15 Eylül 2015

,

Attica İsyanı


Attica Hapishanesi:

Devlet Destekli Cinayetin Yıldönümü ve Tutsakların Devrimci Liderliği

 

13 Eylül 1971’de 39 kişi-29 tutsak ve 10 gardiyan, New York’taki yükselen tutsak hareketini ve Attica isyanını bastırmak amacıyla harekete geçirilmiş New York Eyalet polislerinin silahlarından ateşlenmiş kurşunlarla katledildi.

1971 Attica İsyanı, Siyah Özgürlük Hareketi’nin ABD’de güçlendiği ve ABD hapishanelerindeki ırkçı baskılara karşı farklı etnik kimliklerden diğer devrimci tutsaklarla birlikte, bilhassa Siyah tutsaklarca yürütülen hapishane örgütlenmesinin yükseldiği bir dönemde gelişti.

Attica İsyanı, hapishane içerisindeki onlarca yıllık adaletsizlikten sonra iki mahkûma uygulanan haksız ve baskıcı tecrit ile birlikte ateşlenmişti. 1971 yılında, 9 ile 13 Eylül arasında tutsaklar hapishanenin kontrolünü ele geçirdiler, 40 kişiyi rehin alarak hapishane koşullarının iyileştirilmesi talebinde bulundular; 13 Eylül’de devletin kanlı saldırısı sonucu isyan bastırıldı.

Attica İsyanı, Frank Lott, Herbert X. Blyden, Carl Jones-EL, Donald Noble ve Peter Butler tarafından kurulmuş Attica Özgürlük Hareketi’nin sürekli dile getirdiği talepler üzerinden gerçekleşti. O günlerde Carl Jones-EL şunları yazmıştı:

“Kendi kendimize siyasi ideoloji öğrenmeye başladık. Marx, Lenin, Troçki, Malcolm X, du Bois, Frederick Douglass ve daha birçoklarını okuduk. Taleplerimizi kaleme almadan önce kendimiz için bir reform programı oluşturduk. Hafta sonları politik sınıflarda eğitim veriyorduk ve biz hiçbir şekilde yararlanamasak da paranın bir biçimde aktığını ve bazı koşulların hep aynı kaldığını anlatıyorduk.”

Hareketin içindekiler, diğer tutsaklara politik eğitim verirken bir yandan da reform ve koşulların iyileştirilmesi taleplerini devlete dayatmaya çalışıyorlardı.

Yüzyıllardır yaptığı gibi bugün de ABD, Siyahları ve diğer mazlum toplumları hedef alan ırkçı kitlesel baskı politikalarına devam etmekte, bir yandan da Siyonist devletin ABD emperyalizminin stratejik ortaklığını yürüttüğü Filistin’de en ağır biçimiyle yaşandığı üzere, dünyadaki diğer halklara yönelik emperyalist savaşını sürdürmektedir.

Attica tutsaklarının deklarasyonu, ABD tarafından Filistin’e dayatılan sömürgeci, ekonomik, ırksal hâkimiyete ve kontrole karşı mazlumların ve tutsakların sesi olarak bugün de yankılanmakta ve hâlen geçerliliğini korumaktadır:

"Hapishanedekiler, yani buradaki her birimiz, şiddete, buradaki ve bütün ABD’deki tutsakların yaşamlarına yönelik saygısızlığa karşı öne çıkıyoruz. Burada olan, zulme uğrayanların öfkesini dışavurmadan önce ses çıkarmasından başka bir şey değildir. Biz kabul edilebilir koşullar sağlanmadıkça hiçbir şekilde uzlaşmayacağız. Amerika’nın vicdanlı yurttaşlarını sadece bizim yaşamlarımızı değil, her birimizin, hepimizin yaşamlarını tehdit eden bu koşullara karşı verdiğimiz mücadelede dayanışmaya çağırıyoruz. İnsanlardan çok halkları köleleştiren ve sömürenlere fayda getiren hapishane kurumlarını dize getirme hedefimize bizi bir adım daha yaklaştıracak talepler ortaya koyduk.”

Samidoun Filistinli Tutsaklar Dayanışma Ağı, sadece Attica İsyanı’nda değil, sayısız hapishanede o zaman ve şimdi devrimci ve radikal hareket içerisinde özgürlük için savaşmış bütün yürekli tutsakları selamlar ve devlet destekli kitlesel katliamlarda hayatlarını kaybetmiş kurbanların yasını tutar. Egemenlerin hücrelerini mücadele için birer devrim okuluna çevirmiş ve hâlâ da buna devam eden Attica tutsaklarının ve Filistinli tutsakların taleplerini biz de paylaşıyoruz.

Uluslararası Tutsak Dayanışması
13 Eylül 2015
Kaynak

0 Yorum: