun: Mısır’da Müslüman Aşırıcılığı, 1985’te İngilizceye çevrildi. Kitabın yeni baskısına takdim yazısını Bernard Lewis yazdı.[22]

Orta Asya Araştırmaları Dergisi (1982-1989)

Roy’un ilk makalesine yer verdiği dönemde Orta Asya Araştırmaları Dergisi ikinci yılındaydı. Kuzio’ya göre dergiyi Oxford’da bulunan Orta Asya Çalışmaları Derneği’ni kuran ve yöneten Enders Wimbush ve Marie Broxup çıkartıyor, dergi, İslami meselelere dair Rusça yazılmış kitaplarla birlikte gizlice Sovyetler Birliği’ne sokuluyordu.[23] Bu propaganda faaliyetinin ardında ABD hükümeti vardı.

Kuzio’nun aktardığına göre:

“ABD hükümeti Rand Corporation denilen düşünce kuruluşuna para aktarıyor, bu parayla Sovyet silâhlı kuvvetlerindeki milliyet meselesi kaynaklı gerilimleri ele çalışmalar yayımlanıyordu. Bu makaleleri yazan akademisyenlerin bazıları SSCB’de milliyetle alakalı meselelerin artacağı öngörüsünde bulunuyor, bilhassa Sovyetler’deki nüfus dinamiklerinin Orta Asya ve Azerbaycan’daki Müslüman halklardan yana gelişmeye başladığını söylüyorlardı.”[24]

Oxford’da derneği kurduktan kısa bir süre sonra Wimbush “Rand Corporation’a çalışan üst düzey analizci” hâline geldi ve vakfın Sovyet silâhlı kuvvetlerindeki milliyetle alakalı sorunları ele çalışmalara öncülük etti.[25] Wimbush, Oxford’daki çalışmalarının ardından 1987-1993 arası dönemde Almanya’nın Münih şehrinde bulunan Özgürlük Radyosu’nun yönetmenliğini yaptı.[26]

Kuzio’nun aktardığına göre[27] ABD fonlarını alan isimler arasında Hélène Carrère d’Encausse, Wimbush, Broxup ve gelen bağışların katkısıyla, birlikte kitaplar yazdığı babası Alexandre Bennigsen bulunuyordu.[28]

Bennigsen, ABD’nin SSCB’ye karşı yürüttüğü gizli operasyonlarda önemli bir isimdi. Kendisi, 1977-1980 arası dönemde Carter hükümetine bağlı Ulusal Güvenlik Konseyi’nde CIA temsilcisi olarak çalışan CIA ajanı Paul Henze’yle işbirliği içerisinde faaliyet yürütüyordu. CIA’den emekli olduktan sonra Henze aynı alanla bağlantılı çalışmalarda yer almayı sürdürdü.

Çatışma Araştırmaları Enstitüsü (1985)

Orta Asya Araştırmaları Dergisi’nin ilk sayısında yer alan yazarlar arasında derginin yardımcı yayın yönetmeni olacak olan, Anthony Hyman da bulunuyordu. Hyman’ın ilk sayıda Afganistan ile ilgili yazısına yer verilmişti. Bu kişi, aldığı burs üzerinden Chatham House’la ilişki içerisindeydi. Muhtemelen Hyman, müesses nizamla daha derin ilişkileri sahipti. Bunun bir ispatı da Çatışma Çalışmaları denilen dizi içerisinde kaleme aldığı “Müslüman Köktenciliği” (1985) isimli çalışmaydı. Çalışma, MI5/CIA tarafından yürütülen propaganda faaliyetinin önemli bir parçası olan Çatışma Çalışmaları Enstitüsü için kaleme alınmıştı.

Kaynak

Dipnotlar:
[1] Militarist Monitor, “Bernard Lewis”, 17 Eylül 2018, MM.

[2] Bernard Lewis, “The Return of Islam”, Commentary 61, Sayı. 1 (1976): s. 39–49.

[3] A.g.e.

[4] A.g.e.

[5] Hamid Dabashi, “Alas, poor Bernard Lewis, a fellow of infinite jest”, Jazeera, 28 Mayıs 2018.

[6] Gilbert Achcar. “Marxism, Orientalism, Cosmopolitanism”. Apple Books.

[7] Brulin, R. (2015). “Compartmentalization, contexts of speech and the Israeli origins of the American discourse on ‘terrorism’”. Dialectical Anthropology, 39(1), s. 69-119.

[8] Deepa Kumar, Islamophobia and The Politics of Empire. Şikago: IL, Haymarket Books, 2012, s. 119.

[9] Manfred Gerstenfeld, “Islamic Fundamentalism, The Permanent Threat:An Interview with Mordechai Abir”, Israel's New Future - Interviews (1994), JCPA.

[10] Jansen, G. H. (1979). Militant Islam. Harper & Row. s. 132.

[11] John O. Voll ve Tamara Sonn, Political Islam, Oxford Bibliographies.

[12] Dekmejian, R. Hrair. “The Anatomy of Islamic Revival: Legitimacy Crisis, Ethnic Conflict and the Search for Islamic Alternatives.” The Middle East Journal 34, Sayı. 1 (1980): s. 1–12.

[13] Dekmejian, R. Hrair. Islam in Revolution: Fundamentalism in the Arab World. 2. Basım, Siraküza, NY: Syracuse University Press, 1995.

[14] Martin Kramer, Political Islam, 1980, Sage:Beverly Hills, CA. s. 8.

[15] Deepa Kumar, a.g.e., s. 119.

[16] J B Kelly, Fighting the Retreat from Arabia and the Gulf: The Collected Essays and Reviews of J.B. Kelly, Cilt. 1 2013.

[17] Said, E. W. (2008). Covering Islam: How the media and the experts determine how we see the rest of the world (Tümüyle yeniden gözden geçirilmiş baskı). Random House.

[18] Deepak Lal, “Wisdom on the Greater Middle East”, 11 Eylül 2016, Quadrant.

[19] Kepel, G. (Ocak 1984). “Contemporary Egypt: The Islamist Movement and the Learned Tradition”, Annales-Economies Societies Civilisations içinde (Cilt 39, Sayı. 4, s. 667-680). 54 Bd Raspail, 75006 Paris, France: Librairie Armand Colin.

[20] Roy, O. (1983). “Sufism in the Afghan resistance”. Central Asian Survey, 2(4), 61-79.; Roy, O. (1984). “The origins of the Islamist movement in Afghanistan”. Central Asian Survey, 3(2), 117-127.; Roy, O. (1984). “Islam in the afghan resistance”, Religion in Communist Lands, 12(1), s. 55-68.

[21] Adam Nossiter “‘That Ignoramus’: 2 French Scholars of Radical Islam Turn Bitter Rivals”, 12 Temmuz 2016, NYT.

[22] Bernard Lewis, “Preface”, Kepel, G. (1985). The Prophet and the Pharoah: Muslim Extremism in Egypt içinde. Londra: Al Saqi Books.

[23] Kuzio, T. (2012). “US support for Ukraine’s liberation during the Cold War: A study of Prolog Research and Publishing Corporation”. Communist and Post-Communist Studies, 45(1-2), s. 51-64.

[24] Kuzio, a.g.e.

[25] Kuzio, a.g.e.

[26] Jamestown Foundation “S Enders Wimbush”.

[27] Kuzio, a.g.e.

[28] Bennigsen, A., Broxup, M., 1983. The Islamic Threat to the Soviet State. Croom Helm, Londra.

Kaynakça:
Dekmejian, R. Hrair. “The Anatomy of Islamic Revival: Legitimacy Crisis, Ethnic Conflict and the Search for Islamic Alternatives.” The Middle East Journal 34, Sayı. 1 (1980): s. 1–12.

Krieg, Andreas, “Laying the ‘Islamist’ bogeyman to rest”, Lobelog, 10 Ekim 2019.

Ganji, B. (2006). Politics of confrontation: the foreign policy of the USA and revolutionary Iran. Bloomsbury Publishing.

Kalinovsky, A. M. (2015). “Encouraging resistance: Paul Henze, the Bennigsen school, and the crisis of détente”. Yayına Hz.: Michael Kemper ve Artemy M. Kalinovsky, Reassessing Orientalism: Interlocking Orientologies during the Cold War içinde (s. 211-232). Routledge.

Martin Kramer, The Islamism Debate (Dayan Center Papers, Sayı. 120). Tel Aviv: The Moshe Dayan Center for Middle Eastern and African Studies, 1997.

Kramer, Martin. “Coming to Terms: Fundamentalists or Islamists?” Middle East Quarterly 10, Sayı. 2 (2003): s. 65-77.

Kramer, Martin. “Islam and Islamism: Western Attitudes Since 9/11.” Democracy, Islam and the Middle East içinde, Yayına Hz.: Amnon Cohen, s. 63-70. Kudüs: The Harry S. Truman Research Institute for the Advancement of Peace, The Hebrew University of Jerusalem, 2005.

Lewis, Bernard, “The Return of Islam.” Commentary 61, Sayı. 1 (1976): s. 39–49.

Reyna, S. P. (2016). Deadly contradictions: The new American empire and global warring. Berghahn Books.

Sayyid, Salman, (2015). A fundamental fear: Eurocentrism and the emergence of Islamism. Zed Books Ltd.

Scardino, Albert, “1-0 in the propaganda war”, Guardian, 4 Şubat 2005.

Smith, Blake, Why We Say ‘Islamism’ and Why We Should Stop”, Quillette. 11 Şubat 2018.

0 Yorum: