06 Eylül 2020

, ,

Cezayir Komünist Partisi


Sömürge döneminde Cezayirli komünistlerin bağlı kaldıkları politik zemin, üç sütun üzerine kuruluydu. Birinci sütun, önce Komintern’in ardından Kominform’un hâkim olduğu beynelmilel komünist hareketle ilgiliydi. Tüm üye komünist partilerin siyaseti, buradan belirleniyordu.
Diğer sütun, Fransız Komünist Partisi ile ilişkilerle ilgiliydi. Ekim 1936’da kendi partilerini kurmadan önce Cezayirli komünistler, FKP’nin Cezayir seksiyonunda örgütleniyorlardı. Dolayısıyla kardeş partiyle, işbirliği ve bağlılık üzerine kurulu bir ilişki içerisindeydiler.
Son sütun ise Cezayirli liderlerin ülke içine dönük slogan ve eylemlerle ilişkileriyle alakalıydı. Ülkedeki militan güçler ve diğer Cezayir hareketleriyle ilişki, bu noktada önemli bir yere sahipti.
O dönemki yayınları incelendiğinde Cezayirli komünistlerin Moskova ve Paris’teki siyaset değişikliklerine anında uyum sağladıkları görülüyor.[1] Yirmilerin ortasından 1934-5’e dek uzanan dönemde FKP’nin Cezayir seksiyonu, bir-iki yüz militana sahip, üstelik bunların çoğu da sömürgecilik karşıtı olan ve Cezayir’in bağımsız olmasını isteyen Avrupalılardan ve Yahudilerden oluşuyordu. Ayrıca FKP’nin, Fransa içindeki kimi şehirlerde de binlerce Cezayirli göçmen üyesi vardı.
1935-6 sonrası Komintern siyasetini değiştirince FKP, sömürgecilik karşıtı siyasetini terk edip Halk Cephesi üzerine kurulu anti-faşist stratejiyi benimsedi. 1936’da kurulan ve çok sayıda insan örgütleyen Cezayir Komünist Partisi, 1937’de beş bin üyeye ulaştı ki bunların iki bini Müslümandı. Parti, FKP’deki değişiklik üzerine eşitlik taleplerinin eşlik ettiği ulusal kurtuluş hedefinden vazgeçip sosyalistlerle ve ülke içindeki reformist hareketlerle ittifak kurdu, dahası Cezayir milliyetçiliğine karşı çıktı.
Eylül 1939’da yasaklanması üzerine her şey değişti. Ayrıca bu dönemde Komintern de Halk Cephesi stratejisini terk etti. Bunun üzerine Alman-Sovyet anlaşması, baskılar ve gizlilik sebebiyle üye kaybı yaşamış olmasına karşın üç binin üzerinde üyeye sahip olan CKP, emperyalist savaşa karşı çıktı ve Kasım 1950 sonrası Cezayir’in ulusal bağımsızlığı sloganını sahiplenmeye başladı.
Fakat 1941’de Almanya’nın Sovyetler’i işgal etmesi üzerine CKP, bu sloganı terk etti ve müttefikler yanında savaşa katılma çağrısı yaptı. Özellikle Kasım, 1942 sonrası FKP’nin söylemi üzerinden Fransız yurtseverliği söylemini benimsedi.
1943-1946 arası dönemde partide FKP’li liderlerin nüfuzu açık bir biçimde hissediliyordu. Bu nüfuza bağlı olarak CKP, milliyetçilere husumet beslemeye başladı ve onları Mayıs-Haziran 1945’te Fransız ordusunun ve milislerinin Konstantin’de binlerce Cezayirlinin katledildiği süreci tetiklemekle suçladı.
Yalnız bu Fransız yurtseverliğini esas alan, milliyetçilik karşıtı hat, Temmuz 1946’da terk edildi. CKP, ulusal kurtuluş mücadelesi veren milliyetçi bir parti olduğunu, milli hareketin birliği için çalıştığını açıkladı.
Milliyetçilerle birleşme isteğinin ardında, Komintern’in 1947 sonrası belirlediği politika vardı. Bunun sonucunda komünistlerin çıkarttığı Alger Républicain gazetesinde, sendika faaliyetlerinde ve kitle örgütlerinde baskılara karşı mücadele edilmeye başlandı. Genel İşçi Konfederasyonu [Confédération générale du travail] altmış bin sendikacıyı bir araya getirdi ki bunların yarısından fazlası Müslümandı. Bu süreçte Cezayirli Kadınlar Birliği [Union des femmes d’Algérie], Cezayir Demokratik Gençlik Birliği [Union de la jeunesse démocratique algérienne], Barış Savaşçıları [Combattants de la paix] milliyetçilerle birlikte çalışmalar yürüttüler.
1946-1959 arası dönemde yirmi bin civarında destekçisi bulunan, bölge ve belediye seçimlerinde Müslüman ve Avrupalı isimleri seçtirmeyi bilen CKP, sömürge meselesi konusunda FKP ile aynı şeyleri söylemeye devam etti. Buna göre parti, ayrı bir devletin kurulmasını değil, Fransız Birliği içinde bir Cezayir hükümetinin oluşmasını istiyordu.
Fakat 1951-2’de parti, FKP’den farklı sloganları sahiplenmeye başladı. Fransız Birliği yerine Cezayirlilerin vatanından söz etmeye başlayan CKP, ulusal bağımsızlık savunusu yapmaya başladı, bu da Müslüman olmayan kesimle ilişkisinin kopmasına neden oldu. Partinin 1954’teki üye sayısı 12.000’di ve bunların yarısından fazlası ise Müslümandı.
Bu süreçte politik hat, resmi metinler ve parti liderliği üzerinde duruldu, ama militanlar arasındaki tartışmalar ve çelişkiler ortadan kaybolmadı. Ayrıca uluslararası komünist hareketin merkeziliği ve katılığına karşı bu farklılıklar parti içerisinde varolmaya devam etti.
Yirmilerde Komintern, FKP’nin sömürge seksiyonunu ve Cezayir bölgesindeki militanları sömürgecilik karşıtı mücadele yürütmemekle, Komintern’in sloganlarını pratiğe dökme gereği duymadan benimsemekle eleştirirdi. Bu eleştiriler tabanda da karşılık buluyordu. Otuzların başında sömürgecilik karşı devrimci bir mücadele verilmesi fikrini savunan Müslüman militanlar, Komintern’e bir mektup yazıp FKP ile Avrupalı militanların sömürge meselesiyle hiç ilgilenmiyor oluşlarına dair şikâyetlerini aktardılar. Bu mektuba cevaben Moskova, FKP’den bağımsız bir partinin kurulabileceğini söyledi. Bahsi edilen devrimci militanlar, Mitica’da inisiyatif geliştirip toplumsal mücadeleyi, kültürel mücadeleyi ve sömürgecilik karşıtı mücadeleyi harmanlayan, hem yasal hem gizli bir köylü hareketi meydana getirdiler. Aynı zamanda FKP, Komintern’in eski bir yürütme komitesi üyesini partinin kuruluş çalışmaları için ülkeye gönderdi. Yeni parti, sömürgecilik karşıtı mücadele temelinde inşa edilecekti. Ancak bu kişinin çalışmaları, Komintern’in ve FKP’nin Halk Cephesi stratejisini benimsemesi üzerine sekteye uğradı. Sonuçta da parti kuruluş çalışmalarını yürütecek bu kişi, 1936 yazında FKP’den ihraç edildi.[2]
Gizlilik döneminde militanlar, merkezle farklı ilişkiler geliştirdiler. Askerî mahkeme arşivlerinin ve eski militanların hatıratlarının da ortaya koyduğu biçimiyle, 1939-1942 arası dönemde Fransız ordusu içinde örgütlenme, emperyalist savaşa karşı çıkma, sömürgecilikle, faşizmle mücadele, Cezayir’in Fransız işgaline karşı mücadele veya bağımsızlık mücadelesi siyaseti gibi farklı siyasetler benimsendi. Farklı ağlar farklı siyasetlere yöneldiler. 1946 sonrasında ise gençlik hareketleri, sömürgecilik karşıtı dili CKP liderlerinden daha fazla kullandılar.
Bu farklılığın oluşmasının sebebi ise örgütler arasında mevcut olan görev dağılımı idi. Komünist liderlere sahip uluslararası gençlik ve öğrenci örgütleri, söylemlerinde komünist partiden daha devrimciydiler. CKP, Genç Müslümanları örgütlemek için bu yola başvurdu, ama bu radikalizm, süreç içerisinde gençlerle liderler arasında gerilime yol açtı.
CKP liderleri, milliyetçilerle ilişki kurdukça nispeten radikal olan sloganlara sahip çıkmaya başladılar. Milliyetçi partilerle cephe kurulacağı vakit (1951-2) CKP, bağımsızlık sloganını daha sağlam bir zemine oturttu ve Fransız devletine karşı dilini daha da sertleştirdi. Ama bu sertleşmeyi FKP kabul etmedi. Bunun üzerine FKP liderleri, seçimleri boykot etme kararını geri alması için CKP merkez komitesine baskı uyguladı. Bu baskılar sonucu merkez komite kararını geri aldı, ama CKP’ye bağlı birimler alınan karara göre hareket ettiler.[3]
Pierre-Jean Le Foll-Luciani
[Kaynak: Communist Parties in the Middle East: 100 Years of History, Yayına Hazırlayanlar: Laura Feliu ve Ferran Izquierdo-Brichs, Routledge, 2019, s. 200-202.]
Dipnotlar
[1] Parti çizgisiyle ilgili bilgiler için bkz. Emmanuel Sivan, Communisme et nationalisme en Algérie 1920–1962, Paris, Presses de la Fondation nationale des sciences politiques, 1976 ve Charles-Robert Ageron, ‘Le parti communiste algérien de 1939 à 1943’, Vingtième siècle. Revue d’histoire, 12, Ekim–Aralık 1986.
[2] Allison Drew, We Are No Longer in France: Communists in Colonial Algeria, Manchester, Manchester University Press, 2014: s. 56–80.
[3] Pierre-Jean Le Foll-Luciani, Les juifs algériens dans la lutte anticoloniale. Trajectoires dissidentes (1934–1965), Rennes, PUR, 2015 : s. 88–93, 249–52 ve 309–11.