22 Mart 2023

, ,

Emperyalist Savaşlara Karşı Açıklama


23 Mart 1931 tarihinde Hindistan’ın yiğit evlatları Yoldaş Bhagat Singh, Yoldaş Sukhdev ve Yoldaş Rajguru, İngiliz sömürgeci iktidarı ve onunla işbirliği içerisinde bulunan Hint sağı ve komprador burjuva güçler eliyle katledildi.

Dillerindeki “İnkilab Zindebad” (“Yaşasın Devrim”) ve “Kahrolsun Emperyalizm” sloganlarıyla Bhagat Singh, Sukhdev ve Rajguru, Hint tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bu sloganlar, ülkenin her bir köşesinde hâlen daha yankılanıyor, düzenin işlemesini sağlayan tüm adaletsizliklere karşı her bir gencin kanını hâlen daha kaynatıyor.

Hindistan Komünist Partisi (Maoist), emperyalizme, dini bağnazlığa, kast sistemine ve zulmün tüm biçimlerine karşı verilen mücadelede hayatlarını feda etmiş o büyük Hintli devrimcilere bağlı olduğunu bildirir.

1931 yılının üzerinden doksan iki yıl geçti ve Hint ekonomisi, hâlen daha emperyalist ve komprador burjuva güçlerin inşa ettiği rejimin prangalarına mahkûm. Son sekiz yıl içerisinde emperyalizmin Hindistan’a gerçekleştirdiği saldırılar, Brahmacı Hindu faşisti güçlerin iktidara gelişiyle birlikte daha da arttı. Bu gelişme, Hindu güçleri, komprador burjuvazi ve emperyalizm arasındaki sıkı bağın delili.

Başbakan olduktan sonra Narendra Modi, Hint pazarına yabancı sermayeyi çekmek için onun önüne kırmızı halı serdi. Hint pazarında yabancı sermayenin sahip olduğu hâkimiyet, işçi sınıfının ve emekçi halk kitlelerinin yoksullaşmasına, doğal kaynakların yağmalanmasına ve servet transferine neden oldu.

Komprador burjuvazi, emperyalizmle arasındaki bağı güçlendiriyor, ikisi birlikte Hindistan ekonomisini mahvediyor. Egemen sınıflar için kâr birikim sürecini hızlandırmak adına Hindistan Halk Partisi’nin idaresi altında bulunan Hint devleti, emeği koruyan bir dizi kanunu yürürlükten kaldırdı, çevreyle ilgili kanunları etkisiz kıldı, kredi akışını kolaylaştırdı, toprakların gasp edilmesine imkân verdi, özelleştirmelerin eşi benzeri görülmemiş bir düzeye ulaşmasını sağladı.

Hindistan ekonomisi, zenginlerin daha zengin, yoksulların daha yoksul olduğu bir ekonomi. “Dünya lideri” olmak isteyen Hindistan, hastalık, doğal felâket veya dış saldırı değil, bizatihi açlık yüzünden ölen çocuklarına bakmaktan aciz.

Diğer yandan Ambani ve Adani’nin elindeki servet birike birike dağları aştı, arşa ulaştı. Bu iki zengin, henüz başta Modi yokken, yabancı sermayenin yardımıyla, kamunun parasının ve sanayinin komprador burjuvaziye aktarılmasıyla daha da güçlendi. Modi ile birlikte yabancı sermaye akışı hızlandı, özelleştirmeler arttı, komprador burjuvaziye verilen teşvikler katlandı.

Adani, borsayı maniple etti, ardından devlet bankalarından düşük faizli kredi aldı, Modi’nin yardımıyla kendisine bir imparatorluk kurdu. Modi ile Adani arasındaki bağ, artık sır değil.

Milyonlarca Hintli, günlük 70 rupiyle geçinmeye, onurlu bir hayat yaşamaya çalışıyor. Bu, emperyalizm idaresinde sergilenen modern bir barbarlık biçimi.

Kapitalist emperyalizm derin bir krizde, çelişkileri günbegün daha da yoğunlaşıyor. Tarihin de ispatladığı biçimiyle, emperyalizm, bu krizi aşmak için dünyayı taksim etme ve pazarları ele geçirme amaçlı savaşlara girer.

Amerikan emperyalizmi ve müttefikleri Suriye, Yemen ve Filistin’de savaş yürüttü. Bugün Rusya-Ukrayna arasında cereyan eden savaş, Rusya ile Amerika arasındaki emperyalist rekabetin bir ürünü. Bu, dünyanın yeniden taksim edilmesi ve tekellerin doğal kaynakları kontrol altına almasını sağlama amacını güden bir savaş.

Amerikan emperyalizmi ve NATO güçleri, savaşı tırmandırmak için sürece müdahil oldu. Amerika ve NATO, Ukrayna’ya silâh ve para desteği sağlamayı kabul etti. Savaşın başından beri silâh sektörünün ve petrol-gaz şirketlerinin elde ettiği kârlar katlandı. Öte yandan işçi sınıfının, köylülerin ve emekçi kitlelerin koşulları savaş sebebiyle daha da kötüleşti. Kitlelerin hayatta kalması ve ertesi güne çıkması için zaruri olan malların fiyatları, birçok ülkede son kırk yılın en yüksek seviyesine ulaştı. İşçi sınıfının reel ücretleri düştü, bu da tüketim ve talep düzleminde soruna yol açtı. İşsizlik ve işgücü arzındaki düşüş birçok sektörde ciddi gelişmelere neden oldu.

Bu tür koşullardan istifade eden IMF ve Dünya Bankası, sadece üçüncü dünya değil, birçok batılı ülke için de bir dizi tasarruf tedbirini ve ekonominin yeniden yapılandırılmasına dönük planı gündeme getirdi. Bu tedbirler, ilgili ülkeleri tekelci emperyalist güçlere hizmet eden birer rantçı ülke statüsüne mahkûm edecek.

Bugün emperyalizm, işçi sınıfının, köylülerin ve diğer toplum kesimlerinin inşa ettikleri direnişlerle ve kitle hareketleriyle yüzleşiyor. İşçi hareketleri, dünya genelinde tüm sektörlerde yükselişte. Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya, Güney Kore, Sri Lanka ve daha birçok yerde işçi hareketlerine tanık oluyoruz.

Hindistan’da işçi sınıfı, köylülük, Adivasiler, toplumsal aktivistler ve öğrenciler isyan ediyorlar, faşist Hindistan Halk Partisi-Milli Gönüllüler Teşkilâtı iktidarının ve emperyalizmin dayattığı halk karşıtı politikalara meydan okuyorlar. İşçi hareketleri güçlenmekle kalmıyor, bu süreç, dünya genelinde sosyalizmin ve komünizmin popüler hâle gelişine tanıklık ediyor.

Sosyalizm ve komünizm korkusuna binaen Biden hükümeti, Amerika’da Cumhuriyetçilerin desteğiyle ülkede sosyalizmi yasadışı ilân etti. Benzer tedbirlere Endonezya’da da başvuruldu.

Kapitalist emperyalist sistem “çürümüş, asalaklaşmış” bir sistemdir, bu sebeple yıkılmalıdır.

Her geçen gün işçi hareketleri, kapitalizme ve onun en üst aşaması olan emperyalizme karşı birçok yerde başkaldırıyor. Komünist Manifesto’da geçen ifadeyle, bugün “burjuvazi kendi mezar kazıcılarını üretiyor.”

Dünyadaki tüm devrimci partilerin, Maoist partilerin ve komünist partilerin emperyalizmin mevcut krizini ve emperyalist savaşı militan işçi ve kitle hareketleri inşa etmek için birer fırsata çevirmeleri gerekiyor.

Hindistan Komünist Partisi (Maoist) Merkez Komitesi, tüm devrimci, demokrat, yurtsever kitle örgütlerine, aydınlara, öğrencilere, ezilen kastlara, kadınlara, azınlık örgütlerine ve ezilen milliyetlere 23 Mart’ı Antiemperyalizm Günü olarak anma, Hindistan’da işçi sınıfının, köylülüğün ve Adivasilerin mücadelelerine katılma, bunun yanında, dünya genelinde işçi hareketleriyle dayanışma çağrısında bulunuyor.

Dostlar, yoldaşlar, bugün topraklarımıza, suyumuza, ormanlarımıza, havamıza ve tüm varlığımıza el koyanlara “dur” demenin vaktidir.

Biz, ayrıca halk kitlelerini Ambani ve Adani’nin elindeki servetin millileştirilmesi, kamu sektörünün, kamusal alanların, toplumsal servetin özelleştirilmesine mani olmak için hareket inşa etmeye çağırıyoruz.

Bugün emperyalist yağmaya ve savaşa, ülkeye hâkim olan insanlık dışı koşullara karşı ayağa kalkmanın vaktidir.

Vereceğimiz mücadele, sadece geleceğimizi tanımlamakla kalmayacak, ayrıca inşa etmek istediğimiz geleceğin anlamını da tayin edecektir.

Hindistan Komünist Partisi (Maoist)
Merkez Komite Sözcüsü Abhay

9 Mart 2023
Kaynak

0 Yorum: