08 Temmuz 2020

, ,

Gassân Kenefâni’nin Hikâyesi

Suikastın gerçekleştiği günün (8 Temmuz 1972) sabahı hep birlikte balkonda oturmuş, her zamanki gibi Türk kahvemizi içiyorduk. Gassân’ın anlatacağı çok şey vardı ve biz onu dinlemeye her daim hazırdık. O sabah bana FHKC’deki (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ndeki) yoldaşlarından ve kendisinden bahsetmişti, sonra kız kardeşi Fayze, Filistin’deki çocukluğunu anlatmaya başladı. Bürosundan ayrılmadan önce oğlumuz Fayiz ve iki kuzeni oynasın diye elektrikli treni kurdu. O sabah üç çocuk evde oynadılar. Gassân’ın yeğeni Lamis, annesi ve ağabeyleriyle Kuveyt’ten geleli bir hafta olmuştu ve o gün dayısı ile birlikte ilk kez şehre iniyordu. Lamis, Beyrut’taki kuzenlerini ziyaret edecekti ama oraya hiç gidemedi. Gassân ve Lamis, bizi öpüp hoşça kal dedikten iki dakika sonra o korkunç patlama yaşandı.
Evdeki tüm camlar kırıldı. Koşarak aşağıya indim. Karşımda küçük arabamızın yanmakta olan enkazını buldum. Lamis birkaç metre ötedeydi, ama Gassân orada değildi. “Gassân” diye bağırdım, sonra yerde sol bacağını buldum. Sanki tüm vücuduma felç inmişti, Fayiz’in başını duvara vurduğunu görüp kız kardeşi Leyla’nın “Baba baba” diye bağırdığını duyunca kendime geldim.
Gassân’ın sadece ağır yaralı olabileceği konusunda hâlen daha bir umut vardı içimde. Onu evimizin yanındaki vadide buldular. Alıp götürdüler. Onu bir daha göremedim.
Usame, patlamada ölen kız kardeşinin naaşının yanına oturup “endişelenme Lamis, iyi olacaksın, bana eskisi gibi gene İngilizce öğreteceksin” dedi.
Akşam küçük kızım Leyla, bana gelip şunları söyledi: “Anne, babama ‘beni arabayla götür, bana çikolata al’ dedim ama o bana meşgulüm dedi, cebindeki çubuk şekeri çıkartıp verdi. Sonra beni öptü ve eve gitmemi söyledi. Evimizin merdivenlerine oturup şekerimi yedim, ardından büyük patlama oldu. Ama anne, bu onun hatası değildi ki. Babamın arabasına bombayı İsrailliler koydu.”
Anni Kenefâni