31 Temmuz 2014

, ,

Hamas'ın Hizbullah'a Daveti


İsrail medyası, Halid Meşal’in vekili Musa Ebu Merzuk’un (Rus haber ajansı) Ria Novosti’ye ilettiği sözleri alıntılıyor:

“İnşallah Lübnan cephesi açılacak ve birlikte bu oluşuma (İsrail’e) karşı savaşacağız… Lübnan direnişinin büyük bir anlama sahip olduğunu tartışmak bile gereksiz.”

Hamas ve Hizbullah arasındaki ilişkilerin ısındığı, Hizbullah’ın askerî yardımının ve Hamas ve diğer gruplarla ile kurduğu (Usame Hamdan’ın da kabul ettiği) işbirliğinin sürdüğü şu günlerde, Musa Ebu Marzuk’un yorumu ara katıcı ya da Filistin’e hiçbir vakit askerî manada müdahele etmemiş olan Hizbullah’ı utandırmayı amaçlayan bir yorum değil. Bu yorum daha çok İsrail’in kuzey cephesi ve sonrasında harekete geçecek olan Golan cephesi üzerinden tehdit edilmesine dair. Söz konusu yorum, Nasrallah’ın Kudüs Günü’ndeki beyanına paralel:

“Gazze’deki kardeşlerimize onlarla birlikte olduğumuzu, yanlarında durduğumuzu, tüm cephelerde elimizden geleni yapmanın bir görev olduğunu söylüyoruz. Siyonistlere de zayıf bir örümcek ağının içine düştüklerini, intihar etmemeleri için daha fazla kıpırdamamaları gerektiğini söylüyoruz.”

Nasrallah’ın sözleri, ihtiyaç duyulduğunda askerî bir müdahale gerçekleşeceğine dair Filistinlilere edilmiş bir yemin, “daha ileri” gittikleri takdirde İsrail’e savrulmuş bir tehdit. İsrail, önceden belirlenmiş eşiğin ötesine geçerse, Hizbullah’ın savaşa girmesi ve İsrail’in eli kulağında olan intiharının gerçekleşmesi muhtemel. 2009 yılında ben, Hizbullah’ın Hamas’ın askerî kapasitesinin önemli ölçüde zayıflaması, direnişin zayıflatılması ve Filistin halkının korumasız kalması durumunda askerî müdahale gerçekleştirebileceğini yazmıştım. Görünüşe göre, henüz o aşamada değiliz, ama eğer Hamas kuşatmanın kaldırılmasını güvence altına alamaz, Sisi rejimi ile onun Suudî destekçileri örgütün roket arzını ikmal etmesini imkânsız kılarsa, o vakit Hizbullah devreye girer. Hamas silâhsız bırakılamaz. Eğer silâh tükenirse, o vakit geniş bir bölgesel savaş heyulasıyla yüzleşiriz. Böylesi bir savaşta Hizbullah üç cephede eşzamanlı savaşmak zorunda kalacaktır. Bu aşamada Direniş’e ve destekçilerine vurmak suretiyle, Siyonistlerle dolaylı işbirliği kuran IŞİD ve Nusret Cephesi özel olarak öne çıkacaktır. Fakat Lübnan’dan ziyade Filistin’in kurtarılması, Hizbullah’ın sadece bir önceliği değil, varoluş sebebidir de…

Emel Saed Gureyb

0 Yorum: