Filistin
Halk Kurtuluş Cephesi, Siyonist işgalcilerin korkakça katlettikleri, genç
Filistinli devrimcilerin en önde gelen isimlerinden olan Basil Arac’ın yasını
tutan, direnişin içindeki halk kitlelerinin acısını paylaşmaktadır.
Şehid
Basil Arac, aylardır süren takibin ardından, kahramanca girdiği çatışmada
öldürüldü. Cephe, Siyonist işgale karşı eylemleri yoğunlaştırmak ve işlenen bu
suça cevap vermek amacıyla direniş güçlerinin birleşmeleri ve koordinasyon
içerisinde hareket etmeleri yönünde çağrıda bulunmaktadır.
Cephe’nin
vurguladığı biçimiyle, bugün Filistin en iyi devrimcilerinden birini
kaybetmiştir. O, hayatını ilkeleri ve değerleri uğruna feda etmiştir. Basil
Arac, kurtuluş konusunda duru bir vizyona sahipti, tüm teslimiyetçi çözümlere
karşıydı ve Filistin tarihinin kayda alınması adına çalışmalar yürüttü,
Filistin davasının tasfiyesine dönük tüm çabalara her daim karşı çıktı.
Şehid
Basil Arac, bir özgürlük savaşçısıydı, aydındı ve Filistin gençliğinin
ayaklanma teorisyeniydi. O, her zaman direniş, intifada, birlik, geri dönüş ve
tüm Filistin toprağının kurtuluşu ülküsüne bağlı bir isimdi. Basil,
işgalcilerle güvenlik konusunda yürütülen koordinasyona ve işbirliğine karşı
çıkmış, tüm kültürel ve entelektüel enerjisini sahada ortaya koyduğu eylemlerle
direnişin hizmetine teksif etmiş devrimci bir aydındı.
Şehid
devrimci Basil Arac’ın katli, güvenlikle ilgili koordinasyonun sürdürülmesine
dönük çalışmaların bir sonucudur. Arac ve yoldaşlarını takip eden Filistin
Yönetimi’ne bağlı güvenlik aygıtıydı, aylarca hapis yatan bu devrimcilerin
tutsaklığı sonrası işgalciler vefatına dek onu bir av gibi takip ettiler.
Mücadelenin
şehidi Basil Arac’ın ve tüm Filistin şehidlerinin kanı, Filistinli tutsakların
çektiği çile hepimize mücadele sahasında bir olmamızı, işgalcilere karşı halk
ayaklanmasının fitilini ateşlememizi ve bu ayaklanmanın ateşini harlamamızı,
işgalcilere işledikleri suçlardan ötürü hesap sormayı, onların elindeki en
etkili araçlara karşı silâhlı direnişi geliştirmemizi emretmektedir.
Bugün
yüzleştiğimiz diğer bir aciliyet de Filistin Yönetimi’ne bağlı güvenlik
aygıtının gerçekleştirdiği güvenlik koordinasyonu, politik tutuklama ve
kovuşturma girişimlerine karşı çıkmaktır. Güvenlik koordinasyonu,
şehidlerimizin kanına, onların ilkelerine ve değerlerine yönelik açık bir
ihanettir. Filistin Yönetimi’nin altına imza attığı bu güvenlik koordinasyonu,
Filistin gençliğine ve direnişe zarar vermeye devam etmektedir.
Filistin’deki
resmî liderlik, sözlerini eyleme dökmeli, Filistin halkına karşı daha fazla
suçun işlendiği, ırkçı kanunların devreye sokulduğu koşullarda işgalcileri
işledikleri suçlardan ötürü yargılanmaları için uluslararası kurumların
kapısını çalmalıdır.
Bugün
ABD’nin emperyalist korumasından, Arapların durumundan ve içteki bölünmeden
istifade eden işgalcilerin Filistin halkına saldırılarını yoğunlaştırdığı, daha
fazla toprak ele geçirdiği, ırkçı kanunlar çıkarttığı ve yasadışı Maale Adumim
yerleşimi üzerinde “İsrail’in sahip olduğunu iddia ettiği egemenlik hakkı”nı
uygulamayı önerdiği koşullarda, Filistin davası ciddi bir riskle karşı
karşıyadır. Bu koşullarda işgalciler, Filistinlilerin haklarını ve Filistin
davasını tasfiye etmeye çalışmaktadır ve bu yöndeki faaliyetlerine devam
etmektedir.
Şehid
Basil Arac’ın davasına sadakatle bağlı olmak, şehidimizin her daim uğruna
mücadele ettiği, Oslo Anlaşması’nın sona ermesini, mevcut güçlüklere çözüm
bulmak için yeni bir ulusal strateji geliştirilmesini ve intifada ile direniş
dâhilinde Filistin halkının tüm enerjisini bir araya toplamayı gerekli
kılmaktadır.
İşgalciler,
her daim mücadele içerisinde olmuş Basil Arac’ı katlederek, Filistin
gençliğindeki direniş ruhunu ve intifadayı durdurabileceğine inanıyor
olabilirler. Oysa saldırılara, işgale ve tüm tasfiyeci projelere karşı koymak
için gerekli enerjiyi ve yaratıcılığı bize kazandıracak tek şey, ondaki ruh ve
bağlılıktır.
FHKC
6 Mart 2017
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder