Bu,
Engels’in New York’ta faaliyet yürüten Merkezi İşçi Birliği isimli örgütün
sekreteri Phillipp van Patten’ın[1] gönderdiği mektuba verdiği
cevaptır.
● ● ●
[…]
2 Nisan günü Karl Marx’ın genelde anarşistlerle,
özelde Johann Most’la[2] ilgili konumuna dair sorunuzu içeren mektubunuza kısa
ve net bir cevap vereceğim.
1845’ten beri Marx ve ben, gelecekte yaşanacak
proleter devrimin “Devlet” adıyla bilinen politik teşkilâtı tedrici olarak
tasfiye edeceğini düşünüyoruz. Bu teşkilâtın ana amaçlarından biri, dün olduğu
gibi bugün de, her daim silâh gücüyle tüm serveti tek başına temellük etmiş
olan azınlığın emekçi çoğunluğa uyguladığı ekonomik zulmü güvence altına almaktır.
Serveti tek başına elinde bulunduran azınlığın ortadan kalkmasıyla birlikte
silâhlı zulmün elindeki güce, yani devlet iktidarına duyulan ihtiyaç da ortadan
kalkacaktır. Ama biz, bir yandan da bu amaca ve ondan daha önemli olan,
gelecekteki toplumsal devrimin amaçlarına ulaşabilmek için işçi sınıfının önce devletin
örgütlü politik gücünü eline geçirmek, bu politik gücün yardımıyla kapitalist
sınıfın direnişini kırıp yeni toplumu örgütlemek zorunda olduğunu düşünüyoruz. Bu
görüş, hâlihazırda 1847’de kaleme aldığımız Komünist Manifesto’nun
İkinci Bölümü’nün sonuç kısmında yer almaktadır.
Anarşistlerse her şeyi baş aşağı çeviriyorlar. Onlar,
proleter devrimin ilk başta devlet denilen politik teşkilâttan kurtulması
gerektiğini söylüyorlar. Oysa proleter devrim, zafere ulaştıktan sonra
proletarya karşısında sadece devleti buluyor. Bu devletin yeni işlevlerini
yerine getirebilmesi için onda önemli değişikliklerin yapılması gerekiyor. Gelgelelim,
onu böylesi bir momentte yok etmek demek, muzaffer proletaryanın yeni ele
geçirdiği iktidarı elinde tutmasını mümkün kılacak yegâne organizmayı ortadan
kaldırmak demektir. Esasen proletarya, kapitalist düşmanlarını o devlet iktidarıyla
ezer, toplumda gerçekleştireceği ekonomik devrimi onunla yapar. O devrim
gerçekleştirilmediği takdirde elde edilmiş olan tüm zafer, yeni bir yenilgiyle,
Paris Komünü’nde işçilerin başına geldiği biçimiyle, kitlesel bir kıyımla neticelenir.
Marx’ın mevcut hâliyle Bakunin’in diline doladığı bu
anarşist saçmalığa ilk günden beri karşı çıktığını söylememe bile gerek yok.
Uluslararası İşçi Derneği’nin tüm tarihi, buna şahittir.
1867’den itibaren anarşistler, en aşağılık yöntemlere
başvurarak, Enternasyonal’in liderliğini ele geçirmeye çalıştılar. Bu yolda
önlerine dikilen en büyük engel, Marx’tı. Marx’ın verdiği beş yıllık mücadele,
Eylül 1872’de düzenlenen Lahey Kongresi’nde anarşistlerin Enternasyonal’den
kovulmalarıyla neticelendi. Bu ihraç sürecinin gerçekleşmesi için en fazla
çalışan isim gene Marx’tır. O kongrede delege olarak bulunan, şu an Hoboken’de
ikamet eden eski dostumuz F. A. Sorge, dilerseniz size bu sürecin ayrıntılarını
aktarabilir. Şimdi de Johann Most meselesine gelelim.
Most’un anarşist olduğu günden beri Marx’la şu veya bu
şekilde ilişkide olduğunu veya ondan yardım aldığını söyleyen kişi, ya
birilerince aldatılmıştır ya da göz göre göre yalan söylemektedir. Londra’da Freiheit
gazetesinin ilk sayısının çıkışından sonra Johann Most, beni ve Marx’ı en fazla
bir ya da iki kez ziyaret etmiştir. Aynı şekilde biz de kendisiyle pek
görüşmedik. En fazla tesadüfen bir yerlerde karşılamışızdır. Gazetesinde “hiçbir
fikir ya da haber olmadığı için” abonelikten bile çıktık. Ondaki anarşizmden
de, anarşist taktiklerden de o taktikleri ve anarşizmi bizatihi öğrendiği
kişilerden de hoşlanmadığımızı bilmenizi isterim.
Almanya’dayken Most, Marx’ın Kapital eserini
onun için yazdığı “ucuz ve yavan” bir değerlendirmeyle birlikte yayımladı. Marx’tan
kitabın ikinci baskısını gözden geçirmesi istendi. Bu işi Marx’la birlikte yaptık.
O an fark ettik ki Most’un yazıda yaptığı en berbat hataları zihinlerden silebilmek
için bizim tüm kitabı baştan sona tekrar yazmamız gerekiyordu. Marx, ayrıca
düzeltmelerin kitaba eklenmesine izin verdi, ama bir yandan da adının Johann
Most’un derlemesindeki hataların düzeltilmesi sonrası yapılan bu yeni baskıyla birlikte
anılmamasını şart koştu.
Dilerseniz, bu mektubu Voice of the People [“Halkın
Sesi”] gazetesinde yayımlayabilirsiniz.
Frederick Engels
Londra, 18 Nisan 1883
Kaynak
Dipnotlar:
[1] New York Merkezi İşçi Birliği sekreteri Phillip van Patten, Engels’e
yazdığı mektupta, Marx’ın onuruna düzenlenen bir toplantı esnasında Johann Most
ve arkadaşlarının Marx ve Most arasında güçlü ilişkiler bulunduğunu, Almanya’da
Kapital’i bizatihi Most’un popüler kıldığını, yürüttüğü propaganda faaliyetine
Marx’ın onayı bulunduğunu iletiyor. Bu aktarımın ardından Van Patten şunları
söylüyor: “Karl Marx’ın sahip olduğu becerilere ve yürüttüğü faaliyete dair bir
fikrimiz var, ama biz, onun Most’un anarşist ve örgütü dağıtıcı yöntemlerine beğeniyle
yaklaştığına inanamıyoruz. Dolayısıyla bizim, Karl Marx’ın anarşizm-sosyal
demokrasi tartışmasında nasıl bir tavır aldığıyla ilgili görüşlerinizi sizden
dinlememiz gerekiyor.”
Phillip van Patten (1852-1918): 1876’da sosyalist harekete katılmış bir Amerikalı
burjuvadır. Sonrasında ABD İşçi Partisi sekreteri, 1877 yılında ise Sosyalist İşçi
Partisi sekreteri oldu. 1883’te görevinden ayrılıp devlet görevlisi oldu.
[2] Johann Most (1846-1906): Alman anarşist. 1860’larda işçi hareketine katıldı. 1878’de Sosyalizmle Mücadele Kanunu’nun çıkartılması sonrası İngiltere’ye göç etti. 1880’de anarşist görüşleri sebebiyle sosyal demokrat partiden ihraç edildi. Sonra Amerika’ya gitti ve orada anarşizmi savunmaya devam etti.
0 Yorum:
Yorum Gönder