Ankara'da bir caddenin adının Malcolm X olarak
değiştirilmesi utanç verici bir gelişmedir ve riyadan ibarettir.
1. Malcolm X, davasına bağlı bir anti-emperyalisttir
ve “Amerikanizm”i dünya barışının yüzleştiği en büyük tehdit olarak
değerlendirmiştir.
2. Malcolm X, “uluslararası batılı güçler”le
diplomatik bir ilişki kurulamayacağını, onların kullandıkları ve saygı
duydukları tek dilin “zorun dili” olduğunu söylemiştir.
3. Müslüman Kardeşler’in öne çıktığı, Amerikan
Kongresi’ni ziyaret edip oval ofiste Eisenhower’la görüştüğü, bir yandan da
(Mısır cumhurbaşkanı Nasır’a karşı suikast girişimleri tertiplemiş, ona karşı
komplolar kurmuş) Eden ve Dulles ile temas kurduğu dönemde Malcolm X Afrika
gezisindeydi ve bu gezi esasında Afrika’nın birliğini savunan Ben Bella,
Nyerere, Nkrumah ve Nasır gibi sosyalist liderlerle bir araya geliyordu.
4. Afrikalı-Amerikalılar Birliği Teşkilâtı’nı kurduktan
sonra Malcolm X davasına karşı Cemal Abdünnasır’dan başka kimsenin cömert bir
tutum sergilemediğini söyledi ve ona övgüler dizdi.
5. Malcolm X, “dünya genelinde ırkçılıkla ve
emperyalizmle mücadeleyi sosyalistler veriyor” diyordu.
6. Erdoğan ise ekonomi açısından neoliberal, siyaset
düzleminde gerici, dış politika konusunda ise kendi kendisine verdiği
telkinlerle hareket eden bir isim. Uzun süre batı emperyalizmine bağımlı bir
çizgiyi takip ettikten sonra bugün kendisine uygun gördüğü her türden ittifakın
içinde yer alıyor, Rusya ile oynamaktan da geri kalmıyor.
7. NATO üyesi olan Türkiye, yaklaşık yüz yıldır
başkalarına bağımlı bir devlet olarak varlığını sürdürmüştür. O, Ürdün, Irak
monarşisi, Pehlevi hanedanlığı ve Suud sarayı ile birlikte hep gerici
birliklerin içerisinde yer almıştır.
8. Türkiye hep Yunanistan ve Suriye gibi komşu
ülkelere yönelik NATO saldırılarının ana merkezi olagelmiştir.
9. Yüze başka konuşurken Türkiye, gayrimeşru işgalci
devletle diplomatik, askeri ve ticari ilişkilerini sürdürmektedir. Erdoğan
birkaç kez İsraillilerle görüşmüş, ticaret anlaşmaları imzalamış, “İsrail
terörü”nü lanetlediğine dair ifadelerinin ardından, diplomatik ilişkileri
yeniden tesis etmiştir. Ara sıra hem Erdoğan’a hem de İsrailli liderlere kitle
desteği konusunda imkân sağlayan bağrışmalara tanık olunsa da, Suriye gibi
konularda iki ülke, askeri ve lojistik alanında işbirliği içerisinde hareket
etmiştir.
İslam dünyası Erdoğan’ın her sözüne aklını
yitirmişçesine, ona yağcılık yaparak, duygusal tepkilerle karşılık vermektedir.
Onun zihinlerimiz üzerinde önemli bir hâkimiyeti söz konusudur. İslam dünyasına
mensup halklar, açık ki bir kahraman ve kurtarıcı arayışındadırlar. Halkla
ilişkiler üzerine kurulu çalışmalarını zekice yürüttükleri için esasen bu halklara
ihanet eden kişiler, kahramanmış gibi muamele görmekte, el üstünde
tutulmaktadırlar. Halklarımız bu karşı-devrimci isimlerden medet ummakta,
onların isteklerini yerine getireceğini düşünmektedirler.
Birilerinin Malcolm X’in o uzlaşma bilmez
anti-emperyalist mirasını çalmalarına izin verilmemelidir.
Emperyalizm Karşıtı Müslümanlar
8 Nisan 2019
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder