Varolan uluslararası, bölgesel ve Arap
coğrafyasına ait durum ve bu durumun olumsuz etkileri karşısında, Filistin’in
içinde yaşanan gerçeklikte hâlen devam eden güçsüzlük ve ayrışma koşullarında,
Filistin davası her zamankinden daha fazla, tasfiye riskiyle karşı karşıyadır.
Bu nedenle FHKC, aşağıdaki hususlara vurgu yapmakta, bu yönde taleplerde
bulunmaktadır:
1. Tüm Filistin deneyiminin gözden geçirileceği ve
ulusal kurtuluş hareketimizin birleşik stratejisinin geliştirileceği, ciddi ve
kapsamlı bir ulusal diyalog sürecine ihtiyacımız var. Bu süreç, temsilî
kurumların ve halk birliklerini, bilhassa FKÖ’nün yeniden teşkil edilmesini ve
kolektif ulusal mücadelenin değerlerini belirleyip yaymak için gerekli olan
demokrasinin ortamının ve altyapısının oluşturulmasını içermelidir. Asıl önemli
olan, somut eylem ve canlı bir maddi destekle halkın azimli mücadelesinin
desteklenmesi ve ülkedeki köklerin beslenmesi, halkın ulusal kimliğe
bağlanması, ülkede, sürgünde ve diasporada yaşayan Filistinlilerin birliğinin
sağlanmasıdır.
2. Oslo Anlaşması’nın tümüyle, acilen çöpe
atılması, Filistinlilerin hakları, mücadeleleri, ulusal hedefleri, toplamda tüm
kurtuluş pratiği açısından bu anlaşmanın yol açtığı berbat sonuçların ele
alınması, adalet zemininde dile getirilmemiş olan yükümlülüklerinin ortadan kaldırılması
gerekmektedir. Bu da müzakereler sürecine bel bağlamaya son vermeyi ve bu yola
geri dönülmesine dönük baskılara itiraz etmeyi şart koşmaktadır. Böylesi bir
yol yerine bizler, Birleşmiş Milletler’in tanıdığı Filistin halkına ait
hakların eksiksiz uygulamaya sokulması gerekliliği üzerinde durmalıyız. Biz,
Filistin halkının haklarına gölge düşüren her türden alternatif uluslararası
referansı dayatmayı amaçlayan her türlü politik girişimi reddediyoruz.
3. Filistinliler arasındaki iç ayrışmalara son verilmeli,
ulusal birlik, gecikmeksizin veya ağırdan almaksızın, yeniden tesis edilmeli,
davamız, halkımız ve haklarımız aleyhine olan çıkarlara sahip uluslararası veya
bölgesel güçlere bel bağlanmamalıdır.
4. Kahire’de kabul edilmiş olan, liderlerin toplayacağı
ön komisyonun hazırlığı ile gerçekleşecek birleşik bir Filistin Ulusal Konseyi
toplanmalı, bu türden bir konseyin Ramallah’ta toplanmasına yönelik, süreci tek
elden yürütmeyi amaçlayan her türden çağrı reddedilmelidir. Bu yol, Filistin
hareketine fazlasıyla zarar vermiş, onu tehlikeli bir açmazın içine sürüklemiş
olan, önemli bir entelektüel, örgütsel ve politik yöntemdir.
5. Siyonist düşmana karşı verilen varoluş
mücadelesi bağlamında, tüm mücadele biçimleri ve yöntemlerine başvurulmalıdır.
Hiçbir mücadele biçimi, diğerinin yerini alamaz.
6. Kudüs İntifadası olarak bilinen kitle
hareketlerinin ve tüm mücadele tarzlarının desteklenmesi şarttır. Tüm güçler,
halkın mücadelesinin kuluçkalanma imkânı bulup gelişeceği örgütsel ve politik
ortamı sağlamak zorundadır.
7. Tutsakların kurtuluş mücadelesinin ve özgürlük
kavgasının uluslararası planda sürdürülebilmesi adına, onların tüm resmi ve
halk temelli çabalarının ulusal düzlemde desteklenmesine yönelik olarak, ulusal
düzlemde kapsamlı bir plan geliştirilmelidir. FHKC, yoldaşımız Bilal Kayed’in
ve hâlihazırda açlık grevinde olan tutsaklar Enes Şadid ve Ahmed Ebu Fara’nın
da bulunduğu, boş mideler savaşına katılan tüm o kahraman tutsaklarımıza
selamını ve takdirlerini iletmektedir.
8. Arapların kurtuluş güçlerine, Arap
coğrafyasındaki mevcut durumun ciddiyeti karşısında, her türden iç çatışmadan,
vekâlet savaşından ve mezhepsel ayrışmadan kurtulup, kendi projelerine ve
rollerine dair bir vizyonu yeniden edinmeleri çağrısında bulunuyoruz. Bu
vizyon, bazı Arap rejimleri ve kimi Arap devletlerinin düşmanla ilişkilerini
hızla normalleştiği koşullarda, hızla dağılmaktadır. Filistin mücadelesi
Arapların davasının merkezindeki yerini korumaktadır.
9. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Yemen’de,
Mısır’da ve tüm Arap dünyası genelinde, din kılıfı altında ifa edilen
mezhepçiliğe, mezhepçi ayrışmalara ve gerici şiddete karşı koyan Arap
halklarının yanındayız. Bu türden güçlerin ortaya koyduğu direnişin safındayız.
10. Biz, dünyada barış, adalet ve kurtuluş için
mücadele eden tüm güçlerin yanında, uluslararası mücadelenin de büyütülmesini
talep ediyoruz, özgürlük ve kurtuluş için mücadele eden Arap ve Filistinli
halklarla aynı saftayız. Siyonist yapıyı boykot etmek için yürütülen
kampanyalara iştirak eden herkesi özel olarak selamlıyoruz.
Filistin, Arap coğrafyası ve uluslararası düzey
üzerinde temellendirilmiş olan açık ve net olan o vizyonu ve öncülleri
üzerinden FHKC, on beşinci yılına giren mücadelesini sürdürecektir. Bizler,
adalet ve özgürlük için verdiğimiz bu ulusla kurtuluş mücadelemizde devrim
yolunda, zafere doğru ilerliyoruz.
Zafer Filistin’in ve Cephe’nin şehidlerindir.
Kurucumuz George Habeş ve liderimiz Ebu Ali Mustafa’ya selam olsun!
Tutsak genel sekreterimiz Ahmed Sedat’a ve tutsak
hareketimizin tüm liderlerine özgürlük!
Zafer Filistin halkının
olacaktır!
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi
Politik Büro
11 Aralık 2016
0 Yorum:
Yorum Gönder