20 Eylül 2020

,

Kızıl Ordu

Kızıl Ordu kuruldu! Devrimci Ordu, Kızıl Ordu kuruldu. Devrim, artık uzak bir geleceğe yapılan atıfta değil, şimdide bulunuyor. Kızıl Ordu'nun çekirdeği tüm işçilere bir çağrı yapıyor. Devrimci bir ordu örgütleyin! Ezilen halklar, sınıf düşmanına ve onun iktidarına karşı kendinizi silahlandırmaya başlayın!

Öncü eylemciler, radikal bir devrim için özveri ve disiplinle örgütlenerek halkın askerleri olun! Lenin, “Eline silah almayan, silah kullanma konusunda eğitim almayan ezilen sınıf, kölelerin sınıfıdır.” diyordu.

Tarih boyunca tüm devrimler, egemen sınıfın ordusunu ve düşmanın iktidarını ortadan kaldırarak devrimci bir ordu inşa etmişlerdir. Sadece Japonya'da modern sınıf mücadelesi tarihi boyunca ezilen insanlar asla silaha sarılmadılar veya devrimci bir ordu örgütlemediler. Bu, sanki tahayyülü mümkün olmayan bir şeymiş gibi, sonsuza dek uzak bir geleceğe ertelendi.

Çünkü zihinlere aşılanmış bir köle zihniyeti ve dünyevi hümanizm, silahları her zaman bir şer olarak sunmuştur. Şimdi bu zihniyeti tersine çevirmeye ve sınıf mücadelesi ilkesini empoze etmeye çalışıyoruz. Günümüzde devrimin temel kaygısı, bir ordu inşa etmektir. Barışçıl devrim ile şiddetli devrim arasındaki tartışmanın temel kusuru, bir ordu inşa etme sorunundan kaçınılmasıdır.

Barışçıl devrim teorisi şöyle diyor: “SSCB'nin silahlı kuvvetleri ve diplomasisi emperyalist orduyu etkisiz hâle getirip kontrol ederken, biz de önce iktidarı alıyoruz, sonra orduyu yeniden örgütlüyoruz ...” Şiddetli devrim de diyor ki: “Devrim, ordu içindeki bir isyanla gelecek.” Böylece devrim, ebediyen uzak bir geleceğe ertelenmiş oluyor.

Devrimci bir ordunun kurulması, Kızıl Ordu asla önerilmedi. Azgelişmiş ülkelerdeki devrimin, İkinci Dünya Savaşı'nın sonundaki devrim sorununu pek iyi anladığından bahsetmiyoruz bile. Ancak Fransa ve İtalya'daki anti-faşist partizanlar müttefik güçlerine teslim oldular ve kendilerini düzenli ordu hâline sokamadılar.

Bugün devrim, ancak iç savaştan doğabilir ve devrimci dünya savaşı, emperyalizm tarafından yürütülen yerel savaşlar, sürekli savaşlar, işgal ve baskı savaşları gibi uzatmalı ve karşı-devrimci birtakım savaşlarla karşı karşıya kalacaktır. Emperyalist devlet, sınıfsal örgütlenmeye ilişkin sürekli krizini çözmek için gücünü orduya odaklıyor. Ülkenin iç ve uluslararası çelişkileri ile bunların getirdiği gerilimler, orduyu toplumsal ve politik ideolojinin temel dayanağı hâline getiriyor.

Bu ittifak, karşı-devrim ekonomisinin, komuta ekonomisinin askerîleşmesine doğru seyrediyor ve bu da sanayiden, ordudan ve emperyalist işçi hareketinden teşkil olan karma bir yapıyla sonuçlanıyor. Dünya görüşümüz, siyasetimiz ve hareketimiz, devrimci bir ordu aracılığıyla neticelendirilmelidir. Kriz derinleştikçe, sınıf da kendi iktidarını askerî olarak örgütler. Proletarya partisinin diktatörlüğü, bunları mağlup etmelidir.

Belirli çıkarların meşru müdafaasına bağlı olmayan tüm güçleri örgütleyin! Belirli çıkarlara dayalı bir meşru müdafaa ordusu olan 1930'ların Alman Kızıl Cephesi'nin [Roter Frontkämpferbund] başarısızlığını tekrar etmemeliyiz. Güçlerimiz, bir saldırı silahı olmalı ve iktidara karşı evrensel mücadeleyi, zafere kadar iç savaşı başlatmalıdır. Güçlerimiz, tüm insanları silahlandırmaya hazırlamalı, küresel ve uluslararası bir boyut kazanmalıdırlar. Güçlerimiz, dünya devrimci savaşının ve proletaryanın dünya diktatörlüğünün merkezî çekirdeği, dünya proletaryasının bir silahı olacak olan, sınırları olmayan bir dünya Kızıl Ordusu geliştirmelidirler.

Her mahallede, her bölgede, her ülkede Kızıl Orduyu inşa edin!

Adanmışlığınızla, disiplininizle ve inancınızla, proletaryanın öncüsü olan Kızıl Ordu'da en militan ve en devrimci kişi olun!

Sekigun-Ha
[Japon Kızıl Ordu Fraksiyonu]
20 Eylül 1969
Kaynak

0 Yorum: