16 Ağustos 2020

,

Türkiye Solunda Rezillik Diz Boyu

“Birlik olmuş bir halk asla yenilmez.”


Aşk bir bütünlüktür, adanmışlıktır, kendini terk etme, yeniden doğuştur. Bir insan âşık olduğunda, kendisini sevdiğine koşulsuz teslim eder, bütün ben duygularından arınır ve sevdiğiyle kalben bedenen yekvücut olur. Sevdiğinin yüzünde tebessüm olmak için çırpınır, çabalar, emek harcar. Bir fikir insanı da toplumuna ülkesine ve bütün insanlığa derin bir aşk besler ve kendini bu yola adar. Yürüdüğü yolda çelişkilere düşmez, zorluklar karşısında kaygıya kapılmaz. Nâzım’ın dediği gibi: “Herkes kendinden sorumludur aşkta.” Fikre âşık olan, karşılık beslemeden, bir tüccar duygusuyla hareket etmeden kucaklar insanlığı. Bundandır ki sayısı az olsa da fikir âşıklarının başarı şansı milyonda bir görülürken, yine de geçit vermez düşmana, çok kişiyle küçük işler yerine, az kişiyle büyük işler başarır fikir âşıkları, çünkü çelik bir yüreğe sahip olan, öyle kolay kolay bükülmez zorluk karşısında.

Gelgelelim ülkemizde de fikir insanları yoğunlukta, ama bu insanların aşkları platonik ve kalpleri cam kadar kırılgan. Bir bencillik ve kibir furyası Türkiye solunda doludizgin ilerlemektedir. En ufak bir tartışmanın sonucu bölünmelere varmakta, bu da yetmezmiş gibi bu sekter insanlar farklı farklı partiler ve hareketler kurarak (şirket gibi) kendilerini kurtarıcı görürler. İş yapmaktan çok çene kalmak, eylem yerine durağan bir çizgi de hareket ederler.

Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi Nikaragua’da faaliyete geçtiğinde bir avuçtular. Düşmanları Somoza ailesi ise kırk yıldan uzun süredir ülkeyi acımasızca yönetiyordu. Komünist partinin sekterci tutumu sınıf mücadelesinin gelişmesine engel oluyordu. Sandinistalar belli bir fikir üzerine değil, çoğulcu fikirler üzerine kurulmuştu, bundan dolayı bütün bir halkı kucakladılar, halk da gerillaları kucakladı. Birçok Katolik rahip ve rahibe, Marksist gerillalarla ortak hareket etti. Bu çoklu yapı asla içerisinde çatlaklar vermedi, çünkü amaçları birdi: düşman yok edilmeli, eşit ve huzurlu tam bağımsız bir ülke kurulmalıydı. Bu doğrultuda herkes bir bütün oldu, düşmanın acımasızlığı doruk noktasına ulaştığında dahi kimse sevdasından dönmedi ve zafer gerçekleşti.

İrlanda devrimi, İran devrimi, Uruguay devrim mücadelesi, Şili birleşik sol hareketi birer örneğidir fikir aşkının.

Bugün ülkemizde son sürat devam eden yolsuzluk, ekonomik ve paralel olarak NATO adı altında askerî işgal, vatan topraklarının satılması, doğa katliamları, insan katliamları ve daha nice günahlar.

Peki ama bunun sorumlusu kim? Ülkemizde sol sosyalist partiler yönetime gelmediği için ülkede tüm sorunların kaynağı sağ ve gelişen muhafazakâr partilerdir. Nedeni ise Türkiye solunun ortalığa saçılmış puzzle parçaları gibi dağılmış olmasıdır.

TKP, TİP, DBP, Devrimci Parti, DİP, DSİP, EMEP, EHP, ESP, HAK-PAR, HKP, SOL PARTİ, SEP, SYKP, TKH, bunlara ek sınıfçı geçinen, CHP ve HDP. Onlarca parçaya bölünmüş ve ben daha iyiyim kibri altında kurulmuş partiler. Bunlara dernekleri, sendikaları ve öğrenci yapılarını da eklersek Türkiye solundaki rezilliğin nasıl derinleştiği daha belirginleşir. Bugün ülkedeki yönetime en çok ses çıkaran bu hareketler iken, herhangi bir eylemde bulunmayanlar da yine bunlardır. Emek mücadelesini tekelleştirme çabası içinde olan sol, ABD çıkarlarına sağdan daha çok hizmet etmektedir.

Ülkemizin ve insanlığın tek kurtuluşu sosyalizmdir. Ve devrimin gerçekleşmesi için tek yol birliktir.

Devrimler tarihine baktığımızda birleşen halkların zaferini görmekteyiz. Tek başına kimse bir şey yapamaz. Bakın düşmanlarımıza, çıkarları doğrultusunda nasıl da işbirliği yapıyorlar. Bütün ahlâkî kavramları ayakları altına alıp iktidara sahip oluyorlar. Hâlbuki biz onlardan çoğuz ve biz onlardan daha yiğidiz.

Ben duygusunu yok edin ve pür bir saflıkla fikir aşkına adayın kendinizi. Şems’in dediği gibi, “sen ol da, ister yâr ol ister yara, lütfun da başımın üstüne, kahrın da.” Hiçbir devrim istenilen mükemmeliyette olamaz, ama en kötü devrim bile acılarımıza son verir. Ne olursa olsun devrim şart kardeşler. Ve daha fazla bu ihaneti sürdürmeyin, birlik olun birlik.

Can Şahin
16 Ağustos 2020

0 Yorum: