Kırk
yıl önce bugün (24 Mart 1980) El Salvadorlu Katolik Başpiskopos Oscar Romero,
kilise ayini esnasında ABD destekli aşırı sağcı güçlerin saldırısı sonucu
katledildi.
Ülkede
bu güçlerin yükselttiği şiddet ve zulüm dalgasına rağmen Romero, ömrünün büyük
bir kısmını apolitik bir isim olarak geçirdi. Katolik din adamlarının ve kilise
dışı isimlerin giderek radikalleşip Salvador’da iktidarda bulunan ordunun
denetiminde ilerleyen yoksulluk ve eşitsizlik koşullarına karşı mücadeleye
iştirak ettiği dönemde muhafazakâr kilise hiyerarşisi, onu halka açıktan beyan
edilmiş politik görüşleri veya politik herhangi bir faaliyeti içermeyen
geçmişinden ötürü başpiskopos seçmişti.
Ancak
yakın dostu ve kendisi gibi rahip olan, yoksulların safında örgütlenen Rutilio
Grande’nin sağcılar tarafından 1977’de öldürüldüğü günden sonra Romero, bir
değişimin içerisine girdi. Romero, bu noktada rejime ve onun zorba
destekçilerine, bilhassa ABD’ye karşı sözler sarfetmeye başladı. Bu savunu
yüzünden Romero üç yıl sonra öldürüldü.
Öldürülmesinden
bir gün önce Romero, San Salvador’daki ulusal katedralde o ünlü vaazını verdi.
Radyo aracılığıyla tüm ülkeye yayınlanan o vaazında doğrudan askerlere
seslenmişti:
“Ordudaki insanlara,
bilhassa Ulusal Muhafızlar mensubu askerlere, polislere ve garnizonlara
seslenmek istiyorum.
Kardeşlerim, sizler de bu
halkın evladısınız. Sizler bu ülkede kendi kardeşlerinizi öldürüyorsunuz. Bir
insanın verdiği ‘öldür’ emri karşısında hüküm, Tanrı’nın ‘öldürmeyeceksin’
emrinde olmalı.
Hiçbir asker, Tanrı’nın
hukukuna aykırı bir emre itaat etmeye mecbur değil. Ahlakdışı bir kanuna kimse
uymamalı.
Artık vakit, vicdanınıza
göre hareket edip, günahın değil, o vicdanın emirlerine itaat etme vaktidir.
Tanrı’nın haklarının, Tanrı’nın hukukunun, insan haysiyetinin savunucusu olan
kilise, nefret edilmesi gereken böylesi bir günah karşısında asla sessiz kalamaz.
Biz, birçok insanın kan deryasında boğulmasını istemiyorsa, hükümetin önerilen
reformları ciddiye almasını talep ediyoruz.
O vakit Tanrı adına,
çığlıkları her gün tüm o gürültüsüyle cennete dek yükselen bu çilekeş halk
adına size yalvarıyorum, istirham ediyorum, size emrediyorum, bu zulme son
verin!”
Romero
cinayeti, Salvador’daki iç savaşın başlarında gerçekleşti. O dönemde ülke,
sağcı bir rejimin idaresi altındaydı ve 2009’a dek Romero’nun ölümüne dair
hakikatin açığa çıkması meselesiyle pek ilgilenmedi, bu nedenle suikast
konusunda kimseye hesap sorulmadı. Ta ki ABD’de bulunan insan hakları grubu
Adalet ve Hesap Verme Sorumluluğu, cinayetten sorumlu kişiler aleyhine dava
açana kadar. Avukatlardan biri olan Matt Eisenbrandt Romero’nun ölümünü ve
katillere karşı açılan davanın seyrini Assassination of a Saint: The Plot to
Murder Oscar Romero and the Quest to Bring His Killers to Justice [“Bir
Azizin Katli: Oscar Romero Cinayeti ve Katillerini Mahkemeye Çıkartma
Mücadelesi”] isimli çalışmada anlatıyor. Yazarla yapılmış bir röportajı şu kaynaktan dinlemek mümkün.
Micah Uetricht
24 Mart 2017
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder