01 Mart 2019

, ,

Venezuela Sokaklarından Notlar


Venezuela Sokaklarından Notlar:
Halk Dış Müdahale İhtimali Karşısında Gayet Dirençli
Mariela Machado, altmışına merdiven dayamış. La Vega mahallesinde Kaikaçi olarak bilinen sitenin başkanı. “Hükümet düşerse ne olur?” diye soruyorum, o da “hükümet düşerse bizi bu siteden kovarlar. Siyahlar, yoksullar, işçi sınıfı olarak hepimiz elimizdeki her şeyi kaybederiz” diyor.
Karakazo
Güneşli bir gün. Karakazo olarak bilinen bölgede yaşanan ayaklanmanın otuzuncu yıldönümüne daha dört gün var. O gün, 27 Şubat 1989’da binlerce yoksul Venezuelalı şehre akın etti. Yaşadıkları onca hayal kırıklığı bardağı taşırmıştı. Yıllardır maruz kaldıkları yoksulluk ve onurlarını ayaklar altına alan tüm çileler, onları yiyip bitirmişti. Sonra hükümet, hiçbir ikazda bulunmadan otobüs bileti ücretini artırdı. İşte o noktada bardak taştı. Karakas ateşe verildi, kıvılcım diğer şehir ve kasabalara da sıçradı. Polis ve asker sokakları kuşattı. Göstericilere ateş ettiler. Büyük bir kıyımdı yaşanan.
Hugo Chavez, o günlerde cumhurbaşkanlığına bağlı muhafız birliği subayı idi. Hasta olduğu için görevi başında değildi. Döndüğünde asker arkadaşlarıyla aynı ruh hâline büründü. Oligarşi ailelerine ve komşularına ateş etmelerini emretmişti çünkü. Hepsi bunu bir daha yapmayacaklarına söz verdi. Chavez, yoksulların içinde bulunduğu durumu ve ruh hâlini anladı. Yoksullar artık sistemi değiştirmeye hazırlardı. Chavez ve yoldaşları, Bolivarcı Devrim yolunu otuz yıl önce Karakazo’nun külleri arasında yürümeye başlamışlardı. Mariela Machado’yu var eden de bu devrim, dolayısıyla o devrimi savunmanın zaruri olduğuna inanıyor.
Kaikaçi
Venezuela genelinde Mariela’ya benzer milyonlarca insan bulabilirsiniz. Bunlar sıradan insanlar, tırnak aralarında kir, yüreklerinde gurur var. Bolivarcılar 1999’da, Karakazo’dan on yıl sonra seçimi kazanıp iktidara geldiler. Bu tarihin üzerinden yirmi yıl geçti ve Mariela gibi insanlar, sistemden daha fazla şey talep ediyorlar. La Vega’da boş bir arazi belirlenmiş ve müteahhitlere verilmiş. Büyük olasılıkla buraya AVM yapılacakmış. Mariela, kendi ailesi ve diğer 91 aile ile birlikte araziyi işgal etmiş. Chavez’e gidip buraya ev inşa etmek istediklerini söylemişler. Chavez, “bu işin üstesinden gelebilir misiniz?” diye sorunca Mariela, “tabii” demiş. Bugün yaşananları şu şekilde aktarıyor: “Bu şehri biz kurduk. Kendi evlerimizi inşa ettik. Tek istediğimiz makineler ve malzemelerdi.”
Böylelikle Kaikaçi’yi inşa etmişler. Burası bir ucunda halk merkezi bulunan apartmanlarla örülü, temiz bir mahalle. Halk merkezinin önünde Chavez’in büstü duruyor, binada aynı zamanda halka düşük fiyatlı ve iyi kalitede ekmek sunan bir fırın ayrıca duvarında Che’nin resminin bulunduğu salonda 400 kişiye yemek çıkartan bir mutfak bulunuyor. Küçük bir odada ise kadınlar, kendi geçimlerini sağlamak amacıyla, elbise dikiyorlar. Eteğini çekiştiren çocuğunu sakinleştirmeye çalışan bir kadın, gözleri ışıl ışıl parıldayarak şunu söylüyor: “Biz Chavista’yız.”
“Chavista” kelimesinin belirli anlamı var tabii. Chavez’e ve Bolivar Devrimi’ne sadık olan kadın ve erkekleri ifade ediyor. Üzerlerinde Chavez resimleri bulunan tişörtler giyiyorlar genelde, duvarlarda hep onu görüyorsunuz. Bunlar, zenginleşmiş veya güç kudret sahibi olmuş kişiler değiller. Hepsi de yüzlerce yıllık eşitsizliği yavaş yavaş ortadan kaldırma gayreti içerisinde olan bir hareketin mensupları. Hâlâ yoksullar ama artık ümitsizliğe kapılmadan yaşayacak kaynaklara sahipler.
Aşırı enflasyon, herkesi boğacak düzeye ulaşmış durumda. Ne var ki Kaikaçi gibi yerlerde yaşayan yoksullar fırından ucuz un, mutfaktan ucuz yemek temin edebiliyorlar. Gıda dağıtımının kusursuz olduğu söylenemese de insanları petrol fiyatlarındaki ani düşüş ve ABD yaptırımlarının yol açtığı ağır sonuçlara karşı koruyabiliyor.
Görünmez
Mariela’yla tanışmamdan bir gün önce Urdaneta Caddesi’ndeki Santa Capilla meydanında düzenlenen bir mitinge katıldım. Mitingi Karakaslı Chavezciler organize etmiş, amaçları is ABD’nin savurduğu savaş tehditlerine yönelik itirazı ortaya koymak. Mitingdeki insanlar, ağır işçiliğin ve yoksulluğun tüm izlerini bedenlerinde rahatlıkla seçebileceğiniz insanlar. Bir araya gelmişler, evde hazırladıkları, bir yüzünde Chavez’in bir yüzünde Maduro’nun resminin bulunduğu dövizleri coşkuyla taşıyorlar. Yaşlı bir çiftin ellerindeki döviz çok çarpıcı: “Biz görünmeziz. Biz yenilmeziz. Biz kazanacağız.”
Mariela’yı dinlerken aklımda bu döviz vardı. O, Batı’da süren demokrasi, insanî yardım, savaş ve barış ile ilgili tartışmaların herhangi bir yerinde değil. Mariela’nın sesi o tartışmalarda zerre işitilmiyor. Onun gibi insanlar, kendi ifadesiyle, hükümetin politikalarını kendilerince eleştiriyorlar ve şunları söylüyorlar: “bu bizim iç tartışmamız. Ülke içerisinde kendi mücadelemizi verebiliriz, ayrıca Venezuela’ya yönelik her türden saldırıya karşı mücadele edeceğiz. Kendimizi savunacağız.”
Ekonomik Savaş
Mariela çok şeyin değiştirilmesi gerektiğinden bahsediyor: “Biz yoksuluz. Hiçbir kaynağımız yok. Kötü alışkanlıklara sahibiz. Devrimimizi geliştirip ilerletmek için zamana ihtiyacımız var. Bizim bu devrimimiz yapılmak zorundaydı, gerçekleşmesi kaçınılmazdı. Hâlen daha oluşum sürecinde.” Yanımdaki bir adamsa sosyalizmin ütopya olmadığını söylüyor. “O meşakkatli bir yolculuk” diyor. Chavezçiler neredeyse her hafta sokaklara dökülüyorlar. Güçlüklerle yüklü bu süreçte devrimi ve ülkeyi savunacaklarına dair vaatlerini hep bir ağızdan dillendiriyorlar.
Kaikaçi’nin ön kısmında orta sınıftan insanların oturduğu bir apartman var. Mariela’nın dediğine göre burada oturan insanlar, Kaikaçi’ye şişe ve çöp atıyorlarmış. “Onlar, bizim buradan tahliye edilmemizi istiyorlar” diyor ve devam ediyor: “Eğer Bolivarcı hükümet düşerse, oligarşi bu apartman sakinlerinin safını tutacak bir hükümet kuracak. 92 aileye verilmiş olan tüm tapular iptal edilecek ve arazi toprak ağalarına peşkeş çekilecek, onlar da kiraları artırıp yoksulları ezim ezim ezecekler. Şuan Venezuela, ABD’nin ve müttefiklerinin açtığı bir ekonomik savaşla karşı karşıya. Eğer Karakas’taki hükümet düşerse, Kaikaçi oligarşi hükümetinin, orta sınıf komşularının, en fazla da toprak ağalarının ambargosuna maruz kalacak. Hepimizin iyi bir hayat yaşama hayali sona erecek.”
Vijay Prashad
1 Mart 2019

0 Yorum: