19 Temmuz 2025

, ,

Sandinist Gerillalar, Devrim ve Miras



Giriş[1]

Küba’daki gerilla hareketi dışında bir tek Nikaragua gerilla hareketi, Latin Amerika’da başarıya ulaştı. Her iki ülkede güçleri birleştirmeyi bilen isyancı güçler, önemli bir zafer elde ettiler. İsyancılara karşı harekete geçirilen ordu çöktü, diktatör, ülkeden kaçmak, ömrünün kalan kısmını başka bir yerde geçirmek zorunda kaldı, ülkede rejim değişti.

Zafer sonrası gerilla hareketi, ekonomiyi, toplumu ve politik sistemi dönüştürdü. ABD, bu devrimci rejimlerin iradesini askeri ve politik müdahalelerle kırmaya çalıştı. Her saldırıda ayakta kalmasını bilen devrimler, gene de bu süreçte önemli toplumsal ve politik bedeller ödemek zorunda kaldılar.

Sandinist Gerillalar (1959–1979)

Augusto César Sandino, Nikaragua’nın herkesçe sahiplenilen devrimci ikonasıdır. General Sandino 1927-1933 arası dönemde ABD bahriyelileriyle savaşan düzensiz isyancı birliklerine komuta etti. 1934’te Sandino, General Somoza’nın başında bulunduğu, polis ve askerden oluşan Milli Muhafızlar tarafından katledildi. Somoza, sonrasında diktatör oldu. Onun yerine iki oğlu, Luis ve Anastasio geçti.

Somoza iktidarı, dört sütun üzerine kuruluydu:

1. Tüm politik muhalifleri ezen Milli Muhafızlar üzerindeki dolaysız kontrolü;

2. ABD’nin rejime sunduğu destek;

3. Ülkedeki en kârlı sanayilerini elinde bulunduran aile şirketleri üzerine kurulu Nikaragua ekonomisinin kontrolü;

4. Kamu sektöründeki istihdamın belirlenmesinde ve meclis koltuklarının dağıtılmasında önemli bir etkiye sahip olan, Somoza’nın partisi Liberal Milliyetçi Parti ile muhalefet partileri arasında dile dökülmemiş politik anlaşma.

Mücadelenin İlk Dönemi

1957’de Luis Somoza cumhurbaşkanı olunca rejimin devam ettiğini gören kimi muhalifler ele silah aldılar. 1959 yılının ilk aylarında bu muhalif örgütlerin temsilcileri, Küba’da kurulan yeni devrimci hükümetin desteğini arkalarına almaya çalıştılar. Aynı yıl içerisinde Carlos Fonseca Amador’un parçası olduğu, Che Guevara’nın bizzat denetlediği gerilla birliği Honduras üzerinden ülkeye giriş yaptı. Ama birlik, Honduras ve Nikaragua ordusunun birlikte gerçekleştirdiği operasyon neticesinde yok edildi. Sandino’dan ilham alan, Küba’nın desteğini kuşanmış diğer Somoza karşıtı güçler de aynı kaderle yüzleşti.

Borge’nin gerilla birliğinin yok edilmesi öğrenci eylemlerini tetikledi. Bu gösteriler, Milli Muhafızlar eliyle bastırıldı. Neticede ülkedeki öğrenci hareketi radikalleşti. Özellikle León şehrinde önemli gelişmeler yaşandı. Bu şehirde Fonseca, Nikaragua Devrimci Gençliği’ne ait güçlerden biri haline gelecek olan çalışma grubunu örgütledi.

Örgütün kimi kurucu üyeleri, altmışların ortalarında Küba’da askeri eğitim aldı. Sandino ve Küba Devrimi’nden ilham alan diğer Somoza karşıtı öğrenciler ve işçiler, Nikaragua Yurtsever Gençliği örgütünü kurdu. Daniel Ortega’nın da üyesi olduğu bu örgütün birçok üyesi sonrasında önemli gerilla komutanları oldu.

İki örgüt sonrasında birleşip Yeni Nikaragua Hareketi’ni meydana getirdiler. 1963’te örgütün adı Sandinist Ulusal Kurtuluş Cephesi (FSLN) oldu. Örgütün üyeleri, sadece öğrencilerden oluşmuyordu. Genç mavi yakalı işçiler ve köylüler de örgüte üye oldular.[2]

Foko Stratejisi

Guevara’nın fokocu anlayışına ikna olan genç militanlar, yaklaşık 50 savaşçıdan oluşan bir gerilla birliği meydana getirdiler. Başında Sandino’nun ordusunda albaylık yapmış olan Santos López isimli biri vardı. Ancak birlik, daha çok yerli Miskito halkının yoğun yaşadığı, diğer yerlerle bağı olmayan bir bölgede faaliyet yürütüyordu. Üstelik gerillalar, bu halkın dilini de bilmiyorlardı.[3].

Ayrıca gerillalar, ülkedeki diğer muhalif hareketlerle de güçlü bağlara sahip değildi. Gerilla faaliyeti konusunda ortaya konulan bu türden çabalar başarısızlıkla neticelense de geriye kalan gerillalar, devrimci hareketi yeniden inşa ettiler. Hareketin başına Carlos Fonseca geçti, ancak Fonseca Kasım 1976’da öldü.

Kendisini açıktan Marksist olarak tanımlamasa da Fonseca, antiemperyalist olduğunu söylüyor, halk devriminden yana bir tavır sergiliyordu.[4] 1966’da bir grup militan, Guatemala’da faaliyet yürüten İsyancı Silahlı Kuvvetler (FAR) örgütünden eğitim aldı. Aynı yıl bir FSLN heyeti, Havana’da düzenlenen Üç Kıta Konferansı’na katıldı. Burada heyet, başka ülkelerden gelen heyetlerle temas kurdu. Bu heyetlerden biri, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne aitti. Ağustos 1967’de FSLN, OLAS konferansına heyet gönderdi.

Askeri deneyim eksikliği ve fokoculuğa körü körüne bağlılık sebebiyle Milli Muhafızlar karşısında ciddi yenilgiler yaşayan FSLN, liderlerinin neredeyse tamamını kaybetti. Eylül 1967’de Milli Muhafızlar Matagalpa yakınlarındaki Pancasán bölgesinde “bul ve yok et” emri üzerine yürüttükleri operasyonda FSLN kadrolarının büyük bir kısmını öldürdü.

Bu sebeple örgüt, lider kadrosunu sürekli yenilemek zorunda kaldı. Yetmişlerin başında hareket çok ufaktı. Öyle ki subay eğitim kurslarına katılanların örgütlendiği süreçte liderler de bu kurslara katılmaya başladılar.

Yeni Kadrolar

Pancasán’da yaşanan felaket, FSLN’nin başarısız olduğunun kanıtıydı. Böylelikle dağa çıkan silahlı bir grubun ülke genelinde ayaklanmayı tetiklemeyeceği görüldü. Hayatta kalan liderler, yeni bir savaş stratejisi benimsediler, uluslararası güçlerle yeni işbirlikleri kurdular.

1968’de otuz kadar militan, Küba’ya gidip Escambray Dağları’nda eğitim gördü. 1969’da FSLN FKÖ ile temas kurdu. 1970’te Sandinistler, Lübnan’da eğitim görsün diye FHKC kamplarına militan gönderdiler.

FSLN militanları, aynı zamanda FHKC eylemlerine de katıldılar.[5] Yetmişlerin ortalarında FKÖ, örgüte para ve silah verdi. 1971’de bir grup FSLN’li eğitim için Kuzey Kore’ye gitti.

Stratejide radikal değişim ihtiyacı, bilhassa örgütün kentlerde oluşturduğu tüm ağların yok edildiği 1970 yılında gündeme geldi. Bu yılın ardından örgüt, dört yıl boyunca sessizce güç biriktirdi. Toplumsal kesimlerle bağlantılı olan gizli yapılar inşa etti. Güvenlik güçleriyle çatışmalardan kaçındı.

1969’da FSLN, ülkenin önde gelen öğrenci örgütü Devrimci Öğrenci Cephesi’nin kontrolünü ele geçirdi. 1971 yılında Ortaöğretim Öğrenci Hareketi’ni kurdu. Bu öğrenciler, Avrupa’daki 1968 olayları, Vietnam Savaşı gibi gelişmeler üzerinden önemli eylemler gerçekleştirdiler.

Din Faktörü

FSLN, öğrenci hareketleri üzerinden insan örgütledi. Kırkların sonunda ve ellilerin başında doğmuş olan bu yeni üyeler, o dönemde Nikaragua’da popüler olan Latin Amerika kaynaklı bağımlılık teorisinin antiemperyalist önermelerini benimsediler.

Sonrasında FSLN, Katolikler, kadınlar, ilkokul öğretmenleri ve gecekondulular gibi farklı kesimlere yöneldi. Yeni örgütlenen FSLN’liler, mahallelerde vakit geçiriyor, halkın yakıcı ihtiyaçlarına çözüm bulmak için çalışıyorlardı.

Bu dönemde en çok da güneydeki Granada şehrini 1979’da özgürleştirmiş olan Komutan Mónica Baltodano’nun yürüdüğü yola bakıp dersler çıkartılıyordu:

“Peder Fernando Cardenal’i çok iyi anımsıyorum. Adaletsiz ve eşitsiz toplumda Hristiyan inançlarını sorgulayan Genç Katoliklerin ortaokul ve liselerde kurduğu hareketin üyesiydim. Bu hareketlere girmek demek, Devrimci Öğrenci Cephesi isimli öğrenci örgütüne sahip olan Sandinist Cephe ile yürütülen tartışmalara katılmak demekti. Üniversiteye girdiğimde beni örgütlemelerini istedim. 1971 yılında Cephe üyesi oldum. Ama Katolik hareketi için çalışmaya da devam ettim. Katolik hareketi kılıfı ardında örgütleme çalışmalarına, halkı doğrudan ilgilendiren faaliyetlere katılıyordum.”[6]

Bu tür ifadeler, bize öğrenci hareketi ve kurtuluş teolojisinin birlikte önemli olduklarını ortaya koyuyor. Sonrasında dindar olan birçok orta sınıfa mensup öğrenci, FSLN’li oldu. Her ikisi de rahip olan Ernesto ve Fernando Cardenal, bu süreçte önemli roller üstlendi. 1979 sonrası iki kardeş, bakanlar kuruluna girdi. İlki kültür bakanı, ikincisi eğitim bakanı oldu.

Süreç içerisinde FSLN, Somoza rejimini eleştiren birçok genç dindar eylemciyi örgütlemeyi bildi. Bu yeni üyeler, Devrimci Hristiyan Hareketi’ni meydana getirdiler. Hareket, daha çok León ve Managua gibi önemli şehirlerdeki işçi mahallelerine odaklandı. Böylelikle işçi mahallelerinin radikalleştiği, yüzlerce mahalle liderinin FSLN’ye örgütlendiği sürece katkıda bulundu.

Bölünme

Yeni üyeler 1975-1976’da lider kadrosuna dâhil edildi. Fakat bu isimler, ideoloji ve devrim stratejisi bakımından farklı politik fikirlere sahipti. Neticede ortaya üç eğilim çıktı: Uzun Soluklu Halk Savaşı fikrini savunanlar, Proleter Ayaklanma eğiliminden yana olanlar, Üçüncü Yolcular. Örgütte derin yarıklar meydana geldi. Çünkü bazı üyeler, örgütün eski kurucularının savaş sürecini yurt dışından yönettiklerini, ülkede olan biteni yanlış okuduklarını, bunun sonucunda gerçekle örtüşmeyen eylemler talep ettiklerini söylüyorlardı. Ama örgüt içerisindeki bu üç hizip 1979’daki nihai zaferden altı ay önce bir Küba heyetiyle yaptıkları toplantıda aralarında uzlaşma sağlandı. Şubat 1979’da Havana’da Castro ve Sandinist liderlerin bir araya geldiği toplantıda üç hizip birleşti.

Somoza’nın desteğini ve itibarını hızla yitirdiği süreçte Kosta Rika, Panama ve Venezuela gibi bazı Latin Amerika hükümetleri, FSLN’nin desteklenebilir bir seçenek olduğunu düşünmeye başladı. Somoza, 1972’deki deprem sonrası uluslararası toplumdan gelen yardımı yanlış yorumladı. 1974 seçimlerine hile karıştıran Somoza, Milli Muhafızlar’ın uyguladığı baskının düzeyini iyice yukarı çekti. Bunun neticesinde Katolik kesimin önde gelen isimleri ve ekonomideki önemli kişiler, rejimi eleştirmeye, hatta zamanla ona muhalefet etmeye başladılar.[7]

Üçüncü yolcu hizbin fikirlerinin daha başarılı olduğu görüldü:

1. Üçüncü yolcular, köy temelli cepheyi dağıtıp kent gerillası birlikleri oluşturdular. “İç Cephe” denilen bu yapının başında Joaquín Cuadra bulunuyordu. Sonrasında büyük şehirlerdeki ayaklanmalara bu birlikler öncülük etti.

2. Üçüncü yolcular, sivil kesimin liderlerinden 12 isimle bir ittifak kurdular. “Grupo de los Doce” [On İki Kişilik Grup] adı verilen bu ekip, uluslararası desteğin güvence altına alınmasında, özellikle ABD’deki Carter yönetimiyle uzlaşma sağlanmasında önemli bir rol oynadı.[8]

3. Üçüncü yolcular, başında Daniel Ortega’nın kardeşi Humberto Ortega’nın bulunduğu, Kosta Rika sınırında kurulmuş Güney Cephesi’ne komuta ettiler. FSLN içerisinde en örgütlü askeri güç olarak Güney Cephesi bin kadar gerillaya sahipti. Büyük kısmı Nikaragualı olan bu birliğin içerisinde Arjantinliler, Şilililer, El Salvadorlular ve Guatemalalılar da bulunuyordu. Bu yabancı savaşçıların büyük kısmı, bizzat FSLN tarafından Küba’ya eğitim için gönderilmiş kişilerdi.

Kent Gerillası

Sandinistlerin kentlerde kurduğu yeraltı ağı, ayaklanma sürecinin omurgasını teşkil etti. Fokoculuğu sorgulayan, bizzat Humberto Ortega’nın Küba’da yazdığı bir belgeden görüldüğü kadarıyla örgütün üçe bölünmesinin bir sebebi de fokoculuktu. Üst düzey komutanlardan Victor Tirado’nun yıllar sonra pişmanlığını dile getirdiği yazısında dediği gibi Ortega haklıydı. Tirado, “on beş yıl boyunca FSLN ‘Düşmanın kalbini söküp dağlara gömeceğiz’ sloganını attı ama düşman bizi o dağlara gömdü” diyordu.[9] Üçüncü yolcular, kuzeydeki köylü cephesini dağıtmaya, militanları kentlere göndermeye karar verdiler. Kent gerillasının lideri Joaquín Cuadra o günleri şu şekilde anımsıyor:

“Peki ama biz kentlerde ayaklanmayı nasıl başlatacağımızı biliyor muyduk? Bu konuda hiçbir fikrimiz yoktu. Elimizde ne bir rehber, ne el kitabı ne de usulleri gösteren bir çalışma vardı. Şu veya bu şekilde Milli Muhafızlar’la savaştık, yoksul mahallelerin birinde onlara pusu kurduk. İnsanlar dışarı çıkıp bizi destekleyen sloganlar attılar. Ama gitmek istediğimizde gidemedik, çünkü artık tüm halk bizdendi. Dolayısıyla orada kaldık, halk içinde çalışma yürüttük. Onları örgütledik, elimizden geldiğince eğittik. Herkes, bizi destekliyor, yiyip içmemiz için bize bir şeyler veriyordu. Gerilla ile halk arasındaki bağ, ancak bu şekilde, kendiliğinden gelişebilecek bir bağ.”[10]

1978-1979’da nihai aşamaya geçildi. Bu aşamaya halkın giderek daha fazla destek verdiği, kentlerde cereyan eden ayaklanmalar damga vurdu. Önce yüzlerce sonra binlerce genç örgüte katıldı. 15-16 yaşlarındaki gençler, şehirlerde örgütün iskeletini meydana getirdi.[11]

ABD, bu dönemde Somoza’ya sırtını döndü. Somoza rejimi, Temmuz 1979’da çöktü. FSLN’nin başlattığı kitlesel ayaklanma, Somoza iktidarını devirdi. Somoza’nın saldırıları neticesinde 50.000 insan öldü, 100.000 insan yaralandı, ülkenin büyük şehirleri bu süreçte harap oldu.

İktidarın devrilmesi sonrası moral gücünü yitiren 9.000 Milli Muhafızlar üyesi başkenti ve güney cephesini terk etti. Ölü ve yaralılarını geride bırakıp kaçtı. Gerilla birliklerinde yaklaşık 2.800 savaşçı varken kendiliğinden oluşan milis kuvvetler toplamda 15.000 kişilik bir güce sahipti. Bu güç yetişkinler yanında gençleri de içermekteydi. Bu milislerin ilk görevi, sivil halka mensup yağmacıların elindeki silahları toplamaktı.

Latin Amerika’da Küba’dan sonra ikinci kez zafere ulaşan gerillanın başarısını, bir dizi özel faktörün bir araya gelişinin neticesi olarak izah etmek mümkün: Eski fokocu anlayıştan kopan kent gerillası stratejisi konusunda geliştirilen yeni anlayış; kent gerillası hareketinin lider kadrosunun esnek ve dinamik oluşu; kentlerde genç milis kuvvetlerinin kitlesel desteği; Somoza’nın hasımlarıyla, farklı sınıfları da içerecek şekilde kurulan ittifak; ve Orta Amerika ile Latin Amerika hükümetlerinden alınan somut yardım.

Dirk Kruijt
Alberto Martín Álvarez

[Kaynak: Latin American Guerrilla Movements: Origins, Evolution, Outcomes, Yayına Hz.: Dirk Kruijt, Eduardo Rey Tristán ve Alberto Martín Álvarez, Routledge, 2020, s. 128-132.]

Dipnotlar:
[1] Bu çalışmada şu kitaplardan istifade edildi: Kruijt, D., Guerillas: War and Peace in Central America, 2008, Londra: Zed Books. Kruijt, D., Cuba and Revolutionary Latin America: An Oral History, 2017, Londra: Zed Books. Martín Álvarez, “The Long Wave: The Revolutionary Left in Guatemala, Nicaragua and El Salvador”, Yayına Hz.: A. Martín Álvarez ve E. Rey Tristán, Revolutionary Violence and the New Left: Transnational Perspectives içinde, 2016, Londra: Routledge, s. 223–245. Aksi belirtilmedikçe tüm mülakatlar Dirk Kruijt’e ait.

[2] Borge T., La paciente impaciencia, Havana: Casa de las Américas, 1989, s. 71, 111–119.

[3] Pomares Ordoñez, El Danto. Algunas correrías y andanzas, 1989, Managua: Nueva Nicaragua, s. 46.

[4] Fonseca Amador, C., Desde la cárcel yo acuso a la dictadura, León: Editorial Antorcha, PDF [erişim tarihi: 21 Şubat 2019], 1964, s. 237.

[5] Ünlü Dawson’s Field uçak kaçırma eylemlerine FSLN üyeleri de katıldı. Sonrasında FHKC militanları ticari uçaklara yönelik saldırılarında Nikaragua ve Honduras pasaportlarını kullandılar (2009’da devrilen Honduras cumhurbaşkanı Zelaya’nın içişleri bakanı Víctor Meza ile mülakat, (Tegucigalpa, 26–27 Ekim 2010).

[6] Mónica Baltodano ile mülakat (Managua, 11 Mayıs 2006).

[7] Martí i Puig, S., Tiranías, rebeliones y democracia. Itinerarios comparados en Centroamérica, Barselona: Bellaterra, 2004, s. 104.

[8] Sergio Ramirez’in koordine ettiği, içinden seksenlerde görev yapan bakanlar kurulu üyelerinin çıktığı On İki Kişilik Grup’ta Ernesto Castillo ve Joaquín Cuadra Sr. (avukatlar), Emilio Baltodano ve Felipe Mantica (müteşebbis), Fernando Cardenal ve Miguel d’Escoto (rahip), Carlos Tunnerman ve Sergio Ramírez (akademisyen), Casimiro Sotelo (mimar), Arturo Cruz (bankacı) ve Carlos Gutierrez (diş hekimi) bulunuyordu. Fikir 1975’te Sergio Ramírez ile Humberto Ortega arasında gerçekleşen görüşmeler esnasında ortaya atıldı. Grup, Orta Amerika ve Latin Amerika ülkelerinden politik destek alınmasında önemli işlevler gördü.

[9] Victor Tirado ile mülakat (Managua, 3 Mart 2006) ve Humberto Ortega ile mülakat (Managua, 15 Mayıs 2006).

[10] Joaquín Cuadra ile mülakat (Managua, 10 ve 16 Mayıs 2006).

[11] Daha fazla ayrıntı için bkz.: Flakoll D., ve Alegría C., Nicaragua: La revolución Sandinista. Una crónica política, 1855–1979, İkinci Baskı, Managua: Anamá Ediciones, (2004, s. 313 ve devamı. Genç milisler konusunda bkz.: Bataillon G., “Los ‘muchachos’ en la revolución sandinista (Nicaragua, 1978–1980)”, Estudios Sociológicos, 2013, Yıl. 31, Sayı. 92), s. 303–343.

0 Yorum: