23
Mart 1931 tarihinde Hindistan’ın yiğit evlatları Yoldaş Bhagat Singh, Yoldaş Sukhdev
ve Yoldaş Rajguru, İngiliz sömürgeci iktidarı ve onunla işbirliği içerisinde
bulunan Hint sağı ve komprador burjuva güçler eliyle katledildi.
Dillerindeki
“İnkilab Zindebad” (“Yaşasın Devrim”) ve “Kahrolsun Emperyalizm” sloganlarıyla
Bhagat Singh, Sukhdev ve Rajguru, Hint tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bu sloganlar,
ülkenin her bir köşesinde hâlen daha yankılanıyor, düzenin işlemesini sağlayan
tüm adaletsizliklere karşı her bir gencin kanını hâlen daha kaynatıyor.
Hindistan
Komünist Partisi (Maoist), emperyalizme, dini bağnazlığa, kast sistemine ve
zulmün tüm biçimlerine karşı verilen mücadelede hayatlarını feda etmiş o büyük
Hintli devrimcilere bağlı olduğunu bildirir.
1931
yılının üzerinden doksan iki yıl geçti ve Hint ekonomisi, hâlen daha
emperyalist ve komprador burjuva güçlerin inşa ettiği rejimin prangalarına
mahkûm. Son sekiz yıl içerisinde emperyalizmin Hindistan’a gerçekleştirdiği
saldırılar, Brahmacı Hindu faşisti güçlerin iktidara gelişiyle birlikte daha da
arttı. Bu gelişme, Hindu güçleri, komprador burjuvazi ve emperyalizm arasındaki
sıkı bağın delili.
Başbakan
olduktan sonra Narendra Modi, Hint pazarına yabancı sermayeyi çekmek için onun
önüne kırmızı halı serdi. Hint pazarında yabancı sermayenin sahip olduğu
hâkimiyet, işçi sınıfının ve emekçi halk kitlelerinin yoksullaşmasına, doğal kaynakların
yağmalanmasına ve servet transferine neden oldu.
Komprador
burjuvazi, emperyalizmle arasındaki bağı güçlendiriyor, ikisi birlikte
Hindistan ekonomisini mahvediyor. Egemen sınıflar için kâr birikim sürecini
hızlandırmak adına Hindistan Halk Partisi’nin idaresi altında bulunan Hint
devleti, emeği koruyan bir dizi kanunu yürürlükten kaldırdı, çevreyle ilgili
kanunları etkisiz kıldı, kredi akışını kolaylaştırdı, toprakların gasp
edilmesine imkân verdi, özelleştirmelerin eşi benzeri görülmemiş bir düzeye
ulaşmasını sağladı.
Hindistan
ekonomisi, zenginlerin daha zengin, yoksulların daha yoksul olduğu bir ekonomi.
“Dünya lideri” olmak isteyen Hindistan, hastalık, doğal felâket veya dış saldırı
değil, bizatihi açlık yüzünden ölen çocuklarına bakmaktan aciz.
Diğer
yandan Ambani ve Adani’nin elindeki servet birike birike dağları aştı, arşa ulaştı.
Bu iki zengin, henüz başta Modi yokken, yabancı sermayenin yardımıyla, kamunun
parasının ve sanayinin komprador burjuvaziye aktarılmasıyla daha da güçlendi. Modi
ile birlikte yabancı sermaye akışı hızlandı, özelleştirmeler arttı, komprador
burjuvaziye verilen teşvikler katlandı.
Adani,
borsayı maniple etti, ardından devlet bankalarından düşük faizli kredi aldı,
Modi’nin yardımıyla kendisine bir imparatorluk kurdu. Modi ile Adani arasındaki
bağ, artık sır değil.
Milyonlarca
Hintli, günlük 70 rupiyle geçinmeye, onurlu bir hayat yaşamaya çalışıyor. Bu,
emperyalizm idaresinde sergilenen modern bir barbarlık biçimi.
Kapitalist
emperyalizm derin bir krizde, çelişkileri günbegün daha da yoğunlaşıyor. Tarihin
de ispatladığı biçimiyle, emperyalizm, bu krizi aşmak için dünyayı taksim etme ve
pazarları ele geçirme amaçlı savaşlara girer.
Amerikan
emperyalizmi ve müttefikleri Suriye, Yemen ve Filistin’de savaş yürüttü. Bugün Rusya-Ukrayna
arasında cereyan eden savaş, Rusya ile Amerika arasındaki emperyalist rekabetin
bir ürünü. Bu, dünyanın yeniden taksim edilmesi ve tekellerin doğal kaynakları
kontrol altına almasını sağlama amacını güden bir savaş.
Amerikan
emperyalizmi ve NATO güçleri, savaşı tırmandırmak için sürece müdahil oldu. Amerika
ve NATO, Ukrayna’ya silâh ve para desteği sağlamayı kabul etti. Savaşın başından
beri silâh sektörünün ve petrol-gaz şirketlerinin elde ettiği kârlar katlandı. Öte
yandan işçi sınıfının, köylülerin ve emekçi kitlelerin koşulları savaş
sebebiyle daha da kötüleşti. Kitlelerin hayatta kalması ve ertesi güne çıkması
için zaruri olan malların fiyatları, birçok ülkede son kırk yılın en yüksek seviyesine
ulaştı. İşçi sınıfının reel ücretleri düştü, bu da tüketim ve talep düzleminde soruna
yol açtı. İşsizlik ve işgücü arzındaki düşüş birçok sektörde ciddi gelişmelere
neden oldu.
Bu
tür koşullardan istifade eden IMF ve Dünya Bankası, sadece üçüncü dünya değil,
birçok batılı ülke için de bir dizi tasarruf tedbirini ve ekonominin yeniden
yapılandırılmasına dönük planı gündeme getirdi. Bu tedbirler, ilgili ülkeleri
tekelci emperyalist güçlere hizmet eden birer rantçı ülke statüsüne mahkûm
edecek.
Bugün
emperyalizm, işçi sınıfının, köylülerin ve diğer toplum kesimlerinin inşa
ettikleri direnişlerle ve kitle hareketleriyle yüzleşiyor. İşçi hareketleri,
dünya genelinde tüm sektörlerde yükselişte. Amerika, Fransa, İngiltere,
Almanya, Güney Kore, Sri Lanka ve daha birçok yerde işçi hareketlerine tanık
oluyoruz.
Hindistan’da
işçi sınıfı, köylülük, Adivasiler, toplumsal aktivistler ve öğrenciler isyan
ediyorlar, faşist Hindistan Halk Partisi-Milli Gönüllüler Teşkilâtı iktidarının
ve emperyalizmin dayattığı halk karşıtı politikalara meydan okuyorlar. İşçi hareketleri
güçlenmekle kalmıyor, bu süreç, dünya genelinde sosyalizmin ve komünizmin
popüler hâle gelişine tanıklık ediyor.
Sosyalizm
ve komünizm korkusuna binaen Biden hükümeti, Amerika’da Cumhuriyetçilerin desteğiyle
ülkede sosyalizmi yasadışı ilân etti. Benzer tedbirlere Endonezya’da da
başvuruldu.
Kapitalist
emperyalist sistem “çürümüş, asalaklaşmış” bir sistemdir, bu sebeple yıkılmalıdır.
Her
geçen gün işçi hareketleri, kapitalizme ve onun en üst aşaması olan
emperyalizme karşı birçok yerde başkaldırıyor. Komünist Manifesto’da
geçen ifadeyle, bugün “burjuvazi kendi mezar kazıcılarını üretiyor.”
Dünyadaki
tüm devrimci partilerin, Maoist partilerin ve komünist partilerin emperyalizmin
mevcut krizini ve emperyalist savaşı militan işçi ve kitle hareketleri inşa
etmek için birer fırsata çevirmeleri gerekiyor.
Hindistan
Komünist Partisi (Maoist) Merkez Komitesi, tüm devrimci, demokrat, yurtsever
kitle örgütlerine, aydınlara, öğrencilere, ezilen kastlara, kadınlara, azınlık
örgütlerine ve ezilen milliyetlere 23 Mart’ı Antiemperyalizm Günü olarak anma,
Hindistan’da işçi sınıfının, köylülüğün ve Adivasilerin mücadelelerine katılma,
bunun yanında, dünya genelinde işçi hareketleriyle dayanışma çağrısında
bulunuyor.
Dostlar,
yoldaşlar, bugün topraklarımıza, suyumuza, ormanlarımıza, havamıza ve tüm
varlığımıza el koyanlara “dur” demenin vaktidir.
Biz,
ayrıca halk kitlelerini Ambani ve Adani’nin elindeki servetin millileştirilmesi,
kamu sektörünün, kamusal alanların, toplumsal servetin özelleştirilmesine mani
olmak için hareket inşa etmeye çağırıyoruz.
Bugün
emperyalist yağmaya ve savaşa, ülkeye hâkim olan insanlık dışı koşullara karşı
ayağa kalkmanın vaktidir.
Vereceğimiz
mücadele, sadece geleceğimizi tanımlamakla kalmayacak, ayrıca inşa etmek
istediğimiz geleceğin anlamını da tayin edecektir.
Hindistan Komünist Partisi (Maoist)
Merkez Komite Sözcüsü Abhay
9 Mart 2023
Kaynak
0 Yorum:
Yorum Gönder