Büyük yoldaşımız Lenin, 10 Nisan 1870 (22 Nisan)
Simbirsk şehrinde doğdu. 49 yıllık hayatının 30 yılını insanlığı kurtarmakla
geçirdi.
Pek çok devrimci gibi Yoldaş Lenin de ilk
adımlarını öğrencilik döneminde attı. Petersburg'un tamamını gezip dolaştı,
Marksist aradı; “Biri varsa ses versin!” dedi. Ancak o zamanlar St.
Petersburg'da çok az Marksist vardı. İşçi sınıfı dünyadan habersizdi. Cahildi.
Aydınlarsa halkçı idi.
Yoldaş Lenin işe ciddiyetle girişti. Bir veya iki
yıl içinde bir Marksist aydın grubu meydana getirdi. Edebiyat ve basın dünyasında
çalışmaya başladı. Petrograd'ın donmuş ufkunda bir hareketin belirdiğini, bir canlanmanın
yaşandığını gördü.
Lenin, aynı zamanda örgütün başına işçileri geçirmeye
çalıştı. Marksizm fikrini yaymak amacıyla grevlere katıldı, basit ve anlaşılır
bir dille yazılmış broşürler yayınladı. Bütün günlerini emekçi mahallelerinde
geçirdi. Öte yandan polis onu arıyor, bulduğunda takibe alıyordu.
1890’ların sonlarında Yoldaş Lenin, bir süre
hapiste kaldıktan sonra sürgüne gönderildi. Burada da bilim ve edebiyat
dünyasında büyük ün kazandı.
1900'de Lenin, İskra
gazetesini yayınladı. Daha sonra Sosyal Demokrat Parti Menşevikler ve
Bolşevikler olarak ikiye bölündüğünde İleri
isimli gazetenin başına geçti.
1905 devriminin ruhu, Lenin’de somutlaştı. Yine de
zihni o dönemde henüz Sovyet hükümeti kurmakla meşguldü.
1905 devriminin yenilgisi ardından Yoldaş Lenin ülkesinden
ikinci kez ayrıldı. Önce Cenevre'de, ardından Paris'te, iki gazete çıkarttı.
Bu gazetelerin yayınlandığı tarihte göçmenler çok
kötü bir ruh hâlindeydiler. Birçoğu, devrimci faaliyetten elini eteğini
çekmekte idi. Devrimin gerçek kahramanları bu tür anlarda sınanıyordu.
Yoldaş Lenin, her hicretinde olduğu gibi o
günlerde de zor koşullarda yaşadı. Ama öfkesini kaybetmedi ve yoldaşlarını
teselli etti. Rusya'da Stolypin iktidarının yeniden tesis edilmesiyle ülkede
derin bir sessizlik yaşandı, devrimin bayrağını yükseltmek için çalışmak, çalışmak,
daha çok çalışmak gerekiyordu.
Yoldaş Lenin, savaş çıkar çıkmaz “Yağma fikriyle
başlamış olan ve milletlerarasında cereyan eden bu savaşı iç savaşa, sınıf
savaşına dönüştürmek gerek” dedi.
Yoldaş Lenin’in biyografisinin 1917 devriminden ve
özellikle Ekim Devrimi’nden sonraki kısmını öğrenmek için hacimli bir kitap
yazmak gerekiyor. Son devrimdeki rolü hakkında sadece kısa bir açıklama
yapacağız. Yoldaş Lenin, 1905 devriminin kalbiyse, son devrimin ruhuydu. O, bir
kafadan daha fazlasıydı.
Ekim Devrimi sırasında Yoldaş Lenin, bir siyasi
lider, ateşli konuşmalar yapan bir hatip, yüreği yangın yerine dönmüş bir
devrim şairi ve sosyal bilimci olarak çıktı karşımıza.
Rus devriminde gösterilen beceri ve politikanın
yarısı, onun zekâsının ürünüydü.
Yoldaş Lenin, dünyayı insanlığın daha önce hiç
görmediği bir özgürlükle tanıştırdı, onu uygulamaya koydu.
Yoldaş Lenin, Doğu Devrimi’nin birçok kahramanıyla
tanıştı ve onlar aracılığıyla Doğu dünyasında devrim ateşini yaktı.
Şu anda Rus Sovyet devleti, karşı-devrim
dünyasındaki tek devrimci vahadır.
Yoldaş Lenin, o vahada parlayan bir meşaledir. Hayır
daha da fazlası; o, dünyayı aydınlatan güneştir.
Eski Avrupa’nın kara bulutları, devrim vahasına
saldırarak parlak güneşimizi örtmek istiyor.
Doğu dünyası güneşsiz yaşayamaz, yine solar, mahvolur.
Doğu dünyası, o dağınık duran saflarını
birleştirmeli, kara bulutlara saldırmalı, onları dağıtmalıdır.
Dağıtsın ki güneşimiz parlasın, yeryüzünü şafağı
ile aydınlatsın. Yoldaşımız Lenin yaşasın ki kalplerimizdeki dünya devrimine
dair umutlarımız güçlensin. İnancı zayıf olanlara dünya devriminin gerçek
olduğunu göstersin.
Ruhullah Ahundof
25
Ekim 1919
Oktyabr İnqilabı gazetesi
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder