24 Temmuz 2020

Pedofili ve Sol


Fransız hukuk sistemi, bir ergenlik yaşı (rıza yaşı) belirleme konusunda neden isteksiz?

Bunun muhtemel nedeni, Mayıs 1968 sonrasında yaşanan gelişmeler. Bu dönemde öğrenciler, kapitalizme, tüketime, elitist ve adaletsiz olduklarını düşündükleri kurumlara ve değerlere karşı eylemler gerçekleştirdiler, kitlesel gösteriler ve grevler örgütlediler. Eylemler, kültür devriminin birer ifadesiydi ve bu devrim, Fransa’nın kimliği üzerinde kalıcı bir iz bıraktı. 1968 sonrası her şey değişti. Örneğin çocuklar, cinsel varlıklar olarak görülmeye başlandı. Pedofili, cinsel yönelim olarak kabul edildi, özgürlük anlayışının bir parçası olarak değerlendirildi.

Zamanla pedofili savunucuları, bilhassa elit entelektüel kesim içerisinde güçlendi. Gazetelerde yetişkinlerle çocuklar arasındaki ilişki meselesine ve çocukların özerkliğine dair birçok haber çıktı. “Yetişkinlerle çocuklar arasındaki ilişkinin cinsellikle ilgili niteliğini tanımak, burjuva düzenine karşı gelmenin yollarından biridir” denildi.

Fransa’da gösteriler sonrası cinsel özgürlüğün ve yaşam tarzlarının serbest olduğu bir ortam oluştu. Bu ortam, pedofili yanlısı hareketi güçlendirdi. Pedofili yanlısı aktivistler, Pedofili Kurtuluş Cephesi, Farklı Çocukluk İçin Araştırma Faaliyeti ve Farklı Çocukluk Araştırma Grubu gibi isimlerde dernekler kurdular. Pedofiller, sübyancılar, Arka, Küçük Çapkın, Yavru Kurt isminde dergiler çıkarttılar. Guy Hocquenghem, Gabriel Matzneff ve René Schérer gibi Fransız entelektüeller, hareketin sözcülüğünü üstlendiler: bu süreçte pedofili karşıtları, “gerici” olmakla suçlandılar. Ayrıca pedofiller, cinsel istismar suçlusu değil, tıpkı eşcinseller gibi, “gerici” yasaların birer mağduru olarak tarif edildiler. Bu düzlemde eşcinselliği ve pedofiliyi suç kılan yasalara karşı çıkılmaktaydı.

Bazı feministler, aile terapistleri ve hükümetteki bir avuç kadın harekete karşı çıktı. Bu kişiler, yetmişlerde ve seksenlerde pedofiliyi sahiplenen Fransız entelektüellerin halkın genel kanaatini dikkate almadıklarını, toplumsal ve ailevi uygulamalardaki gerçekliği görmediklerini söylediler.

Bu dönemde medyanın ve aydınların belirli bir kesimi pedofiliyi savunurken, doksanlarda ani bir dönüşüm yaşandı. Kamuoyu, çocuk tacizine ve enseste dikkat kesildi. Aile içi şiddet sorununu ele alan baskı grupları, özellikle feminist örgütler, bu meselelere daha fazla ilgi gösterilmesini sağladılar.

Bu süreçte pedofili yanlısı aktivistler, bir güçlükle karşılaştılar. Fransız halkı, bir yetişkinin çocukla girdiği cinsel ilişkinin eşit bir ilişki olmadığını düşünüyordu. Bunun üzerine pedofili yanlısı hareket, ilişkiyi “simetrik” kılmak için uğraşmaya başladı. Bu kişiler, yazılarında çocukları “net düşüncelere sahip, feraset ve iradeyle donatılmış kişiler” olarak tarif etmeye başladılar. Buradan da çocukların yetişkinlerle aynı haklara sahip olmaları gerektiğini söylediler. Hatta çocukların korunması gerektiği anlayışının ataerkil olduğunu söyleyip, bu korumanın çocuğun kişisel bütünlüğünü tehlikeye soktuğunu iddia ettiler.

Mayıs 1968 sonrası Fransız entelektüeller, devletin reşit olmayan çocukları cinsel istismara karşı koruma yetkisi almasına karşı çıktılar. Bu itirazın en önemli örneği, 26 Ocak 1977’de Le Monde’da yayınlanan dilekçe idi. Metne Jean-Paul Sartre, Simone de Beauvoir, Félix Guattari, Gilles Deleuze, Jacques Derrida, Roland Barthes, Jacques Rancière, Jean-François Lyotard, Philippe Sollers, André Glucksmann ve Louis Aragon gibi aydınlar imza attı. Dilekçe, çocuklarla cinsel ilişkiye girdikleri için yargılanan üç adamı savunmak için kaleme alınmıştı. Dilekçede şu söylenmekteydi:

“Fransız hukuku, 13-14 yaşındaki çocukların hüküm verme ve cezalandırma konusunda gerekli olan idrake sahip olduğunu söylüyor, ama çocuğun duygusal ve cinsel hayatı söz konusu olduğunda bu beceriyi hasıraltı ediyor.”

Dilekçeyi imzalayanlara göre çocuklar ve ergenler, cinsel hayatlarını yaşama hakkına sahiplerdi. Mahkemeye çıkartılan üç adam beş yıl hapis cezası aldı, ama cezalarının tamamını yatmadı.

1979’da Liberation’da başka bir dilekçe yayınlandı. Bu dilekçe ise altı ve on iki yaşında iki kız çocuğu ile cinsel ilişki kurmuş bir adam ile ilgiliydi. Dilekçeye aralarında Christiane Rochefort ve Pascal Bruckner gibi 63 isim imza attı. Dilekçeye imza atanlar, kızların durumdan memnun olduklarını söylüyorlardı. Hatta “Çocukları sevmek, aynı zamanda onların bedenlerini sevmek demek. Arzu ve cinsel oyunlar, çocuklarla yetişkinler arasındaki ilişkinin parçasıdır” diyorlardı. İddialarına göre “ilişkiye giren adam, kızları düşünmüş, onlarla bir tecrübe yaşamış, kızlar, onda buldukları mutlulukla ailelerini de mutlu etmişti.” Bu isimler, rıza yaşının (ergenlik yaşının) bir tuzak olduğunu, Fransa’da çocukların 13 yaşından itibaren eylemlerinden sorumlu olmaya başladıklarını söylüyorlardı. Aynı kişiler, “madem ilâç alabiliyorlar, seçtikleri kişiyle seks de yapabilirler” diyorlardı.

Bu Fransız aydınlara göre çocuklar, kendi cinsel hayatlarını yönetme hakkına sahiplerdi. Bu türden bir özgürlük yorumu, çocuklara cinsel ilişkiyle mutlu olma yetkisi veriyordu. Rıza göstermeleri, doğal bir sonuçtu. Aksini iddia etmekse lütufkârlıktı. Çocuklara insan olarak saygı duymamak demekti.

1978’de katıldığı bir radyo programında Michel Foucault, çocuklarla seks yapma konusunda şunu söylüyordu: “Bir çocuğun olan biteni izah edemeyeceğini, rıza gösteremeyeceğini söylemek, hoş görülmesi, kabul edilmesi mümkün olmayan iki ayrı istismar biçimidir.”

Bu süreçte sosyologlar, Fransa’da çocuklara yönelik tacizlerin sayısının 1972’den itibaren arttığını söylediler. 1982’deki bir rakama göre çocuklara yönelik cinsel saldırılar, yaklaşık yüzde 22 arttı.

Sonraki süreçte bahsi geçen dilekçeleri yayınlayan Le Monde ve Liberation yanlışlarını düzeltmeye çalıştı. Gazeteci Sorj Chalandon, 1968 sonrasında Fransa’nın devasa bir toplumsal deneye tanıklık ettiğini söyledi. Gazeteci, bu deneyin pedofiliyi de içerdiğini düşünüyordu: “Ahlak düzeni. Düşman oydu. O dönemde Liberation yaygın olarak yaşanan baş dönmesinin bir tezahüründen başka bir şey değildi.” Yazara göre o dönemde her türden otoriteye karşı çıkılıyordu. Bu dönem, ona göre bir tür laboratuvar işlevi görmüştü.

[…]

Marie Doezema
Mart 2018
Kaynak