08 Mart 2019

,

Zamanın Ritmi


Her insanın içindedir o,
Sen de bilir misin onu dostum?
Milyonlarca yıldır esen rüzgâra direnen,
Ve sonuna dek direnecek olandır o.
Zaman henüz yokken doğdu
Ve yaşamın dışında büyüdü,
İnsanı boğan asmalarını kesti kötülüğün,
Bir bıçak oldu, yakıcı ve öldürücüydü.
Bir kıvılcımdı henüz ateş yokken,
Ve alazladı bilincini insanın,
Çeliğin kalbine yürüyen suya,
Zaman, zaman olmaya başladığı vakit
Yol gösterdi.
Babil’in nehirlerinde durup ağladı,
Ve bütün insanlar ölüme vardığında,
Kıvranan bir ızdıraptı çığlığı,
Haça gerildi, kan sızdı toprağa.
Dilinde ölümü anımsatan bir kelimeydi Spartaküs,
Appian yolu[1] boyunca çarmıhlar
Sıra sıra dizildi
Roma’da öldü, aslan ve kılıçla.
Wat Tyler’ın[2] yoksullarıyla yürüdü,
Kralları, lordları ürküttü,
İnsanın canını alan bakışlarını kuşanırdı
Sanki yaşıyor gibiydi.
Bunak fatihlerin karşısına geçer
Kutsal bir masumiyetle gülümserdi,
Öyle mütevazı, öyle munisti ki
Altının lanet kudretinden bihaberdi.
Birden o zavallı Paris sokaklarında çıkıverdi karşımıza,
Köhnemiş Bastille’i yıkıp geçti,
Sonra yöneldi yılanın başına,
Ve onu topuklarıyla ezdi.
Buffalo düzlüklerinde kanlar içinde öldü,
Öyle çok yağmur yağdı ki
Etini tel tel edip götürdü.
Kalbi ise Wounded Knee’ye[3] gömüldü,
Gene doğacak, doğrulacaktı topraktan.
Kerry göllerinde çığlığı yükseldi,
Diz çöktü yere, öldü.
İçindeki o büyük isyanla.
Onu vurdular, soğukkanlılıkla.
Umudun her damla ışığında o var,
Sınır, mekân tanımaz.
Kırmızıya, siyaha, beyaza
Rengini veren odur,
Hiçbir millet onsuz olamaz.
Ölü kahramanların kalbinde gömülü olan o,
Çığlığını zalimlerin gözlerinin içine savuran o.
Yüksek dağların zirvesi yurdudur,
Göğü dağlayan gene o.
Bu hücre odasındaki ışık ondan,
Kudretli şimşekler onun eseri,
Yılgı bilmez bir düşünce bu dostum,
Her daim şunu söyler
Bu düşüncenin dili:
“Ben haklıyım!”
Bobby Sands
[9 Mart 1954 -5 Mayıs 1981]
Dipnotlar
[1] Appian Yolu: Spartaküs ve yoldaşlarının çarmıha gerildiği 660 kilometre uzunluğunda olan yol.
[2] Wat Tyler (d. 4 Ocak 1341 – ö. 15 Haziran 1381) İngiliz devrimci. İngiltere‘de feodalizme karşı mücadelede yer almış, reformlara önayak olmuş ve sonunda Londra belediye başkanının kılıcıyla öldürülmüştür. Ölümünün duyulması üzerine toplanan kalabalığa sözler veren İngiliz kralı II. Richard, öfkenin yatışması ve kalabalığın dağılmasından sonra verdiği sözleri tutmamıştır.
[3] Wounded Knee Katliamı: Lakota Siyuları ile Birleşik Devletler arasındaki son büyük çatışma. Güney Dakota‘da Pine Ridge Kızılderili Rezervasyonu’nda Wounded Knee Deresi yakınlarında 29 Aralık 1890’daki olaylarda 62’si kadın ve çocuk en az 153 Kızılderili (çoğu Minikonju 38 kişi de Hunkpapa Lakotası) öldürülmüştür.

0 Yorum: