05 Mart 2023

,

Çavezci Olmak


1.

Çavezci olmak, insanın sevgiyle, komşuna, ülkene, çile çekenlere, halka duyulan sevgiyle değer ve yön bulmasıdır. Çavezcilik, sözünün dinlenmesine, çektiği çilenin bilinmesine en çok ihtiyaç duyanları nasıl dinleyeceğini, sorunları ortak bir anlayışla, müştereklere dair bir anlayışla nasıl çözeceğini bilmektir. Çavezci olmak, her alınan kararda, atılan her adımda adaleti uygulamak demektir.

2.

Çavezciliğe (Chavismo) göre, her durum ve her koşul, sınıf mücadelesince belirlenir, tasnif edilir. Kapitalist sistemin doğasından kaynaklanan eşitsizlik ilişkilerini ve hasım aktörlerin çıkarlarını anlamak, sömürüye son verecek, uyum ve dayanışma üzerine kurulu bir toplumu inşa edecek yeni koşulları yaratma hedefiyle birlikte, halk adına tutarlı ve ahlaki bir eylem ortaya koymanın yegâne yoludur.

3.

Çavezci olmak, ahlak ve dürüstlüğün en katı ölçütlerine bağlı kalmak demektir. Rüşvet, yolsuzluk, yasadışı yollardan zenginleşme, Çavezciliğin özüne yabancı şeylerdir. Amaç, aracı meşrulaştırmaz. Tersi doğrudur: toplumda ve doğada ulaşılacak hedefin niteliğini ve sonuçlarını araçlar belirler, anlamlandırır.

4.

Çavezci olmak, her bir insanın yaşama, barış, gelişme, eğitim, kültür, sağlık, gıda ve barınma gibi toplumsal haklarını savunmak, onları öncelikli görmek demektir. Toplumsal saadet, bu haklara bağlıdır.

5.

Çavezci olmak, tüm boyutlarıyla hayatın öncüleri olan kadınların gücünü kabul etmek, tanımak ve yüceltmek demektir. Dün olduğu gibi bugün de yüce ve adil olan her şeyin kökeni olan volkana, kadınlardaki o yaratıcı güce duyulan hayranlıktır.

6.

Çavezci olmak, halkın en zayıf kesimleri için sunulan çözüm önerilerinin potansiyel etkileri yanında, tüm toplumsal, politik, ekonomik ve coğrafi etkileri dâhilinde insanlığın yüzleştiği her bir güçlüğün eleştirel ve bütünlüklü analizini talep etmek demektir.

7.

Çavezci olmak, mütevazılığı ve dürüstlüğü en yüce ve en temel devrimci erdemler hâline getirmek demektir. Servet biriktirmek ve servet üzerinde gösteriş yapmak, birer değer değildir. Çavezciler için değer ve imtiyazın yegâne kaynağı, sevgi, bilinç, emek ve halkın yüzündeki gülümsemedir. Ezequiel Zamora’nın da dediği gibi, “çalışmanın ürünü olmayan mülkiyet, hırsızlıktır.”[1]

8.

Çavezci olmak, her daim yıkıcı olmak, süreçleri ve mekânları onurla yüklü kılmak, onları daha verimli ve ferasetli kılmak için devrimcileştirmek demektir. Bir Çavezci, oturup gerçekliği gözlemlemekle yetinmez. Ona müdahale eder, onu yaşar, çilesini çeker, o gerçeklik için çığlık atar, onun hazzını duyar, ondan öğrenir, onu dönüştürür. Burada amaç, o gerçekliği günbegün yaşayanların hayatına en büyük hazzı katmaktır.

9.

Çavezci, tüm iktidarı halka teslim etme görevini üstlenmiş kurumlar inşa eder, iktidarı halk iktidarına dönüştürür. Halka ait olduğu için Çavezcilik, her bir sesin işitileceği, kendisine ifade kanalı bulacağı kanallar açmak zorundadır. Halkı dinlemek, onunla muhabbete girmek, karar alma süreçlerinde onunla işbirliği kurmak, Çavezciliğin asli pratiğidir.

10.

Çavezciliğe göre, gerçek iktidar halk iktidarıdır, örgütlü halkın iktidarıdır. Halkı sadece Halk kurtarabilir! Kurumsal, ekonomik ve politik gücün her bir kaynağı örgütlenme sürecine, halk iktidarına dair bilinç ve bilgi ile katkı sunmalıdır. Emeğin, üretimin ve dağıtımın araçlarını, bunun yanında, eğitimle ve yaratıcılıkla ilgili süreçleri meydana getirip kontrol eden halk, ulusal egemenliği ve herkesin mutluluğunu güvence altına alıp koruyacak güçlü bir toplumsal yapı meydana getirir.

11.

Planlama, Çavezcilik için çok önemlidir. Hedefler ve amaçlar, her daim doğru ve sağlıklı bir biçimde tarif edilmeli, stratejiler ve taktikler, o hedef ve amaçlara ulaşmak için gerekli olan zaman ve kaynakları verimlilik, ekonomi ve toplumsal hassasiyet ölçütleri uyarınca belirlemek için analize tabi tutulmalıdır. Bilimsel ve toplumsal planlamanın yerini görünmez bir el veya büyülü formüller alamaz.

12.

Çavezci olmak demek, cumhuriyetçi olmak demektir. O, kârın, hırsın, yolsuzluğun ve özelleştirmenin halkın etine geçirdiği pençelerine karşı halkı korumaktır. Çavezcilik, müşterekleri güçlendirecek iki önemli unsur olarak, kolektifin stratejik potansiyeline ve bireyin taktiksel potansiyeline inanmak demektir. O, insani, basit ve özgün olana güvenmek demektir.

13.

Dayanışma, Çavezciliğin asli değeri ve kendi özünden kaynaklanan pratiğidir. Gerçek bir Çavezci, başkalarının sorunlarına ve ihtiyaçlarına kendi sorunlarıymış ve ihtiyaçlarıymış gibi yaklaşır, o sorunları kendi sorunlarıymış gibi çözmeye, o ihtiyaçları kendi ihtiyaçlarıymış gibi karşılamaya çalışır. Chávez’den öğrendiğimiz dayanışma anlayışı, işte budur.

14.

Çavezciliği teşkil eden en önemli unsur ondaki çeşitlilik olduğu için hoşgörü, onun hem temel öncülü hem de ana pratiğidir. Toplumsal yapıyı gerilime sokacak ve parçalayacak, o yapının genel ve stratejik hedeflerden uzaklaşmasına neden olacak hiçbir dogmaya izin verilmez. Farklılıklar, her daim gerekli görülür ve yücede tutulur. Buna karşılık, haksız yere uygulanan şiddet, yolsuzluk, sömürü, eşitsizlik, vatana ihanet, ırkçılık ve nefrete zerre hoşgörü gösterilmez.

15.

Devrimcilik konusunda tutarlılığını hiçbir vakit yitirmeyen bir yolda yürümek ve bu yol üzre düşünmek, ancak sevgiyle mümkündür. Ama bu sevgi, kararnamelerle dayatılabilecek bir şey değildir. O, insanlığın ve Pacha Mama’nın [“Toprak Ana”nın] en saf özünden neşet etmelidir. Sevgi, bizi mücadeleye sevk eden, dönüştürmek, inşa etmek ve kavramak, aynı zamanda birbirimize yardım etmek konusunda katkıda bulunan güçtür. Seviyorsak varızdır. Çok sevenler, çok daha fazla varolurlar.

16.

“Hakikat varsa ne yaralanırım ne de korkarım.” Komutan Maduro, bu sözün José Gervasio Artigas’a ait olduğunu söylese de bu söz, aslında küresel güneyin büyük lideri Hugo Chávez’e aittir. Her türden projeye, fikre ve eyleme yön veren de onları besleyen, tahkim eden de hakikatin ta kendisidir. Yalanlar ve sahtelikler, her türden toplumsal inşanın temellerini tuzla buz ederler. Hakikat bazen can yakar, ama doğru yoldan ayrılmak istemiyorsanız, o gereklidir.

17.

Çavezcilik bilincini ve devrimci bilinci güçlendirmek, hem bir görev, hem bir araç hem de amaçtır. Bilinç, devrimcilerin değerlerini ve ilkelerini sentezleyen kesintisiz ifade kanalıdır. Bilinç, bizim geçmişi ve bugünü anlamamızı, geleceği doğru araç ve pratiklerle inşa etmemizi mümkün kılar. Bilinç, mevcut koşulları kavrama imkânı sunacak yolları ve adımları aydınlığa çıkartan güçlü ışıktır. O, ideolojik netliği sağlar, mücadelemizin talep ettiği sarsılmaz ahlaki temeli temin eder.

18.

Çavezcilik için Simón Bolívar hem köken, hem pusula hem de hedeftir. Simón Rodríguez, yaratıcı ve özgün bir isim, Zamora her şeyi devrimcileştirecek pratiğin ayrılmaz parçası olan isyan, Hugo Chávez ise adalete ve eşitliğe katkı sunan, mücadeleden ve yıkıcı ruhtan oluşan sentezdir.

19.

Çavezciler, piyasanın tüm veçhelerinin bilincindedirler. Herkesin ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin üretilmesi, dağıtımı ve ticarileştirilmesi süreçlerini içeren, aktörler arasındaki ilişkileri bilirler. Ama gene de toplumsal hükümetin yönlendirmesi ve pratiği olmadan piyasanın tüm serveti bir avuç insanın elinde toplama, yoğunlaştırma ve yutma eğilimi içine girme, eşitsizliğin en acımasız koşullarını üretme ihtimali karşısında dikkatli olunmalıdır. Toplum ekonomiye değil, ekonomi topluma hizmet etmelidir.

20.

Tüm o toplumsal üretim, adil dağıtım ve halktan yana ticarileştirme pratiğinden oluşan ağıyla birlikte halk iktidarı, toplumsal ve komünal bir ekonomi üretmelidir. Farklı ölçeklerde de olsa üretim araçlarını örgütlü halk yönetmeli, kapitalist piyasanın hegemonyasını ortadan kaldıracak, üretken, yerli, ekolojik ve dayanışmacı bir yeni ekonomiyi üretmelidir.

21.

Bolívar’ın talep ettiği, kökleşmiş ve her durumda icra edilen eşitlik, bizim yolumuz ve güvenli limanımızdır. Kendimizi adil ve eşitlikçi kanunlar çıkartmakla sınırlayamayız. Pratikte toplumun her bir sektörü için koşullarda eşitliği güvence altına almalıyız. Koşullar eşitlenmeden, fırsat eşitliği diye bir şey gündeme gelemez. Doğal olarak eşit değiliz, kanun önünde eşitiz, ama her şeyden önce somut gerçeklikte, yeninin kolektif düzlemde inşa edildiği süreçte eşit olmalıyız.

22.

Sosyalizmi belirlen öz, çalışma pratiğidir. En acil toplumsal ihtiyaçlarını karşılasın diye insanlara çalışma imkânı sunan yaratıcı çalışma pratiği, yeni toplumun asli motoru hâline gelmelidir. Kapitalizm, Toprak Ana’nın yıkımı, yoksulların işgücünün sömürülmesi üzerinden servetin bir avuç insanın elinde toplaşması üzerine kuruludur. Bolivarcı ve Çavezci sosyalizmin temeli ise biriktirme hedefiyle değil de ihtiyaçların karşılanması ve toplumun mutlu olması hedefiyle ortaya konulacak üretken çalışma pratiğinin örgütlenmesi ve eğitimdir.

23.

Bilgi denilen alan, bilginin üretilmesi ve incelenmesi, stratejik açıdan önemli olan bir süreçtir. Bilimin farklı alanları ve diğer bilgi kaynaklarına bağımsızlık fikri hâkim olmalıdır. Bilim tarafsız değildir, sadece kendisi için faydalı olan bir şey de değildir. Sosyalizme yön veren asli kural şudur: bilgi, toplum için varolmalı, ahlaki düzlemde kullanılmalıdır. Bilginin demokratikleştirilmesi denilen süreç, toplumun üstlendiği görevin ayrılmaz parçasıdır. José Martí’nin de dediği gibi, “biz, özgür olmayı öğrenmeliyiz.”

24.

Çavezciliğe göre, düşünce temelli içgözlem ve sürekli eleştiri pratiği, yürüyeceğimiz yolu gözden geçirme ve düzeltme çabasının ayrılmaz birer parçasıdır. Tartışma, münazara ve yapıcı eleştirinin yürüyeceği yollar güvence altına alınmalı, halk örgütleri, parti ve devlet bunlara tabi kılınmalıdır.

25.

Antiemperyalizm Çavezciliğe içkindir. Bizim mücadelemiz, yerli halkların direnişiyle, İspanyol imparatorluğunun Simón Bolívar ve ait olduğu kuşağın elindeki kılıçla Amerika kıtamızdan kovulmasıyla başlar. Çavezcilik, halkların kendi kaderini tayin hakkına saygı gösterir, her türden hâkimiyet biçimine, bilhassa egemenlik sahibi halkları şirketler yanlısı hükümetler eliyle kontrol altında tutan elitlerin hâkimiyetine (veya hâkimiyet kurma çabalarına) karşı çıkar. Çavezcilik, dengede olan kâinat fikrinden, dayatmaların veya tabi kılma çabalarının olmadığı çok kutuplu-çok merkezli dünya fikrinden yanadır.

26.

Çavezciliğe göre, tüm dünyada halkların dün ve bugün verdikleri mücadeleler dâhilinde talep ettikleri adil, eşitlikçi ve dayanışmacı dünyanın kurulmasında en önemli unsurlar, bilinçten kaynaklanan irade ve kararlılıktır.

27.

Çavezcilik, kurtuluş için verilen ve adaleti gözeten her türden mücadelenin yanındadır. Toplumun her kesimi, düşleri ve hakları için kesintisiz bir biçimde mücadele vermelidir. Buna karşılık, biz, bir yandan da sınıf bilincinin bütünselliğini akıldan çıkartmamalıyız. Kesimsel mücadeleler bizi bölmemeli, sınıfsal birliğimizi besleyip güçlendirmeli, ortak stratejik hedeflerimizi tasdiklemelidir.

Jorge Arreaza Montserrat
26 Nisan 2022
Kaynak

Dipnot:
[1] Ezequiel Zamora (1817-1860) toprağın herkese eşit bir biçimde dağıtılması için ortaya koyduğu çabalar ve verdiği mücadele dolayısıyla Venezuela’da anımsanan ve önemsenen bir isimdir.

0 Yorum: