27 Nisan 2021

,

Karakter


Hasımlarımız, sosyalistlerin tavrını, sosyalistlerin her zaman dile getirdikleri ve savundukları ilke ve yöntemler temelinde yargılama zahmetine hiç girmiyorlar. Girseler, bu sefer bu ilkeler ve yöntemler üzerine gerçek manada kafa yormak ve somut bir şeyler yapmak zorunda kalacaklar. Onlar hakkında bir hükümde bulunma gereği bile duymuyorlar, zira bu konuda herhangi bir beceriye de sahip değiller.

Hasımlarımız, karakterli insanların karşısında başı kesik tavuğa dönüyorlar, karanlıkta ilerleyip el yordamıyla yollarını bulmaya çalışıyorlar, dedikodunun, iftiranın ve gıybetin kör karanlığa gömülmüş sokaklarında tüm ümitlerini yitiriyorlar. Bu insanlar dosdoğru, alabildiğine tutarlı hiçbir hareketi ve tavrı idrak dahi edemiyorlar. Her daim olguların, mevcutta yaşanan olayların büyüsüne kapılıyorlar. Olguları kendi içinde ve salt o olguların kendisinden yola çıkarak değil de onların geçmiş ve gelecekle ilişkisi dâhilinde tartıp bu şekilde hükümde bulunan, olguları esas olarak yol açtığı etkiler ve ebedi niteliği üzerinden değerlendiren karakterli insanları asla anlamıyorlar. Hasımlarımız, olgulara tapan birer gizemcidir. Gizemci ise hükümde bulunamaz, sadece o olguyu kutsar ya da ondan nefret eder.

İtalyan sosyalistleri, sahip oldukları gücü, karakterlerini muhafaza etmelerine borçludur. Duygusallığın üstesinden gelmek, eyleme geçmek, kolektif hayatın tezahürlerini somutlamak için gerekli itki anlamında, kalp atışlarını bir süreliğine susturmayı başarmak, İtalyan sosyalistlerine ait birer meziyettir.

Tarihin bu döneminde İtalyan sosyalistleri, tarihin amaçları doğrultusunda insanlığın en kusursuz hâline ulaşmayı bilmişlerdir. Artık insanlık, yanılsamaların, vesveselerin tuzağına kolayca düşmemektedir. O, manevi hayatın aşağılık biçimlerini faydasız ve zararlı gördüğü için redde tabi tutmuştur. Onda duygusallıktan ve hassas yüreklerdeki atışlardan eser yoktur.

İtalyan sosyalistleri, bu hâli, duygusallığı ve yanılsamaları bilinçli bir biçimde reddettiler. Çünkü onlar, o büyük öğretmenlerinin öğretilerini, ayrıca sosyalist eleştirinin süzgecinden geçirilmiş, burjuva gerçekliğinin ürettiği öğretileri nasıl bilince çıkartacağını biliyorlardı.

İtalyan sosyalistleri, toplumsal sınıfın taleplerinin tayin ettiği mücadelenin içerisinde azimli ve kararlı bir biçimde dövüşmeye devam etti. Bir kolektif olarak İtalyan sosyalistlerini, karşılarına çıkartılan, acı ve elem dolu hiçbir sahne rahatsız etmedi. Bir kolektif olarak İtalyan sosyalistleri, katledilmiş bir çocuğun hâlen daha nefes alıp veren bedeni ayaklarının dibine atıldığında bile düşüp bayılmadı. Yaşanan keşmekeş, her bireyin iliklerine kadar yaşadığı karışıklık hâli, kalp ağrısı, herkesin yüreğinde olan duygudaşlık, sınıfın o granit gibi sert bedeninde tek bir çizik bile atamadı.

Her bir insanın yüreği var ama sınıfın, bu bitap düşmüş insanlığın genelde adlandırdığı biçimiyle, bir yüreği yok. Sınıfın bir iradesi, bir karakteri var. Tüm hayatını bu kararlılık, bu karakter biçimlendiriyor, gerisi lafı güzaf. Sınıfın dayanışması, sınıfsal olmayan bir biçim alamaz, sınıfın mücadelesi, sınıfsal olmayan bir biçim kazanamaz, sınıfın Enternasyonal’den gayrı bir milleti yoktur.

Sınıfın yüreği, sınıf olmanın bilincinden, amaçlarına ve geleceğine dair bilinçten başka bir şey değildir. Gelecek sadece ona aittir ve o gelecek için kimseyle işbirliğine gitmez, kimsenin kendisiyle dayanışma içine girmesini talep etmez, kimseden yürek atışlarını susturmasını istemez. Sınıfın nabzı inatla, direşkenlikle atar, sınıf, kendisine yabancı olan her şeye karşı acımasızdır, o kararlılığını muazzam ölçüde dinamik ve yaratıcı potansiyeliyle birlikte ortaya koyar.

Hasımlarımız bu gerçekleri asla anlamazlar. İtalya’da karakter, idrak edilen ve bilinen bir şey değildir. İtalyan sosyalistlerinin istifade edebileceği yegâne şey, karakterdir, İtalya’ya has ruhtur. İtalyan sosyalistleri, İtalya’ya şu ana dek mahrum kaldığı şeyi, kendisiyle alabildiğine gurur duymasını sağlayacak çelikten bir karaktere sahip olma konusunda canlı ve hiç dinmeyen örnekliği armağan ettiler.

Antonio Gramsci
3 Mart 1917
Kaynak

0 Yorum: