1.
Çavezci
olmak, insanın sevgiyle, komşuna, ülkene, çile çekenlere, halka duyulan
sevgiyle değer ve yön bulmasıdır. Çavezcilik, sözünün dinlenmesine, çektiği
çilenin bilinmesine en çok ihtiyaç duyanları nasıl dinleyeceğini, sorunları ortak
bir anlayışla, müştereklere dair bir anlayışla nasıl çözeceğini bilmektir.
Çavezci olmak, her alınan kararda, atılan her adımda adaleti uygulamak
demektir.
2.
Çavezciliğe
(Chavismo) göre, her durum ve her koşul, sınıf mücadelesince belirlenir,
tasnif edilir. Kapitalist sistemin doğasından kaynaklanan eşitsizlik ilişkilerini
ve hasım aktörlerin çıkarlarını anlamak, sömürüye son verecek, uyum ve
dayanışma üzerine kurulu bir toplumu inşa edecek yeni koşulları yaratma hedefiyle
birlikte, halk adına tutarlı ve ahlaki bir eylem ortaya koymanın yegâne
yoludur.
3.
Çavezci
olmak, ahlak ve dürüstlüğün en katı ölçütlerine bağlı kalmak demektir. Rüşvet, yolsuzluk,
yasadışı yollardan zenginleşme, Çavezciliğin özüne yabancı şeylerdir. Amaç, aracı
meşrulaştırmaz. Tersi doğrudur: toplumda ve doğada ulaşılacak hedefin niteliğini
ve sonuçlarını araçlar belirler, anlamlandırır.
4.
Çavezci
olmak, her bir insanın yaşama, barış, gelişme, eğitim, kültür, sağlık, gıda ve
barınma gibi toplumsal haklarını savunmak, onları öncelikli görmek demektir. Toplumsal
saadet, bu haklara bağlıdır.
5.
Çavezci
olmak, tüm boyutlarıyla hayatın öncüleri olan kadınların gücünü kabul etmek,
tanımak ve yüceltmek demektir. Dün olduğu gibi bugün de yüce ve adil olan her
şeyin kökeni olan volkana, kadınlardaki o yaratıcı güce duyulan hayranlıktır.
6.
Çavezci
olmak, halkın en zayıf kesimleri için sunulan çözüm önerilerinin potansiyel
etkileri yanında, tüm toplumsal, politik, ekonomik ve coğrafi etkileri
dâhilinde insanlığın yüzleştiği her bir güçlüğün eleştirel ve bütünlüklü
analizini talep etmek demektir.
7.
Çavezci
olmak, mütevazılığı ve dürüstlüğü en yüce ve en temel devrimci erdemler hâline
getirmek demektir. Servet biriktirmek ve servet üzerinde gösteriş yapmak, birer
değer değildir. Çavezciler için değer ve imtiyazın yegâne kaynağı, sevgi,
bilinç, emek ve halkın yüzündeki gülümsemedir. Ezequiel Zamora’nın da dediği
gibi, “çalışmanın ürünü olmayan mülkiyet, hırsızlıktır.”[1]
8.
Çavezci
olmak, her daim yıkıcı olmak, süreçleri ve mekânları onurla yüklü kılmak,
onları daha verimli ve ferasetli kılmak için devrimcileştirmek demektir. Bir Çavezci,
oturup gerçekliği gözlemlemekle yetinmez. Ona müdahale eder, onu yaşar, çilesini
çeker, o gerçeklik için çığlık atar, onun hazzını duyar, ondan öğrenir, onu
dönüştürür. Burada amaç, o gerçekliği günbegün yaşayanların hayatına en büyük
hazzı katmaktır.
9.
Çavezci,
tüm iktidarı halka teslim etme görevini üstlenmiş kurumlar inşa eder, iktidarı
halk iktidarına dönüştürür. Halka ait olduğu için Çavezcilik, her bir sesin işitileceği,
kendisine ifade kanalı bulacağı kanallar açmak zorundadır. Halkı dinlemek,
onunla muhabbete girmek, karar alma süreçlerinde onunla işbirliği kurmak,
Çavezciliğin asli pratiğidir.
10.
Çavezciliğe
göre, gerçek iktidar halk iktidarıdır, örgütlü halkın iktidarıdır. Halkı sadece
Halk kurtarabilir! Kurumsal, ekonomik ve politik gücün her bir kaynağı örgütlenme
sürecine, halk iktidarına dair bilinç ve bilgi ile katkı sunmalıdır. Emeğin,
üretimin ve dağıtımın araçlarını, bunun yanında, eğitimle ve yaratıcılıkla
ilgili süreçleri meydana getirip kontrol eden halk, ulusal egemenliği ve
herkesin mutluluğunu güvence altına alıp koruyacak güçlü bir toplumsal yapı
meydana getirir.
11.
Planlama,
Çavezcilik için çok önemlidir. Hedefler ve amaçlar, her daim doğru ve sağlıklı
bir biçimde tarif edilmeli, stratejiler ve taktikler, o hedef ve amaçlara ulaşmak
için gerekli olan zaman ve kaynakları verimlilik, ekonomi ve toplumsal hassasiyet
ölçütleri uyarınca belirlemek için analize tabi tutulmalıdır. Bilimsel ve
toplumsal planlamanın yerini görünmez bir el veya büyülü formüller alamaz.
12.
Çavezci
olmak demek, cumhuriyetçi olmak demektir. O, kârın, hırsın, yolsuzluğun ve özelleştirmenin
halkın etine geçirdiği pençelerine karşı halkı korumaktır. Çavezcilik, müşterekleri
güçlendirecek iki önemli unsur olarak, kolektifin stratejik potansiyeline ve
bireyin taktiksel potansiyeline inanmak demektir. O, insani, basit ve özgün
olana güvenmek demektir.
13.
Dayanışma,
Çavezciliğin asli değeri ve kendi özünden kaynaklanan pratiğidir. Gerçek bir
Çavezci, başkalarının sorunlarına ve ihtiyaçlarına kendi sorunlarıymış ve
ihtiyaçlarıymış gibi yaklaşır, o sorunları kendi sorunlarıymış gibi çözmeye, o
ihtiyaçları kendi ihtiyaçlarıymış gibi karşılamaya çalışır. Chávez’den öğrendiğimiz
dayanışma anlayışı, işte budur.
14.
Çavezciliği
teşkil eden en önemli unsur ondaki çeşitlilik olduğu için hoşgörü, onun hem
temel öncülü hem de ana pratiğidir. Toplumsal yapıyı gerilime sokacak ve parçalayacak,
o yapının genel ve stratejik hedeflerden uzaklaşmasına neden olacak hiçbir dogmaya
izin verilmez. Farklılıklar, her daim gerekli görülür ve yücede tutulur. Buna karşılık,
haksız yere uygulanan şiddet, yolsuzluk, sömürü, eşitsizlik, vatana ihanet,
ırkçılık ve nefrete zerre hoşgörü gösterilmez.
15.
Devrimcilik
konusunda tutarlılığını hiçbir vakit yitirmeyen bir yolda yürümek ve bu yol
üzre düşünmek, ancak sevgiyle mümkündür. Ama bu sevgi, kararnamelerle
dayatılabilecek bir şey değildir. O, insanlığın ve Pacha Mama’nın [“Toprak
Ana”nın] en saf özünden neşet etmelidir. Sevgi, bizi mücadeleye sevk eden, dönüştürmek,
inşa etmek ve kavramak, aynı zamanda birbirimize yardım etmek konusunda katkıda
bulunan güçtür. Seviyorsak varızdır. Çok sevenler, çok daha fazla varolurlar.
16.
“Hakikat
varsa ne yaralanırım ne de korkarım.” Komutan Maduro, bu sözün José Gervasio
Artigas’a ait olduğunu söylese de bu söz, aslında küresel güneyin büyük lideri Hugo
Chávez’e aittir. Her türden projeye, fikre ve eyleme yön veren de onları
besleyen, tahkim eden de hakikatin ta kendisidir. Yalanlar ve sahtelikler, her türden
toplumsal inşanın temellerini tuzla buz ederler. Hakikat bazen can yakar, ama
doğru yoldan ayrılmak istemiyorsanız, o gereklidir.
17.
Çavezcilik
bilincini ve devrimci bilinci güçlendirmek, hem bir görev, hem bir araç hem de
amaçtır. Bilinç, devrimcilerin değerlerini ve ilkelerini sentezleyen kesintisiz
ifade kanalıdır. Bilinç, bizim geçmişi ve bugünü anlamamızı, geleceği doğru
araç ve pratiklerle inşa etmemizi mümkün kılar. Bilinç, mevcut koşulları
kavrama imkânı sunacak yolları ve adımları aydınlığa çıkartan güçlü ışıktır. O,
ideolojik netliği sağlar, mücadelemizin talep ettiği sarsılmaz ahlaki temeli
temin eder.
18.
Çavezcilik
için Simón Bolívar hem köken, hem pusula hem de hedeftir. Simón Rodríguez, yaratıcı
ve özgün bir isim, Zamora her şeyi devrimcileştirecek pratiğin ayrılmaz parçası
olan isyan, Hugo Chávez ise adalete ve eşitliğe katkı sunan, mücadeleden ve
yıkıcı ruhtan oluşan sentezdir.
19.
Çavezciler,
piyasanın tüm veçhelerinin bilincindedirler. Herkesin ihtiyaçlarını karşılayacak
mal ve hizmetlerin üretilmesi, dağıtımı ve ticarileştirilmesi süreçlerini
içeren, aktörler arasındaki ilişkileri bilirler. Ama gene de toplumsal hükümetin
yönlendirmesi ve pratiği olmadan piyasanın tüm serveti bir avuç insanın elinde
toplama, yoğunlaştırma ve yutma eğilimi içine girme, eşitsizliğin en acımasız
koşullarını üretme ihtimali karşısında dikkatli olunmalıdır. Toplum ekonomiye
değil, ekonomi topluma hizmet etmelidir.
20.
Tüm
o toplumsal üretim, adil dağıtım ve halktan yana ticarileştirme pratiğinden
oluşan ağıyla birlikte halk iktidarı, toplumsal ve komünal bir ekonomi
üretmelidir. Farklı ölçeklerde de olsa üretim araçlarını örgütlü halk
yönetmeli, kapitalist piyasanın hegemonyasını ortadan kaldıracak, üretken, yerli,
ekolojik ve dayanışmacı bir yeni ekonomiyi üretmelidir.
21.
Bolívar’ın
talep ettiği, kökleşmiş ve her durumda icra edilen eşitlik, bizim yolumuz ve
güvenli limanımızdır. Kendimizi adil ve eşitlikçi kanunlar çıkartmakla
sınırlayamayız. Pratikte toplumun her bir sektörü için koşullarda eşitliği
güvence altına almalıyız. Koşullar eşitlenmeden, fırsat eşitliği diye bir şey
gündeme gelemez. Doğal olarak eşit değiliz, kanun önünde eşitiz, ama her şeyden
önce somut gerçeklikte, yeninin kolektif düzlemde inşa edildiği süreçte eşit
olmalıyız.
22.
Sosyalizmi
belirlen öz, çalışma pratiğidir. En acil toplumsal ihtiyaçlarını karşılasın
diye insanlara çalışma imkânı sunan yaratıcı çalışma pratiği, yeni toplumun
asli motoru hâline gelmelidir. Kapitalizm, Toprak Ana’nın yıkımı, yoksulların
işgücünün sömürülmesi üzerinden servetin bir avuç insanın elinde toplaşması
üzerine kuruludur. Bolivarcı ve Çavezci sosyalizmin temeli ise biriktirme
hedefiyle değil de ihtiyaçların karşılanması ve toplumun mutlu olması hedefiyle
ortaya konulacak üretken çalışma pratiğinin örgütlenmesi ve eğitimdir.
23.
Bilgi
denilen alan, bilginin üretilmesi ve incelenmesi, stratejik açıdan önemli olan
bir süreçtir. Bilimin farklı alanları ve diğer bilgi kaynaklarına bağımsızlık
fikri hâkim olmalıdır. Bilim tarafsız değildir, sadece kendisi için faydalı
olan bir şey de değildir. Sosyalizme yön veren asli kural şudur: bilgi, toplum
için varolmalı, ahlaki düzlemde kullanılmalıdır. Bilginin demokratikleştirilmesi
denilen süreç, toplumun üstlendiği görevin ayrılmaz parçasıdır. José Martí’nin
de dediği gibi, “biz, özgür olmayı öğrenmeliyiz.”
24.
Çavezciliğe
göre, düşünce temelli içgözlem ve sürekli eleştiri pratiği, yürüyeceğimiz yolu gözden
geçirme ve düzeltme çabasının ayrılmaz birer parçasıdır. Tartışma, münazara ve yapıcı
eleştirinin yürüyeceği yollar güvence altına alınmalı, halk örgütleri, parti ve
devlet bunlara tabi kılınmalıdır.
25.
Antiemperyalizm
Çavezciliğe içkindir. Bizim mücadelemiz, yerli halkların direnişiyle, İspanyol
imparatorluğunun Simón Bolívar ve ait olduğu kuşağın elindeki kılıçla Amerika
kıtamızdan kovulmasıyla başlar. Çavezcilik, halkların kendi kaderini tayin
hakkına saygı gösterir, her türden hâkimiyet biçimine, bilhassa egemenlik
sahibi halkları şirketler yanlısı hükümetler eliyle kontrol altında tutan elitlerin
hâkimiyetine (veya hâkimiyet kurma çabalarına) karşı çıkar. Çavezcilik, dengede
olan kâinat fikrinden, dayatmaların veya tabi kılma çabalarının olmadığı çok
kutuplu-çok merkezli dünya fikrinden yanadır.
26.
Çavezciliğe
göre, tüm dünyada halkların dün ve bugün verdikleri mücadeleler dâhilinde talep
ettikleri adil, eşitlikçi ve dayanışmacı dünyanın kurulmasında en önemli
unsurlar, bilinçten kaynaklanan irade ve kararlılıktır.
27.
Çavezcilik,
kurtuluş için verilen ve adaleti gözeten her türden mücadelenin yanındadır. Toplumun
her kesimi, düşleri ve hakları için kesintisiz bir biçimde mücadele vermelidir.
Buna karşılık, biz, bir yandan da sınıf bilincinin bütünselliğini akıldan
çıkartmamalıyız. Kesimsel mücadeleler bizi bölmemeli, sınıfsal birliğimizi
besleyip güçlendirmeli, ortak stratejik hedeflerimizi tasdiklemelidir.
Jorge Arreaza Montserrat
26
Nisan 2022
Kaynak
Dipnot:
[1] Ezequiel Zamora (1817-1860) toprağın herkese eşit bir biçimde dağıtılması
için ortaya koyduğu çabalar ve verdiği mücadele dolayısıyla Venezuela’da
anımsanan ve önemsenen bir isimdir.
0 Yorum:
Yorum Gönder