On
dokuzuncu yüzyılda ve yirminci yüzyılın ilk kısmında Britanya emperyalizmi ve
Çarlık Rusyası, İran’daki politik ve ekonomik hayatın tüm yönlerine hâkimdi.
Her ne kadar ülke, Britanya İmparatorluğu’nun sömürgesi değilse de bir İngiliz
şirketi olan İngiliz-İran Petrol Şirketi, İran’ın ana gelir kaynaklarından biri
olan, ülkenin güneybatısındaki petrol yataklarını kontrol ediyordu. 1898’de
Tebriz’de Ali Mansur gibi isimlerin kurduğu politik örgüt gibi kimi hareketler
ve aydınlar, çıkar ilişkileri üzerine kurulu otokratik Kaçar hanedanına karşı
itirazlarını dile getiriyorlardı.
Bakû
gibi Rus şehirlerindeki petrol sahalarında çalışan İranlı göçmen işçiler,
sosyal demokrat akımın etkisi altına girdiler. Bu işçiler içerisinde çalışma
yürüten isimler arasında en fazla öne çıkan kişi ise Haydar Emmioğlu idi.
Haydar sonrasında, 1905 yılında Anayasa Devrimi’nin liderlerinden biri hâline
geldi.
Bakû’deki
İranlı işçiler, 1904’te İran’da Himmet adına ilk devrimci sosyal demokrat
örgütü kurdular. Aynı yıl Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin
(Bolşeviklerin) bildirileri Bakû, Tiflis ve Tebriz’de dağıtıldı. Ali Mansur’un
Azerbaycan’da ve İran’ın diğer bölgelerinde dağıttığı bu bildiriler, aynı
zamanda Arapçaya tercüme edilerek Irak’ın Bağdat ve Kazımiye gibi şehirlerinde
de dağıtıldı.
1901-1902
arası dönemde Bolşevik partinin merkezî yayın organı olan Iskra,
Berlin’den Tebriz’e, oradan da Bakû’ye gönderilmekteydi. Bu süreci bizzat Lenin
organize etmişti.
1908’de
İran’ın güneybatısındaki Huzistan eyaletinde büyük petrol yatakları bulundu. Bu
keşif üzerine İngiliz-İran Petrol Şirketi kuruldu. Yalnızca 1912-1933 arası
dönemde şirket, 200 milyon sterlin kâr elde etti. Bu kârın sadece 16 milyonu
İran hükümetine ödenmekteydi.
Britanya’nın
müdahalesine yönelik öfke, İranlı işçiler ve aydınlar arasında Rusya kaynaklı
sosyal demokrasinin destek bulduğu süreci besledi. 1912’de Ahmed Sultanzade
olarak da bilinen İranlı Ermeni Avetis Mikailyan tarafından sosyalist Adalet
Partisi kuruldu. Sultanzade, 1912’de Bolşevik Parti’ye katıldı. St.
Petersburg’da eğitim gördü.
Altı
bin civarında üyesi bulunan Adalet Partisi, bölgede belirli bir dinî azınlığa
mensup komünistlerin öncülük ettiği tek partiydi. Sonrasında bu parti, 1920
yılında İran Komünist Partisi ismini aldı.
Cengeli
Hareketi ve Gilan Sovyet Cumhuriyeti
İran’daki
Cengeli hareketi konusunda yoğun bir ihtilaf söz konusu. Bir bakış açısına göre
hareketin lideri olan Mirza Küçük Han, sosyalist değil milliyetçi ve
demokrattı. Yirminci yüzyılın başlarında Küçük Han’ın panislamik eğilimleri
bulunan Osmanlı aydın ve subaylarla bağlantısı olduğu doğruydu. Ama
solculaştıktan sonra bu bağlar koptu.
Adalet
Partisi, Cengeli hareketiyle ittifak kurdu. Bu ittifakın çalışmaları sonucu
Gilan Sovyet Cumhuriyeti teşkil edildi. Cumhuriyet, Haziran 1920-Eylül 1921
arası dönemde ayakta kaldı. İranlı sosyalistlere göre Ekim Devrimi sonrası
İran’da devrim olacaktı, dolayısıyla Sovyet cumhuriyetinin kurulması bu planın
bir parçasıydı.
Cumhuriyet
içerisinde yaşanan önemli anlaşmazlıklar yenilgiye sebep oldu. Küçük Han,
Lenin’e mektup yazarak Rusların sürece dâhil olmasını istedi, ama uluslararası
siyaset zaman içerisinde değişti. 1921’de Sovyetler Birliği ile Britanya
anlaşma imzaladı. Bu anlaşma sonucu Rusya’nın Gilan Cumhuriyeti’ne yönelik
desteği sona erdi. İran’ın yeni hükümdarı Rıza Han yeni cumhuriyete bağlı
güçleri ezdi.
İran
komünist partisi lideri Avetis Sultanzade, 1920’de Komintern’in ikinci
kongresine delege olarak katıldı ve burada Doğu’da faaliyet yürütecek
Propaganda ve Eylem Konseyi’ne seçildi.[1] Sultanzade, milliyetçi liderlerle
kurulacak işbirliğine karşı çıkan, beynelmilel komünist hareketin sol kanadının
sözcülüğünü üstlenen bir isimdi.[2]
Süreç
içerisinde Sultanzade, 1923 tarihli kongrede Adalet Partisi genel sekreterliği
görevinden uzaklaştırıldı ve Sovyetler’de bir banka memuru olarak çalışmaya
başladı. Ocak 1938’de tutuklandı, beş ay hapis yattı, yargılama sonucu, casus
suçlamasıyla idam edildi.
İran
Komünist Partisi, 1925’te Petrol İşçileri Sendikası’nın kurulması sürecine
katkıda bulundu. Polisin baskıları sonucu sendika yeraltına çekildi.
Ayrıca
İranlı komünistlerin faaliyetleri üzerinden gençlik ve kadın örgütleri de
kuruldu. 1923’te Kadınların Saadetinin Habercisi ismine bir yayın
çıkartılmaya başlandı. 1926’da ise Uyanışımız adını taşıyan kadın örgütü
kuruldu.
Bu
hareketlerin büyümesine mani olmak adına Rıza Şah, baskılarını yoğunlaştırdı.
1929’da İran meclisinde ülkede tüm komünist faaliyetleri yasaklayan bir kanun
çıkartıldı. Bu dönemde ayrıca İran Komünist Partisi içinde Dr. Taki Arani lider
olarak öne çıktı.
Bu
süreçte safları sıklaştırmak için çaba sarf eden parti, 1932 başlarında Dünya
adında teorik bir yayın çıkartmaya başladı. Bir yıl sonra merkez komitenin
kararıyla Dünya, İran Komünist Partisi’nin resmi yayın organı oldu.
Yassamine Mather
[Kaynak:
Communist Parties in the Middle East: 100 Years of History, Yayına
Hazırlayanlar: Laura Feliu ve Ferran Izquierdo-Brichs, Routledge, 2019, s.
45-47.]
Dipnotlar:
[1] J. Riddell, To See the Dawn: Baku, 1920–First Congress of the Peoples of
the East, New York, Pathfinder. 1993: s. 208–9.
[2]
Cosroe Chaqueri, “Sultanzade: The Forgotten Revolutionary Theoretician of Iran:
A Biographical Sketch”, Iranian Studies, Sayı 17, 2–3, 1984: s. 218.