16 Şubat 2023

, ,

İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti


İngilizler Gilan’ı terk ettiler. Cengeli gerillaları, Enzeli kentine girdiler.

Halkın çiçeklerle ve “Çok Yaşa Küçik Han! Çok Yaşa Enzeli”[1] sloganlarıyla karşıladığı Cengeli lideri, hemen miting hazırlıklarına girişti. 5 Haziran’da Yeşil Meydan’da yapılacak mitingde Küçik Han ve yaveri, aynı zamanda Reşt temsilcisi İhsan, konuşma yaptı. Konuşmasında İhsan, hareketin üs olarak kullandığı Fumen ormanlarında dile getirdiği sözü yineledi:

“Ordusu işçi ve köylülerden oluşan Rus Bolşevikleriyle el ele verip Tahran’a, ortak düşmanımızın üzerine yürüyeceğiz. Ve zafer bizim olacak.”

G. Yağikyan’ın aktardığına göre, İran’ın antik çağlardaki şanlı günlerinden, anayasacılardan, Nasreddin Şah’ı öldürenin o “salih amel”inden, Birinci Dünya Savaşı’nda İranlı jandarma subaylarının sergiledikleri cesaretten söz eden İhsan, bir yandan da İran’da “komünist” ilkeler uyarınca gerçekleştiğine inanılan, İslam öncesi Mazdeki isyanına da değindi. Bu hatırlattığı konu sebebiyle düşmanları, halkı onu “Mazdekçi veya Bahayi” olarak etiketleyip galeyana getirmeye çalıştılar.[2]

Küçik Han, kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasında verdikleri destekten ötürü halkı selamladı ve İran devriminin başladığını duyurdu.[3] Kaynaklarda aktarıldığı kadarıyla, konuşmasında şunları söyledi:

“Rusya, insanların başını döndüren bir ışık yaktı, ilk başta bu ışık, gözümüzü öylesine kör etti ki ona sırtımızı dönmek zorunda kaldık. Ama sonra bu güçlü ışığın büyüklüğünü anladık. Bu fener sönerse, İran halkı, gidip o feneri yakacak imkâna sahip değil. Bu sebeple İran halkı, Sovyet Rusya ile ittifak kurmak için elinden gelen her şeyi yapmalı. Rus Bolşevikleriyle kurduğumuz güçlü ittifakın nişanesi olarak Sovyet Rusya temsilcilerini kucaklıyorum.”[4]

Küçik Han, konuşmasını Lenin ve Trotskiy’nin uzun yaşamasına dair dileğini ileterek bitirdi.[5]

Mitingde konuşan diğer bir önemli isimse Amiral Raskolnikov’un Cengelilerin yanında bıraktığı Sovyet güçlerinin komutanı Kozanov’du. Kozanov, konuşmasında işçi ve köylülerden oluşan Sovyet Ordusu’nun “İranlı devrimcilerle ve Doğulu devrimcilerle işbirliği kurmaya hazır olduğunu, İngilizleri İran, Mezopotamya’dan (Irak’tan) ve Hindistan’dan söküp atmak için gerekli her türden fedakârlığı yapacaklarını söyledi:

“Doğu’nun emekçi kitleleri, İngilizleri, şahı, kapitalistleri, toprak ağalarını ve despotları yok edip özgür olmak istiyorlarsa, Yoldaş Küçik Han’ın, Asya devriminin liderinin etrafında toplaşmalılar. Rusya’daki Sovyet hükümeti adına biz, ülkedeki kapitalistler ve zalimler yok edilene dek İran’dan ayrılmamaya söz veriyoruz.”[6]

Yağikyan, o dönem Küçik Han’ın yanında yer alan ve konuşmaları Farsçaya tercüme eden, Volga bölgesinden gelen ve aslen Alman olan Gauck’un Kozanov’un konuşmasının radikal içeriğini bir miktar hafiflettiğini söylüyor. Çeviri esnasında Gauck, “Doğu’nun emekçi kitleleri” ifadesi yerine “Dünya Müslümanları”; “yerli ve yabancı kapitalistler” yerine “Avrupalı kapitalistler” ifadesini kullanıyor.[7]

Aynı günlerde Küçik Han, “Cengeli Fedailerinde Dil Bulan, İran’ın Ezilen Milletinin Çağrısı” isimli bir uzun bir manifesto kaleme aldı.[8] Peygamberlerin ve filozofların insanlığı meşru insan hakları konusunda aydınlatma misyonlarından, bu misyonun geçmişte ve bugünde sosyalistlere geçtiğinden söz eden manifesto, devamında dünyayı kendi zevklerine ve şehvetlerine göre doyasıya yaşayabilmek adına insanlığa hükmeden krallara, vezirlere ve diğer yöneticilere saldırıyordu. İran’ın kendi yöneticileri, İngilizler ve komşusu Çar tarafından uğradığı zulmün tarihini hatırlatan manifesto, düşmanları yollarına taş koysa bile, anayasa temelli hükümet kurmak için çaba sarfetmiş insanlara övgüler diziyordu. Zalim çarlık rejimini yıkıp Sovyet Cumhuriyeti’ni kurduğu için o yiğit Rus devrimcilerini öven metin[9], bir yandan da 1919 anlaşmasını dayatmaya çalışan İngilizlere ve onların tuzağına düşen, baştaki Kaçar Hanedanı Ahmed’e saldırıyordu.

İran’ın içindeki ve dışındaki düşmanlara karşı beş buçuk yıldır mücadele eden Cengeli hareketine mensup özgürlük savaşçılarından bahseden manifesto, “işçi sınıfını” rahata kavuşturacak olan o zafere ulaşana dek mücadeleyi sürdürme sözü veriyordu.

“Onları yok etmek için her türden çabayı ortaya koymuş olmasına rağmen, Müntekim olan Yüce Allah’ın inayetiyle Rusya’nın adalet peşinde koşan kahramanları (yani Bolşevikler), sosyalizm fikrini yayma ve dünyayı zulümden ve adaletsizlikten kurtarma imkânı buldular. Bugün sosyalizmin adaletle ilgili ilkelerini benimsemiş olan, milliyetçi ve özgürlük savaşçısı bir güç olarak Cengeliler, İranlıları ve diğer tüm ezilen halkları kurtarmak için devrim yoluna revan oldular. Cengelilerin kurdukları İran Kızıl Devrim Komitesi, adalet ve kardeşlik ilkeleri uyarınca yürüttüğü çalışmaları sadece İran’da değil, ırkına bakmaksızın, tüm dünya halkları arasında yürütecektir. Komite, tüm işçi ve köylülere şu hedefler doğrultusunda hareket edeceğini duyurmuştur:

1. Krallık ilga edilip Sovyet Cumhuriyeti kurulacak[10];

2. İran’da yaşayan herkesin canı ve malı korunacak;

3. İran hükümetlerinin ecnebi güçlerle imza ettikleri tüm anlaşmalar feshedilecek;

4. Bu ilkeler tüm halklarla paylaşılacak, ayrıca İslamî ilkeler korunacak.”[11]

Aynı gün İran Kızıl Devrim Komitesi, İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti geçici hükümeti üyelerini halka duyurdu. Mirza Küçik Han, başbakan ve savaş bakanı; M. S. Vakaeri içişleri bakanı; Ağa Nasrullah Rıza iletişim (PTT) bakanı; Seyyid Cafer (soyadı ya Muhsini ya da Pişevari olacak) dışişleri bakanı[12] Hacı M. J. Kangavari eğitim ve evkaf bakanı; Mirza M. A. Pirbazari maliye bakanı; Mirza M. A. Gilak bayındırlık bakanı; Muhammed Ağa Rıza adalet bakanı; Mirza A Fahrayi ise ticaret bakanı olacaktı.[13] Cengeliler de Sovyet Rusya’da olduğu gibi “bakan” yerine “komiser” ifadesini kullanıyorlardı.

İran Kızıl Ordusu genelkurmay heyeti ise şu isimlerden oluşuyordu: aynı zamanda silahlı kuvvetler komutanı olan İhsan, Muinur Rüaya ve kısa süre önce Cengelilerin safına geçmiş olan üst düzey Kazak subayı Albay Fethi Alihan Sakkafi.[14]

İran Kızıl Devrim Komitesi, o dönemde krallığın ilga edildiği ve bir cumhuriyetin kurulduğu konusunda Tahran’daki ABD ve Fransız elçiliklerini bilgilendirmek amacıyla bir dizi nota kaleme aldı. Ecnebi hükümetlerle, bilhassa Britanya ile imza edilmiş tüm anlaşmaların feshedildiği, yakında Tahran’da yeni bir rejimin tesis edileceği, Reşt’te cumhuriyetçi bir hükümetin kurulduğu duyuruldu. Fransızların ve Amerikalıların 1919 tarihli anlaşmaya karşı olduklarını bilen ve bu karşıtlığa bel bağlayan komite, ecnebi güçleri, Tahran hükümetine veya onu koruyan İngilizlere politik destek vermemeleri konusunda önceden uyardı.[15]

Devrimci rejime uluslararası planda destek sağlamak için yurtdışına başka mesajlar gönderildi. “Dünya sosyalistlerine” hitaben kaleme aldığı bildiride komite, “İran’da kapitalist ülkelerin tek bir askeri kalmayana dek kızıl askerlerin mücadelesinin süreceğini” söylüyordu. Milletler Cemiyeti’nin İran’ın içişlerine karışmaya yönelik adımlarını ağır bir dille eleştiren ve bu girişimlere karşı çıkan komiteye göre, İran’ın kaderine sadece İranlılar karar vermeliydi. Bildirinin sonunda dünya işçilerine seslenen komite, onların İngiliz kuvvetlerinin İran’ı çizmeleriyle çiğnemesine ve halkını sömürmesine izin vermemesini istiyordu.[16] Bu çağrıya uluslararası planda herhangi bir örgütün cevap verip vermediğini, enternasyonalist bir örgütün çağrıyı cevaplayıp cevaplamadığını bugün için bilmiyoruz.

Cengeliler, aynı zamanda Sovyet liderlerine de iki telgraf gönderdiler. Lenin’e gönderilen ilk telgrafta şu türden coşkulu ifadelere yer verilmekteydi:

“Sosyalizm düşmanlarına karşı elde ettiğiniz o muhteşem başarı sebebiyle sizi ve yoldaşlarınızı selamlarız. İranlı devrimciler olarak biz de uzun zamandır aynı umudu besliyoruz, kötülüğe karşı mücadele ediyoruz, İngiliz ve İranlı zalimlerden nefret ediyoruz. Bugün tüm dünyanın huzurunda ilân ettiğimiz İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin kuruluşunu gerçekleştirdik, uzun zamandır beklediğimiz, bize mutluluk verecek o adımı attık. İran toprağında birçok suçlu olduğu gerçeğini sizin dikkatinize sunmayı bir görev biliyoruz: bu suçlular, İranlı zalimler, İngiliz tüccarlar ve İngiliz askerlerinin destekledikleri diplomatlardır. İran halkının düşmanı olan bu kişiler, ülkede kaldığı sürece ülke genelinde adil sistemimizi inşa etme çabalarımıza mani olacaklardır. İnsanlık ve tüm ulusların eşitliği adına İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, sizden ve Üçüncü Enternasyonal’e mensup tüm sosyalistlerden, bizim kurtuluş mücadelemize ve İranlı, İngiliz, tüm zalimlerin boyunduruğundan kurtulmak için çaba harcayan tüm zayıf ve ezilen milletlerin mücadelesine yardım etmenizi istiyoruz. Aramızda tesis edilen, kardeşlik üzerine kurulu birlik ve ittifak üzerinden özgür Rus milletinden İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin istikrara kavuşması için zaruri olan yardımı bekliyoruz. Kapitalizmin boyunduruğundan kurtulan tüm milletlerin kardeşlik temeli üzerine kurulu birlik içerisinde bir araya gelmesi gerektiğini bilen kişiler olarak bizler, sizden bu birliğe yüzlerce yıldır boynunda asılı bulunan boyunduruktan kurtulmuş olan İran milletini de almanızı, böylelikle kutsal devrimimizin gerçekleşmesini sağlamanızı rica ediyoruz.”

“İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” sıfatıyla imzaladığı bu mektubun sonunda Küçik Han, “Üçüncü Enternasyonal’in kurduğu o ideal sistemin tüm dünyaya hâkim olacağına tüm kalbiyle inandığını” söylüyordu.[17] Elimizde, Lenin’in bu mesaja verdiği cevapla ilgili bir kayıt bulunmuyor.[18]

İkinci mesaj ise Trotskiy’ye gönderildi. Orada şunlar söylenmekteydi:

“İran Halk Komiserleri Konseyi’nin aldığı kararla örgütlenen İran Cumhuriyeti Devrimci Savaş Konseyi, Kızıl Ordu’ya ve Kızıl Donanma’ya en içten selamlarını gönderir. Onca çekilen zorluğa ve her türden yokluğa rağmen, kendi ülkemizin içinde beynelmilel kapitalizme uşaklık ederek yaşayan karşı-devrim güçlerini ezmeyi bildik. Emekçi halkın iradesiyle İran, halkını köleleştirenleri yok etmek amacıyla kendi Kızıl Ordu’sunu kurmaya başlayan bir Sovyet iktidarını örgütlemeyi başardı.”

Altında Küçik Han’ın, İhsan’ın ve Muzafferzade’nin imzalarının bulunduğu bu mesaj da “Rusya’daki ve İran’daki kızıl orduların arasında tesis edilen birliğin ve dünya emekçilerini birleştiren Üçüncü Enternasyonal’in uzun yaşamasına dair dileklerle sona ermekteydi.[19]

Hüsrev Şakiri

[Kaynak: Birth of the Travma: The Soviet Socialist Republic of Iran, 1920-1921, University of Pittsburgh Press, 1995, s. 193-196.]

Dipnotlar:
[1] Ehsan, “Memoirs,” 3. Bölüm (RMI, s. 723).

[2] Yaghikian, Showravi va Jonbesh-i Jangal, s. 61-62. Bahayi ailesine mensup olan İhsan, Cengeli Hareketi’ne karşı olan bağnaz Müslüman çevrelerin kolaylıkla hedef aldığı bir isimdi.

[3] A.g.e.; Fahrayi (Sardar, s. 245) mitingin Reşt’in beş kilometre dışında 3 Haziran günü yapıldığını söylüyor. Ama bu doğru olamaz, çünkü resmi duyuruyu içeren belgelerin üzerinde 5 Haziran 1920 tarihi var.

[4] Kheifets, Sovetskaia Rossiia i SopredeVnye Strany, s. 243; Ayrıca Rosta’nın 13 Haziran 1920 tarihli mesajına bakılabilir: FO 371/4917.

[5] Yaghikian, Showravi va Jonbesh-i Jangal, s. 63.

[6] A.g.e., s. 58-59; Sabouri, Negahi az Daroun, s. 156.

[7] Yaghikian, Showravi va Jonbesh-i Jangal, s. 59.

[8] Kuchek Khan, “Cry of the Oppressed Nation of Iran Voiced by the Fa- da’is of Jangal,” a.g.e., s. 78-86; Jangali, s. 141-47; Sardar, s. 246-50.

[9] Raskolnikov, Lenin’e gönderdiği bir telgrafta onu Küçik’in Han’ın halka yaptığı konuşma ve Sovyet Rusya’ya yönelik yaklaşımı konusunda bilgilendiriyor. Bkz.: M. I. Trush, Vneshnepoliticheskaia DeiateVnost VI. Lenina, 1917-1920 (Moskova, 1963), s. 245.

[10] Sovyet kaynakları ve birçok Batılı kaynak bu cumhuriyeti “Gilan (veya Geylan) Cumhuriyeti” olarak anıyor ve Küçik Han’ı ayrılıkçı siyaset gütmekle suçluyor. Bunun gerçekleri çarpıtan bir yaklaşım olduğunu görmek gerekiyor. Bilâkis o dönemde tüm Cengeliler ne yapıyorlarsa İran adına yaptıklarını söylüyorlar. Bkz.: Revue du Monde Musulman 42 (1922): s. 89; G. Lenczowski, Russia and the West in Iran, 1918-1948 (Ithaca, 1949), s. 57. M. R Pahlavi, Mission for My Country (Londra, 1960), s. 113-14; ve resmi tarihçilerden biri olan E. Safai’nin çalışması: Zamineh-ha-yi Koudeta-yi 1229 (Tahran, 1974), p. 219). Safai kitabında bu cumhuriyetten bahsederken “Gilan Sovyet Cumhuriyeti” ifadesini kullanıyor.

[11] Manifestonun altında İran Kızıl Devrim Komitesi’nin imzası var. Özgün manifesto için bkz.: Seda- yi Teheran, yeniden yayımlandığı yer: Hist. Doc., 13:110-11; ayrıca bkz.: Kheifets, Sovetskaia Rossiia i SopredeVnye Strany s. 243. Serdar isimli eserin 263’üncü sayfasında yayımlanan metnin altında ise “İran Kızıl Devrim Cemiyeti” ibaresine rastlanılıyor.

[12] Birçok Batılı akademisyenden farklı olarak Fahrayi (Sardar, s. 251-52) ve Yağikyan (Showravi va Jonbesh-i Jangal, s. 92) bu Cafer isimli şahsın İKP’nin en önemli liderlerinden biri olan Pişevari (Mir Cafer Cevadzade) olmadığını, İran dışişleri bakanlığında görevli Cafer Muhsini olduğunu söylüyor. Bu doğru olabilir, zira komünist kaynaklarında da Pişevari’nin ilk İran Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde yer aldığına dair bir ifadeye rastlanmıyor; Verdiği mülâkatta (Soviet Russia, 23 Ekim 1920, p. 395) Raskolnikov, Küçik Han hükümetinde İKP’ye en yakın ismin İhsan olduğunu söylüyor.

[13] Bu hükümetin geçmişi konusunda bkz.: Yaghikian, Showravi va Jonbesh-i Jangal, s. 91-94.

[14] Hist. Doc., 13:120-21; Sardar, s. 251-53. Komite, başka bakanlıklar için de isimler belirliyor. Bu çalışmanın en önemli yönü ise önemli mevkilere danışman olarak belirli Rus Bolşevik isimlerin getirilmesi: Müstear adı Feridun olan Tronin Politika Bürosu’nda, Kert Askeri Mahkeme’de, Kukov ise Güvenlik Bürosu’nda görevlendiriliyor (Yaghikian, Showravi va Jonbesh-i Jangal, s. 94-95).

[15] Hist Doc., 13:111-12; RMI, s. 727-28; FO 416/66, s. 145; 19 Haziran 1920 tarihli mektup, Archives du MAEF, Asie, Serie E, Perse, 1919-1929, doss. 34, s. 26; “Millet adına bir cumhuriyetin kurulduğuyla ilgili telgrafların metinleri bu kaynaklarda yer alıyor.

[16] Hist Doc., 13:114.

[17] Vurgu yazara ait; Metin şu çalışmada yer alıyor: Ehsan, “Memoirs,” 3. Bölüm (RMI, s. 724-25); Farsça metinse şu kaynakta yer alıyor: Hist Doc., 3:354-55; telegram to Lenin signed “Comite Revolutionnaire Rouge de Perse.”

[18] Karşı taraftaki sessizlik esasen gayet anlamlı, çünkü nispeten bu Küçik Han’ın telgrafından daha az önemli olan bir gelişme dâhilinde İranlı işçiler Lenin’e üzerine resminin işlendiği bir halı gönderiyorlar, bunun üzerine Lenin yardımcılarına teşekkür mektubu yazılması talimatı veriyor! V. I. Lenin, “A Note to Yenukidze, Letter for Persian Artisans,” 1 Eylül 1921, Collected Works, 45:276, 668: “Değerli yoldaşlar: İranlı ustalardan gelen hediyeyi aldığımı teyit ederim ve onlara tüm kalbimle şükranlarımı ve en iyi dileklerimi sunarım.”

[19] Trotskiy’ye gönderilen telgraf, Soviet Russia, 4 Eylül 1920, s. 243. Lenin’in aksine Trotskiy cevap kaleme aldı ve bu cevabında İran Kızıl Ordusu’nun kurulması karşısında duyduğu sevinci dile getirdi, devamında da “Devrimci Savaş Konseyi’nizin rehberliğinde İran’ın özgürlük, bağımsızlık ve kardeşçe yaşama hakkını elde edeceğine tüm kalbimle inandığımı belirtmek isterim” dedi. Trotskiy telgrafında ayrıca iki devrimci ordu arasında kurulan kardeşlik bağlarının daha da büyüyüp güçleneceğini, bu gelişmenin tüm ülkelerin emekçi kitlelerinin avantajına olduğunu söyledi. Almanca metin için bkz.: Kommunismus 23 (1920); yeniden yayımlandığı yer: RMI, s. 1497-1500.

0 Yorum: