17 Temmuz 2025

,

Nikaragua Köylülerinin Ekmek ve Şarap Ayini


“Köylülerin Ekmek ve Şarap Ayini” [Misa Campensina], Nikaragua gölünde bulunan Solentiname adasında Ernesto Cardinal’in altmışlı yıllarda kurduğu cemaatin yaptığı ayinin adıdır.

Kitab-ı Mukaddes çalışmalarına katılan, bu çalışmaları kâğıda döküp yayımlayan, sanat, şiir ve el sanatı alanında faaliyet yürüten Solentiname cemaati, Nikaragua halkının Somoza diktatörlüğünü yıkmak için verdiği mücadelede aktif olarak yer almış, zafere dek uzanan iki yıllık dönem boyunca cemaat üyeleri, devlet güçlerinin ağır baskılarıyla ve katliamlarıyla yüzleşmiştir.

Solentiname, İkinci Vatikan Konsili’ni takip eden on yıl boyunca Latin Amerika’da ortaya çıkmış olan binlerce cemaatten biri olarak, kurtuluş teolojisinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.

Bir süre Thomas Merton’un öğrenciliğini yapan, rahip ve şair Ernesto Cardenal, Somoza iktidarı yıkıldıktan sonra kurulan Sandinist yönetiminde kültür bakanı olarak yer almıştır.

Misa Campesina [Nikaragua Köylülerinin Ekmek ve Şarap Ayini”] Nikaragualı besteci Carlos Mejía Godoy tarafından müziklendirildi. Halk diline yer veren geleneksel Katolik ayininin uyarlanmış haliydi. Giriş, Dua, Şükür Duası, Amentü, Adak, Tefekkür, Hamd Etme İlahisi, Veda Şarkısı gibi ana bölümlerinde eski, bilindik ayinlerde göğe çıkartılan İsa “yere indirilir”, gizeminden arındırılır, İsa, önünde eğilmeyi gerektiren biri olmaktan çıkartılır, sıradan birine, yeni toplumu inşa edecek mücadeleyi verenlerin yoldaşına dönüştürülür.

Nikaragualı Köylülerin Ekmek ve Şarap Ayini, Panamalıların ayinine ve Afrikalıların, özellikle Kongoluların “Misa Luba”sına benzer.

Giriş Şarkısı

Sen ki yoksulların Tanrısısın,
İnsanî ve alçakgönüllü bir Tanrı,
Sokaklarda ter döken,
Yüzü kirli bir Tanrı.
Seninle kendi insanımla
Konuşur gibi konuşuyorum.
Çünkü sen emekçi Tanrısın, işçi Mesih’sin.

Halkımla el ele verirsin,
Kırda şehirde mücadele edersin,
Benimle birlikte maaş kuyruğuna girersin,
Yevmiyeni alıp gidersin.
Sokak ortasında
Eusébio, Pancho ve Juan Jose ile
Kuru ekmek kemirirsin.
Biraz bal koymadılar diye şerbete
Tepki gösterirsin.

Seni dün bakkalda görmüşler,
Oradan çıkıp bir barakaya gittiğini söylediler.
Seni benzin istasyonunda görmüşler
Kamyonun tekerleklerini kontrol ediyormuşsun.
Hatta bir seferinde deri eldiven ve işçi tulumunla
Otobanda dolaşıyormuşsun.

Amentü

Tanrım, sana imanım tam.
Bereketli zihnindir bu dünyayı doğuran.
Tüm güzellikler
Ressamlarda gördüğümüz ellere benzer
Ellerinin eseri.
Yıldızlar ve ay,
Küçük evler, göller,
Nehirden denize doğru süzülen
Küçük kayıklar,
O uçsuz bucaksız kahve çiftlikleri,
Beyaz pamuk tarlaları,
Sabıkalı bir baltanın dümdüz ettiği
Ormanlar, senin eserin.

Sana inanıyorum, sensin mimar
Sensin mühendis ve zanaatkâr
Sensin marangoz ve duvarcı,
Sensin gemileri inşa eden.
Sana inanıyorum.
Sensin müziğin fikrini üreten,
Barışın ve sevginin rüzgârını estiren.

Sana inanıyorum, işçi İsa.
Nurun nuru,
Meryem’in naçiz ve bakir rahminde
Dünyayı kurtarsın diye
Can bulan
Tanrı’nın oğlusun.

İnanıyorum:
Taşladılar seni
İşkence ettiler bedenine.
Bir çarmıha gerip
Şehit ettiler.
O kerih ve ruhsuz Roma valisi,
Romalı emperyalistlerin uşağı
İşlediği tüm günahları
Eline bulaşmış bir kir gibi yumak istedi.

Yoldaş, ben inanıyorum sana.
Sen ki insan, sen ki işçi Mesih’sin.
Ölümü büyük bir fedakârlıkla
Fethedensin.

Senin doğurduğun yeni insanın alnında
Kurtuluş yazılı.
Yukarıya kalkan her yumrukta
Dirilen sensin.
Muktedirlerin sömürüsüne karşı
Sen koruyacaksın halkımı.
Sen dirisin, her kulübede,
Her fabrikada, her okulda sen varsın.
Senin dirilişine,
Bitmek bilmeyen mücadelene inanıyorum.
Yeniden dirileceğine imanım tam.

[Kaynak: Radical Christian Writings: A Reader, Yayına Hazırlayan: Andrew Bradstock ve Christopher Rowland, Blackwell Publishers, 2002, s. 243-246.]

Ϯ Halkın Kilisesi

0 Yorum: